1 Haziran 1973'te İstanbul'da doğan Taşkıran dört yaşında ‘İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Piyano Bölümü’ne girdi. 13 yaşında Altın Çocuklar Yasası’ ile devlet bursu kazandı. Ortaokul üçüncü sınıf öğrencisi iken ablası Meltem Taşkıran’la ilk grupları Gökkuşağı’nı kurdu. Grup Gökkuşağı ile 1987-1989 arası müzik yarışmalarından ödüller çıkarttı.
Klasik gitar eğitimi almış müzisyenler stüdyo kayıtlarına pek sıcak bakmaz. 16 Ekim 1957 İstanbul doğumlu erdem Sökmen onlardan değil. Şu ana kadar, belgelenebildiği kadarıyla 1300’den fazla albümün kaydında akustik ve elektro gitar çalmış Sökmen. Tarkan’dan manken şarkıcılara, Fahir Atakoğlu’dan Demet Akaın’a kadar kimler yok ki listede.
18 Aralık 1945 İstanbul doğumlu Sedat Avcı, Ankara Sanat Enstitüsü'nden mezun olduktan sonra müziğe ilgi duydu. Önce diskjokeylik yapan, ardından küçük orkestralarda ve gruplarda deneyimini arttıran Avcı, profesyonel müziğe Erkin Koray’ın yanında davul çalarak başladı. Koray’ın Erkin Koray Dörtlüsü (1967), Erkin Koray Yeraltı Dörtlüsü (1969), Erkin Koray Supergroup (1971) gruplarında yer alan Avcı, devamında o dönem sahnelerde yeni yeni gözüken Seyyal Taner’le çalıştı ve Seyyal-Seyhan-Sedat üçlüsü (Seyhan Karabay) adıyla şovlara çıktı.
1956 İstanbul doğumlu Tahsin Ünüvar, Anadolu pop-rock camiasına, yaşı icabı geç katılan önemli isimlerden biriydi. Nefeslilerin 70’lerin ortalarına doğru önem kazandığı bu türde eleman sayısı az olduğundan kısa sürede birçok gruptan talep görmüştü. Ünüvar profesyonel müziğe Kardaşlar’da başlamış, ardından Dervişan grubuna katılmış, Mutlaka Yavrum, Kavga, Parka gibi şarkıların kayıtlarında flüt ile saksafon çalmıştı.
Haramiler'den sonra Özdemir Erdoğan'la çalışan Dikmen, 1972’de arkadaşı Oğuz Durukan’la Durul Gence 7'lisine geçer. Durul Gence grubunu beşliye dönüştürüp Asia Minor Mission adını verdiğinde Dikmen en ağırlıklı eleman konumuna yükselir. Bu grup bünyesinde yaşadığı İskandinavya macerasından sonra Türkiye'ye döndüğünde Cem Karaca'nın teklifini kabul eder ve Dervişan’ın rock kulvarında özgün bir sound yaratmasını sağlayan birinci isim olur.
Profesyonel müzik yaşantısına Yankılar Vokal Topluluğu'nda adım atan Kutmandu, öğrenimini de sürdürerek İktisat Fakültesi'nden mezun oldu. Ergüder Yoldaş'ın Halikarnas 6'lısı topluluğunda bas gitar çaldıktan sonra Ritm 68'e katıldı.
1948 İstanbul Feriköy doğumlu Onno Tunç müziğe kilise korolarında başladı. Lisede arkadaşlarıyla kurduğu ilk orkestranın adı ‘Black Stones’du. 1965’te Üstün Poyraz Set Orkestrası’na katıldı. Daha sonra 1969’da Durul Gence, 1970’de Süheyl Denizci, İstanbul Gelişim orkestralarında gitarist olarak yer aldı.
1978’de Efes Oteli’nde çalarken Barış Manço ile tanıştı ve Kurtalan Ekspres’e katıldı. Bir süre Kılıç Danışman’la çift klavye olarak sahneye çıkan Gidel 1979’da gruptan ayrıldı. Watt-71. Combo Band, İzmir Caz Beşlisi gibi oluşumlarda yer aldıktan sonra 1985’te yeniden Kurtalan’a girdi ve bir yıl daha çalıştı. Toplamda beş kez Kurtalan Ekspres'e döndü. Grubun bir çok hit parçasına emeği geçti ama bestelerin altında adı yer almadı.
Moğollar’ın, geleneksel sazlarımızla orgu ustalıkla birleştirip Anadolu pop dedikleri yeni türe hayat vermelerinde büyük pay sahibi olan Ses’in, grubun birçok bestesinde ve düzenlemesinde imzası vardı. Ayrıca Ses, ‘Hammond org’dan zurna sesine benzer sesler elde ederek özgün bir çizgi yaratmıştı Anadolu popta. Kariyeri boyunca çaldığı her grubu tam anlamıyla ihya ettiği de rahatlıkla söylenebilir.
Saklambaç gazetesinin, yedi yıllık aradan sonra 1979’da düzenlediği Altın Mikrofon yarışmasında Dışarda Kar Yağıyor adlı parçasıyla hem beste, hem şarkı sözü dallarında birinci oldu. Aynı yıl TRT-3 dinleyicileri Dışarda Kar Yağıyor’u yılın şarkısı seçerken Büyükgönenç Hey Dergisi’nden yılın ümit veren şarkıcısı ödülünü aldı. Bu yarışma sonrası Dışarda Kar Yağıyor’u, arka yüzüne Kız Çocuğu’nu ekleyerek 45’lik haline getirdi.
Ülke çapında ünlendiği Ritm 68 Orkestrası'nda uzun süre çalıştıktan sonra TRT İstanbul Hafif Müzik ve Caz Orkestrası'na girdi ve 34 yılın ardından bu topluluktan 2016 yılında emekli oldu.
Şevket Uğurluer, Vasfi Uçaroğlu, Müfit Kiper, Orhan Sezener gibi birçok orkestrada çalmış ve Balkan Festivali’nde yarışacak ‘Milli Orkestra’ya saksafoncu olarak seçilmişti.
1960’da Cemil Başargan Tango Orkestrası’yla profesyonel oldu. Ferdi Özbeğen’in ekibinde çalıştıktan sonra kayıt orkestralarında yer aldı ve devamında Süheyl Denizci yönetimindeki TRT İstanbul Radyosu Caz Orkestrası’na gitarist ve aranjör olarak seçildi. 1973’te stüdyoda tek başına ‘Gençlik ile Elele’ albümünü kaydetti. Yurtdışında müzik yapmayı kararlaştırdı ve bir süre yabancı orkestralarda yer aldı.
Lise sıralarında pavyonlarda ve düğün salonlarında çalışıyor. Genelde fazla ciddiye alınmayan, soliste eşlik sazı ya da bahşiş toplamak için bir araç gibi görülen darbukaya hak ettiği değeri verebilmek için dünyaya açılmayı kafasına koyuyor. Önce Fransa’ya gidip Arap müziği ve caz üzerine çalışmalar yapıyor.
Her türde müzik çalan orkestra, şarkıcılara sahnede eşlik etmenin yanında Behiç Altındağ besteleriyle Eurovision dahil birçok yarışmaya katıldı. Orkestra 1980’lerin ortalarına kadar varlığını sürdürdü ve devamında Altındağ başka projelere yöneldi, düzenlemeler yazdı, kayıtlarda çaldı.
Şerif Yüzbaşıoğlu Orkestrası’nda deneyim kazandıktan sonra 1969’da kardeşi Selçuk Başar ve Attila Özdemiroğlu ile İstanbul Gelişim Orkestrası’nı kurdu. İlerleyen yıllarda Selçuk Başar’la İstanbul Gelişim Stüdyosu’nu açarak birçok sanatçının albümlerinde besteci, düzenlemeci ve icracı olarak katkıda bulundu. Festivallerde orkestraları yönetti.
Mezun olduktan sonra Londra’da bas eğitimi gördü. Ülkeye dönünce Bulutsuzluk Özlemi, İstanbul Blues Kumpanyası, Baba Zula, Cat Walk, Kırık Kalpler, Yavuz Çetin Band gibi gruplarda bas gitar çaldı. Piyasaya da iş yapıp, birçok albüm ile teklinin kayıtlarında yer aldı, filmlere ve TV dizilerine müzik yazdı. Eşiyle müzik stüdyosu açtı; bas gitar dersleri verdi.
25 Aralık 1970 Sivas Divriği doğumlu Demirhan Baylan müziğe bağlamayla başladı. İlkokulda trampet çaldı ve lise sıralarında bas gitara geçti. Devamında kartvizitine bestecilik, şarkı sözü yazarlığı ile ses mühendisliğini de ekleyen Baylan 1995-1999 arası ABD’de yaşadı ve Berklee’de müzik prodüksiyonu ve mühendisliği okudu.
Asansör müziğinden ‘new age’e kadar birçok etiket koyulan müziğine bir ad yakıştırmak istemiyor. Can Dündar ise, Atakoğlu’nun notalarla Türkiye’nin tarihini yazdığı notunu düşüyor albümün kapağına.
1 Şubat 1929 Zonguldak doğumlu Aydemir Mete, Ankara’da konservatuarda okurken 1954’te ‘başkent’te vatani görevini yapan İlham Gencer’le tanıştı. Aynı yıl İstanbul’a gitti ve kulüplerde kontrbas çalarak profesyonel oldu. 1962-65 arası Lübnan’da Fransızların, İspanyolların ve Belçikalıların yer aldığı bir orkestrada çalıştı. Dönünce Vasfi Uçaroğlu ve İlham Gencer’le caz triosu olarak İstanbul Radyosu’nda programlar yaptı.
Nisan sürüyor… 43. İstanbul Film Festivali başladı… Festival tarafından sinemaya gönül ve emek veren isimlere takdim edilen Sinema Onur Ödülleri, 16 Nisan gecesi Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda düzenlenen açılış töreniyle sahiplerine sunuldu... On iki gün sürecek festivalde ‘haydi salonlara!’ diye bir uyarı yapmaya gerek bile yok sanırım. Festival önerilerimi yeniden anımsatayım o halde… Beşi yerli yapım olmak üzere toplam on iki yeni filmlik kalabalık bir hafta var karşımızda! Basın gösteriminde izlediğim Alex Garland’ın dördüncü uzun metraj kurmacası ‘Civil War / İç Savaş’, haftanın notlarımız arasında yer alan tek yenisi.
Çeyrek yüzyılı aşkın, başta pop olmak üzere müziğin tarihini tutan, radyo programları üreten, kitaplar, eleştiriler yazan, plaklar çalan Naim Dilmener bu uzun yürüyüşün Gazete Pazar ile Radikal adımlarında kaleme aldığı yazılarıyla, müzik serüvenimizden önemli ve değerli isimleri bizlerle paylaşıyor.
‘Milyoner’, ‘Lion’ ve ‘Yeşil Şövalye’ gibi yapımlardan hatırladığımız Dev Patel’in ilk yönetmenlik çalışması ‘Maymun Adam’ annesinin ölümüne neden olanlardan intikam almaya çalışan amatör bir kick boksçunun hikâyesini anlatıyor. Film kanlı ve koreografik yanı güçlü aksiyon sahneleriyle adeta ‘John Wick’ serisine selam gönderiyor ve seyircinin adrenalinini yükseltiyor. UĞUR VARDAN (HÜRRİYET/06.04.2024)
Gündemdekilere ve vitrindekilere aldırmadan upuzun sinema tarihinden cımbızla seçilen hoş filmler, insan kokan öyküler, gözden kaçanlar, ıskalananlar, pamuklara sarılması gereken mütevazı başyapıtlar ve diğerleri Hilal Çetinder’in kaleminden Film Makarası’nda…
Berlin Film Festivali izlenimlerinden sonra, yazılarımıza biraz ara vermek durumunda kalmıştık. Bu arada vizyona giren bir grup filmle yorumlarımıza devam edelim. Senenin şu ana kadar en çok ses getiren filmi olarak Dune’un ikinci bölümünü atlamayalım, onunla başlayalım. Vizyonda çok ses getirmese de Reha Erdem’in yeni filmine ve Demir Pençe’ye de bir göz atalım. Sonra da Köylüler’e, Hayalet Avcıları serisinin yeni filmine bakarak devam edelim. Menümüzde, birkaç yıldır vizyon sırasını bekleyen Eflatun ve enteresan bir yabancı korku filmi de var.
TRT İstanbul Radyosu ses sanatçısı Ayşen Birgör, gökteki yıldızlar misali ışıl ışıl şarkıları bugün 19.00'da TRT Müzik'te ekranlara gelecek Yıldızlar Altında programında seslendiriyor.
Yeni fotoğrafı görmek, müzikseverlerin beğenisinin ne kadar değiştiğini öğrenmek için yerli rockta ‘bütün zamanların en iyileri’ni sinemamuzik.com okurlarına ve müzik eleştirmenlerine sorduk. İlginç liste çıktı ortaya:
Her biri meslekte en az 20 yılı devirmiş müzik yazarlarımızın saptadığı yerli grupların ‘şeref tablosu’nda Moğollar, Bulutsuzluk Özlemi ile ‘orta yaş’a dayanmış akranlar mor ve ötesi ile Duman gözüküyor. Hemen enselerinde Kurtalan Ekspres ile Dervişan yer alıyor. Bir alt basamakta ise, az zamanda çok iş yapmış Hardal ve Mazhar Fuat Özkan bulunuyor. Aslında gözler Mazharlar’ı daha üstte arıyor da, ‘ticaret’in dozunu kaçırmak bazen böyle sonuçlara neden oluyor.
Sinemamuzik.com, bir çoğu Altın Portakal’da jürilik de yapmış sinema yazarlarına sordu: ‘Antalya Altın Portakallı en iyi film hangisi’?... Birinciler listesinde ‘kortej’e çıkan ve bütün zamanların Altın Portakal birincilerini değerlendiren 31 sinema yazarının katıldığı araştırmada, Zeki Ökten’in 1980 tarihli Sürü filmi 213 puan toplayarak birinciliği kazandı. Sürü’yü 204 puanla Muhsin Bey (Yavuz Turgul) ve 192 puanla Uzak (Nuri Bilge Ceylan) izledi.
Sinemamuzik.com sinema yazarlarına sordu: ‘İlk uzun filmini 21. yüzyılda çeken en iyi 10 yerli yönetmen kim?... 30 sinema yazarının katıldığı araştırmada bol ödüllü Emin Alper 195 puan toplayarak birinciliği kazandı. Alper’i 145 puanla Pelin Esmer ve 136 puanla Özcan Alper izledi. Emin Alper'i 27 sinema yazarı listesine alırken, Pelin Esmer’e 25, Özcan Alper’e 20 listede yer verildi. Bazı popüler isimler ön sıralarda yer alamadı.
Burhan Şeşen’in kaleme aldığı “Nesinİ Söyleyim” kitabı yayınlandı. "Biz Kitap" etiketi taşıyan yapıtı Şeşen, kitabını, oğlu Serhan ile kızı Dilhan'a armağan etti. Okuma serüveninin başladığı mahalle kütüphanesinden bu günlere süreci okuyucularıyla paylaşan Şeşen'in kitabı 183 sayfa.
Türkiye´nin büyük kentlerinde yayında olan radyo kanallarının geniş listesi
Genç yaşına karşın uzun yıllardır rap müzikle uğraşan ´sinemamuzik.com´ okuru Emre Onaran sitemiz için şarkı yazdı. Yapıtını arkadaşı Uygar´la (Ragyu) birlikte seslendiren Emre Onaran´ın (Sürgün) videosu içeride:
Ünlü grupların kuruluş öyküleri, müzik serüvenleri yakından takip edilse de isimlerinin nasıl doğduğu ve koyulduğu pek bilinmez. Meraklısı için ilginç bir liste hazırladık:
Popüler orkestralar ile grupların Türkiye serüvenini ‘Günlerin İçinden Canım’ / 100 Yıllık Türkiye Popüler Orkestralar ve Gruplar Tarihi (1923-2022) adlı internet sitesinde anlattım.