Bas gitardaki ileri tekniğiyle Kurtalan Ekspres’e çok yararlı olan Güvenç’in özellikle kendi bestesi Dönence parçasının girişindeki performansı, tam anlamıyla ‘klasikleşmişti’. Gülpembe de bir Güvenç bestesiydi. Timur Selçuk’un Çağdaş Müzik Merkezi isimli müzik okulunda 13 yıl armoni, bas öğretmenliği yapan, 1991'de açtığı Stüdyo Spectrum'u işleten ve gitar dersleri veren Güvenç, Erkin Koray’ın Devlerin Nefesi (1999) ile Cem Karaca’nın Bindik Bir Alamete Gideyoz Kıyamete (1999) albümlerinde de çalmıştı.
Midas grubu ile Engin Yörükoğlu’nun Jazzstop adlı lokalinde çalışırken yeniden toparlanmayı planlayan Moğollar’ın dikkatini çekmiş ve 1993'te organist olarak ekibe davet edilmişti. Çok kısa sürede gruba uyum sağlamış, düzenlemeleriyle Moğollar’a yeni bir çizgi ve bakış getirmişti. Cahit Berkay’ın film müzikleri albümlerinin düzenlemelerini yazmış; bu yapıtların sahnede icrasında Berkay’a yardımcı olmuştu.
Profesyonel müzik yaşamına 1971’de Bunalımlar grubunda bas gitar çalarak başladı. İki kuzeni Berç Yenal ile Nur Yenal da aynı grupta yer alıyordu. Rock macerasının ardından piyasadaki birçok iddialı albümün kayıtlarında yer alan Melik Yirmibir (Melik Orhanyan) o dönemin toplama albümlerinin de vaz geçilmez bas gitaristiydi
Ergun Özer, Süheyl Denizci, Güner 5, Yalçın Ateş, Norayr Demirci, Erol Pekcan orkestralarında, TRT İstanbul Radyosu Caz Orkestrası’nda trombon ve trompet çalan Halil Gürşan Saçlı, ayrıca birçok plağın kayıtlarında da yer aldı.
Aşk, ayrılık temalarını içeren türkü formundaki deneysel bestelerle devam eden üçlüde davula oturmuş Haldun Hürel’in sıra dışı performansı taklit edilmeye başlanmıştı. Haldun Hürel sürekli yeni ritm arayışlarıyla sıkı bir dinleyici kitlesi kazanmış ve askılı davul, kaşık, dev darbuka, çan, teflerle adeta bir vurmalılar sentezi oluşturmuştu.
Kardaşlar'da ise bas gitarın yanında ıklığla da dikkat çekmişti. Ersen-Kardaşlar döneminden sonra, adını grubun başına ekleyip Kardaşlar’ı devam ettirdi. Kardaşlar’da müzik yaparken Kara Sevda ile Hasan Kalesi’nin bestelerini yazdı.
Seksenler’in başında Gündoğarken kurulunca grupta önce mandolin çalmıştı. O günlerde Yeni Türkü’nün şarkılarından etkilenmiş, Yunan müziğine ilgi duymuş ve babası bu kez de Yunanistan’dan bir buzuki getirmişti. Dört telli buzukiyi kendi keşfetmiş ve Gündoğarken’in müziğine bambaşka bir tat gelmişti.
17 Temmuz 1947 tarihinde Kütahya’nın Tavşanlı kasabasında doğdu. İlk müzik derslerini, amatör müzikolog olan babası Şeref Canku’dan almış, ilkokuldan sonra Ankara Devlet Konservatuarı’nı kazanarak altı yıl (1958-1964) viyolonsel ve piyano eğitimi görmüştü. Konservatuvar sırasında, okul dışındaki derslerle gitara ağırlık vermiş ve 1967’de Ankara Radyosu’nda açılan Klasik Türk Müziği kurslarına katılmıştı.
Erkan Oğur adı ilk kez Mazhar Fuat Özkan’ın 1984 tarihli Ele Güne Karşı Yapayalnız albümünde dikkatleri çekmişti. Güllerin İçinden ile Bu Sabah Yağmur Var İstanbul’da parçalarında ilginç bir gitar tınısıyla tanışmıştı müzikseverler onunla. Oğur’un çaldığı perdesiz gitardı. O günden sonra nitelikli albüm kayıtlarında yer aldı, Bülent Ortaçgil’le çaldı, tabii hep yanında perdesiz gitarı vardı.
Bir yabancı orkestrada davul çalarak profesyonel müziğe adım atmış Erol Pekcan müthiş azmi ve disipliniyle kısa sürede yerli cazın temel isimlerinden biri olmuştu. Pekcan kurduğu orkestralarla, televizyon ve radyo programlarıyla, yerli-yabancı müzisyenlerle yaptığı ortak çalışmalarla Türkiye'de cazın yayılması için uzun yıllar durmadan çaba harcamıştı.
Konservatuarda eğitim görmüş, 1936 Yugoslavya doğumlu Muhittin Paydaş, sanat hayatına Yugoslavya’da bir Macar orkestrasında başlamıştı. Beş yıl klarnet çaldıktan sonra 1958’de Türkiye’ye gelmiş ve Çetin İnöntepe Orkestrası’na girmişti. Devamında Şerif Yüzbaşıoğlu, Ergun Özer, Kadri Ünalan ve Ulvi Temel orkestralarında, ‘Radyo Evi’nde saksafoncu olarak çalışmıştı.
Çok genç yaşta, önce Burhan Tonguç'un Metronom grubunda, ardından ağabeyi Onno Tunç'un gruplarında profesyonel olmuş Arto Tunç'u (d. 4 Ağustos 1957) geniş kitleler Ajda Pekkan'ın Eurovision parçası Petr'oil'in tanıtım filminde çaldığı darkubayla tanımıştı. Ardından da meşrubat şişesini üfleyerek çıkardığı seslerden...
1970’lerin başında Vedat Yıldırımbora’nın grubu Metronom’da, ardından Orhan Gencebay, Doğan Canku,Sezen Aksu, Fahir Atakoğlu’nun arayışlarında yer almış Ercan Irmak, kasik müzikte temel saz olarak devamlı aynı sesi kullanmak yerine diğer türlere de ney’i fark ettirmeyi, parça içinde uygun noktayı bulup öne çıkarmayı tercih etmişti.
Bas gitar deyince Türkiye’de akla gelen ilk isimlerden Gürol Ağırbaş (d. 1962) işin alfabesinden başlayıp festival orkestralarına kadar yükselmiş, çeşitli albümlerin yönetmenliğini ve düzenlemelerini yüklenmiş, birçok yorumcuyla aynı sahneyi paylaşmış, onlara besteler vermiş bir müzik adamı.
Mustafa Süder ya da piyasada bilenen adıyla Mustafa Hoca. Yerli popun son çeyrek yüzyılında birçok iddialı albümün kayıtlarında yer almış, viyola, klarnet, keman, saksafon, akordeon çalmış, İstanbul Senfoni Orkestrası’nda viyola bölüm şefliği yapmış, gayet üretken bir müzisyendi.
Faruk Akel’in orkestrasında piyano çaldıktan sonra ‘Kentet Dogo’ (Doruk Onatkut’un lakabı) orkestrasını kurarak sahnelerde ve plak kayıtlarında yer almıştı. Seksenler'de Doruk Onatkut Orkestrası adını da kullanan Onatkut ve arkadaşları en büyük sükseyi, Onatkut’un ça-ça ritminde düzenlediği Kara Tren’le yapmıştı.
60’lı yıllarda orkestrasını kurup gece kulüplerinde, lokallerde müzik yapan Şefik Uyguner, zaman zaman Fehmi Ege, Faruk Akel, Şerif Yüzbaşıoğlu gibi şeflerin orkestralarında da yer almıştı. Tiyatro müzikleri de besteleyen Şefik Uyguner, ilk piyanist şantörlerden olmuş, 2000’li yıllarda dek kah piyanosuyla, kah orkestrasıyla müzik yapmayı sürdürmüş, Kasım 2016’da yaşamını yitirmişti.
Gazino ilanlarında ‘Sevimli Caz Yıldızı’ diye tanıtılan Yalaz, 1960’da Müfit Kiper Orkestrası’na solist olarak katılmış ve bu toplulukla yurt dışında da çalışmıştı. 1966’da dönünce Vasfi Uçaroğlu Hisar Orkestra’da şarkı söylemeye devam etmişti. 45’likler de yayınlayan Yalaz, Haziran 1984’te yaşamını yitirmişti.
O güne kadar diğer sanatçılar için düzenlemeler yazmış, önemli işler üretmiş Dilek, ekibiyle Bütün Meyhanelerini Dolaştım İstanbul’un/Yeşil Yaylam 45’liğini yaptıktan sonra yeniden tek başına çalışmayı tercih etmiş ve özellikle oyun havalarımızın modern düzenlemelerinden oluşan uzunçalarlarıyla eskimeyen yapıtlara imza atmıştı.
2000’de Türkiye’ye dönünce Duman grubunun konserlerinde yer almış, ses teknisyenliği ve prodüktörlüğe başlamıştı. Sahnedeki sağlam tekniğiyle dikkat çekmiş Konakoğlu, geniş yelpazede stüdyo işleri çıkarırken davul atölyeleri kurarak dersler vermiş, Mert Baykal’ın yönettiği Pardon filminin müziklerini yazmıştı.
22 Mart haftasına hoş geldiniz! Yine bol filmli, kalabalık bir hafta. Sinema takviminde 22 Mart’a bakıyoruz… Usta aktris Fanny Ardant’ın yanı sıra ünlü oyuncular Reese Witherspoon, Lena Olin ve Matthew Modine 22 Mart günü dünyaya gelen beyazperde yıldızları... Altısı yerli yapım olmak üzere toplam on üç yeni filme merhaba diyor 22 Mart vizyonu! Notlarımız arasında yer alan haftanın iki yeni filmi ise gizemi yüksek korku öyküsü ‘Haunting of the Queen Mary / Queen Mary’nin Laneti’ ile İngiltere’den çıkagelen aynı türdeki yapım ‘Evie’!
Çeyrek yüzyılı aşkın, başta pop olmak üzere müziğin tarihini tutan, radyo programları üreten, kitaplar, eleştiriler yazan, plaklar çalan Naim Dilmener bu uzun yürüyüşün Gazete Pazar ile Radikal adımlarında kaleme aldığı yazılarıyla, müzik serüvenimizden önemli ve değerli isimleri bizlerle paylaşıyor.
Kariyerinin eksik parçalarını oğulları üzerinden tamamlamak isteyen eski bir güreşçi ve onun despotik yapısıyla darmadağın olan hayatlar... Sean Durkin imzalı ‘Demir Pençe’ gerçek öyküye dayanan etkileyici bir trajediyi perdeye taşıyor. Büyük kısmı ringlerde geçen hüzünlü aile dramını anlatan yapım, yılın en iyilerinden. UĞUR VARDAN (HÜRRİYET/23.03.2024)
Gündemdekilere ve vitrindekilere aldırmadan upuzun sinema tarihinden cımbızla seçilen hoş filmler, insan kokan öyküler, gözden kaçanlar, ıskalananlar, pamuklara sarılması gereken mütevazı başyapıtlar ve diğerleri Hilal Çetinder’in kaleminden Film Makarası’nda…
Önceki hafta, Berlin Film Festivali izlenimlerimize başlamıştık. Vakit kaybetmeden, kalan filmlere geçelim. Bu filmlerin bir kısmının İstanbul Film Festivali’nde de gösterileceğini de hatırlatalım.
TRT İstanbul Radyosu ses sanatçısı Ayşen Birgör, gökteki yıldızlar misali ışıl ışıl şarkıları bugün 17.15'de TRT Müzik'te ekranlara gelecek Yıldızlar Altında programında seslendiriyor.
Yeni fotoğrafı görmek, müzikseverlerin beğenisinin ne kadar değiştiğini öğrenmek için yerli rockta ‘bütün zamanların en iyileri’ni sinemamuzik.com okurlarına ve müzik eleştirmenlerine sorduk. İlginç liste çıktı ortaya:
Her biri meslekte en az 20 yılı devirmiş müzik yazarlarımızın saptadığı yerli grupların ‘şeref tablosu’nda Moğollar, Bulutsuzluk Özlemi ile ‘orta yaş’a dayanmış akranlar mor ve ötesi ile Duman gözüküyor. Hemen enselerinde Kurtalan Ekspres ile Dervişan yer alıyor. Bir alt basamakta ise, az zamanda çok iş yapmış Hardal ve Mazhar Fuat Özkan bulunuyor. Aslında gözler Mazharlar’ı daha üstte arıyor da, ‘ticaret’in dozunu kaçırmak bazen böyle sonuçlara neden oluyor.
Sinemamuzik.com, bir çoğu Altın Portakal’da jürilik de yapmış sinema yazarlarına sordu: ‘Antalya Altın Portakallı en iyi film hangisi’?... Birinciler listesinde ‘kortej’e çıkan ve bütün zamanların Altın Portakal birincilerini değerlendiren 31 sinema yazarının katıldığı araştırmada, Zeki Ökten’in 1980 tarihli Sürü filmi 213 puan toplayarak birinciliği kazandı. Sürü’yü 204 puanla Muhsin Bey (Yavuz Turgul) ve 192 puanla Uzak (Nuri Bilge Ceylan) izledi.
Sinemamuzik.com sinema yazarlarına sordu: ‘İlk uzun filmini 21. yüzyılda çeken en iyi 10 yerli yönetmen kim?... 30 sinema yazarının katıldığı araştırmada bol ödüllü Emin Alper 195 puan toplayarak birinciliği kazandı. Alper’i 145 puanla Pelin Esmer ve 136 puanla Özcan Alper izledi. Emin Alper'i 27 sinema yazarı listesine alırken, Pelin Esmer’e 25, Özcan Alper’e 20 listede yer verildi. Bazı popüler isimler ön sıralarda yer alamadı.
Burhan Şeşen’in kaleme aldığı “Nesinİ Söyleyim” kitabı yayınlandı. "Biz Kitap" etiketi taşıyan yapıtı Şeşen, kitabını, oğlu Serhan ile kızı Dilhan'a armağan etti. Okuma serüveninin başladığı mahalle kütüphanesinden bu günlere süreci okuyucularıyla paylaşan Şeşen'in kitabı 183 sayfa.
Türkiye´nin büyük kentlerinde yayında olan radyo kanallarının geniş listesi
Genç yaşına karşın uzun yıllardır rap müzikle uğraşan ´sinemamuzik.com´ okuru Emre Onaran sitemiz için şarkı yazdı. Yapıtını arkadaşı Uygar´la (Ragyu) birlikte seslendiren Emre Onaran´ın (Sürgün) videosu içeride:
Ünlü grupların kuruluş öyküleri, müzik serüvenleri yakından takip edilse de isimlerinin nasıl doğduğu ve koyulduğu pek bilinmez. Meraklısı için ilginç bir liste hazırladık:
Popüler orkestralar ile grupların Türkiye serüvenini ‘Günlerin İçinden Canım’ / 100 Yıllık Türkiye Popüler Orkestralar ve Gruplar Tarihi (1923-2022) adlı internet sitesinde anlattım.