SELDA GELDİ

Anonim türkülerin bestelerle harmanlandığı bu albümde, bizzat sanatçının kendisi de iki besteye imza atmış. Sözleri Seydi Çelik’e ait, ‘Ağladım Anne’ ve Ahmet Erhan’ın şiirinden bestelenen ‘Anne… Ben Geldim’ adlı bu şarkılar, bilerek ya da bilmeyerek, albüme ‘anne’ temasının ağırlığını (hüznünü, sıkıntısını, suçluluğunu…) boydan boya yaymış. Sanatçının, bir-iki önceki albümüne, sözlerini Sezen Aksu’nun yazdığı (ve Ajda Pekkan’ın söylediği) ‘Ağlama Anne’ adlı şarkıyı seçtiğini de hesaba katarak, bunun, aslında ‘bilerek’ yapılan bir şey olduğu söylenebilir.
‘Anne… Ben Geldim’ adlı şarkıda Halil Ergün’ün de desteği var. Selda türküsünü yakarken, Ergün de Ahmet Erhan’ın dizelerine hayat vermiş.
Selda dendiğinde, dünyayı birbirine katma konusunda birbirleriyle yarışacak yüzlerce müzisyen her zaman olmuştur. Albüme destek verme konusunda Halil Ergün yalnız kalmamış. Başta Çetin Akdeniz, Erdem Sökmen, İsmail Soyberk, Ercan Irmak, Hasan Cihat Örter, Levent Altındağ, Halil Karaduman ve Erdal Erzincan gibi, alanlarının en iyileri olan, isimler olmak üzere, çok sıkı bir müzisyen kadrosu, bu albüm için Selda’nın etrafında kenetlenmiş ve sanatçıya, en iyi albümlerinden birini daha yapma imkanı sunmuş.
‘Ben Geldim’, 60 sonlarında Ankara’yı, 70’lerin hemen başında da bütün memleketi sallayan Selda’nın, yılları boşuna tüketmediğini gösteren çok sağlam bir albüm.
Sanatçının kendisi için kurulmuş olan Sel Plak adlı bir firma bastı Selda’nın ilk plaklarını. Artık adı, ‘Ankaralı Selda’ya çıkmış ve şehrin sınırlarını aşmaya başlamıştı o sıralarda. Ama olan biten meğer hiçbir şey demek değilmiş.
Asıl fırtına ‘Katip Arzuhalim Yaz Yare Böyle’ ve ‘Tatlı Dillim’ adlı plakların arka arkaya piyasaya sürülmesiyle koptu. Hem de, ‘Katip Arzuhalim…’i Barış Manço, ‘Tatlı Dillim’i Cem karaca, ünlerine güvenerek Selda’nın elinden kapmış ve plak yapmış olmalarına rağmen. Ve onların bütün ününe, afrasına-tafrasına rağmen, bu şarkılarla aradan sıyrılıp liustelerin tepesine kurulan Selda olur. Benzersiz bir sese sahip bu kızın karşısında kimse tutunamadı.
Bu iki plağın başarısı, sanatçının önüne, hepsi de çok yüklü onlarca kontratın sürülmesine sebep oldu. Herkesin ‘ye ye bitmez’ dediği 100 bin liralık bir transfer ücreti ile şirket değiştirdi, dönemin en güçlü firmalarından Türküola’ya geçti. Her birinin satışı yüz binlere (bazen milyonlara) ulaşan onlarca plak ya da albüme rağmen, Selda her zaman müziğin, yalnızca müziğin peşinde koştu ve para-pul işlerine sırt çevirdi. Halen de öyle.
İMÇ’nin kurtları arasında, Majör adını verdiği firması ile kendine yılların tecrübesi ile ancak bir yer edinebilmiş olan Selda, piyasa işi albümler yaparak sırtını daha sağlam bir yere dayayacak yerde, ancak sevdiği, içine sinen çalışmalara imza atıyor. Gerisi onu hiç ilgilendirmiyor. Belki de, Selda’nın, (müzikal anlamda) tam otuz yıldır tepeden indirilememiş olması da buna bağlıdır. Hala, ağzından çıkan her nota ile herkesi yerle bir edebiliyor. Bu ses, daha çok yüreğe dokunur.
Bulursanız kaçırmayın
Katip Arzuhalim Yaz Yare Böyle – Sel Plak – 45’lik
Tatlı Dilim – Sel Plak – 45’lik
Çemberimde Gül Oya - Türküola – 45’lik
Altın Kafes – Yavuz – 45’lik
Aşkın Bir Ateş / O Günler – Yavuz – 45’lik
Çifte Çiftetelli – Majör – CD
Türkülerimiz 1, 2, 3, 4, 5 – Majör – CD
NAİM DİLMENER