BÖYLE KONUŞMAYIN AĞLATACAKSINIZ
17 Haziran 2024 Pazartesi 21:33
Geçen yıl çıkan ama (daha kolay, daha basit ve giderek daha bayağı olana meyleden) günümüz dinleyicisinin gerekli alakayı göstermediği Nazan Öncel albümü “Hayvan”, 15 adet remix sığdırılmış ikinci bir diskle (“Hayvan’a Remix”) desteklenerek yeniden piyasaya verildi.
Remix yapmaktaki, yayımlamaktaki amaç (ya da istenen, beklenen) çeşit çeşittir. Nerde durduğunuza ya da daha da daraltırsak, müzikten de anladığınıza bağlı olarak değişebilen bir şeydir bu. Ama ortak bir çaba da yok değildir. İster alaka görmüş olsun ister olmasın, albüme yeni bir “can” vermek ve yeniden hayatın ortasına salmak, bu işin ortak sebeplerindendir. “Hayvan” gibi gerçekten çok iyi ve Nazan Öncel’in Nazan Öncelliğini her dizesinde, notasında haykırdığı bir albümde bunu yapmak ise, neredeyse şarttır. Remix ya da başka bir yol, farketmez; “Yanyana Fotoğraf Çektirelim” ile girilmiş ve “7’n Bitirdin”, “Hatırına Sustum”la devam ettirilmiş yeni dönemin son halkası olan “Hayvan”ın, bir biçimde yeniden gündeme getirilmesi şarttı; Öncel ve ekibi de bunu yaptı işte.
Korkunun Üstüne Yürümek
Nazan Öncel gibi tamamıyla nevi şahsına münhasır bir ismin, remix gibi kaypak ve her köşe ya da alana çekilebilecek bir imkanı kullanmaya kalktığında, büyük risk de alacağı bellidir. Ya da büyük sıkıntı doğabilir(di) bu işin neticesinde. Ama prodüktörlüğünü Akşit Togay’ın, proje yönetmenliğini (Rashit’in davulcusu) Orkun Tunç’un yaptığı “Hayvan’a Remix”, boydan boya, Öncel gibi türler-üstü bir isme yakışan bir iş olmuş. Öncel’in şarkılarına biraz daha hızlı, gerekirse biraz daha güncel ve hatta gerekirse biraz daha bar-disko-kulüp havası vermek, ortaya çıkan şarkıları henüz bilemiyor, dinleyemiyor olsak, ürkütücü hatta korkutucu görünebilirdi bizlere. Orijinal bir Öncel şarkısı ile remix’i, “ayrı dünyaların şarkıları” gibi görünebilirdi hayranlarına. Ama şarkıların remix hali hem tek tek, hem de bir bütün olarak Nazan Öncel’in Nazan Öncelliğine bir halel getirmemiş. Getirmenin tam aksine, hepimizin üzerinde mutabık kaldığı farklılığının, kimselere benzemezliğinin, kıymetinin altını çizmiş.
Bu “Nazan Öncel’e yakışacak remix” kaygısının, Akşit Togay ve Orkun Tunç’u çok fazla zorlamış, yormuş mevzu olduğunu söylemek mümkün. Ama her şeye değmiş; “Hayvan” gıcır gıcır kılık kıyafetleri ile yeniden aramızda.
Duvarları Yıkmak
Albümün remix(er) kadrosu zengin ve çeşitli. 15 mix’in dördü Onur Türkyılmaz tarafından yapılmış. Türkyılmaz’ın yaptıkları arasında, özellikle “Böyle Konuşma” çok dikkat çekici. Öncel hayranlarının büyük bir kısmına çok gözyaşı döktürmüş bu şarkının yeni hali de aynı güçte; hiç halel gelmemiş, hala deliler gibi ağlatabiliyor. Proje yönetmeni Orkun Tunç’un da bir parçası olduğu (diğer parça: Taner Yurdunkulu) Armageddon Turk ise üç mix’e atmış elini. Yabancı şarkıcı ya da gruplarla da çalışan ve yaptıklarıyla dışardaki listelere de girmiş bu ekibin üç remix’i de birbirinden mükemmel. Ama “Bahanesi Aşktandır” en iyi olanı; şarkının genelindeki havailik, ya da kanat çırpmaları yeni halinde de baki.
Ozan Öner (“Beni Bu Koca Şehirde Yalnız Bırakma”), Emre Serin (“Normal” ki albümün en iyi remix’lerinden biri de bu; bunun dışında iki remix’i daha var aynı şarkının), Tufan Taş (“Bebişim”) ve Fatih Bahçıvan (“Korkunun Üstüne Yürüyorum”; bu şarkıya, “Süpermatik Mix” ve “Pelerins Mix” adlarıyla iki remix daha yapılmış) da diğer imzalar.
Bir Yanlış Yapmak
Bütün bu iyilik ve güzelliklere rağmen, albümün piyasaya verildiği ilk günler, twitter ve facebook üzerinde şarkılarıyla değil, daha çok kapağı ile konuşuldu. Koray Özkan’a ait grafik ve tasarım, Madonna’nın son albümüne benzer bulundu çok fazla insan tarafından. Aslında evet; renginden formuna kadar çok benziyor. Ama sırf böyle diye, bu albümün üstünü bir kalemde de çizmek gerekmiyor. Daha doğrusu, Madonnavari kapağı döveceğim diye, bu şarkıları kana kana dinlemekten vazgeçmemek lazım.
Öncel’in “Canım Bir Yanlış Yapmak İstiyor”da dediği gibi, herkesin “Kıvırıyor, kıvırıyor, kıvırıyor”, ölümüne kıvırıyor olduğu bir çağda, doğru bildiklerinden bir milim taviz vermeyen evladiyelik bir yaratıcı ile karşı karıyayız. Ondan ve (hem orijinal hem remix) şarkılarından kendimizi mahrum bırakmamamız gerekiyor.
Hayvan/Hayvan’a Remix, Nazan Öncel, DMC
NAİM DİLMENER
Diğer Yazılar
17 Aralık 2024 Salı 21:13
EMI, Türk popunun emektarlarından Hurşit Yenigün’ün önderliğinde çok parlak çok da sıra dışı bir projeye imza attı. EMI, Türk popunun altın çağı olan 70’lerden, o döneme sahiden damgasını vurmuş sanatçı ve şarkılardan bir demeti tek bir albümde getirdi önümüze. Nur Yoldaş, Banu, Melike Demirağ, İskender Doğan, Ercan Turgut, Kartal Kaan, Güzin ile Baha, Esmeray, Semiha Yankı ve Atilla Atasoy; o zamanlar bile bir araya gelememişken, bu sefer Hurşit Yenigün’ün önderliğinde toplandılar ve en önemli şarkılarını, Türk popunın tarihinde zaten çoktan yerini almış şarkılarını yeniden söylediler. Hepsi birden; Hurşit Yenigün’ün Sezen Aksu tarafından söylenmiş “Gölge Etme” adlı şarkısının üstüne yeniden yazılmış “Çok şükür tekrar kavuştuk birbirimize, bir hüzünlü şarkı oldu ayrılık bize” dizeleri ile açıyor albümü ve sırayla, birer birer en önemli şarkılarını söylemeye geçiyorlar.
11 Aralık 2024 Çarşamba 16:27
Kitsch’ten bol bir şey yoktur Türk topunda. Ama ‘en, en, en kitsch?’ diyecek olursanız Rana ve Selçuk Alagöz diyebilirim. Bütün bir müzik geçmişlerini, bizi eğlendirmek, keyiflendirmek, güldürmek üzerine kurdular… Bütün o kılık kıyafetler, şarkı sözleri, plak kapakları, Kızılderili tabloları, ‘Stüdyo Taç’ fotoğrafları, Malabadi Köprüsü’nde başlayan ve biten aşkların öyküleri, Edremit’ten Van’a bakmalar. Hepsi, hepsi parmak ısırtacak güzellikte. Alagözler koca bir tarihi böyle kurdular ve hâlâ devam ediyorlar.
17 Kasım 2024 Pazar 10:16
Tam dört yıl önce kaybetmiştik Hamiyet Yüceses’i, 10 Temmuz 1996 tarihinde. Türk Sanat Müziği’nin bu ‘ölmez’ şarkıcısı, 80’li yaşlarının hemen başında aramızdan ayrılmıştı. Yazılarımda; ‘ölmez’, ‘muhteşem’, ‘mükemmel’, ‘inanılmaz’ gibi sıfatları çok sık kullandığımı bu konuda cimrilik etmek bir yana aksine son derece bonkör davrandığımı herkes bilmekte. Ama doğrusunu söylemek gerekirse, kimi zamanlar; okurun, bu sıfatları uygun bulduğum insanlara dudak büktüğünü ya da burun kıvırdığını hissetmiyor ya da duymuyor değilim. Benim ‘muhteşem’im, herkesin ‘muhteşem’i olmuyor kimi zamanlar. Bu, yazmakta ya da anlatmakta olduğum kişinin bu sıfatı hak etmiyor olmasından değil, herkesin, benim kadar abartmaya niyetli olmamasından kaynaklanmakta. Ama bu sefer, herkesin, hepinizin, benimle hemfikir olacağınızdan asla şüphe duymadan uçuşturacağım en şahane sıfatları... Yazının konusu Hamiyet Yüceses, öyle olunca da akan sular herkes için durmakta...
03 Kasım 2024 Pazar 09:24
Esmeray, tam da “Eski Dostlar” projesi içinde yer almış, çalışmanın – şarkı söylemenin tadını yeniden çıkartabilmeye başlamıştı. Hayat, daha fazlasına izin vermedi. Türk popunun gelmiş geçmiş en renkli şarkıcılarından biri olan Esmeray, daha yapacağı onlarca şey varken, genç sayılabilecek bir yaşta aramızdan ayrıldı. Şarkıcının anısına, geçtiğimiz günlerde özel bir gece düzenlendi. Bu gecede, başta, vefa duygusu en gelişmiş sanatçılarımızdan Sezen Aksu olmak üzere, epey sayıda isim sahneye çıktı, Esmeray şarkıları söyledi. Şimdi de, Tan Müzik, “Unutamadık Seni / Unutama Beni” adlı bir albüm verdi piyasaya. Otuz yıla yakındır şarkı söyleyen Esmeray’ın, müzikal geçmişinin en önemli anları – noktaları yer almakta bu albümde.
07 Ekim 2024 Pazartesi 22:49
Hepimizin ağzında aynı cümleler, aynı sloganlar: “Müzik piyasamız çöktü! Artık kim, neden albüm (ya da şarkı) yapsın ki? ADSL’ler, 3G’ler gürül gürül, daya aletini bedava doldur!” DMC’nin başındaki Samsun Demir’in bir televizyon programında söylediği gibi her şey; “Musluklardan bedava meyve suyu, gazoz, ayran aktığını düşünün; bunlara para verip de alan çıkar mı hiç? Müzik de öyle, musluklardan bedava akıyor şimdi.”
Demir’in metaforu doğru ve zekice. Şarkılar “Her şey serbest!” diye sular seller gibi (bedava elbette) kapışılıyorsa, içinde akrep olsun olmasın, kim elini cebine atar ki? Artık öyle olduğu içindir ki, daha az yazılıyor-yaratılıyor, bunların da daha azı yayınlanabiliyor. Çünkü kimsede moral-motivasyon kalmadı.
28 Eylül 2024 Cumartesi 19:52
Şu ‘Popstar’ ve benzeri yarışmalar, bir sürü şeyin yanında şunu da gösterdi: Herkes ünlü olmak istiyor. Şarkıcı, olmadı oyuncu, o da olmadı dizici, sunucu ya da futbolcu. Eh, kimseye “Ne gerek var şimdi, otur oturduğun yerde!” demeye hakkımız yok, isterler elbet; renkli hayat-eğlence bu işte, para bu işte. Böyle bir toplu isteğin elbette tatsız bir yanı da var. Hiç normal seyirci – dinleyici kalmayabilir geriye…
Ama, “Rekabet bunu gerektiriyor zaten” der, birbirimizi dinler ya da seyrederiz artık, bu saçma durum da böyle çözülür. Ünlü olmanın yolunu bir şekilde açmış olanlardan ikisinin, Bayhan ve Sezen’in albümleri henüz yayınlandı. Bayhan ilk, Sezen ise ikinci Ahmet Özden postasından.
15 Eylül 2024 Pazar 09:44
Yıl 2002: Alpay, “Küçük Bir Öykü... Best of (Volume One)” adlı albümünü DMC’den çıkartıyor. Türk popunun temelini atanların en başında gelen sanatçı, kırk küsur yıllık bir zamanı; hiç geri çekilmeden, arkalara kalmadan sürdürebilen tek kişi olarak müzikal yaşamını sürdürmekte. 60, 70 ve 80’lerde hep başa oynamış bu ulu çınar, tıpkı 90’larda yaptığı gibi, 2000’lerde de, genç kuşak şarkıcılara meydan okuyor, “ben hala buradayım” diyor. Geçen yıl, müzikal yaşamının en güzel albümlerinden biri olan “Tango & Latin”i yayınlamıştı, bu yıl da bir “best of” ile karşımızda. Kırk küsur yıllık süre içerisinde, yüzlerce isim geldi geçti Türk popundan. Bırakın eski günleri, 90’ların ilk yarısında ortaya çıkan genç isimler bile sıralarını savdı, unutulup gitti. Alpay hala şarkı söylüyor, biz hala dinliyoruz.