SİNEFİLDEN NOTLAR / HASAN NADİR DERİN

SİNEMALAR YENİDEN AÇILIYOR

04 Temmuz 2021 Pazar 16:12
SİNEFİLDEN NOTLAR / HASAN NADİR DERİN

Bu haftanın sinema gündemi belli. Pandeminin başlangıcında, 2020’nin Mart ayında kapatılan, aynı yılın Temmuz ve Kasım ayları arasında yeniden açılan ama beklenen seyirci sayılarına ulaşamayan sinemalar, uzun bir aradan sonra tekrar açıldı. Umuyoruz ki bu sefer her şey daha iyi gider de biz sinemaseverler sinema salonlarından bir daha uzak kalmak zorunda kalmayız.
Yeni dönemde ne bekleyebiliriz, geçen seneki açılma dönemindeki hayal kırıklığını tekrar yaşar mıyız, bu yazıda kısa bir fikir jimnastiği yapalım. Öncelikle, geçen seneki dönemle bugün arasında, çok önemli birkaç fark olduğundan bahsetmemiz gerekli. Geçen yıl Temmuz ayında, vaka sayıları görece olarak düşmüş olsa da pandemi hâlâ yeni bir olguydu, insanlar daha tedirgindi. Bugün, ister istemez pandemi ile yaşamayı belli ölçüde normalleştirdik ve daha da önemlisi aşı olayı devreye girdi. Her ne kadar Türkiye’de 2. doz aşı seviyesi halen ideal noktada değil ama ilk doz aşının bile insanları psikolojik olarak ne kadar rahatlattığı ortada. Umarım bu rahatlık, önümüzdeki dönemde olumsuz sonuçlara yol açmaz notunu da düşeyim.
İkinci büyük farklılık, bu dönemde farklı beğenilere sahip seyircileri sinemalara seçecek çok daha fazla alternatif olması. Geçen yıl tüm ümitlerin Tenet’e bağlandığını ama onun da seyirci sayısı açısından tüm dünyada bekleneni veremediğini hatırlıyoruz. Onun başarısızlığı, özellikle büyük bütçeli Hollywood filmlerinin birer birer bu seneye ertelenmesine yol açtı. Türkiye’de seyirci çekebilecek yerel yapımlardansa hiçbiri kendini riske atmadı. Böyle olunca, seyirciler de sinemaya gitme isteği uyandıracak filmler bulamadılar. Halbuki bu yıl, ilk birkaç hafta içinde Hızlı ve Öfkeli serisinin yeni filminden Black Widow’a, Korku Seansı’ndan Space Jam’e pek çok farklı türde, seyircileri salonlara çekebilecek filmler gösterime girecek. Başka Sinema’nın başını çektiği kanattaki filmler ise bir süre online festivallerde karşımıza çıkan filmlerin sinema gösterimleri ve fazla adı duyulmamış filmlerle devam edecek gibi duruyor. O tarafın güçlenmesi için Cannes Film Festivali’nden gelecek filmler beklenebilir. Yine de ilk hafta itibarı ile Gaspar Noé’nin Lux Æterna’sı bu seyirciyi de büyük ölçüde sinemalara çekecek gibi. Ayrıca, doğru bir strateji ile, Crash ve Spirited Away gibi bazı klasik filmlerin de özel gösterimlerle seyirci karşısına çıkacağını biliyoruz ki, bu da seyirciyi hareketlendirecektir.
Bu olumlu gelişmelerin bir etkisi de bu hafta itibarı ile sinemaların büyük bir çoğunluğunun beraberce perdelerini açmış olması oldu. Geçtiğimiz yıl Temmuz ayında çok az sinema açılmış, Ağustos ayında onlara yavaş yavaş, başka sinemalar da katılmıştı. Böyle olunca, sinemalarla çok yakından ilgilenmese de belli aralıklarla filmlere giden bir kitlenin sinemaların açıldığından bile haberi olmadığını bizzat gözlemlemiştim. Şimdi, neredeyse tüm salonların açılması, bu açıdan da olumlu.
Bir de olumsuz etmenler var elbette. İlki elbette yine pandemi. Evet, normalleşmenin olumlu şekilde devam etmesini umuyoruz ama bir süre daha 2 saat boyunca, kapalı bir alana girip film izlemekten tedirgin olacak ya da bunu sadece çok özel birkaç film için yapmayı göze alacak seyirciler de olacak. Yukarıda belirttiğim gibi, bu seyircilerin sayısı geçen seneye göre daha az muhtemelen ama tamamen bittiğini söyleyemeyiz. %50 kapasite sınırı da devam etmekte. Bu sınır, kaç film için etkili olur, çok emin değilim ama yine yukarıda bahsettiğim filmlerin ilk vizyon günlerinde ya da özel gösterimlerde kapasite sınırının, potansiyel seyirci sayısına ulaşılmasına engel olacağını söyleyebiliriz.
Geçen yıl boyunca sürekli olarak online platformların sinemalar üzerindeki etkilerinin ne olacağını konuştuk. Gerçekten de bu 1,5 yıl boyunca seyirciler evde film izleme deneyimini daha yoğun yaşamaya, olumlu ve olumsuz taraflarını daha fazla deneyimlemeye başladılar. Bu konuda pek çok şey yazıldı çizildi. Uzun uzun tekrarlamaya gerek yok ama yine de kişisel fikrim seyircilerin filmleri sinemada deneyimleme isteğinin bitmeyeceği yönünde. Ama bazı türlerdeki filmler, özellikle bunu herkesten önce izlemeliyim ya da bunu sinema salonunda deneyimlemeliyim hissi yaratmayan filmler bundan olumsuz etkilenebilir. Yıl sonu değerlendirmesinde genel seyirci davranışları biraz daha net ortaya çıkmış olur.
Ve bilet fiyatları. Evet, sinemalar kapalı olduğu dönemde, ne yazık ki enflasyon durmadı, hemen her şeyin fiyatı arttı. Bu durumun bilet fiyatlarına yansıması da bekleniyordu. Yine de ilk haftalarda fiyatların düşük tutulup, sonbaharda zam yapılacağına dair bir beklentim vardı. Görünen o ki sinemalar bu konuda fazla beklememişler, bilet fiyatları yükseltmişler. Belki çok ender sinemaya giden kitle açısından bunun çok fazla etkisi olmayabilir ama haftada birden fazla filme gitmeyi alışkanlık haline getirenler için ciddi bir yük oluşturacak gibi gözüküyor. Hatta bu konuyu online platformlar konusu ile ortak olarak da düşünebiliriz. Online platformların aylık fiyatları, çoğunlukla bir sinema biletinin altında kalmış durumda. Bu durumda, bu filmi biraz daha beklerim, evde çok daha ucuza izlerim diyen seyirciler de olaraktır. Her şeye zam gelmişken, bu konuda sinemaları da çok fazla suçlayamıyoruz ama yine de bazı kampanyalar yapmalarını umabiliriz. 3 yıl önceki “popcorn savaşları” olarak anılan olayların ardından çıkan sinema yasasının, bu konuda sinemaların hareket alanını daralttığını da unutmayalım.
Bu satırlar yazıldığında sinemalar, 2 gündür açık durumdaydı. Kişisel olarak, ilk izlenimlerim olumlu. Hızlı ve Öfkeli’nin özellikle IMAX gösterimleri dolu gidiyor, Lux Æterna gösterildiği salonu doldurduğu için büyük salona alınmış, çok ilgi çekeceğini düşünmediğim Cruella bile benim takip ettiğim salonların yaklaşık üçte birini doldurmuştu. Pazartesi günü gişe verileri belli olduğunda daha iyi yorum yapabiliriz. Her ne kadar ben hâlâ belli bir tedirginlik yaşadığım için, az seyirci olan salonların peşine düşsem de umarım sinemalar açısından tatmin edici bir düzeye ulaşmış olur.

Ankara’dan Etkinlikler:
Normalleşmenin başlaması ile birlikte, bir süredir mecburen ara verdiğimiz bu bölüme de geri dönelim. Ankara’da yaşayan bir sinema yazarı olarak, medyada kendisine fazla yer bulamayan, vizyon dışı sinema etkinliklerini buradan hatırlatmış olmanın faydalı olduğunu düşünüyorum.
Bu hafta itibarı ile Cermodern açık hava gösterimlerine başladı. Fransız Kültür ile ortak düzenlenen gösterimlerin bu haftaki programı şu şekilde:
4 Temmuz Pazar: La vie scolaire (Öğrenci Ofisi) ve Ondan Bahsetmiyorum
5 Temmuz Pazartesi: Les hirondelles de Kaboul (Kabil Kırlangıçları) ve Kötü Kız
6 Temmuz Salı: Hayaletler ve Sulukule Mon Amour

Haftaya görüşmek üzere.

HASAN NADİR DERİN

 

GALERİ


Diğer Yazılar