BİZİM TAYFA
25 Eylül 2023 Pazartesi 21:03
Çoğu kişi bilmez ama, Hüsnü Şenlendirici’nin önderliğindeki Laço Tayfa, bizi, bu toprakların renklerini yurt dışında en iyi temsil eden isimlerin başında gelmekte. Laço Tayfa’nın, dışarda “Çiftetelli” adıyla yayınlanan ilk albümleri “Bergama Gaydası”; hangi ülkeye giderseniz gidin karşınıza mutlaka çıkan bir albüm. Avrupa ya da Amerika; Virgin, HMV, Tower gibi büyük zincirler ya da daha ufak dükkanlar fark etmiyor; önünüze çıkan her “World Music” bölümünde bu albüm ile burun buruna geliyorsunuz. Epey bir zamandır, “gurbet ellerde” karşılaştığım bir “dost” gibi görmekteyim bu albümü. Her yurt dışına çıktığımda, vaktinin çoğunu plakçılarda ve özellikle “World Music” bölümlerinde geçiren biriyim. Burada gördüğüm “bizden” her albüm çocukça bir sevinç duymama neden oluyor. Her ülke ya da mağazada gördüğüm albümler çoğunlukla farklı olmakta. Ama (Tarkan ile birlikte) Laço Tayfa’ya rastlamadığım bir zaman hiç olmadı.
Hüsnü Şenlendirici ve ekibi tarafından temsil ediliyor olmanın elbette “extra” bir gururu var. Brooklyn Funk Essentials ile kaydettikleri “In the Buzzbag” albümü ile kendisini gösteren Laço Tayfa; “Bergama Gaydası” adlı ilk albümlerinde, herkesin tatlı rüyası olan “sentez”i, olabilecek en başarılı şekilde gerçekleştirmiş ve “Harmandalı”, “Fidayda”, “Onbeşli”... saflarını daha da sıklaştırmıştı. “Bir rüya” gözüyle de bakılabilir buna. New York, Paris, Roma ya da Barselona’da Laço Tayfa’nın müziği yankılanmakta, birileri, kendilerine epeyce yabancı ritm ve seslerle “Çiftetelli” yapmakta... Marifet, “yerel” olanı, “uluslararası” bir formda sunabilmek ve bunu, kimsenin kafasını – gözünü yarmadan yapabilmek.
Hüsnü Şenlendirici ve Laço Tayfa; ilk albümleri ile ulaştıkları noktaya sıkışıp kalmadan “Hicaz Dolap” adlı ikinci albümleri ile çıkıyorlar karşımıza. Tam da onlardan bekleneceği gibi, iki albüm arasını; çalışarak – deneyerek – kafa patlatarak geçirmişler. Bu albümün de, hem bizde hem dışarda hak ettiği ilgiyi göreceği rahat rahat söylenebilir. Sürprizi bol bir albüm üstelik. Bizzat Hüsnü Şenlendirici’nin yazdığı iki parça, “Erkilet Güzeli”nin başını çektiği geleneksel malzememizin yanında yer tutmuş... Athena’dan Gökhan - Hakan, Kibariye ve Kubat bazı şarkılara “ses”lerini vermiş. Bir başka sürpriz de Mercan Dede’den. Bu büyücü müzisyen, bu sefer DJ Arkın Allen kisvesi altında, bir “remix” patlaması yaşadığımız şu günlerde, herkese dersini vermek üzere kolları sıvamış...
Laço Tayfa, bugüne kadar bilinen – alışılagelen kuralları – standartları bir bir yıkıyor. “Erkilet Güzeli”ni, “bağbozumu” tablosunda, (dışarda) görücüye çıkarmaya çok kişi gayret etmiş ama dişe dokunur bir sonuç alamamıştı. “Çiftetelli” ile bunu başarmış ekibin bu sefer elindeki koz daha da sağlam.
BULURSANIZ KACIRMAYIN
Bergama Gaydası – Doublemoon – CD
Hicaz Dolap – Doublemoon - CD
Hicaz Dolap (Remix) – Doublemoon - Promo CD
NAİM DİLMENER
Diğer Yazılar
17 Aralık 2024 Salı 21:13
EMI, Türk popunun emektarlarından Hurşit Yenigün’ün önderliğinde çok parlak çok da sıra dışı bir projeye imza attı. EMI, Türk popunun altın çağı olan 70’lerden, o döneme sahiden damgasını vurmuş sanatçı ve şarkılardan bir demeti tek bir albümde getirdi önümüze. Nur Yoldaş, Banu, Melike Demirağ, İskender Doğan, Ercan Turgut, Kartal Kaan, Güzin ile Baha, Esmeray, Semiha Yankı ve Atilla Atasoy; o zamanlar bile bir araya gelememişken, bu sefer Hurşit Yenigün’ün önderliğinde toplandılar ve en önemli şarkılarını, Türk popunın tarihinde zaten çoktan yerini almış şarkılarını yeniden söylediler. Hepsi birden; Hurşit Yenigün’ün Sezen Aksu tarafından söylenmiş “Gölge Etme” adlı şarkısının üstüne yeniden yazılmış “Çok şükür tekrar kavuştuk birbirimize, bir hüzünlü şarkı oldu ayrılık bize” dizeleri ile açıyor albümü ve sırayla, birer birer en önemli şarkılarını söylemeye geçiyorlar.
11 Aralık 2024 Çarşamba 16:27
Kitsch’ten bol bir şey yoktur Türk topunda. Ama ‘en, en, en kitsch?’ diyecek olursanız Rana ve Selçuk Alagöz diyebilirim. Bütün bir müzik geçmişlerini, bizi eğlendirmek, keyiflendirmek, güldürmek üzerine kurdular… Bütün o kılık kıyafetler, şarkı sözleri, plak kapakları, Kızılderili tabloları, ‘Stüdyo Taç’ fotoğrafları, Malabadi Köprüsü’nde başlayan ve biten aşkların öyküleri, Edremit’ten Van’a bakmalar. Hepsi, hepsi parmak ısırtacak güzellikte. Alagözler koca bir tarihi böyle kurdular ve hâlâ devam ediyorlar.
17 Kasım 2024 Pazar 10:16
Tam dört yıl önce kaybetmiştik Hamiyet Yüceses’i, 10 Temmuz 1996 tarihinde. Türk Sanat Müziği’nin bu ‘ölmez’ şarkıcısı, 80’li yaşlarının hemen başında aramızdan ayrılmıştı. Yazılarımda; ‘ölmez’, ‘muhteşem’, ‘mükemmel’, ‘inanılmaz’ gibi sıfatları çok sık kullandığımı bu konuda cimrilik etmek bir yana aksine son derece bonkör davrandığımı herkes bilmekte. Ama doğrusunu söylemek gerekirse, kimi zamanlar; okurun, bu sıfatları uygun bulduğum insanlara dudak büktüğünü ya da burun kıvırdığını hissetmiyor ya da duymuyor değilim. Benim ‘muhteşem’im, herkesin ‘muhteşem’i olmuyor kimi zamanlar. Bu, yazmakta ya da anlatmakta olduğum kişinin bu sıfatı hak etmiyor olmasından değil, herkesin, benim kadar abartmaya niyetli olmamasından kaynaklanmakta. Ama bu sefer, herkesin, hepinizin, benimle hemfikir olacağınızdan asla şüphe duymadan uçuşturacağım en şahane sıfatları... Yazının konusu Hamiyet Yüceses, öyle olunca da akan sular herkes için durmakta...
03 Kasım 2024 Pazar 09:24
Esmeray, tam da “Eski Dostlar” projesi içinde yer almış, çalışmanın – şarkı söylemenin tadını yeniden çıkartabilmeye başlamıştı. Hayat, daha fazlasına izin vermedi. Türk popunun gelmiş geçmiş en renkli şarkıcılarından biri olan Esmeray, daha yapacağı onlarca şey varken, genç sayılabilecek bir yaşta aramızdan ayrıldı. Şarkıcının anısına, geçtiğimiz günlerde özel bir gece düzenlendi. Bu gecede, başta, vefa duygusu en gelişmiş sanatçılarımızdan Sezen Aksu olmak üzere, epey sayıda isim sahneye çıktı, Esmeray şarkıları söyledi. Şimdi de, Tan Müzik, “Unutamadık Seni / Unutama Beni” adlı bir albüm verdi piyasaya. Otuz yıla yakındır şarkı söyleyen Esmeray’ın, müzikal geçmişinin en önemli anları – noktaları yer almakta bu albümde.
07 Ekim 2024 Pazartesi 22:49
Hepimizin ağzında aynı cümleler, aynı sloganlar: “Müzik piyasamız çöktü! Artık kim, neden albüm (ya da şarkı) yapsın ki? ADSL’ler, 3G’ler gürül gürül, daya aletini bedava doldur!” DMC’nin başındaki Samsun Demir’in bir televizyon programında söylediği gibi her şey; “Musluklardan bedava meyve suyu, gazoz, ayran aktığını düşünün; bunlara para verip de alan çıkar mı hiç? Müzik de öyle, musluklardan bedava akıyor şimdi.”
Demir’in metaforu doğru ve zekice. Şarkılar “Her şey serbest!” diye sular seller gibi (bedava elbette) kapışılıyorsa, içinde akrep olsun olmasın, kim elini cebine atar ki? Artık öyle olduğu içindir ki, daha az yazılıyor-yaratılıyor, bunların da daha azı yayınlanabiliyor. Çünkü kimsede moral-motivasyon kalmadı.
28 Eylül 2024 Cumartesi 19:52
Şu ‘Popstar’ ve benzeri yarışmalar, bir sürü şeyin yanında şunu da gösterdi: Herkes ünlü olmak istiyor. Şarkıcı, olmadı oyuncu, o da olmadı dizici, sunucu ya da futbolcu. Eh, kimseye “Ne gerek var şimdi, otur oturduğun yerde!” demeye hakkımız yok, isterler elbet; renkli hayat-eğlence bu işte, para bu işte. Böyle bir toplu isteğin elbette tatsız bir yanı da var. Hiç normal seyirci – dinleyici kalmayabilir geriye…
Ama, “Rekabet bunu gerektiriyor zaten” der, birbirimizi dinler ya da seyrederiz artık, bu saçma durum da böyle çözülür. Ünlü olmanın yolunu bir şekilde açmış olanlardan ikisinin, Bayhan ve Sezen’in albümleri henüz yayınlandı. Bayhan ilk, Sezen ise ikinci Ahmet Özden postasından.
15 Eylül 2024 Pazar 09:44
Yıl 2002: Alpay, “Küçük Bir Öykü... Best of (Volume One)” adlı albümünü DMC’den çıkartıyor. Türk popunun temelini atanların en başında gelen sanatçı, kırk küsur yıllık bir zamanı; hiç geri çekilmeden, arkalara kalmadan sürdürebilen tek kişi olarak müzikal yaşamını sürdürmekte. 60, 70 ve 80’lerde hep başa oynamış bu ulu çınar, tıpkı 90’larda yaptığı gibi, 2000’lerde de, genç kuşak şarkıcılara meydan okuyor, “ben hala buradayım” diyor. Geçen yıl, müzikal yaşamının en güzel albümlerinden biri olan “Tango & Latin”i yayınlamıştı, bu yıl da bir “best of” ile karşımızda. Kırk küsur yıllık süre içerisinde, yüzlerce isim geldi geçti Türk popundan. Bırakın eski günleri, 90’ların ilk yarısında ortaya çıkan genç isimler bile sıralarını savdı, unutulup gitti. Alpay hala şarkı söylüyor, biz hala dinliyoruz.