Bu haftanın sinema gündemi festivaller ama online festivaller. Bir yandan İstanbul Film Festivali, bir yandan Engelsiz Filmler Festivali online olarak devam etmekte. İstanbul’da festival fiziksel olarak da düzenleniyor ama giden arkadaşlardan duyduğumuz ve Film Twitter’dan anladığımız kadarıyla çok fazla ilgi yok. O halde biz de geçen hafta, bu iki festivalde online olarak izlediğimiz filmlere bir göz atalım.
Bu hafta İstanbul Film Festivali de başlıyor ama biz daha az sözü edilen bir festivale bakalım. Engelsiz Filmler Festivali, 2013 yılından beri düzenlenen, engelli bireylerin de film izleme deneyimini yaşayabilmelerini ve beraber film izlemenin mümkün olduğunu savunan bir festival. Filmleri sesli betimleme ve ayrıntılı altyazı seçenekleri ile sunarak tüm izleyicilere ulaştırmayı hedefliyor. Geçmiş yıllarda farklı illerde düzenlenen festival, bu yıl malum şartlar nedeniyle online olarak düzenleniyor.
Başka Sinema’nın düzenlediği Ayvalık Film Festivali, üçüncü kez gerçekleştirildi. Daha öncekilere gitme imkânım olmamıştı ama bu yılki özel durumda online düzenlenen festivalde, Ayvalık sadece festivalin adında kalınca ve evinizin salonundaki film festivali haline gelince festivaldeki filmleri izleme şansım oldu. Festivalde 6 film gösterildi. Bunların bir kısmı vizyon şansı da bulacak gibi gözüküyor. En kötü ihtimalle, bir süre sonra online platformlara gelecektir. O halde bu filmlere kısaca bir göz atalım.
Bu yılın özel şartlarında Adana Altın Koza Film Festivali’ndeki filmleri Ankara’daki evimizden izleme şansımız oldu. Adana’da da sınırlı sayıda seyirci ile gösterimler yapıldı ama galiba film ekipleri gösterimlere katılmadı. Evimizin rahatlığında filmleri izlemek güzeldi belki ama Adana’da prömiyer yapılan salondaki ses ve görüntü sorunlarını bile özlediğimi fark ettim.
Adana Altın Koza Film Festivali online olarak devam ediyor, Ayvalık Film Festivali online olarak başlamaya hazırlanıyor. Haftaya onlara bakarız. Peki sinema gündeminde ne var? Büyük filmlerin erteleme haberleri var, yeni erteleme haberleri de geliyor. Peki bu ortamda Türkiye’deki sinema salonlarında neler var, sinemalara seyirci çekebilirler mi? Bu hafta, onlara kısa bir bakış atalım.
Geçtiğimiz hafta, başlıyor dediğimiz 31. Ankara Film Festivali, dün gece yapılan mütevazı kapanış töreni ile sona erdi. Bu sene festivalde, ister istemez filmlerden çok korona konuştuk. Festivali takip edenler, takip etmeyenler ya da edemeyenler, gelen konuklar ve jüriler, gelemeyen konuklar ve jüriler, salonların ne kadar kalabalık ve güvenli olduğu, hep konuşulan konular arasındaydı.
Geçen hafta, ülkemizde sinemaların yeniden açılması sonrasındaki, klasik anlamda kapalı salonlarda yapılacak olan ilk festivalin, Ankara Film Festivali olacağından bahsetmiştik. 3 Eylül tarihinde açılışı yapılan festivalde film gösterimleri 4 Eylül Cuma günü başlıyor ve bir hafta sürecek. Pandemi koşullarından dolayı, 2 salonda, günde 3’er seans olarak film gösterimleri yapılacağı için, festivalde alışık olduğumuz film sayısı biraz azalmış durumda. Festivalde bakanlığın sinemalar için uygun bulduğu tüm kuralların yanında ek önlemlerin de alındığı notunu düşelim ve programa bir göz atalım.
Önümüzdeki hafta, Ankara Film Festivali, bu ülkemizde bu süreçte düzenlenecek olan, klasik şekilde kapalı salonlarda yapılan ilk festival olmaya hazırlanıyor. Elbette yeni normal kuralları kapsamında. Seyirciler arasında birer koltuk boşluk bırakılarak salonların kapasiteleri düşürülecek, salonlarda yeme-içmeye izin verilmeyecek, seans aralıkları uzun tutulacak ve buna bağlı olarak günlük seans sayısı düşecek. Seans sayıları azaldığı için festival programı da normalde alışık olduğumuzdan daha küçük bir program olacak gibi gözüyor.
Tam yazıyı bitirdim derken, Warner Bros’dan, Tenet’in gişe rakamlarının açıklanmayacağı bilgisi geldi. Büyük ihtimalle Avrupa ya da Asya gişesi kötü olursa, bunun Amerika’ya olumsuz yansımaması için. Hâlbuki Tenet’in seyirci sayısı, pek çok konuda belirleyici olacaktı. Özellikle seyircinin gerçekten merakla beklediği bir filme ne kadar ilgi gösterdiğini görebilecektik...
7-9 Ağustos 2020 tarihleri arasında, dört yeni film gösterime girmişti. Pandemi öncesi gösterime giren filmlerin de eklenmesi ile toplam 25 film gösterimdeymiş ve bu filmlerin toplam seyirci sayısı 16.155 olmuş. Yaz ayları zaten seyirci sayısı açısından düşüktür ama bir önceki yılın aynı hafta sonu ile karşılaştırmak gerekirse, 2019 yılında toplam 30 film vizyondaymış ve bunlara toplam 286.983 bilet satılmış. Görüldüğü gibi, önemli bir fark var. Belli ki henüz seyirciler sinemaya gitmek konusunda çok istekli değil.
Bu hafta, 7 Ağustos itibariyle, ülkenin en büyük sinema zinciri olan Cinemaximum’ların büyük kısmının açılması ile sinemalar gerçek anlamda açılıyor diyebiliriz. Bu yazının yazıldığı tarihte Beyoğlu Sineması da açılacağını açıklamış durumdaydı. Diğer sinemalar da birkaç hafta içinde açılacaktır büyük ihtimalle. Görünen o ki, eski vizyon filmleri de devam edecek ama bu haftadan itibaren yeni filmler de hızla vizyona girmeye başlayacak.
Bu haftadan itibaren Sinemamüzik sitesine yazılarımla katkıda bulunmaya çalışacağım. Bu yazılar bazen o haftanın sinema gündemi ile ilgili olacak, bazen sosyal medyada paylaştığım film notlarının bir derlemesi olacak, belki de bazen tamamen farklı ufak ufak notlardan oluşacak. Nasıl gelişeceği konusunda sizlerden de fikirler alırsam, zaman içinde o yönde ilerleyebiliriz. İlk haftanın konusu, İstanbul Film Festivali’nin Ulusal Uzun Film Yarışması olacak.
Ekim 11… Sonbahar yedinci sanatın mevsimi! Vizyon hız kesmiyor… Bu arada bir film festivali biterken, diğeri başlıyor. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali sona erdi. Filmekimi start aldı. 23. kez Sonbaharda sinemayı taçlandıran filmekimi, 4-13 Ekim arasında İstanbul’da, 10-13 Ekim’de Diyarbakır’da, 17-20 Ekim’de Ankara’da ve nihayet 24-27 Ekim tarihleri arasında İzmir’de izleyicisiyle buluşacak. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali ise 5-12 Ekim tarihleri arasında düzenleniyor... Dördü yerli yapım olmak üzere toplam sekiz yeni film, 11 Ekim haftasına merhaba diyor! Şehir dışında bulunduğumdan ve kimi filmler adına düzenlenen basın gösterimlerine katılamadığımdan dolayı 11 Ekim haftasının filmlerine yapım notlarıyla değineceğim.
Çeyrek yüzyılı aşkın, başta pop olmak üzere müziğin tarihini tutan, radyo programları üreten, kitaplar, eleştiriler yazan, plaklar çalan Naim Dilmener bu uzun yürüyüşün Gazete Pazar ile Radikal adımlarında kaleme aldığı yazılarıyla, müzik serüvenimizden önemli ve değerli isimleri bizlerle paylaşıyor.
İlki çok ses getiren ve başrol oyuncusu Joaquin Phoenix’e En İyi Erkek Oyuncu dalında Oscar kazandıran 2019 tarihli ‘Joker’ın devamı ‘Joker: İkili Delilik’te kimi müzikal dokunuşlar eşliğinde hem bir aşk hikâyesi anlatılıyor hem de ana karakterin Mesih mi katil mi olduğuna dair sorunun cevabı aranıyor. Filmde Phoenix’e Lady Gaga eşlik ediyor. UĞUR VARDAN (HÜRRİYET/05.10.2024)
Gündemdekilere ve vitrindekilere aldırmadan upuzun sinema tarihinden cımbızla seçilen hoş filmler, insan kokan öyküler, gözden kaçanlar, ıskalananlar, pamuklara sarılması gereken mütevazı başyapıtlar ve diğerleri Hilal Çetinder’in kaleminden Film Makarası’nda…
Bu yıl da Adana Altın Koza Film Festivali’ni takip etme fırsatımız oldu. Ulusal Uzun Metraj yarışmasındaki tüm filmleri izleyebildim. Genel olarak belli bir seviyenin üzerinde bir seçkiydi. Geçtiğimiz bazı yıllarda olduğu gibi, çok zayıf dediğimiz film olmadı. Geri kalan seçkiden, üç de yabancı film izleyebildim. Bunlar da başarılı filmlerdi. Önce Ulusal Yarışma filmlerine, sonra da izlediğim yabancı filmlere bir göz atalım.
TRT İstanbul Radyosu ses sanatçısı Ayşen Birgör, gökteki yıldızlar misali ışıl ışıl şarkıları bugün 20.45'de TRT Müzik'te ekranlara gelecek Yıldızlar Altında programında seslendiriyor.
Yeni fotoğrafı görmek, müzikseverlerin beğenisinin ne kadar değiştiğini öğrenmek için yerli rockta ‘bütün zamanların en iyileri’ni sinemamuzik.com okurlarına ve müzik eleştirmenlerine sorduk. İlginç liste çıktı ortaya:
Her biri meslekte en az 20 yılı devirmiş müzik yazarlarımızın saptadığı yerli grupların ‘şeref tablosu’nda Moğollar, Bulutsuzluk Özlemi ile ‘orta yaş’a dayanmış akranlar mor ve ötesi ile Duman gözüküyor. Hemen enselerinde Kurtalan Ekspres ile Dervişan yer alıyor. Bir alt basamakta ise, az zamanda çok iş yapmış Hardal ve Mazhar Fuat Özkan bulunuyor. Aslında gözler Mazharlar’ı daha üstte arıyor da, ‘ticaret’in dozunu kaçırmak bazen böyle sonuçlara neden oluyor.
Sinemamuzik.com, bir çoğu Altın Portakal’da jürilik de yapmış sinema yazarlarına sordu: ‘Antalya Altın Portakallı en iyi film hangisi’?... Birinciler listesinde ‘kortej’e çıkan ve bütün zamanların Altın Portakal birincilerini değerlendiren 31 sinema yazarının katıldığı araştırmada, Zeki Ökten’in 1980 tarihli Sürü filmi 213 puan toplayarak birinciliği kazandı. Sürü’yü 204 puanla Muhsin Bey (Yavuz Turgul) ve 192 puanla Uzak (Nuri Bilge Ceylan) izledi.
Sinemamuzik.com sinema yazarlarına sordu: ‘İlk uzun filmini 21. yüzyılda çeken en iyi 10 yerli yönetmen kim?... 30 sinema yazarının katıldığı araştırmada bol ödüllü Emin Alper 195 puan toplayarak birinciliği kazandı. Alper’i 145 puanla Pelin Esmer ve 136 puanla Özcan Alper izledi. Emin Alper'i 27 sinema yazarı listesine alırken, Pelin Esmer’e 25, Özcan Alper’e 20 listede yer verildi. Bazı popüler isimler ön sıralarda yer alamadı.
Sinema yazarı ve eleştirmen Olcay Bağır'ın 'Sinesözlük-Sinemaya Giriş' kitabı Kara Karya yayınları etiketiyle satışa çıktı. 344 sayfalık yapıt basın bülteninde şöyle özetleniyor:
Türkiye´nin büyük kentlerinde yayında olan radyo kanallarının geniş listesi
Genç yaşına karşın uzun yıllardır rap müzikle uğraşan ´sinemamuzik.com´ okuru Emre Onaran sitemiz için şarkı yazdı. Yapıtını arkadaşı Uygar´la (Ragyu) birlikte seslendiren Emre Onaran´ın (Sürgün) videosu içeride:
Ünlü grupların kuruluş öyküleri, müzik serüvenleri yakından takip edilse de isimlerinin nasıl doğduğu ve koyulduğu pek bilinmez. Meraklısı için ilginç bir liste hazırladık:
Popüler orkestralar ile grupların Türkiye serüvenini ‘Günlerin İçinden Canım’ / 100 Yıllık Türkiye Popüler Orkestralar ve Gruplar Tarihi (1923-2022) adlı internet sitesinde anlattım.