1974’te İzmir’de dünyaya geldi. İlkokulda mandolinle müziğe başladı. İlerleyen yıllarda tellilerden banjo, bağlama, buzuki, cümbüş, lavta, kopuz curayı da öğrendi; vurmalıları da denedi. Arşipel, Tuzlu Nehir gibi gruplarda yer aldıktan sonra Ekim 1993’de Sarp Keskiner önderliğinde İzmir’de tohumları atılan ve İstanbul’da büyüyen İstanbul Blues Kumpanyası’nda ünlendi.
1923’te İzmir Buca’da doğdu. Dört yaşında İstanbul’da geldi. Babasının gramofon plaklarıyla müzikle tanıştı. Ailede müzik aleti çalan çoktu. Ancak o alaturkayla ilgilenmedi. Plaklardan ve lambalı radyodan genç yaşta cazı sevdi. 15 yaşındayken Robert Kolej’in yanında gizli gizli konservatuara gitti. Sonra kontrbasa geçti.
15 Ağustos 1948’de İstanbul’da doğdu. Müziğe amatör topluluklarda başladı ve Roberto Lorano’nun orkestrasında trompet trombon çalarak profesyonel oldu. Kardeşiyle Almanya’ya gidip Alman orkestrasına katıldı. 1965’de Aydemir Mete’nin orkestrasına giren Güray Aktalay, ardından gece kulüplerinde de çalışan, dönemin modasını izleyerek oyun havası albümleri üreten, gazino sahnesinde yıldızlarla müzik yapan Kentet Dogo’ya geçti.
5 Ocak 1943’te Ankara’da doğdu. Yedi yaşında mandolin ve keman çalarak müziğe başladı. On yaşında ilk bestesini hazırladı. Trombon, keman, flüt, vibrafon öğrendi. 1957'de Ankara'da Tanju Okan, Yurdaer Doğulu, Berkant'la Jüpiterler grubunu kurdu ve kontrbas çaldı. Klasik Batı müziğinin yanında altı yıl kadar Ankara Musiki Sevenler Cemiyeti'nde Türk Müziği öğrendi. Emin Fındıkoğlu ile armoni, kompozisyon ve aranjman tekniği çalıştı; caza yoğunlaştı, Erol Pekcan Orkestrası’yla radyo emisyonlarına katıldı, konserler verdi.
İngiltere Londra’da doğdu. 7 yaşında mandolin ve 9 yaşında gitar çalmaya başladı. 1984’de Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı Trombon Bölümü’ne girdi. Öğrencilik döneminde 1988-89 ve 1989-90 sezonlarında İstanbul Devlet Tiyatrosu’nun sahnelediği Brecht’in Üç Kuruşluk Opera ve Bernstein’in Batı Yakasının Hikayesi oyunlarında çaldı. Londra Royal College of Music’de lisans yaptı. 1989 Temmuz ayında Bilkent Üniversitesi’nin düzenlediği Uluslararası Müzik Yaz Okulu çerçevesinde Uluslararası Senfoni Orkestrası ile konser ve turnelerde bulundu.
Bursa’da rock müziğin patlama yaptığı Doksanlı yılların başında King White grubuyla kentteki lokallerde ve şenliklerde bas gitar çalmaya başladı. Bu arada, Bursa Uludağ Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde öğretim görevlisi ve müzik kulübü danışmanı Murat Özyüksel bir grup kurup birikmiş protest rock bestelerini değerlendirmek istiyordu. Çevikus, Işığın Yansıması adlı bu grubun temel üyelerinden biri olacaktı.
1966’da İstanbul’da doğdu. Müziğe 1983’te gitar çalarak başladı ve bir yıl sonra arkadaşlarıyla Kolon grubunu kurdu ve çeşitli lokallerde beş yıl kadar müzik yaptı. 1992’de Kadıköy’de Mehmet Şenol Şişli’yle Kargo adını verdikleri topluluğu hayata geçirdi. Deniz Aytekin (vokal), Atilla Yüksel (tuşlular), Aykan İlkan'ın (davul) katıldığı kadro, 1993'de ilk albüm Sil Baştan'ı çıkardı.
1926 İstanbul doğumlu Erdoğan Çaplı, Ankara Devlet Konservatuarı’nda piyano ve keman eğitimi alırken yasak olmasına karşın caza merak sardı. Ardığndan, klasik müziğin yanında popüler müziklerle de ilgilendi. Ankara Radyosu’nda yayınlanan ‘Daldan Dala’ programında Ünal Çaplı, Salvo Azuz, Ercan Kuntel, Özdemir Baturalp, Cengizhan’dan oluşan orkestrasıyla sevilen işler yaptı ve ardından 1957’den itibaren müzik yaşantısını ABD’de sürdürdü.
1955’de İstanbul’da doğdu. 12 yaşında davul çalmaya başladı. İstanbul Konservatuarı Keman Bölümü'ne girdi. Keman çalışmalarından sonra altı yıl boyunca Armoni ve Solfej Bölümü'nde eğitim gördü. Eğitimi sırasında popüler orkestralarda davul ve piyano çalmaya başladı.
20 Mayıs 1939 İstanbul doğumlu Gökçen Kaynatan (gitar) Haydarpaşa Lisesi'nde okurken arkadaşlarıyla amatör topluluklarda yer almış, deneyim kazanınca daha profesyonel sayılabilecek Genç Denizciler, Kara Kediler ve Erkin Koray'ın gruplarında çalmıştı. Bu grupların hepsi yerli hafif müziğin güçlenmesinde büyük öneme sahipti.
Eylül 1953’te İstanbul’da doğdu. Genç yaşta davul çalmaya başladı. 1972’de Melih-Faruk-Hülya adıyla müzik yapan grupta Hülya’nın solo çalışmalara yoğunlaşması üzerine huzursuzluk çıkmıştı. Ardından Hülya ile yollar ayrıldı. Melih Benderli (gitar), Faruk Köksal (gitar), Serdar Sonüstün (bas gitar) aralarına Saygun Arpalı’yı (davul) alarak 1972’de psychedelic düzenlemeyle Çanakkale Türküsü ile Gurbet Acısı türkülerini kaydetti. 45’lik, grup dağıldıktan sonra yayınlanabildi.
12 Temmuz 1932 İstanbul doğumlu Şerif Yüzbaşıoğlu, 1954’de İstanbul Belediye Konservatuvarı obua ile piyano bölümlerini bitirdikten sonra aynı okulda solfej ve armoni dersleri vermeye başladı. Bir süre İstanbul Şehir Korosu’nda şef muavinliği yaptı ve arkasından senfoni orkestrasına şef oldu. 1957’de İsmet Sıral Orkestrası’nda yer aldı. Yüzbaşıoğlu 1960’da orkestrasını kurdu ve klasik müzikten sonra popüler müzikte de başarısını kanıtladı.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Müzik Performans Bölümünü tam burslu olarak bitirdi. Üniversitede İlhan Usmanbaş, Ali Perret, Ricky Ford, Donovan Mixon, Francesco Martinelli, Can Kozlu ve Cengiz Baysal gibi besteci ve müzisyen eğitimcilerle çalıştı. Müzik Bölümü Performans eğitimi yanı sıra ses mühendisliği alanında da çalışmalarını sürdürdü. Berklee College of Music’de Audio-Production for Film & TV bölümünü tamamladı.
26 Ağustos 1970’te Almanya’da Trabzon kökenli bir ailede doğdu. İstanbul’da konservatuarda okurken 1990'ların başında okul arkadaşları Gökhan Semiz, Ercan Saatçi, Sertaç Demirtaş, Emrah Anul, Selçuk Aksoy, Murat Uzunal, İzel Çeliköz’le Grup Vitamin’i kurdu ve Bol Vitamin albümünü çıkardı.
TRT Hafif Müzik ve Caz Orkestrası’nda kontrabas sanatçısı olarak katıldı. Bir dönem de TRT Radyo 3’te yayınlanan “Caz Saati” programını hazırlayıp sundu. Musluoğlu yine kendi bestelerinden oluşan ikinci albümü 40th Day Mayıs 2011’de çıkardı. Üçüncü albümü My Best Friends Are Pianists’i ise Türkiye'nin değerli 12 caz piyanistiyle birlikte yaptı. Musluoğlu aynı içeriği 2015 yılında bu kez 12 vokalle My Best Friends Are Vocalists albümünde tekrarladı.
1987’de İstanbul’da doğdu. Kabataş Erkek Lisesi’nde okurken müziğe başladı. 2006’da girdiği Yıldız Teknik Üniversitesi Müzik Toplulukları Programı’ndan “Yüksek Onur Öğrencisi” derecesiyle mezun oldu. Bahçeşehir Üniversitesi Ses Teknolojileri Anabilim Dalı Caz Yüksek Lisans programını “Çalgı Grupları Arasında Projeksiyon” teziyle tamamladı.
1952’de İstanbul Silahtar’da doğdu. İstanbul Erkek Lisesi’nde okurken okul grubuyla Milliyet Liseler Arası Müzik Yarışması’na katıldı ve davul çaldı. Daha sonra Alman Lisesi’nden arkadaşlarının grubu Dönüşüm’e girdi ve ilk ciddi profesyonel işlerini bu oluşumda yaşadı. Ardından Levent-Behiç Altındağ Orkestrası’nda baget salladı ve vurmalılara yöneldi. 1976’da Devlet Senfoni Orkestrası’na sınavla kabul edildi.
1923 İstanbul doğumlu Orhan Sezener, Müzik Öğretmenliği Okulu’nu (Musiki Muallim Mektebi) bitirdikten sonra Fehmi Ege Orkestrası’nda profesyonel oldu. Ardından, Nihat Esengin Orkestrası’nda trompet çaldı ve 1947’de orkestrasını kurdu. Yeni şarkılarıyla birlikte orkestra, şef Orhan Sezener'in yönetiminde çok çalışarak ve repertuarını geliştirerek 1969, 1970 ve 1974 yıllarında ödüller kazanmış, yurtdışından gelen ünlü cazcılara başarıyla eşlik etmişti.
1 Temmuz 1930’da Zonguldak’ta doğdu. Kuleli Askeri Lisesi’nden mezun oldu. Orduda devam etmedi ve 1956’da profesyonel müziğe Kemal Güleşoğlu Orkestrası’nda trompet çalarak adım attı. Radyoda dans müziği yaptılar. Sonra Fehmi Ege Orkestrası’na geçti.
20 Temmuz 1970’te doğdu. Lise döneminde blok flüte ve tuşlu çalgılara yöneldi. 1987’de flüt üzerine yoğunlaştı. Sonra klarnet, saksafon da öğrendi. 1995’de İzmir'de Mahmut Yalay (kontrbas), Oğuz Büyükberber (klarnet), Sarp Maden (gitar), Cem Aksel (davul) tarafından kuruldu. Doğaçlama ya da caz diye nitelenebilecek yolda yürüyen dörtlü, konserlerle uyumu geliştirdikten sonra Aksel'in yerine davula Ateş Tezer'i alarak 1997'de bestelerini Lodos albümünde topladı.
Kasım’ın ortasındayız. Birçok şeyin ortasını çoktan geride bıraktık oysa… 35. Ankara Film Festivali’ni takip ediyorum. Neredeyse tümünde ben de vardım! Önce sinefil bir izleyici, ardından çok meraklı ve gönüllü bir takipçi ve nihayet profesyonel bir sinema yazarı olarak. Evim, ailem bu festival… Annemizi, ablamızı, festival başkanı İnci Demirkol’u, geçtiğimiz hafta festivalin açılışından bir gün önce yitirmiştik. Yürekte yer eden tarifi güç bir acı ile sürüyor hemen her şey… İnci’ye layık, son derece titiz ve iyi bir festival sürüyor... Dördü yerli yapım olmak üzere toplam beş yeni film merhaba diyor 15 Kasım vizyonuna!
Çeyrek yüzyılı aşkın, başta pop olmak üzere müziğin tarihini tutan, radyo programları üreten, kitaplar, eleştiriler yazan, plaklar çalan Naim Dilmener bu uzun yürüyüşün Gazete Pazar ile Radikal adımlarında kaleme aldığı yazılarıyla, müzik serüvenimizden önemli ve değerli isimleri bizlerle paylaşıyor.
Ridley Scott’ın 2000 tarihli başyapıtı ‘Gladyatör’ün devamı ‘Gladyatör II’ Maximus’un oğlu Lucius’un, babası gibi Roma’nın yozlaşmış iktidarına karşı verdiği mücadeleyi ve gladyatörlükten halk kahramanına dönüşüm hikâyesini anlatıyor. Kadrosunda Paul Mescal, Pedro Pascal, Connie Nielsen, Joseph Quinn, Fred Hechinger gibi isimler olan filmde en dikkat çekici performans Makyavelist Macrinus karakterini canlandıran Denzel Washington’dan geliyor. UĞUR VARDAN (HÜRRİYET/16.11.2024)
Gündemdekilere ve vitrindekilere aldırmadan upuzun sinema tarihinden cımbızla seçilen hoş filmler, insan kokan öyküler, gözden kaçanlar, ıskalananlar, pamuklara sarılması gereken mütevazı başyapıtlar ve diğerleri Hilal Çetinder’in kaleminden Film Makarası’nda…
Bir önceki yazımızda, Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin Ulusal Uzun ve Kısa film yarışmalarındaki filmlerden bahsetmiştik. Bu hafta, Uluslararası Yarışma bölümündeki filmler ağırlıklı olmak üzere, festivaldeki diğer filmlere bakalım ve Altın Portakal izlenimlerimizi bitirelim. Festival izlenimlerimiz, biraz gecikmeli de olsa, Filmekimi ve Ankara Film Festivali ile devam edecek.
Didem Dilara Duman Avar’ın sunumuyla eski eserler yeni yüzler tarafından bugün 19.00'da TRT Müzik'te ekranlara gelecek Saklı Sesler programında icra ediliyor...
Yeni fotoğrafı görmek, müzikseverlerin beğenisinin ne kadar değiştiğini öğrenmek için yerli rockta ‘bütün zamanların en iyileri’ni sinemamuzik.com okurlarına ve müzik eleştirmenlerine sorduk. İlginç liste çıktı ortaya:
Her biri meslekte en az 20 yılı devirmiş müzik yazarlarımızın saptadığı yerli grupların ‘şeref tablosu’nda Moğollar, Bulutsuzluk Özlemi ile ‘orta yaş’a dayanmış akranlar mor ve ötesi ile Duman gözüküyor. Hemen enselerinde Kurtalan Ekspres ile Dervişan yer alıyor. Bir alt basamakta ise, az zamanda çok iş yapmış Hardal ve Mazhar Fuat Özkan bulunuyor. Aslında gözler Mazharlar’ı daha üstte arıyor da, ‘ticaret’in dozunu kaçırmak bazen böyle sonuçlara neden oluyor.
Sinemamuzik.com, bir çoğu Altın Portakal’da jürilik de yapmış sinema yazarlarına sordu: ‘Antalya Altın Portakallı en iyi film hangisi’?... Birinciler listesinde ‘kortej’e çıkan ve bütün zamanların Altın Portakal birincilerini değerlendiren 31 sinema yazarının katıldığı araştırmada, Zeki Ökten’in 1980 tarihli Sürü filmi 213 puan toplayarak birinciliği kazandı. Sürü’yü 204 puanla Muhsin Bey (Yavuz Turgul) ve 192 puanla Uzak (Nuri Bilge Ceylan) izledi.
Sinemamuzik.com sinema yazarlarına sordu: ‘İlk uzun filmini 21. yüzyılda çeken en iyi 10 yerli yönetmen kim?... 30 sinema yazarının katıldığı araştırmada bol ödüllü Emin Alper 195 puan toplayarak birinciliği kazandı. Alper’i 145 puanla Pelin Esmer ve 136 puanla Özcan Alper izledi. Emin Alper'i 27 sinema yazarı listesine alırken, Pelin Esmer’e 25, Özcan Alper’e 20 listede yer verildi. Bazı popüler isimler ön sıralarda yer alamadı.
Timur Selçuk'un Adam Sanat dergisinde yayınlanmış müzik yazılarının bir araya getirildiği Sana Dün Bir Tepeden Baktım Aziz Türkiye - Müzik Yazıları - 1 kitabı Eksik Parça Yayınları etiketiyle satışa çıktı. 256 sayfalık yapıt için Turgay Fişekçi şunları yazmış:
Türkiye´nin büyük kentlerinde yayında olan radyo kanallarının geniş listesi
Genç yaşına karşın uzun yıllardır rap müzikle uğraşan ´sinemamuzik.com´ okuru Emre Onaran sitemiz için şarkı yazdı. Yapıtını arkadaşı Uygar´la (Ragyu) birlikte seslendiren Emre Onaran´ın (Sürgün) videosu içeride:
Ünlü grupların kuruluş öyküleri, müzik serüvenleri yakından takip edilse de isimlerinin nasıl doğduğu ve koyulduğu pek bilinmez. Meraklısı için ilginç bir liste hazırladık:
Popüler orkestralar ile grupların Türkiye serüvenini ‘Günlerin İçinden Canım’ / 100 Yıllık Türkiye Popüler Orkestralar ve Gruplar Tarihi (1923-2022) adlı internet sitesinde anlattım.