1 Şubat 1929 Zonguldak doğumlu Aydemir Mete, Ankara’da konservatuarda okurken 1954’de ‘başkent’te vatani görevini yapan İlham Gencer’le tanıştı. Aynı yıl İstanbul’a gitti ve kulüplerde kontrbasıyla profesyonel oldu. 1962-65 arası Lübnan’da Fransızların, İspanyolların ve Belçikalıların yer aldığı orkestrada çalıştı. Dönünce Vasfi Uçaroğlu ve İlham Gencer’le caz triosu olarak İstanbul Radyosu’nda programlar yaptı.
11 Şubat 1939’da İstanbul Haseki’de doğdu. Çatalca’da çiftlikte yaşarken düğünlerde müzikle, orkestralarla tanıştı. Ankara’da konservatuarın davul bölümüne girdi. Okul döneminde, yasak olmasına rağmen kulüplerde, lokantalarda dans müziği yaptı, bongo ile marakas çaldı. Bu nedenle bir yıl sonra okuldan uzaklaştırıldı. Ama iyi bir temel eğitim almış, lokallerde de tekniğini geliştirmişti.
1934’te İstanbul’da doğdu. Babası dönemin ünlü saksafoncularından İsmail Ağırbaş’tı. Üsküdar’dan Fatih’e taşındılar. Babasının çaldığı orkestrayı izleyerek müziğe sevdalandı. Aralarda davulun başına geçerek deneyimini arttırdı, okul topluluğunda davulu üstlendi. Askerliğini çeşitli orduevlerindeki orkestralarda yer alarak bitirdi ve sonrasında piyasaya girdi.
Küçük yaşta üziğe merak sardı ve gitarı denedi. Askerlik görevinin ardından Tevfik Çelen ve Salih Durutaş’tan klarinet, Celal Bozsay’dan alto saksafon, Şerif Yüzbaşıoğlu’ndan armoni dersleri alarak amatörce topluluklarda yer aldı. 1961’de profesyonel oldu ve devamında Kadri Ünalan, Çetin İnöntepe, Selim Özer, Aydemir Mete, Mete Duruman, Ritm73 ve Süheyl Denizci orkestralarında çaldı.
25 Aralık 1963’de Ankara’da doğdu ve müziğe soprano blok flütle başladı. Caza ilgi duydu ve flütle beraber 1980’de saksafon da çaldı. Birçok grup bünyesinde müzik yaptı. 1990’da Bilkent Üniversitesi’nin caz seminerlerine katıldı. Ankara'da uzun bir dönem Tuna Ötenel’le projeler üretti. Bilkent Üniversitesi'nde Caz Müzik Bölümü'ne girdi ve Tomasz Szukalski ile çalıştı. 1990’da Ercüment Orkut (piyano), Erdal Akyol (bas) ve Ediz Hafızoğlu (davul) ile Yahya Dai Quartet’i kurdu.
4 Ekim 1946’da İstanbul’da doğdu. Çok genç yaşta kurduğu Sailors grubuyla dikkat çektikten sonra 1963’de ‘Cahit Oben 4’ adlı grubuyla yoluna devam etti. Ekipte solo gitar çalan Oben’den başka Fikret Kızılok (ritm gitar), Erol Ulaştır (davul), Koray Oktay (bas gitar) vardı. Beat müzik yapan ve bunu halk müziğimize uyarlamayı hedefleyen, semt konserleri veren Cahit Oben 4, kendi parasıyla art arda iki 45’lik yayınladı.
Keleci, Ferdi Stater ile Cemal Reşit Rey’den dersler aldıktan sonra kantocu babaannesi Şamrah Hanım’a piyano çalarak 17-18 yaşlarında profesyonel oldu. Ardından Tepebaşı’ndaki Darülbedayi Tiyatrosu’nda çalıştı. 1940’lı yıllarda da Cemal Reşit Rey operetlerinde piyano çaldı.
25 Ekim 1968’de İstanbul’da doğan Şalt, İstanbul Erkek Lisesi`de öğrenim görürken davul çalmaya başladı ve arkadaşlarıyla Seth grubunu kurdu. 1989’da Whisky’e katıldı ve topluluğun üç albümünde (1993, 1997, 1999) baget salladı. 1992’de vurmalı çalgılar ve davul mağazası 'Whisky Drum Shop'u açtı.
24 Şubat 1951’de İstanbul’da doğdu. Annesi ve babası keman, piyano, çalıyordu. Evde piyanoya başladı ve ilk konserini dört yaşındayken verdi ve Hürriyet Gazetesi baş sayfasında onu ‘harika çocuk’ başlığıyla tanıttı. Beş yaşından itibaren Ferdi Statzer’den piyano dersleri almaya, bir yıl sonra da Reşit Abed ile solfej, armoni çalışmaya başladı.
1947’de İstanbul’da doğdu. Beş yaşında piyanoyla tanıştı. 1959’da Ankara Devlet konservatuarı piyano bölümüne girdi. Ulvi Cemal Erkin ile Ferhunde Erkin’den piyano dersleri aldı. Çocukluğunda Eskişehir’de babasının orkestrasıyla sahneye çıkıp tumba ve marakas çaldı. Çekirdekten yetişti. Ankara’da konservatuara kabul edildi ve yatılı okurken aynı dönemde İltekin İlkokulu’nu bitirdi. Caza merak sardı ve 1962’de caz çalmanın yasak olduğu konservatuardan uzaklaştırıldı.
6 Ekim 1962’de İstanbul’da doğdu. Dokuz yaşında davula merak sardı ve devamında okul orkestrasında çalmaya başladı. Salim Ağırbaş'tan davul dersleri aldı. Giderek Kadıköy müzik camiasında tanındı ve genç yaşta önemli gruplarda baget salladı.
İzmir’de doğdu. Radyoda swing dinleyerek müziğe merak sardı. Akordeonla başladı. İlk piyano eğitimini İzmirli Rum August Giras’ın annesinden alan Cendeli, halkevlerinde piyano tekniğini ilerletti. İstanbul’a yerleşti ve piyanist-şarkıcı Necdet Karar’ın yanında sahne deneyimini arttırdı.
1955’de İstanbul’da doğdu ve Antonio Dumezic’ten gitar dersleri aldı. Çeşitli orkestralarda çalıştıktan sonra önce radyoda Orhan Borar’ın orkestrasında çaldı, ardından Süheyl Denizci’nin topluluğuyla radyo ve televizyon programlarına katıldı. 1977’deOrhan Borar’ın desteğiyle Kültür Bakanlığı Türk Musikisi Devlet Konservatuarı’na girdi; Tülay Örser, Yavuz Özüstün, Demirhan Uluğ gibi isimlerle armoni, Türk Musikisi, caz ve klarnet üzerine çalıştı.
1974 doğumlu Mehmet Ali Sanlıkol Bursa’da büyüdü. Anne-baba müzikle ilgileniyordu. Evde piyano vardı. İlk müzik derslerini annesi Fethiye Sanlıkol’dan aldı. Bursa o dönem rock patlaması yaşıyordu. Mehmet Ali Sanlıkol da rockla ilgilendi ve Symphony, Bohem gibi gruplarda gitar çaldı, Bursa Açıkhava Tiyatrosu’nda konserler verdi. 18 yaşında caza merak sardı ve Aydın Esen’den dersler aldı. Esen’in yardımıyla 1993’de ABD’ye Berklee’de okumaya gitti.
1959’da Ankara’da doğdu. Müziğe yeteneğini ilkokul öğretmeni keşfetti. Ağabeyi ile ablasının teşvikiyle Ankara’da konservatuara girdi. 1977’de İstanbul’a gitti ve klasik müzik okuyarak 1979’da İstanbul Devlet Konservatuarı’nı bitirdi ve aynı yıl İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası'nda birinci trompetçi olarak çalışmaya başladı.
2 Ağustos 1952’de İstanbul’da dünyaya geldi. Annesi piyano çalıyordu; o da altı yaşında klasik piyano dersleri almaya başladı. Konservatuara girdi. Okul sıralarında Grup Senkop’u kurdu. İşmen, 1968'de Mecidiyeköy Lisesi'nin Milliyet Liseler Arası Hafif Batı Müziği Yarışması'na katılan grubundaydı. Ritm 73 Orkestrası ile adım attığı profesyonel müzik pazarında genç yaşına karşın orkestralar kurdu, gece kulüplerinde çalıştı.
1979’da doğdu. Müziğe 10 yaşında gitar çalarak başladı. Ortaokulda ilk grubunu kurdu. Lisede rockla, üniversitede cazla ilgilenmeye başladı. 1993’de yılında Ankara'da Tuna Ötenel ve Janusz Szprot orkestralarında bas gitara geçti ve profesyonel oldu. 1995’te ekonomi doktorası yaptığı University of California, Miles Davis'in büyük orkestrasında iki buçuk yıl süreyle yer aldı.
1934 yılında İstanbul´da doğdu. 1949’da Ankara Devlet Konservatuarı kontrbas bölümünden mezun olduktan sonra caz çalmaya ilk olarak Muvaffak “Maffy” Falay ile başladı. 1958´de Ankara´da Dave Brubeck Quartet ile konserde aynı sahneyi paylaştı. Bu konserleri takiben ABD Berklee School of Music´ten burs aldı ama, askerlik nedeniyle gidemedi.
1929’da İstanbul Bakırköy’de dünyaya geldi. Evdeki piyanoyu üç yaşında teyzelerinden öğrendi. Keman çalan annesinin plaklarıyla dünya müziklerinden haberdar oldu. Çok genç yaşta Bakırköy Halk Evi Orkestrası’yla düğünlerde, balolarda çalıp para kazanmaya başladı ve okulu bıraktı.
1926’da İstanbul’da doğdu. Küçük yaşlarda Kadıköy’den Üsküdar’a yürüyerek Üsküdar Halkevi’nde trompet çalmayı öğrendi. 1940’lı yılların başında Hulki Saner’in caz orkestrasına katıldı ve sağlam tekniğiyle kısa sürede dikkat çekti. Müzik piyasasında Badi Kemal olarak tanınan Kemal Sural, İstanbul’un gözde lokallerinde çalıştı ve İstanbul Radyosu’na programlar hazırladı.
Kasım ayının sonuna geliyoruz… 2024 sinema sezonunun sona ermesine neredeyse bir aylık süre kaldı. Sezonun beğeni listelerini yavaş yavaş hazırlamak gerekli… Dördü yerli yapım olmak üzere toplam dokuz yeni filme ev sahipliği yapıyor 22 Kasım vizyonu! Pierre Morel’in yönettiği, başrolünü Kate Beckinsale’in üstlendiği aksiyon ‘Canary Black / Siyah Kanarya’ haftanın notlarımız arasında yer alan tek yenisi.
Çeyrek yüzyılı aşkın, başta pop olmak üzere müziğin tarihini tutan, radyo programları üreten, kitaplar, eleştiriler yazan, plaklar çalan Naim Dilmener bu uzun yürüyüşün Gazete Pazar ile Radikal adımlarında kaleme aldığı yazılarıyla, müzik serüvenimizden önemli ve değerli isimleri bizlerle paylaşıyor.
Ridley Scott’ın 2000 tarihli başyapıtı ‘Gladyatör’ün devamı ‘Gladyatör II’ Maximus’un oğlu Lucius’un, babası gibi Roma’nın yozlaşmış iktidarına karşı verdiği mücadeleyi ve gladyatörlükten halk kahramanına dönüşüm hikâyesini anlatıyor. Kadrosunda Paul Mescal, Pedro Pascal, Connie Nielsen, Joseph Quinn, Fred Hechinger gibi isimler olan filmde en dikkat çekici performans Makyavelist Macrinus karakterini canlandıran Denzel Washington’dan geliyor. UĞUR VARDAN (HÜRRİYET/16.11.2024)
Gündemdekilere ve vitrindekilere aldırmadan upuzun sinema tarihinden cımbızla seçilen hoş filmler, insan kokan öyküler, gözden kaçanlar, ıskalananlar, pamuklara sarılması gereken mütevazı başyapıtlar ve diğerleri Hilal Çetinder’in kaleminden Film Makarası’nda…
Bir önceki yazımızda, Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin Ulusal Uzun ve Kısa film yarışmalarındaki filmlerden bahsetmiştik. Bu hafta, Uluslararası Yarışma bölümündeki filmler ağırlıklı olmak üzere, festivaldeki diğer filmlere bakalım ve Altın Portakal izlenimlerimizi bitirelim. Festival izlenimlerimiz, biraz gecikmeli de olsa, Filmekimi ve Ankara Film Festivali ile devam edecek.
Tuğçe Pala ile akustik eserler, bugün 18.00'de TRT Müzik'te ekranlara gelecek Nazende programında.
Yeni fotoğrafı görmek, müzikseverlerin beğenisinin ne kadar değiştiğini öğrenmek için yerli rockta ‘bütün zamanların en iyileri’ni sinemamuzik.com okurlarına ve müzik eleştirmenlerine sorduk. İlginç liste çıktı ortaya:
Her biri meslekte en az 20 yılı devirmiş müzik yazarlarımızın saptadığı yerli grupların ‘şeref tablosu’nda Moğollar, Bulutsuzluk Özlemi ile ‘orta yaş’a dayanmış akranlar mor ve ötesi ile Duman gözüküyor. Hemen enselerinde Kurtalan Ekspres ile Dervişan yer alıyor. Bir alt basamakta ise, az zamanda çok iş yapmış Hardal ve Mazhar Fuat Özkan bulunuyor. Aslında gözler Mazharlar’ı daha üstte arıyor da, ‘ticaret’in dozunu kaçırmak bazen böyle sonuçlara neden oluyor.
Sinemamuzik.com, bir çoğu Altın Portakal’da jürilik de yapmış sinema yazarlarına sordu: ‘Antalya Altın Portakallı en iyi film hangisi’?... Birinciler listesinde ‘kortej’e çıkan ve bütün zamanların Altın Portakal birincilerini değerlendiren 31 sinema yazarının katıldığı araştırmada, Zeki Ökten’in 1980 tarihli Sürü filmi 213 puan toplayarak birinciliği kazandı. Sürü’yü 204 puanla Muhsin Bey (Yavuz Turgul) ve 192 puanla Uzak (Nuri Bilge Ceylan) izledi.
Sinemamuzik.com sinema yazarlarına sordu: ‘İlk uzun filmini 21. yüzyılda çeken en iyi 10 yerli yönetmen kim?... 30 sinema yazarının katıldığı araştırmada bol ödüllü Emin Alper 195 puan toplayarak birinciliği kazandı. Alper’i 145 puanla Pelin Esmer ve 136 puanla Özcan Alper izledi. Emin Alper'i 27 sinema yazarı listesine alırken, Pelin Esmer’e 25, Özcan Alper’e 20 listede yer verildi. Bazı popüler isimler ön sıralarda yer alamadı.
Timur Selçuk'un Adam Sanat dergisinde yayınlanmış müzik yazılarının bir araya getirildiği Sana Dün Bir Tepeden Baktım Aziz Türkiye - Müzik Yazıları - 1 kitabı Eksik Parça Yayınları etiketiyle satışa çıktı. 256 sayfalık yapıt için Turgay Fişekçi şunları yazmış:
Türkiye´nin büyük kentlerinde yayında olan radyo kanallarının geniş listesi
Genç yaşına karşın uzun yıllardır rap müzikle uğraşan ´sinemamuzik.com´ okuru Emre Onaran sitemiz için şarkı yazdı. Yapıtını arkadaşı Uygar´la (Ragyu) birlikte seslendiren Emre Onaran´ın (Sürgün) videosu içeride:
Ünlü grupların kuruluş öyküleri, müzik serüvenleri yakından takip edilse de isimlerinin nasıl doğduğu ve koyulduğu pek bilinmez. Meraklısı için ilginç bir liste hazırladık:
Popüler orkestralar ile grupların Türkiye serüvenini ‘Günlerin İçinden Canım’ / 100 Yıllık Türkiye Popüler Orkestralar ve Gruplar Tarihi (1923-2022) adlı internet sitesinde anlattım.