Geçtiğimiz haftaları festivallere ayırmıştık. Önümüzdeki festivallere kadar, vizyon filmlerine geri dönelim. Bu hafta, ara verdiğimiz süre boyunca vizyonda olan bazı devam filmlerine bakalım.
Geçtiğimiz haftalarda Berlin Film Festivali (Berlinale) izlenimlerine başlamıştık. Bu hafta, kalan bölümlerle festival turumuzu tamamlayalım.
Geçtiğimiz hafta, Berlin Film Festivali (Berlinale) izlenimlerine, ana yarışmadaki filmlerle başlamıştık. Bu hafta Encounters ve Berlinale Special bölümleri ile devam edelim. Haftaya da bir terslik olmazsa, diğer bölümlerdeki filmlere bir göz atarız.
Ülkemizde geçtiğimiz bir ay boyunca ne yazık ki, bambaşka bir gündem yaşamak zorunda kaldığımız için sinemaya yer ayıracak, hakkında yazı yazacak ruh halini yakalayamadık. Bu arada, Berlin Film Festivali de gerçekleşti. Önceden yapılmış bir plan çerçevesinde, festivalin bir kısmını takip etme şansını buldum. Berlinale dünyadaki gündeme duyarlı olması ile bilinen bir festival ama çoğunlukla Ukrayna ve İran ile ilgili açıklamalar duyuldu. Türkiye ve Suriye’deki depremden çok az bahsedildi, en azından benim kulağıma çok az geldi notunu düşmeden geçmeyelim.
Geçen hafta, Sundance Film Festivali izlenimlerimize başlamıştık. Bu hafta da vakit kaybetmeden yarışmalı bölümlerden ve Prömiyerler bölümünden izleyebildiğim filmlere bir göz atalım. Belgesel meraklılarından özür dileyeyim. O bölümlerden az film izlemişim.
Bu sene de geçtiğimiz iki senede olduğu gibi, Sundance Film Festivali’ni çevrimiçi olarak takip etme olanağım oldu. Çoğunlukla Amerikan Bağımsız Sineması’na yer açan bu festival, Dünya Sineması başlığı altında da gösterimler yapıyor. Geçtiğimiz yıllarda, tür filmleri açısından da çok iyi örneklere rastlamıştık. Bu hafta yarışma dışı bölümlerdeki filmlerden Geceyarısı Sineması ve Spotlight bölümlerinde izlediklerimize bir bakalım. Kısa filmlere ve dizilere de değinelim. Haftaya da yarışmalı bölümlere ve Prömiyerler bölümüne bir göz atarız.
Bu hafta yine vizyondan devam edelim. Yılın ilk haftalarının popüler korku ve komedi filmlerine, Çağan Irmak’ın beklenen seyirciye ulaşamayan yeni filmine bir göz atalım. Festival notlarını sevip takip eden okuyucularımız için, çok yakında yılın ilk festivaline de bakacağız diyelim.
Bu hafta, sinemalarımızda az gördüğümüz türde bir filme, bir konser filmine göz atarak başlayalım. Sonrasında Cannes’dan bir filme ve bir popcorn filmine bakalım. Yine bambaşka filmlerin bir araya geldiği bir yazı olsun.
2023 yılına, sinemalarda yeni filmlerle başladık. Bu hafta gösterime giren filmler içinde, Spielberg’in yeni filmi ön plana çıkıyordu. Öncelikli olarak, ona bakalım ve geçen haftadan kalan filmlerden, hayvan dostu bir yerli komedi ve ortalama bir korku filmi ile devam edelim.
Yeni yılın ilk yazısından merhaba. Bu hafta, 2022’nin son haftalarında gösterime girmiş filmlerden birkaçına göz atalım. Çok konuşulan Avatar’dan başlayıp, az konuşulan Elif Ana ile devam edelim.
Yılın son haftasına girerken, festivaller hız kesmiş durumda. Biz de vakit kaybetmeden, vizyondan birkaç filme daha göz atalım.
Uzunca bir süredir, bu köşede çeşitli festivallere yer veriyoruz. Vizyon filmlerini biraz ihmal ettik. Bu hafta da planım, İnsan Hakları Film Günleri ile ilgili yazı hazırlamaktı ama haftanın yoğunluğu, oradan istediğim kadar film izlememe müsaade etmedi. O zaman bazılarının üzerinden biraz vakit geçmiş olsa da önce geçtiğimiz haftalardan kalan vizyon filmlerine bir göz atalım, sonra da İnsan Hakları Film Günleri’nde izlediğim birkaç filme kısaca bakalım.
Gezici Festival, Sinop ve Kastamonu yollarındayken biz de vakit kaybetmeden, Ankara ayağında izlediğimiz filmlere bakmaya devam edelim.
Gezici Festival, 1995 yılından beri, bıkıp usanmadan yolculuğuna devam ediyor. Bu süre içinde, sinema salonu olmayan şehirleri yılın önemli filmleri ile tanıştırdı, buralarda sinema tarihinin önemli filmlerini gösterdi. Aradan geçen sürede, dijital platformların ortaya çıkması ile filmlere ulaşmak kolaylaşsa da, oralarda pek bulunmayacak filmleri karşımıza çıkarmaya, seyirci ile sinemacıları bir araya getirme misyonuna devam ediyor. Ankara Sinema Derneği’nin düzenlediği festival, bu yıl da Ankara’dan yola çıktı. Sırada Sinop ve Kastamonu var. Biz de yine Ankara ayağını takipteyiz. Programdaki filmlerin bir kısmını önceden izlemiştim notunu düşerek, ilk kez bu festivalde izlediğim filmlere bakmaya başlayalım.
Geçtiğimiz hafta Ankara’da Çağdaş İtalyan Filmleri Haftası düzenlendi. Pandemi döneminde çevrimiçi yapılmakta olan, geçen sene hem çevrimiçi hem de fiziksel olarak düzenlenen etkinlik, bu sene sadece fiziksel olarak düzenlendi ve gösterimler, Çankaya Belediyesi’nin Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde yapıldı. Programdaki filmlerin bazılarını önceden izlemiş ve yorumlarını yazmıştım. Bu hafta kapsamında, ilk kez izlediğim filmlerin yorumlarına, vakit kaybetmeden geçeyim.
Geçen hafta, Ankara Film Festivali’nin yarışmalı bölümünde izlediğimiz filmlere bir göz atmıştık. Bu hafta sıra, yarışma dışı bölümlerde. Her ne kadar bu kısımda pek çok alt bölüm yer alsa da, bu defa bu ayrıma girmeden, önce yabancı filmlerden, sonra “Yakın Tarih” bölümündeki, orta metrajlı iki belgeselden bahsedelim.
3-11 Kasım 2022 tarihleri arasında düzenlenen 33. Ankara Film Festivali’ne, bu yıl seyirci büyük ilgi gösterdi. Ulusal uzun kurmaca film yarışmasındaki çoğu filmin biletleri hızla tükendi. Kısa filmler ve belgesellerin bir kısmı da dolu dolu salonlara oynadı. Belli ki Ankara seyircisi, festivalini özlemiş. Bu yıl kendi adıma, geçirdiğim bir rahatsızlıktan dolayı, festival öncesinde planladığım kadar fazla film izleyemedim. Ancak daha önce Adana ve Antalya film festivallerini takip edebildiğim için, ulusal uzun bölümünden sadece bir eksiğim vardı zaten. Onu da izledim. Kısa film yarışmasını tümüyle, belgesel yarışmasını da dört filme takip edebildim. O halde bu kez festivalin biraz kıyıda köşede kalan bu bölümleri ile başlayalım.
Ankara Film Festivali’nin başlamasını beklerken, bu hafta yine bir vizyon turu atalım. Geçen haftaki gibi, bir de son haftaların gündemdeki dizilerinden House of the Dragon hakkında da birkaç yorum yapalım.
Üst üste gelen festivallerden sonra vizyona geri döndük. Bu hafta korku ve bilim-kurgu ağırlıklı bir vizyon turu yapalım. Arada son dört haftanın gişe şampiyonu filmine de bir göz atalım. Son olarak da geçtiğimiz haftalarda ilk iki bölümünü değerlendirdiğimiz Rings of Power’ın ilk sezonu nasıldı diyelim.
Geçen hafta, Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin Ulusal Uzun Metraj Kurmaca Film Yarışması’ndaki filmlere bir göz atmıştık. Bu hafta da diğer bölümlerden izlediğimiz filmlere bir bakalım.
Kasım’ın ortasındayız. Birçok şeyin ortasını çoktan geride bıraktık oysa… 35. Ankara Film Festivali’ni takip ediyorum. Neredeyse tümünde ben de vardım! Önce sinefil bir izleyici, ardından çok meraklı ve gönüllü bir takipçi ve nihayet profesyonel bir sinema yazarı olarak. Evim, ailem bu festival… Annemizi, ablamızı, festival başkanı İnci Demirkol’u, geçtiğimiz hafta festivalin açılışından bir gün önce yitirmiştik. Yürekte yer eden tarifi güç bir acı ile sürüyor hemen her şey… İnci’ye layık, son derece titiz ve iyi bir festival sürüyor... Dördü yerli yapım olmak üzere toplam beş yeni film merhaba diyor 15 Kasım vizyonuna!
Çeyrek yüzyılı aşkın, başta pop olmak üzere müziğin tarihini tutan, radyo programları üreten, kitaplar, eleştiriler yazan, plaklar çalan Naim Dilmener bu uzun yürüyüşün Gazete Pazar ile Radikal adımlarında kaleme aldığı yazılarıyla, müzik serüvenimizden önemli ve değerli isimleri bizlerle paylaşıyor.
Ridley Scott’ın 2000 tarihli başyapıtı ‘Gladyatör’ün devamı ‘Gladyatör II’ Maximus’un oğlu Lucius’un, babası gibi Roma’nın yozlaşmış iktidarına karşı verdiği mücadeleyi ve gladyatörlükten halk kahramanına dönüşüm hikâyesini anlatıyor. Kadrosunda Paul Mescal, Pedro Pascal, Connie Nielsen, Joseph Quinn, Fred Hechinger gibi isimler olan filmde en dikkat çekici performans Makyavelist Macrinus karakterini canlandıran Denzel Washington’dan geliyor. UĞUR VARDAN (HÜRRİYET/16.11.2024)
Gündemdekilere ve vitrindekilere aldırmadan upuzun sinema tarihinden cımbızla seçilen hoş filmler, insan kokan öyküler, gözden kaçanlar, ıskalananlar, pamuklara sarılması gereken mütevazı başyapıtlar ve diğerleri Hilal Çetinder’in kaleminden Film Makarası’nda…
Bir önceki yazımızda, Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin Ulusal Uzun ve Kısa film yarışmalarındaki filmlerden bahsetmiştik. Bu hafta, Uluslararası Yarışma bölümündeki filmler ağırlıklı olmak üzere, festivaldeki diğer filmlere bakalım ve Altın Portakal izlenimlerimizi bitirelim. Festival izlenimlerimiz, biraz gecikmeli de olsa, Filmekimi ve Ankara Film Festivali ile devam edecek.
Didem Dilara Duman Avar’ın sunumuyla eski eserler yeni yüzler tarafından bugün 19.00'da TRT Müzik'te ekranlara gelecek Saklı Sesler programında icra ediliyor...
Yeni fotoğrafı görmek, müzikseverlerin beğenisinin ne kadar değiştiğini öğrenmek için yerli rockta ‘bütün zamanların en iyileri’ni sinemamuzik.com okurlarına ve müzik eleştirmenlerine sorduk. İlginç liste çıktı ortaya:
Her biri meslekte en az 20 yılı devirmiş müzik yazarlarımızın saptadığı yerli grupların ‘şeref tablosu’nda Moğollar, Bulutsuzluk Özlemi ile ‘orta yaş’a dayanmış akranlar mor ve ötesi ile Duman gözüküyor. Hemen enselerinde Kurtalan Ekspres ile Dervişan yer alıyor. Bir alt basamakta ise, az zamanda çok iş yapmış Hardal ve Mazhar Fuat Özkan bulunuyor. Aslında gözler Mazharlar’ı daha üstte arıyor da, ‘ticaret’in dozunu kaçırmak bazen böyle sonuçlara neden oluyor.
Sinemamuzik.com, bir çoğu Altın Portakal’da jürilik de yapmış sinema yazarlarına sordu: ‘Antalya Altın Portakallı en iyi film hangisi’?... Birinciler listesinde ‘kortej’e çıkan ve bütün zamanların Altın Portakal birincilerini değerlendiren 31 sinema yazarının katıldığı araştırmada, Zeki Ökten’in 1980 tarihli Sürü filmi 213 puan toplayarak birinciliği kazandı. Sürü’yü 204 puanla Muhsin Bey (Yavuz Turgul) ve 192 puanla Uzak (Nuri Bilge Ceylan) izledi.
Sinemamuzik.com sinema yazarlarına sordu: ‘İlk uzun filmini 21. yüzyılda çeken en iyi 10 yerli yönetmen kim?... 30 sinema yazarının katıldığı araştırmada bol ödüllü Emin Alper 195 puan toplayarak birinciliği kazandı. Alper’i 145 puanla Pelin Esmer ve 136 puanla Özcan Alper izledi. Emin Alper'i 27 sinema yazarı listesine alırken, Pelin Esmer’e 25, Özcan Alper’e 20 listede yer verildi. Bazı popüler isimler ön sıralarda yer alamadı.
Timur Selçuk'un Adam Sanat dergisinde yayınlanmış müzik yazılarının bir araya getirildiği Sana Dün Bir Tepeden Baktım Aziz Türkiye - Müzik Yazıları - 1 kitabı Eksik Parça Yayınları etiketiyle satışa çıktı. 256 sayfalık yapıt için Turgay Fişekçi şunları yazmış:
Türkiye´nin büyük kentlerinde yayında olan radyo kanallarının geniş listesi
Genç yaşına karşın uzun yıllardır rap müzikle uğraşan ´sinemamuzik.com´ okuru Emre Onaran sitemiz için şarkı yazdı. Yapıtını arkadaşı Uygar´la (Ragyu) birlikte seslendiren Emre Onaran´ın (Sürgün) videosu içeride:
Ünlü grupların kuruluş öyküleri, müzik serüvenleri yakından takip edilse de isimlerinin nasıl doğduğu ve koyulduğu pek bilinmez. Meraklısı için ilginç bir liste hazırladık:
Popüler orkestralar ile grupların Türkiye serüvenini ‘Günlerin İçinden Canım’ / 100 Yıllık Türkiye Popüler Orkestralar ve Gruplar Tarihi (1923-2022) adlı internet sitesinde anlattım.