EĞLENECEK YER BULAMAM,GÖNLÜMDEKİ KÖŞK OLMASA
06 Ağustos 2023 Pazar 22:42
Şu internet bambaşka bir şey… Hemen hemen her gün, hepimiz, bunu kendi kendimize ya da birilerine söyleyip duruyoruz. Yaklaşık bir yıldır internet bağlantım var ve hala duruma alışıp “ehh, varsa var” diyemedim. Günde en azından bir kaç saatimi (bazen bütün bir günümü ve gecemi) makinanın başında geçiriyor olmama rağmen her seferinde şaşıracak, “ bak sen şu işe” diyecek bir şeyler buluyorum. Bir kaç gün önce yine öyle oldu… e-mail’ i çok sık kullanıyor, neredeyse her türlü işimi böyle hallediyor olmama rağmen, gelen bir mail ile önce şaşırıp sonra da havalara uçtum. Mail Hümeyra’ dan geliyordu…
Hümeyra bir süredir Amerika’daydı ve giderken de “ e-mail ile haberleşiriz, ben sana yazar adresimi bildiririm ” demişti zaten. O zaman şaşıracak ne vardı? Şu vardı ki, Hümeyra, mail’ ine bir dolu fotoğraf da eklemişti, kendisinin düğün fotoğrafları… Evet Hümeyra evlenmişti… Giderken doğrusu bunu bilmiyor değildik. Bir dolu yer de yazmıştı zaten, hatta kimileri evlendi ve gitti de demişti… Bazı ‘çalışkan’ muhabir arkadaşlarımız, zaten sanatçı müstakbel kocası ile Bodrum’ da tatil yapmaktayken çatılara tepelere tırmanmış ve bir fotoğraf karesi için olmadık taklalar atmışlardı. Yani ortada bir ‘sevgili’ olduğu zaten bir şekilde resmileşmişti… Arkasından da ‘evlilik’ haberleri sökün etti… Ama Hümeyra Amerika’ da evlendi. Giderken, eşine dostuna “evlenmeye gidiyorum” diye haber vermişti. Ama ne zaman olacaktı bu, bilmiyorduk. Gelen e-mail ile bunu da öğrenmiş olduk. Hümeyra, 31 Ağustos günü, San Fransisco yakınlarındaki devasa bir göl olan Lake Tahoe ‘ da evlenmişti… Düğünde neredeyse kimse bulunmamıştı. Gelin ve damat (müzisyen Jimmy Cicero) dışında neredeyse hiç kimse… Hümeyra’ nın söylediğine bakılırsa, nikah şahitliğini bile oralarda fotoğraf çeken bir kızcağız yapmış… En sessiz sedasız denebilecek bir şekilde evlenmiş Hümeyra… O gece Lake Tahoe’ da kalınmış, Jimmy Cicero’ nun bir arkadaşının onurlarına verdiği yemeğe katılmışlar ve ertesi gün de San Fransisco ‘ya geri dönülmüş… Onlar erdi muradına…
ADI : HÜMEYRA
Çoğu insan gibi, benim de en sevdiğim ve tanışabileyim diye kendimi parçaladığım insanlardan biriydi Hümeyra. Doğrusunu söylemek gerekirse “yeni bir insan” tanımak konusunda hiç gayretli değilimdir. Şöhretli ya da şöhretsiz … Merak edeyim ya da etmeyeyim… Ama bunun bir kaç istisnası var ve bunlardan biri de Hümeyra’ydı… Bir gün bir fırsat çıksın da Hümeyra ile bir tanışsam der dururdum… Belki bu isteğin de iteklemesi ile, GazetePazar’ da yazı yazmaya başladığımda, hemen ikinci yazım oldu Hümeyra… O sıralarda ‘Beyhude’nin çıkacağını duymuş ve bunu ‘vesile’ bilmiştim. Bu yazının sonunda tanışacağımı doğrusu ne ummuş ne düşünmüştüm. Ama “acaba yazıyı görecek ve okuyacak mı” diye de bayağı heyecanlanmıştım. ‘Beyhude’nin çıkış günleri olmasına rağmen, çok meşgul ve başının çok kalabalık olmasına rağmen; Hümeyra yazıyı okumuş, okumakla kalmayıp telefon da etmişti bana. Telesekreter’ de notunu gördüğümde duyduğum heyecanı size anlatamam… Aşağı yukarı otuz yıldır dinleyip, her kıvrımını ezberlediğim o ses, şimdi de telesekreterimdeydi… Rüya gibi, hatta rüyadan fazla bir şeydi bu.
Sonraları Hümeyra ile bir araya gelecek epeyce fazla sebep oluştu. Sanatçının ‘best of’ projesinde yer alma şansını elde ettim, bu nedenle çok sık bir araya geldik. Toplantılar, görüşmeler, sohbetler… Her görüşme sonrası da, neden çıktığı ilk günden beri Hümeyra’ yı taparcasıana seviyor olduğumu, neden benim gibi binlerce insanın bulunduğunu daha iyi anladım. Hümeyra tam da ‘dört dörtlük’ dediğimiz ender insanlardan bir tanesiydi… Sanatçı olarak da, insan olarak da. Çoğu sanatçı ile tanıştıktan sonra epeyce şaşkınlık yaşamışımdır. Tanışmadan önce bende mevcut imgeleri ile çoğunlukla çakışmamışlardır. Hümeyra ile tanıştığımda hiç böyle şeyler olmadı. Hümeyra yanıltmadı beni.
Hümeyra evlendi… Düğün resimleri, bu yazının sağına soluna serpiştirildi.
Mutluluk, keyif ve bolluk hiç eksilmesin Hümeyra’ nın etrafından.
NAİM DİLMENER
Diğer Yazılar
11 Aralık 2024 Çarşamba 16:27
Kitsch’ten bol bir şey yoktur Türk topunda. Ama ‘en, en, en kitsch?’ diyecek olursanız Rana ve Selçuk Alagöz diyebilirim. Bütün bir müzik geçmişlerini, bizi eğlendirmek, keyiflendirmek, güldürmek üzerine kurdular… Bütün o kılık kıyafetler, şarkı sözleri, plak kapakları, Kızılderili tabloları, ‘Stüdyo Taç’ fotoğrafları, Malabadi Köprüsü’nde başlayan ve biten aşkların öyküleri, Edremit’ten Van’a bakmalar. Hepsi, hepsi parmak ısırtacak güzellikte. Alagözler koca bir tarihi böyle kurdular ve hâlâ devam ediyorlar.
17 Kasım 2024 Pazar 10:16
Tam dört yıl önce kaybetmiştik Hamiyet Yüceses’i, 10 Temmuz 1996 tarihinde. Türk Sanat Müziği’nin bu ‘ölmez’ şarkıcısı, 80’li yaşlarının hemen başında aramızdan ayrılmıştı. Yazılarımda; ‘ölmez’, ‘muhteşem’, ‘mükemmel’, ‘inanılmaz’ gibi sıfatları çok sık kullandığımı bu konuda cimrilik etmek bir yana aksine son derece bonkör davrandığımı herkes bilmekte. Ama doğrusunu söylemek gerekirse, kimi zamanlar; okurun, bu sıfatları uygun bulduğum insanlara dudak büktüğünü ya da burun kıvırdığını hissetmiyor ya da duymuyor değilim. Benim ‘muhteşem’im, herkesin ‘muhteşem’i olmuyor kimi zamanlar. Bu, yazmakta ya da anlatmakta olduğum kişinin bu sıfatı hak etmiyor olmasından değil, herkesin, benim kadar abartmaya niyetli olmamasından kaynaklanmakta. Ama bu sefer, herkesin, hepinizin, benimle hemfikir olacağınızdan asla şüphe duymadan uçuşturacağım en şahane sıfatları... Yazının konusu Hamiyet Yüceses, öyle olunca da akan sular herkes için durmakta...
03 Kasım 2024 Pazar 09:24
Esmeray, tam da “Eski Dostlar” projesi içinde yer almış, çalışmanın – şarkı söylemenin tadını yeniden çıkartabilmeye başlamıştı. Hayat, daha fazlasına izin vermedi. Türk popunun gelmiş geçmiş en renkli şarkıcılarından biri olan Esmeray, daha yapacağı onlarca şey varken, genç sayılabilecek bir yaşta aramızdan ayrıldı. Şarkıcının anısına, geçtiğimiz günlerde özel bir gece düzenlendi. Bu gecede, başta, vefa duygusu en gelişmiş sanatçılarımızdan Sezen Aksu olmak üzere, epey sayıda isim sahneye çıktı, Esmeray şarkıları söyledi. Şimdi de, Tan Müzik, “Unutamadık Seni / Unutama Beni” adlı bir albüm verdi piyasaya. Otuz yıla yakındır şarkı söyleyen Esmeray’ın, müzikal geçmişinin en önemli anları – noktaları yer almakta bu albümde.
07 Ekim 2024 Pazartesi 22:49
Hepimizin ağzında aynı cümleler, aynı sloganlar: “Müzik piyasamız çöktü! Artık kim, neden albüm (ya da şarkı) yapsın ki? ADSL’ler, 3G’ler gürül gürül, daya aletini bedava doldur!” DMC’nin başındaki Samsun Demir’in bir televizyon programında söylediği gibi her şey; “Musluklardan bedava meyve suyu, gazoz, ayran aktığını düşünün; bunlara para verip de alan çıkar mı hiç? Müzik de öyle, musluklardan bedava akıyor şimdi.”
Demir’in metaforu doğru ve zekice. Şarkılar “Her şey serbest!” diye sular seller gibi (bedava elbette) kapışılıyorsa, içinde akrep olsun olmasın, kim elini cebine atar ki? Artık öyle olduğu içindir ki, daha az yazılıyor-yaratılıyor, bunların da daha azı yayınlanabiliyor. Çünkü kimsede moral-motivasyon kalmadı.
28 Eylül 2024 Cumartesi 19:52
Şu ‘Popstar’ ve benzeri yarışmalar, bir sürü şeyin yanında şunu da gösterdi: Herkes ünlü olmak istiyor. Şarkıcı, olmadı oyuncu, o da olmadı dizici, sunucu ya da futbolcu. Eh, kimseye “Ne gerek var şimdi, otur oturduğun yerde!” demeye hakkımız yok, isterler elbet; renkli hayat-eğlence bu işte, para bu işte. Böyle bir toplu isteğin elbette tatsız bir yanı da var. Hiç normal seyirci – dinleyici kalmayabilir geriye…
Ama, “Rekabet bunu gerektiriyor zaten” der, birbirimizi dinler ya da seyrederiz artık, bu saçma durum da böyle çözülür. Ünlü olmanın yolunu bir şekilde açmış olanlardan ikisinin, Bayhan ve Sezen’in albümleri henüz yayınlandı. Bayhan ilk, Sezen ise ikinci Ahmet Özden postasından.
15 Eylül 2024 Pazar 09:44
Yıl 2002: Alpay, “Küçük Bir Öykü... Best of (Volume One)” adlı albümünü DMC’den çıkartıyor. Türk popunun temelini atanların en başında gelen sanatçı, kırk küsur yıllık bir zamanı; hiç geri çekilmeden, arkalara kalmadan sürdürebilen tek kişi olarak müzikal yaşamını sürdürmekte. 60, 70 ve 80’lerde hep başa oynamış bu ulu çınar, tıpkı 90’larda yaptığı gibi, 2000’lerde de, genç kuşak şarkıcılara meydan okuyor, “ben hala buradayım” diyor. Geçen yıl, müzikal yaşamının en güzel albümlerinden biri olan “Tango & Latin”i yayınlamıştı, bu yıl da bir “best of” ile karşımızda. Kırk küsur yıllık süre içerisinde, yüzlerce isim geldi geçti Türk popundan. Bırakın eski günleri, 90’ların ilk yarısında ortaya çıkan genç isimler bile sıralarını savdı, unutulup gitti. Alpay hala şarkı söylüyor, biz hala dinliyoruz.