NAİM DİLMENER'LE GEÇMİŞ ZAMANIN İZİNDE

GARDİYAN, ETME BU ALBÜMÜ ZİYAN

28 Temmuz 2024 Pazar 09:46
NAİM DİLMENER'LE GEÇMİŞ ZAMANIN İZİNDE

Henüz “Yüreğine Al” albümüne doyamamış ve rafa kaldırmamışken, Alpay, bu sefer de “Tango & Latin” albümü ile çıktı önümüze. Alpay, yalnızca Türk popunun öncülerinden biri olarak kalmak istemiyor, aynı zamanda “en faal sanatçı” unvanını da almak istiyor ki, zaten bu unvan epeydir onun. Türk popunu yaratan, önünü açan isimlerden olup da, günümüze kadar neredeyse ara vermeden şarkı söyleyip, albüm yayımlamış başka bir isim yok. 
Erol Büyükburç, AyFeri, Tülay German, Ayten Alpman ve diğer öncüler; kısmen bizzat kendileri çekilmeye karar verdiğinden, kısmen de şartların mecbur etmesi nedeniyle 80’li yılların başlaması ile birlikte ortalıktan çekilmiş ve bir bölümü, ancak 90’lı yıllarda, o da ancak “best of” albümleriyle dönebilmişlerdi aramıza. Belki bir tek Özdemir Erdoğan’ı  kıyaslayabiliriz Alpay’la ama yine ağır basan taraf Alpay olur. Özdemir Erdoğan, kendi firması olmasının avantajı ile sürekli olarak albüm yayımlamaya devam ediyor, ama bunların büyük bir bölümü eski malzemeden oluşuyor ve Özdemir Erdoğan’dan; yeni, sıfırda bir şarkı dinlemeyeli çok oldu. 
Alpay ise, tıpkı ilk günlerdeki gibi; gücünden, çalışma ve yaratma isteğinden hiçbir şey kaybetmemiş, aksine daha da büyük bir heyecanla yazıyor, çalıyor, söylüyor. Sanatçının son albümü “Tango & Latin”, müzik piyasamızda giderek ağırlığını daha fazla hissettirmeye başlayan DMC tarafından yayımlandı. Alpay gibi bir efsane ismi, DMC gibi sağlam ve çalışkan bir firmanın kanatları altında görmek çok sevindirici. Müzik piyasamıza her zaman hakim olmuş sıkıntıların, yoklukların içinden geçip bugüne kadar gelebilmiş  böylesine emsalsiz bir sesin, sonunda, her şeyin daha başka, daha çağdaş yürüdüğü bir firmanın kadrosuna girmiş olması gerçekten çok ama çok heyecan verici bir şey. Bu tür firmaların; genellikle genç kuşak şarkıcıların önüne serdiği imkanları, müziğimizin tarihini oluşturmuş isimlerin önüne de sermeleri büyük bir kadirbilirlik örneği.
Bütün firmaların bunu yapması, ya da yapanların, işi bir – iki örnekte bırakmayarak yapmaya devam etmesi gerekiyor. Ancak böyle yaptıklarında hepimizin ayakları yere daha sağlam basacak; genç kuşak şarkıcılar her şeyin kendileri ile başlayıp bittiğini sanma yanılgısından kurtulacak; Türk popunun  yüzlerce isim ve binlerce şarkıdan oluşan emsalsiz tarihi kurtarılmış, sağlama alınmış, bugünlere taşınmış olacak.

HEM OKUDUM HEM DE YAZDIM
Yalnızca Türk popunun öncülerinden değil Alpay, sonradan “Anadolu Pop” adını alacak akımı da başlatan isimdir de aynı zamanda. Batılı formda ilk sunulan türkümüz olarak kabul edilen "Kara Tren"i (bu türkünün düzenlemesi ile ilgili bir karışıklık hüküm sürmekte; kimi kaynaklar, düzenlemenin, tıpkı “Burçak tarlası”nda olduğu gibi Doruk Onatkut’a ait olduğunu söylerken, kimi kaynaklar  – mesela Tülay German, yazdiğı kitaplar, “Kara Tren”i Şanar Yurdatapan’ın düzenlediğini söyler) de, Alpay, tam 1962 yılında söylemeye başlıyor sahnelerde. “Anadolu Pop” un kıvılcımını, bu şarkı ile Alpay çakar. Yalnızca bu kadar da değil: Başta İngilizce ve İspanyolca olmak üzere her dilde şarkı söyleyebilen, hatta, sonraları “7 Dilde Alpay” adlı bir albüm çıkartabilecek kadar bu konuda ısrarlı biridir Alpay. Bu ilk dönemin şarkılarından, yalnızca “Norma Mia” ve “Vagabundo” bu son albüme girebilmişler. “Tango & Latin” üst başlıklı bir albüme; “Tango Per Favore” ve  “Estrella Del Mar” da çok yakışabilirdi ama, belli ki Alpay ve ekibi, bu albümü eski şarkılar ile doldurmak istememiş ve daha çok yeni şarkılara bakmışlar. Ercan Saatçi, albümü açan iki şarkıya söz yazmış. Bunlardan “Bekledim Yine” bir Brezilya Halk şarkısı ve albümün tamamı hakkında daha başlangıçta bir fikir edinmenizi sağlıyor. 
Alpay, yine dokunaklı şarkılar söyleyecek, sizi yine hüzünlere boğacaktır: “Gözlerim yine aradı seni, inmedin o kara trenden...”  Albümün geri kalanı; Alpay, L.Tuna (Leyla Tuna olup olmadığını bilmiyorum, şarkının sözlerinde onun havası yok değil ama yine de emin olamadım) ve Ercüment Vural’ın yazdığı şarkılardan oluşuyor. İki tane de sıkı sürprizi var albümün. Birinci sürpriz, zamanında Juanito’nun (grubu Los Alcarson ile birlikte) söylüyor olduğu “Gardiyan” ın  da albümde yer alıyor olması. Şarkının, kimimizin kulağında / gözünde  tatsız izleri varsa da (Zeki Müren de söylemişti bu şarkıyı, hatta bu isimde bir film bile yapmıştı ve “etme beni ziyan” çığlıkları, demir parmaklıkların arkasından, göz yaşları sel gibi akıtılarak atılmaktaydı), hem Alpay’a, hem de bu albüme çok yakışan bir şarkı olmuş. “Gardiyan” imgesi, “Kara Tren” in yanında kolaylıkla yer bulmuş. İkinci sürpriz ise Necip Celal’in eşsiz tangosu “Mazi Kalbimde Yaradır”... Bu tango, bütün albümün ve şarkıların üzerini örten, hafif rahatsız, belki biraz sert bir yorgan işlevi görmüş. Alpay’ın sesinden hüzün tavana vuruyor bu tangoda.
Ne  gardiyanın, ne de başka herhangi bir şeyin Alpay’ı asla ziyan edemeyeceği bir noktada sanatçı. Ulu bir çınar gibi salmış köklerini Türk popunun orta yerine. Ama belki de, mahşer yerine dönmüş günümüz piyasasında “Tango & Latin” albümü ziyan olabilir, buna izin vermeyin.

 

BULURSANIZ KAÇIRMAYIN

Norma Mia - Odeon - 45'lik
Estrella Del Mar - Penguen - 45'lik
Fabrika Kızı - Disko - 45'lik
Ayrılık Rüzgarı - Yonca - 45'lik
7 Dilde Alpay - Diskotür - LP
Anılarla - CD - Kalan
Gitme - CD - Kalite

NAİM DİLMENER



Diğer Yazılar