NE GÜZEL BAK YAŞAMAK, SEVMEK HER ŞEYİ
31 Temmuz 2022 Pazar 13:55
İlhan İrem: Türk popu’nun gelmiş geçmiş en önemli seslerinden biri üç. Türk Popu’nda, ilk gününden son gününe kadar, yalnız ve yalnızca kendi besteleri ve yoğunlukla kendi yazdığı sözlerle yoluna devam etmiş tek sanatçı...
En popüler, en ünlü zamanlarında bile, şöhretini tehlikeye atmaktan korkmayan, elde etmiş olduklarının üzerine kapanıp başını kuma gömmeden, yılmadan yorulmadan yeni yollar arayan, deneyen, araştıran ender sayıda şarkıcılarımızdan...
Aydınlık bir ülke, aydınlık bir dünya istemek adına, şarkılarında, yazdıklarında her zaman umut, sevgi, doğa ve ışık üstüne yılmadan yorulmadan yeni şeyler söyleyebilmiş, bunu hayatının ve şarkıcılığının tek sorunu haline getirmemiş çok az sayıda ünlümüzden biri... İnsanların, değil onun gibi 25 yılı geçmiş bir müzik hayatında, fakat çok daha kısa sürelerde bile, elli kere, yüz kere, oradan oraya savrulur, o ideolojiden bu felsefeye durmaksızın yön değiştirip dururken, doğru bildiklerinde ısrar etmiş, günden güne gelişip bunları yazdıklarına, söylediklerine asla ve asla müziği ezdirmeksizin, bunların altında bırakmaksızın yoluna devam etmiş bana göre tek sanatçı...
İlhan İrem'in Aşk İksiri/Cadı Ağacı (The Best Of İlhan İrem 2) adlı albümü, bir süre önce sessiz sedasız piyasaya verildi.
BAZEN NEŞE BAZEN KEDER
'Sessiz sedasız' elbette… Yukarıda sayıp durduklarımızı yapabilmek bu şekilde var olabilmek için epeyce şey feda etmek zorunda kaldı şarkıcı... Kimseye şirin, hoş, cici gözükmek zorunda kalmadı... Kimseye yaranmak ihtiyacı duymadı...
Şarkılarında kimseye gülücükler dağıtmadı, kimseye göz kırpmadı... Öyle olunca, piyasaya çıkmış olan albüm Türk Popu’nun en önemli albümlerinden biri olmasına, Türk Popu’nun en üretken, en yaratıcı şarkıcılarından birinin çok önemli bir dönemini kapsamasına rağmen kimseyi ilgilendirmedi. Belki orada burada minik bir takım tanıtma yazıları, küçük birtakım haberler. Oysa bu albümün çıkışını fırsat bilip, her yer İlhan İrem'le ve müzik geçmişi ile dolup taşmalıydı. Bu albümün ve İlhan İrem'in yanından bile geçmeyecek bazı albüm ve şarkıcıları, ana haber bültenlerine bile taşımış olan TV kanalları, her zaman olduğu gibi, İlhan İrem’i ve albümünü görmezden geldiler.
Neye yarar bu? Sonuçta hiçbir şey olmaz. İlhan İrem ve albümleri orta yerde duruyor. Gelmiş geçmiş en sadık, en fanatik hayranlara sahip olan şarkıcının sevenleri bu albümü de aldı, teyp ya da disk player’ına taktı, dinledi, dinledi, dinledi… Güldü, sevindi, ağladı, hüzünlendi… ’Ah o günler’de demiştir büyük bir çoğunluk…
BİRLEŞSİN BÜTÜN ELLER
Ah o yetmişler… Kayda değer bir sürü şeyde olduğu gibi İlhan İrem’i de o yıllarda tanıdık. 70’lerin ilk yarısıydı, yanılmıyorsam 1974 ve Fecri Ebcioğlu’nun genç yetenekleri tanıttığı programında gördük ilk defa İlhan İrem’i. O ilk görüşten sonra da bir daha peşini bırakmadık. Kelimenin tam anlamıyla ‘bir gecede meşhur’ olanlardan İlhan İrem.
Fecri Ebcioğlu’nun o programına gelene kadar bin bir mücadele, bin bir emek harcamış olmalı ama, o programa çıktığı günün ertesi günü meşhurdu artık.
Öyle olunca herkes birden plakçılara saldırıp onu sormaya başladı ve Türk Popu’nun en kayda değer şarkıcı e gruplarının ilk 45’liklerini yayınlamış Diskotür’den çıkan’ Bazen Neşe Bazen Keder/Birleşsin Bütün Eller‘ listelerin en üst kısımlarına fırladı, 45’liğin iki yüzü de tuttu ve sonra Türk Popu’nun en çok satan ilk 45’liklerinden biri oldu.
Sonra arka arkaya geldi bütün plaklar. Üstelik, hepsi de her iki yüzleriyle sevildi. İlhan İrem oldukça hazırlıklı gelmişti Türk Popu’na, koltuğunun altında birikmiş besteler, sözler…Hepsi tuttu, hepsi Türk Popu’nun en vazgeçilmez 45’liklerine dönüştü.
THE BEST OF İLHAN İREM
İlhan İrem başlangıcından sonuna kadar yayınlanmış bütün hit’lerini bir araya getiren bir seri başlattı bir süredir. ‘Sevgililer Günü (The Best of İlhan İrem/1)’ yanılmıyorsam 95 sonlarında çıkmış piyasaya ve çoğunlukla ‘unutulmaz’ Diskotür dönemini kapsıyordu. Şimdi de ikincisi…
İlhan İrem’in diğer dönemi. Kendisine ve bize yeni bir ‘Pencere’ açtığı ikinci dönem. Daha oturmuş olan diğer dönem. Devamı gelecek mutlaka bu serinin…
Çünkü her döneminde de bayağı eksik var. Kimi şarkılarına ‘üvey evlat’ muamelesi yapmış şarkıcı, ama biz hayranları hepsini istiyoruz. Ben kendi payıma, ‘İşte Hayat’, ‘Sen Bilirsin’ ‘Hasretim Sana’, ‘Haydi Sil Gözlerini’, ’Ne Güzel Bak Yaşamak’, ‘Birleşsin Bütün Eller’ ve ‘Bir Varmış, Bir Yokmuş’ da olsun istiyorum bu seride. Mutaka olmalı, diğerlerinde olduğu gibi, orijinal versiyonlarıyla.
Alıp dinleyeceğiz hepsini…
‘Bazen Neşe Bazen Keder-Geçiyor Ömürler’.
BULURSANIZ KAÇIRMAYIN
. Yazık Odu Yarınlara / Haydi Sil Gözlerini (Diskotür-45’lik)
. Anlasana / Ne Güzel Bak Yaşamak (Diskotür-45’lik)
. Sen Bilirsin / Ayrılık Akşamı (Yavuz-45’lik)
. İlhan İrem 1973-1976 (Diskotür-LP)
. Pencere (Türküola-LP)
. The Best Of İlhan İrem 1-2 (Kent-CD)
NAİM DİLMENER
Diğer Yazılar
17 Aralık 2024 Salı 21:13
EMI, Türk popunun emektarlarından Hurşit Yenigün’ün önderliğinde çok parlak çok da sıra dışı bir projeye imza attı. EMI, Türk popunun altın çağı olan 70’lerden, o döneme sahiden damgasını vurmuş sanatçı ve şarkılardan bir demeti tek bir albümde getirdi önümüze. Nur Yoldaş, Banu, Melike Demirağ, İskender Doğan, Ercan Turgut, Kartal Kaan, Güzin ile Baha, Esmeray, Semiha Yankı ve Atilla Atasoy; o zamanlar bile bir araya gelememişken, bu sefer Hurşit Yenigün’ün önderliğinde toplandılar ve en önemli şarkılarını, Türk popunın tarihinde zaten çoktan yerini almış şarkılarını yeniden söylediler. Hepsi birden; Hurşit Yenigün’ün Sezen Aksu tarafından söylenmiş “Gölge Etme” adlı şarkısının üstüne yeniden yazılmış “Çok şükür tekrar kavuştuk birbirimize, bir hüzünlü şarkı oldu ayrılık bize” dizeleri ile açıyor albümü ve sırayla, birer birer en önemli şarkılarını söylemeye geçiyorlar.
11 Aralık 2024 Çarşamba 16:27
Kitsch’ten bol bir şey yoktur Türk topunda. Ama ‘en, en, en kitsch?’ diyecek olursanız Rana ve Selçuk Alagöz diyebilirim. Bütün bir müzik geçmişlerini, bizi eğlendirmek, keyiflendirmek, güldürmek üzerine kurdular… Bütün o kılık kıyafetler, şarkı sözleri, plak kapakları, Kızılderili tabloları, ‘Stüdyo Taç’ fotoğrafları, Malabadi Köprüsü’nde başlayan ve biten aşkların öyküleri, Edremit’ten Van’a bakmalar. Hepsi, hepsi parmak ısırtacak güzellikte. Alagözler koca bir tarihi böyle kurdular ve hâlâ devam ediyorlar.
17 Kasım 2024 Pazar 10:16
Tam dört yıl önce kaybetmiştik Hamiyet Yüceses’i, 10 Temmuz 1996 tarihinde. Türk Sanat Müziği’nin bu ‘ölmez’ şarkıcısı, 80’li yaşlarının hemen başında aramızdan ayrılmıştı. Yazılarımda; ‘ölmez’, ‘muhteşem’, ‘mükemmel’, ‘inanılmaz’ gibi sıfatları çok sık kullandığımı bu konuda cimrilik etmek bir yana aksine son derece bonkör davrandığımı herkes bilmekte. Ama doğrusunu söylemek gerekirse, kimi zamanlar; okurun, bu sıfatları uygun bulduğum insanlara dudak büktüğünü ya da burun kıvırdığını hissetmiyor ya da duymuyor değilim. Benim ‘muhteşem’im, herkesin ‘muhteşem’i olmuyor kimi zamanlar. Bu, yazmakta ya da anlatmakta olduğum kişinin bu sıfatı hak etmiyor olmasından değil, herkesin, benim kadar abartmaya niyetli olmamasından kaynaklanmakta. Ama bu sefer, herkesin, hepinizin, benimle hemfikir olacağınızdan asla şüphe duymadan uçuşturacağım en şahane sıfatları... Yazının konusu Hamiyet Yüceses, öyle olunca da akan sular herkes için durmakta...
03 Kasım 2024 Pazar 09:24
Esmeray, tam da “Eski Dostlar” projesi içinde yer almış, çalışmanın – şarkı söylemenin tadını yeniden çıkartabilmeye başlamıştı. Hayat, daha fazlasına izin vermedi. Türk popunun gelmiş geçmiş en renkli şarkıcılarından biri olan Esmeray, daha yapacağı onlarca şey varken, genç sayılabilecek bir yaşta aramızdan ayrıldı. Şarkıcının anısına, geçtiğimiz günlerde özel bir gece düzenlendi. Bu gecede, başta, vefa duygusu en gelişmiş sanatçılarımızdan Sezen Aksu olmak üzere, epey sayıda isim sahneye çıktı, Esmeray şarkıları söyledi. Şimdi de, Tan Müzik, “Unutamadık Seni / Unutama Beni” adlı bir albüm verdi piyasaya. Otuz yıla yakındır şarkı söyleyen Esmeray’ın, müzikal geçmişinin en önemli anları – noktaları yer almakta bu albümde.
07 Ekim 2024 Pazartesi 22:49
Hepimizin ağzında aynı cümleler, aynı sloganlar: “Müzik piyasamız çöktü! Artık kim, neden albüm (ya da şarkı) yapsın ki? ADSL’ler, 3G’ler gürül gürül, daya aletini bedava doldur!” DMC’nin başındaki Samsun Demir’in bir televizyon programında söylediği gibi her şey; “Musluklardan bedava meyve suyu, gazoz, ayran aktığını düşünün; bunlara para verip de alan çıkar mı hiç? Müzik de öyle, musluklardan bedava akıyor şimdi.”
Demir’in metaforu doğru ve zekice. Şarkılar “Her şey serbest!” diye sular seller gibi (bedava elbette) kapışılıyorsa, içinde akrep olsun olmasın, kim elini cebine atar ki? Artık öyle olduğu içindir ki, daha az yazılıyor-yaratılıyor, bunların da daha azı yayınlanabiliyor. Çünkü kimsede moral-motivasyon kalmadı.
28 Eylül 2024 Cumartesi 19:52
Şu ‘Popstar’ ve benzeri yarışmalar, bir sürü şeyin yanında şunu da gösterdi: Herkes ünlü olmak istiyor. Şarkıcı, olmadı oyuncu, o da olmadı dizici, sunucu ya da futbolcu. Eh, kimseye “Ne gerek var şimdi, otur oturduğun yerde!” demeye hakkımız yok, isterler elbet; renkli hayat-eğlence bu işte, para bu işte. Böyle bir toplu isteğin elbette tatsız bir yanı da var. Hiç normal seyirci – dinleyici kalmayabilir geriye…
Ama, “Rekabet bunu gerektiriyor zaten” der, birbirimizi dinler ya da seyrederiz artık, bu saçma durum da böyle çözülür. Ünlü olmanın yolunu bir şekilde açmış olanlardan ikisinin, Bayhan ve Sezen’in albümleri henüz yayınlandı. Bayhan ilk, Sezen ise ikinci Ahmet Özden postasından.
15 Eylül 2024 Pazar 09:44
Yıl 2002: Alpay, “Küçük Bir Öykü... Best of (Volume One)” adlı albümünü DMC’den çıkartıyor. Türk popunun temelini atanların en başında gelen sanatçı, kırk küsur yıllık bir zamanı; hiç geri çekilmeden, arkalara kalmadan sürdürebilen tek kişi olarak müzikal yaşamını sürdürmekte. 60, 70 ve 80’lerde hep başa oynamış bu ulu çınar, tıpkı 90’larda yaptığı gibi, 2000’lerde de, genç kuşak şarkıcılara meydan okuyor, “ben hala buradayım” diyor. Geçen yıl, müzikal yaşamının en güzel albümlerinden biri olan “Tango & Latin”i yayınlamıştı, bu yıl da bir “best of” ile karşımızda. Kırk küsur yıllık süre içerisinde, yüzlerce isim geldi geçti Türk popundan. Bırakın eski günleri, 90’ların ilk yarısında ortaya çıkan genç isimler bile sıralarını savdı, unutulup gitti. Alpay hala şarkı söylüyor, biz hala dinliyoruz.