YILDIZLAR KADAR BAĞLANDIM
26 Ağustos 2024 Pazartesi 20:54
Rüzgar Yapım, 60 ve 70’li yılların en önemli ozanlarından Aşık Kul Ahmet’in oğlu Mehmet Kul’un “Yıldızlar” adlı albümünü yakın bir tarihte yayınladı. “Yıldızlar”, “bir başka Türkü” albümü değil. Mehmet Kul; hem Türküleri hem de kimisi “pop” sayılabilecek şarkıları, son derece modern bir alt yapı ile birbirine eklemiş–bağlamış ve bu işin sonucunda da kendine özgü bir sound elde etmiş. Sanatçı; döneminin en aykırı, en radikal isimlerinden biri olan Kul Ahmet’e yaraşacak, herkese, “İşte Kul Ahmet’in oğlu” dedirtecek bir iş çıkarmış. 1997 yılında kaybettiğimiz Aşık Kul Ahmet, hayatta olsaydı, herhalde bu albüm ile gurur duyardı...
1932 KahramanMaraş doğumlu olan Kul Ahmet; tıpkı Aşık Veysel, Aşık Daimi, Aşık Ali İzzet ve Aşık Mahzuni Şerif gibi; hem yazdığı – söylediği Türküler hem de politik kimliği ile öne çıkmış bir isim. “Alevi geleneğini sürdüren deyişleri” ile, bir kısım insanın baş tacı ettiği Kul Ahmet, kolaylıkla tahmin edilebileceği gibi, bir kesimi de çok fazla rahatsız etti. Bu rahatsızlık, çoğunlukla aleniyete de döküldü ve Kul Ahmet, çoğu konserinden sonra tutuklandı, hapis yatmak zorunda kaldı. 60 sonlarına doğru, Esin Afşar’ın “Yoh Yoh”u plak yapması ve bu şarkının memleketin dört bir yanında sevilip milyonlarca satması bile Kul Ahmet’e rahat bir nefes aldırmadı. Tiyatro dünyasından sinemaya bir geçiş yapmayı tasarlayan ama buna imkan bulamayıp sinema yerine müzik dünyasında şansını denemek durumunda kalan Esin Afşar, Kul Ahmet’in şarkısı ile adını “Bayan Yoh Yoh”a çıkartıp refaha ererken, Kul Ahmet; hayatı boyu göğüslemek zorunda kaldığı sorunlar ile boğuşmaya devam etti. Hemen hemen herkesin diline yerleşen bir şarkının yaratıcısı olmak bile Kul Ahmet’i polis–hapis kısırdöngüsünden (bir zaman olsun) kurtarmaya yetmedi.
SAKLI KALAN UMUT
Ama görünürde de olsa, artık 60 ve 70’li yılların karanlık ve belirsizlik üzerine kurulu havası bir miktar değişti. Bu nedenle, Mehmet Kul’un, söyleyeceği Türkü ve deyişleri, bir parça daha rahat bir şekilde seçtiği söylenebilir. “Yıldızlar”ın en dikkat çekici özelliği, Aşık Kul Ahmet deyişlerinin albüme damgasını vurmuş olması. Mehmet Kul’un böyle yapması, herhalde, yalnızca “Babaya saygıda kusur etmeme” nedeniyle olmasa gerek. Kul Ahmet’in, eleştirmek – düzeltmek için bütün hayatını adadığı her türlü sorun ve bela hala başımızda. Bu nedenle, bu deyişlerin yeniden yorumlanması oldukça yerinde bir karar. Kul Ahmet’in bazı sözleri ise bizzat Mehmet Kul tarafından bestelenmiş. Neşet Ertaş, Nurettin Rençber ve Erhan Güleryüz de; her harfi – notası ile “daha aydınlık bir dünya” özlemini getiren albüme katkıda bulunan diğer isimler olmuş. “Pirimiz Ali” Türküsünde ise Erkan Oğur’un katkısı çok büyük.
Dört dörtlük bir albüm “Yıldızlar”. Hem müzik piyasasında hüküm süren karışıklıktan bir parça sıyrılmak hem de “dünyanın hali” üzerine (yeniden) kafa yormak için eşsiz bir fırsat.
BULURSANIZ KAÇIRMAYIN
Yıldızlar / Mehmet Kul - Rüzgar – CD
Yoh! Yoh! / Esin Afşar – 45’lik
NAİM DİLMENER
Diğer Yazılar
17 Kasım 2024 Pazar 10:16
Tam dört yıl önce kaybetmiştik Hamiyet Yüceses’i, 10 Temmuz 1996 tarihinde. Türk Sanat Müziği’nin bu ‘ölmez’ şarkıcısı, 80’li yaşlarının hemen başında aramızdan ayrılmıştı. Yazılarımda; ‘ölmez’, ‘muhteşem’, ‘mükemmel’, ‘inanılmaz’ gibi sıfatları çok sık kullandığımı bu konuda cimrilik etmek bir yana aksine son derece bonkör davrandığımı herkes bilmekte. Ama doğrusunu söylemek gerekirse, kimi zamanlar; okurun, bu sıfatları uygun bulduğum insanlara dudak büktüğünü ya da burun kıvırdığını hissetmiyor ya da duymuyor değilim. Benim ‘muhteşem’im, herkesin ‘muhteşem’i olmuyor kimi zamanlar. Bu, yazmakta ya da anlatmakta olduğum kişinin bu sıfatı hak etmiyor olmasından değil, herkesin, benim kadar abartmaya niyetli olmamasından kaynaklanmakta. Ama bu sefer, herkesin, hepinizin, benimle hemfikir olacağınızdan asla şüphe duymadan uçuşturacağım en şahane sıfatları... Yazının konusu Hamiyet Yüceses, öyle olunca da akan sular herkes için durmakta...
03 Kasım 2024 Pazar 09:24
Esmeray, tam da “Eski Dostlar” projesi içinde yer almış, çalışmanın – şarkı söylemenin tadını yeniden çıkartabilmeye başlamıştı. Hayat, daha fazlasına izin vermedi. Türk popunun gelmiş geçmiş en renkli şarkıcılarından biri olan Esmeray, daha yapacağı onlarca şey varken, genç sayılabilecek bir yaşta aramızdan ayrıldı. Şarkıcının anısına, geçtiğimiz günlerde özel bir gece düzenlendi. Bu gecede, başta, vefa duygusu en gelişmiş sanatçılarımızdan Sezen Aksu olmak üzere, epey sayıda isim sahneye çıktı, Esmeray şarkıları söyledi. Şimdi de, Tan Müzik, “Unutamadık Seni / Unutama Beni” adlı bir albüm verdi piyasaya. Otuz yıla yakındır şarkı söyleyen Esmeray’ın, müzikal geçmişinin en önemli anları – noktaları yer almakta bu albümde.
07 Ekim 2024 Pazartesi 22:49
Hepimizin ağzında aynı cümleler, aynı sloganlar: “Müzik piyasamız çöktü! Artık kim, neden albüm (ya da şarkı) yapsın ki? ADSL’ler, 3G’ler gürül gürül, daya aletini bedava doldur!” DMC’nin başındaki Samsun Demir’in bir televizyon programında söylediği gibi her şey; “Musluklardan bedava meyve suyu, gazoz, ayran aktığını düşünün; bunlara para verip de alan çıkar mı hiç? Müzik de öyle, musluklardan bedava akıyor şimdi.”
Demir’in metaforu doğru ve zekice. Şarkılar “Her şey serbest!” diye sular seller gibi (bedava elbette) kapışılıyorsa, içinde akrep olsun olmasın, kim elini cebine atar ki? Artık öyle olduğu içindir ki, daha az yazılıyor-yaratılıyor, bunların da daha azı yayınlanabiliyor. Çünkü kimsede moral-motivasyon kalmadı.
28 Eylül 2024 Cumartesi 19:52
Şu ‘Popstar’ ve benzeri yarışmalar, bir sürü şeyin yanında şunu da gösterdi: Herkes ünlü olmak istiyor. Şarkıcı, olmadı oyuncu, o da olmadı dizici, sunucu ya da futbolcu. Eh, kimseye “Ne gerek var şimdi, otur oturduğun yerde!” demeye hakkımız yok, isterler elbet; renkli hayat-eğlence bu işte, para bu işte. Böyle bir toplu isteğin elbette tatsız bir yanı da var. Hiç normal seyirci – dinleyici kalmayabilir geriye…
Ama, “Rekabet bunu gerektiriyor zaten” der, birbirimizi dinler ya da seyrederiz artık, bu saçma durum da böyle çözülür. Ünlü olmanın yolunu bir şekilde açmış olanlardan ikisinin, Bayhan ve Sezen’in albümleri henüz yayınlandı. Bayhan ilk, Sezen ise ikinci Ahmet Özden postasından.
15 Eylül 2024 Pazar 09:44
Yıl 2002: Alpay, “Küçük Bir Öykü... Best of (Volume One)” adlı albümünü DMC’den çıkartıyor. Türk popunun temelini atanların en başında gelen sanatçı, kırk küsur yıllık bir zamanı; hiç geri çekilmeden, arkalara kalmadan sürdürebilen tek kişi olarak müzikal yaşamını sürdürmekte. 60, 70 ve 80’lerde hep başa oynamış bu ulu çınar, tıpkı 90’larda yaptığı gibi, 2000’lerde de, genç kuşak şarkıcılara meydan okuyor, “ben hala buradayım” diyor. Geçen yıl, müzikal yaşamının en güzel albümlerinden biri olan “Tango & Latin”i yayınlamıştı, bu yıl da bir “best of” ile karşımızda. Kırk küsur yıllık süre içerisinde, yüzlerce isim geldi geçti Türk popundan. Bırakın eski günleri, 90’ların ilk yarısında ortaya çıkan genç isimler bile sıralarını savdı, unutulup gitti. Alpay hala şarkı söylüyor, biz hala dinliyoruz.