KOŞARIZ YİNE ARDINDAN
Dijital çağın şanslı isimlerindendir Sezen Aksu; CD’nin gündelik yaşamımıza girişi ile birlikte, fazla beklemeye gerek kalmaksızın, çoğu şarkısı-albümü disklere transfer edilmiş, raflara çıkmış, oradan da dinleyicisine-hayranına ulaşmıştır. Hiç şüphesiz böyle olmasının sebebi, Aksu’nun 90’lı yılların hemen başıyla birlikte müzik dünyamızda üstlendiği roldür. O tarihlerde Aksu, yalnızca bir yorumcu ve şarkı yazarı olarak değil, yaptıkları ve sunduklarıyla piyasayı etkileyici-belirleyici bir konuma ulaşmış ve bu da, Aksu’yu piyasanın en kıymetli, en vazgeçilmez isimlerinden biri haline getirmişti ve aynı zamanda, en tanınan, en çok satan isimlerinden biri...
Bu da Aksu’yu, “plaktan CD’ye en hızlı transfer olan şarkıcılar ligi”nde açık ara şampiyon yapmış ve albümlerin uzun vadeli bir biçimde satmayı sürdürmesi nedeniyle de, memleketimizde pek rastlanmayan bir başka gelişme yaşanmış, disklerin baskısı bittikçe yenilenmiş, bu albümler her zaman raflarda bulunabilir-ulaşılabilir olmuştu. Ancak bu albümlerin toplu bir biçimde elden geçirilmeye ihtiyaç duydukları da çok belliydi. O ilk telaş sırasında çoğu Aksu albümü, tabiri caizse, topun gelişine vurulur gibi (yani rastgele) disklere aktarılmış; bu alandaki tembelliğimiz de dillere destan olduğu için, bu albümler-bu kayıtlar bir daha hiç elden-gözden geçirilmemiş, hep oldukları halleriyle, bir başlarına bırakılmışlardı. Beş, on şarkısı ya da birkaç albümü olan biri değil Sezen Aksu’ydu söz konusu olan; son 20 yılın en büyük star’ı, onlarca albümün, yüzlerce şarkının sahibi Sezen Aksu. Ve o bile, bu babadan kalma usullerle çalıştığı için kendi halinde tıngır-mıngır dönebilen piyasayı çok zorlayamamış, işi oluruna bırakmıştı; taa SN Müzik adlı kendi firmasını kurana kadar.
SN Müzik, bir zaman önce artık ‘hayati’ bir hal almış bu işi belirli bir plan dahilinde yapmaya başlamış ve başta “Serçe” olmak üzere çoğu Aksu albümünü derleyip toplamaya, yayınlamaya başlamıştı. Bu ‘remastered’ seferinde şans (ya da memleket) bu ya, 1977 tarihli ilk Sezen Aksu albümü sonlara kalmıştı. Aksu öncelikle, zaten hakları kendisinde olan 90 ve 2000’li yılların albümlerini almış-temizlemiş-yayınlamış ve işin geri kalanı için de iğne ile kuyu kazamaya başlamıştı. İşin kolay olan büyük kısmı halledilmişti ama bundan sonrası için büyük mesai gerekmekteydi ve artık her şarkı, neredeyse tek tek toplanacak ya da avlanacaktı. Bu bile bozamadı Aksu ve çevresinin planını. Bozamadı ve çok fazla bestecinin-söz yazarının imzasını taşıyan ilk albümün telif sorunları nihayet çözülebildi, yayınlanabildi. Üstelik beklemeye de değmişti, ikramiyeliydi albüm; Aksu’nun herhangi bir albümüne girememiş bazı ilk dönem şarkıları da eklenmişti disk baskısına. Yani bu ‘remastered edition’ın hakkı tam verilmiş ve tıpkı dışardakiler gibi zenginleştirilerek yayınlanmıştı.
HAYDİ SÖYLE
Aksu’nun bize yüzünü ilk gösterdiği yıl tam olarak 1970. Sezen Yıldırım adıyla, Hafta Sonu gazetesinin “Altın Ses” yarışmasına katıldı o yıl. Üyeleri arasında Ajda Pekkan’ın da olduğu jüri bu genç şarkıcıya yol vermedi ve eleyerek İzmir’e geri gönderdi. Ama o sıralarda müzik dünyamızda pek yaygın olmayan bir şey yapan biriydi Sezen Aksu; söz yazmakta, beste yapmaktaydı ve bu da, Aksu’nun müzik dünyasına girme isteğini bir ‘şöhret ve para’ hırsından daha başka, daha farklı bir yere çekmekteydi.
Ve zaten bu nedenledir ki, Aksu İzmir’de kalmayacak, yeniden İstanbul’a gelecek, bir kere daha ve bu sefer Sezen Seley olarak şansını deneyecektir: “Haydi Şansım”. 74’ü 75’e bağlayan gece, bu şarkıyı televizyonda seslendirme imkanını da bulacak olan Aksu’ya, her gösterdiğini üne kavuşturan TRT ekranları da bir şey yapamayacaktır ama; en azından o gün ya da o sıralarda. Şarkı kötü değil ama yanlıştır. Blues havalı bu şarkı, belki beşinci-onuncu plağını yapan bir şarkıcıya bir şeyler ekleyebilecek, prestij kazandırabilecek bir şarkıdır ama bir “ilk şarkı olarak” yapabileceği-katabileceği fazla bir şey yoktur. Plağı yayınlayan firma yanlış yapmış, cebinde hazır kendi besteleri olan genç şarkıcıyı, bambaşka şarkılar seslendirmesi için zorlamıştır.
Yanlış hesap Bağdat’tan, hatta çok daha ötelerden dönecektir. ‘Haydi’ komutu ile harekete geçme konusunda pek istekli davranmamış olan ‘şans’, “Kusura Bakma/Yaşanmamış Yıllar” adlı ikinci (ve bu sefer artık adlı adınca Sezen Aksu olarak) plak ile hareketlenecek ve onun eksik bıraktığını, “Olmaz Olsun”, “Seni Gidi Vurdumduymaz”, “Kaç Yıl Geçti Aradan” adlı şarkılar tamamlayacaktır. Daha önce gördüklerimize benzemeyen, farklı biridir bu yeni genç şarkıcı. Tıpkı bizim gibi davranmakta, kulesine çekilip, “Ben star’ım, siz de benim hayranlarım; herkes yerini-haddini bilsin,” dememektedir. Ve zaten Sezen Aksu’yu Sezen Aksu yapan da bu ‘şiar’ olacaktır. Bu ‘herkes gibi’lik, bu ‘sizden biri’lik, 80’li yıllar ile birlikte Aksu’yu zirveye taşıyacaktır. 12 Eylül atmosferi ve ardından gelen ANAP iktidarları nedeniyle çok sık bir biçimde bayağı bir popülizmle yan yana, sırt sırta, alt alta, üst üste giden bu samimiyet çağlayanı, Aksu’nun 90'lar ve 2000’lerde de el üstünde tutulmasına sebep olacaktır. Kısmen de olsa, artık biraz zayıflamış da olsa hala öyledir durum.
Aksu’nun ilk albümünde on şarkı yer almaktaydı, yeni baskısında ise 14; ama dört değil beş ilave şarkı var bu yeni baskıda. Orijinal baskıda yer alan “Haydi Söyle” adlı şarkı diske dahil edilememiş. Albümün kapağında bunun sebebi şöyle belirtilmekte: “Haydi Söyle isimli adapte eser orijinal Allahaısmarladık LP’sinde yer almasına karşın, besteci ile ilgili herhangi bir bilgiye ulaşılamadığından esere bu albümde yer verilememiştir...” Besteci ile ilgili bir bilgiye ulaşılamadığından mı? Şaka yapıyor olmalılar; çünkü bu şarkının bestecisi, dünya çapında ünlü Hadjidakis. Hadjidakis’in “Spiti Mou Spitaki Mou” adlı bu şarkısı, Nana Mouskouri tarafından seslendirilmiş ve yer aldığı albüme ismini de vermişti.
Ama belki şundan olmuştur: LP baskısında, her niyeyese (aslında ‘niye’si belli: Telif problemleriyle yüzleşmemek için), “Haydi Söyle” şarkısının altında “S. Parsakon” gibi bir imza yer almıştı besteci niyetine. Ve zamanında verilmiş bu yanlış bilgi, ne yazık ki Aksu ve ekibini yıllar yıllar sonra yanlış yönlendirmiş, olmayan birini (ya da varsa da, bu şarkının bestecisi olmayan birini) arattırmış olmalı. “Aksu, koca Hadjidakis’in bir şarkısını söylemiş olduğunu hiç mi bilemedi, hatırlayamadı?” sorusunu soracak olanlara “Boşverin gitsin!” diyerek tamamlamaya çalışalım bu yazıyı.
“Haydi Söyle” yoksa bile, “Allahaşkına”, “İlk Gün Gibi”, “Yalancı”, “Kusura Bakma” ve “Yaşanmamış Yıllar” (bu şarkının altına da ‘anonim’ notu düşülmüş ki, aslında bu da pek doğru değil) var. Ve keşke ilk 45’lik “Haydi Şansım” da burada olabilseydi, tam yeri, tam zamanıydı. Ama bu şarkının, bir zaman sonra önümüze çıkabileceğini de söylemek mümkün; Aksu ve ekibine, ‘bu eski şarkılar’ konusunda yardımcı olan Kalan Müzik, tam da bu aralar, bu ilk 45’liğin temiz kayıtlarını aramaya-taramaya başladı.
“Boş yere değil yok inanmam, koşarım yine ardından, bulsam da olur bulmasam da, bu ümit beni bil yaşatan” dizeleri, (başta Mert Özmen’in kahramanı “Sezen Aksu Şarkılarıyla Büyüyen Kız Çocuğu” olmak üzere) binlerce insanın sarıldığı dizeler olmuş, bulsalar da bulmasalar da, ‘bu ümit’, onlara yaşama ve dayanma gücü veren önemli unsurlardan biri olmuştu. Yani “Haydi Söyle”nin varlığı yokluğu o kadar da önemli değil aslında; vardı-yoktudan laf açılmış olması fazladan, çok fazladan bir ayrıntı düşkünlüğü, (lüzumsuz olmasa da) takıntılı bir ‘eski 45’likçi’ hassasiyeti. “Yaşanmamış Yıllar” burada işte ve Aksu’nun en en en gölgede kalmış, en unutulmuş gitmiş, en en en can yakıcı şarkılarından biri olan “Alev Alev” (Tuğrul Dağcı imzasıyla yayınlanmış bir şarkı bu, yani şarkı Yurdatapan’lara ait) de burada. Bu şarkıların ardından daha çok koşarız; daha çok koşturur bizi bu şarkılar.
BULURSANIZ KAÇIRMAYIN
Başta ilk 45’lik olmak üzere (“Haydi Şansım/Gel Bana”, Melodi) bütün 45’likler
Başta ilk LP olmak üzere (“Allahaısmarladık”, Hop) bütün LP’ler
“Hadi Bakalım” 45’liği, maxi single’ı, CD single’ı
“Sude” CD single’ı, standart ve remix maxi single’ı
İçinde Aksu-Bregoviç’in “Erkekler”inin yer aldığı Polonya baskısı “Muzyka Rozna” kaseti
İçinde Aksu-Mikroutsikou’nun “Her Şeyi Yak”ının yer aldığı “I Kiries Tou Kiriou Thanou…” albümü
Mert Özmen’in “Sezen Aksu Şarkılarıyla Büyüyen Kız Çocuğu” (İstiklal Kitabevi) kitabı
KEŞKE OLSA
(Yaşar Gaga’nın söz verdiği gibi) Yayınlanmamış mix-remix ve demo versiyonların yer aldığı birkaç diskle desteklenmiş (kadife kaplı) bir “Kaybolmayan Yıllar” kutusu
Birlikte seslendirilmiş bir Sezen Aksu-Ajda Pekkan-Nilüfer şarkısı
NAİM DİLMENER