Dişçilik Fakültesi’nde öğrenim görürken müziği bırakmadı. 1969’da Erkin Koray’ın grubu Yeraltı Dörtlüsü’ne katıldı ve 1971’in başına dek grupta gitarı üstlendi. Devamında Zafer Dilek 4’e girdi. 1974 ise Fikret Kızılok’un grubu Tehlikeli Madde’de gitar, bağlama, sitar çaldı. Hakman, Seksenler’de aktif müziği bırakıp mesleği diş doktorluğunu sürdürdü.
1 Mayıs 1947’de İstanbul’da doğdu. Lisede okurken profesyonel müziğe Siluetler grubunda başladı. 1966’daki Altın Mikrofon Yarışması’na Siluetler grubu Mesut Aytunca, Erol Bilem (bas gitar), Rasim Ulusman (ritm gitar, vokal), Metin Alatlı (org), Mehmet Dirisu (ritm gitar), Aydın Daruga’lı (davul) kadroyla katıldı ve halkoyuyla birinci oldu.
1967’de İstanbul’da müzisyen bir ailede doğdu. Babası Muhittin Paydaş, Yugoslavya’da konservatuar eğitimi aldıktan sonra Türkiye’ye gelmiş ve orkestralarda çaldıktan sonra kendi topluluğunu kurmuştu. İskender Paydaş üç yaşında davul çalmaya, beş yaşında piyano dersleri alıp ‘Büyük İskender’ adıyla şarkı söylemeye, babasının orkestrasıyla sahneye çıkmaya başlamıştı.
1954'te Kırklareli'de doğdu ve 15 yaşında davul çalmaya başladı. 1973'te Cemil Başargan ile Orhan Sezener orkestralarında profesyonel oldu. Birçok toplulukta birlikte Türkiye’de ve ülke dışında sahneye çıktı. 1989 yılında Ankara Büyükşehir Belediyesi Kent Orkestrası’nda çalışmaya başladığı dönemde C.S.O ile Bilkent Senfoni Orkestrası’yla da konserler verdi.
15 Temmuz 1970 Erzurum doğumlu Tarkan Gözübüyük küçük yaşta piyano dersleri aldı ve 14’ünde bas gitar da çalmaya başladı. Rock kenti olan Bursa’da lise çağlarında amatör gruplarda müzik yaptı ve yeteneğiyle hemen sivrildi. Ardından Ankara’ya gidip Bilkent Üniversitesi’nde caz eğitimi gördü. Rock camiasının dikkatini çektikten sonra ülkenin en önemli heavy metal gruplarından olacak Pentagram’a kuruluşundan bir yıl sonra dahil oldu ve bas gitarı üstlendi.
1911’de dünyaya geldi ve 1938’de İstanbul Belediye Konservatuarı’nı bitiren Orhan Borar, bir yıl sonra Cumhurbaşkanlığı Filarmoni Orkestrası’na girdi. 12 yıl bu orkestrada keman sanatçısı olarak çalıştı. İstanbul’a yerleşen Borar, İstanbul Radyosu bünyesinde ‘Küçük Orkestra’yı kurup şefliğini üstlendi. Konservatuvarda öğrenci yetiştirdiği dönemde Mithat Fenmen’le keman-piyano ikilisi olarak 300 konserde çaldı.
Anadolu pop-rockın dev ismi Cahit Berkay 3 Ağustos 1946’da Isparta’da doğdu. Terzi olan anne ve babasının teşvikiyle müziğe ilkokul birinci sınıfta mandolinle başladı. İyi bir eğitim alsın diye ailesi 1959’da İstanbul’a taşındı. Isparta’da ilk ismi Abdullah’ı kullanırken, İstanbul’daki arkadaşları Cahit’i daha çok beğenmişlerdi.
1935 İstanbul doğumlu Ergun Özer, İstanbul Belediye Konservatuarı’nda kiman ve piyano bölümlerinde öğrenim gördükten sonra genç yaşlarda Fehmi Ege Orkestrası’nda piyano çalmaya başladı. Sırasıyla İlhan Feyman Orkestrası ile Şevket Uğurluel Orkestrası’nda çalıştıktan sonra adını verdiği topluluğu kurdu.
1939’da İstanbul’da doğdu. Piyano ve org çalmayı öğrendi. İktisat yüksek öğrenimi yaparken amatör topluluklarda yer aldı ve devamında 1963’te profesyonel oldu. Kardeşi Cahit Oben, ‘Cahit Oben 4’ adlı grubuyla müzik yaparken, ağabeyi Ahit Oben aynı dönemde Golden Horn Kentet, Metin Ersoy, Özdemir Erdoğan ve Durul Gence’yle çalışıyordu.
1977’de Kırklareli’de dünyaya geldi. Davul çalan babasından etkilenerek okul gruplarında davul çalmaya başladı. İstanbul’da konservatuarda okuduktan sonra ABD’ye gidip vurmalılar ve ses mühendisliği eğitimi gördü. Askerlik sonrası rock camiasında tanındı ve başta Haluk Levent olmak üzere birçok isimle çaldı.
23 Nisan 1946’da İstanbul’da doğdu. Annesi Mürüvvet Sim’in yolundan gidip tiyatrocu olmak yerine müziği seçti ve konservatuarı bitirdi. 1968’de Ertan Anapa Orkestrası’nda piyano, trompet çalarak profesyonel müziğe adım attı. Ardından Muhittin Paydaş, Durul Gence, Yalçın Ateş, Kanat Gür, Özdemir Erdoğan orkestralarında çalıştı.
22 Eylül 1965’te Adana’da dünyaya geldi. Ailesinde müzik yapan birçok ünlü müzisyen vardı. O da konservatuarda öğrenim görmek istedi ama olmadı. 15 yaşında Raffi Arslanyan’dan klasik gitar dersleri almaya başladı. Askerden sonra gitarıyla stüdyo müzisyeni olarak piyasaya girdi ve uzun yıllar arabeskçilerin ve pop yıldızlarının albümlerinin kayıtlarında çaldı. Nilüfer, sezen Aksu gibi yıldızların uzun süre konserlerinde sahneye çıktı.
Ekim 1976’da İstanbul Fenerbahçe’de dünyaya geldi ve çift yumurta ikizi Gökhan Özoğuz’la küçük yaşta müziğe merak sardı. 15 yaşında gitar çalmaya başlayan Özoğuz, trash metalle ilgi duymuş, zamanla punk-skaya geçmişti. Hakan ile Gökhan aynı kafadaki İlkan ve Erdem’le, tanrıça Athena’nın adını alarak grubun kurmuştu.
6 Ocak 1950’de Emet (Kütahya) doğumlu Engin Süelözgen, ailesinin desteğiyle sekiz yaşında mandolinle müziğe başladı. Sonra klasik gitara geçti ve tekniğini kendini geliştirdi. Lisede okurken amatör gruplarda çaldı. Süelözgen devamında 1967’de gitarıyla Vokal Yankılar’da çaldı ve arkadaşlarıyla Adapazarı’nda dönemin sevilen yabancı parçalarını seslendirdi.
12 Haziran 1944’de doğdu. Kontrbas ile gitar çalmayı öğrendi ve ilk ciddi çalışmasını Barış Manço-Harmoniler grubunda yaptı. Twist parçalarla ilerleyen topluluk ilanlarda ‘Twist, Madison ve lokomotif dansların kralı Barış Manço ve Harmoniler’ şeklinde tanıtılıyordu.
15 Ağustos 1955 İstanbul doğumlu Asım Can Gündüz, dört yaşındayken ailesiyle ABD’ye göçüyor. Bu ülkede, el parmakları arasındaki et parçalarından kurtulmak için geçirdiği bir dizi ameliyat sonucunda parmaklarını hareket ettirememeye başlıyor. Parmaklarını açabilmek amacıyla 11 yaşında gitar çalmayı öğreniyor ve o günden sonra yaşamı değişiyor.
Mazhar Kerem Özyeğen 26 Eylül 1977’de İstanbul’da dünyaya geldi. Okul günlerinde piyano çalmayı öğrenerek müziğe başladı. Ardından gitara geçti ve bu çalgıyı kendi çabasıyla öğrenerek Spark punk grubuna katıldı; gitar çalıp şarkı söyledi. Doksanlar’ın ikinci yarısında Siddartha grubunda yer aldı. Ardından Crusiana grubunda bas çaldı ve şarkı söyledi. Taxi rock'n'roll grubuyla İstanbul'daki Üst ve Alt Kemancı barlarında gitar çalıp vokal yaptıktan sonra 1997’nin sonlarında mor ve ötesi grubuna katıldı.
1969’da Erkin Koray’ın gruplarında çalmaya başladı. Erkin Koray denemelere girişeceği underground grup Yeraltı Dörtlüsü'nü (Sedat Avcı-davul, Ataman Hakman-gitar, Aydın Buyar Şencan-bas gitar, Erkin Koray-bağlama, gitar) 1969’da kurdu. Grup, o günlerin sevilen şarkılarıyla türkülerini ‘kendi tadında’ çalmayı amaçlıyordu. Erkin Koray, Yeraltı Dörtlüsü’nü dağıttıktan sonra Fransa’ya gidip müzik çalışmalarını orada sürdürmeyi denedi, ama devamını getiremedi. Dönüşte, Türkiye'ye davet ettiği Polonyalı müzisyen Jerzy Ziembrowski (ritm gitar), daha önce Yeraltı Dörtlüsü’nde çalıştığı Sedat Avcı (davul) ve Aydın Buyar Şencan’la (bas gitar) ‘Erkin Koray SuperGroup’u (1971) kurdu.
1943 İstanbul doğumlu Korkut Koray müziğe davul çalarak başladı. Kulüplerden gelen teklifler sonucu Erkin Koray, kardeşi Korkut’u da alıp 1959’da ilk profesyonel grubu Erkin Koray ve Ritmcileri’ni kurdu. İki kardeşin grubunda birçok eleman değişti. Korkut Koray (davul), Ersin Ulusoy (elektro gitar), Utku Demirseven’li (piyano) kadroyla Erkin Koray ve Ritmcileri, 1960’dan itibaren İngilizce parçalar söyleyerek gece kulüplerinde çalışmaya başlamıştı. Sarı ceket, siyah pantolon, beyaz gömlek, siyah papyondan oluşan tek tip kıyafetleriyle elemanlar büyük sükse yapmıştı.
1944 Manisa doğumlu Özer Şenay ilkokulda mandolin ve nota öğrendi. Sonra Yorgancı Nazif’ten bağlama dersleri aldı. İzmir Radyosu koro şeflerinden Yılmaz İpek’in yanında bağlamasını geliştirdi ve 15 yaşında İstanbul’a giderek çay bahçelerinde çalmaya başladı. Devamında piyasada tanındı ve Erol Büyükburç’un grubu Elçiler’e girdi ve buradaki etnik desteğiyle, düzenlemeleriyle katkılarıyla dikkat çekti.
Kasım ayının sonuna geliyoruz… 2024 sinema sezonunun sona ermesine neredeyse bir aylık süre kaldı. Sezonun beğeni listelerini yavaş yavaş hazırlamak gerekli… Dördü yerli yapım olmak üzere toplam dokuz yeni filme ev sahipliği yapıyor 22 Kasım vizyonu! Pierre Morel’in yönettiği, başrolünü Kate Beckinsale’in üstlendiği aksiyon ‘Canary Black / Siyah Kanarya’ haftanın notlarımız arasında yer alan tek yenisi.
Çeyrek yüzyılı aşkın, başta pop olmak üzere müziğin tarihini tutan, radyo programları üreten, kitaplar, eleştiriler yazan, plaklar çalan Naim Dilmener bu uzun yürüyüşün Gazete Pazar ile Radikal adımlarında kaleme aldığı yazılarıyla, müzik serüvenimizden önemli ve değerli isimleri bizlerle paylaşıyor.
Ridley Scott’ın 2000 tarihli başyapıtı ‘Gladyatör’ün devamı ‘Gladyatör II’ Maximus’un oğlu Lucius’un, babası gibi Roma’nın yozlaşmış iktidarına karşı verdiği mücadeleyi ve gladyatörlükten halk kahramanına dönüşüm hikâyesini anlatıyor. Kadrosunda Paul Mescal, Pedro Pascal, Connie Nielsen, Joseph Quinn, Fred Hechinger gibi isimler olan filmde en dikkat çekici performans Makyavelist Macrinus karakterini canlandıran Denzel Washington’dan geliyor. UĞUR VARDAN (HÜRRİYET/16.11.2024)
Gündemdekilere ve vitrindekilere aldırmadan upuzun sinema tarihinden cımbızla seçilen hoş filmler, insan kokan öyküler, gözden kaçanlar, ıskalananlar, pamuklara sarılması gereken mütevazı başyapıtlar ve diğerleri Hilal Çetinder’in kaleminden Film Makarası’nda…
Bir önceki yazımızda, Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin Ulusal Uzun ve Kısa film yarışmalarındaki filmlerden bahsetmiştik. Bu hafta, Uluslararası Yarışma bölümündeki filmler ağırlıklı olmak üzere, festivaldeki diğer filmlere bakalım ve Altın Portakal izlenimlerimizi bitirelim. Festival izlenimlerimiz, biraz gecikmeli de olsa, Filmekimi ve Ankara Film Festivali ile devam edecek.
Didem Dilara Duman Avar’ın sunumuyla eski eserler yeni yüzler tarafından bugün 19.00'da TRT Müzik'te ekranlara gelecek Saklı Sesler programında icra ediliyor...
Yeni fotoğrafı görmek, müzikseverlerin beğenisinin ne kadar değiştiğini öğrenmek için yerli rockta ‘bütün zamanların en iyileri’ni sinemamuzik.com okurlarına ve müzik eleştirmenlerine sorduk. İlginç liste çıktı ortaya:
Her biri meslekte en az 20 yılı devirmiş müzik yazarlarımızın saptadığı yerli grupların ‘şeref tablosu’nda Moğollar, Bulutsuzluk Özlemi ile ‘orta yaş’a dayanmış akranlar mor ve ötesi ile Duman gözüküyor. Hemen enselerinde Kurtalan Ekspres ile Dervişan yer alıyor. Bir alt basamakta ise, az zamanda çok iş yapmış Hardal ve Mazhar Fuat Özkan bulunuyor. Aslında gözler Mazharlar’ı daha üstte arıyor da, ‘ticaret’in dozunu kaçırmak bazen böyle sonuçlara neden oluyor.
Sinemamuzik.com, bir çoğu Altın Portakal’da jürilik de yapmış sinema yazarlarına sordu: ‘Antalya Altın Portakallı en iyi film hangisi’?... Birinciler listesinde ‘kortej’e çıkan ve bütün zamanların Altın Portakal birincilerini değerlendiren 31 sinema yazarının katıldığı araştırmada, Zeki Ökten’in 1980 tarihli Sürü filmi 213 puan toplayarak birinciliği kazandı. Sürü’yü 204 puanla Muhsin Bey (Yavuz Turgul) ve 192 puanla Uzak (Nuri Bilge Ceylan) izledi.
Sinemamuzik.com sinema yazarlarına sordu: ‘İlk uzun filmini 21. yüzyılda çeken en iyi 10 yerli yönetmen kim?... 30 sinema yazarının katıldığı araştırmada bol ödüllü Emin Alper 195 puan toplayarak birinciliği kazandı. Alper’i 145 puanla Pelin Esmer ve 136 puanla Özcan Alper izledi. Emin Alper'i 27 sinema yazarı listesine alırken, Pelin Esmer’e 25, Özcan Alper’e 20 listede yer verildi. Bazı popüler isimler ön sıralarda yer alamadı.
Timur Selçuk'un Adam Sanat dergisinde yayınlanmış müzik yazılarının bir araya getirildiği Sana Dün Bir Tepeden Baktım Aziz Türkiye - Müzik Yazıları - 1 kitabı Eksik Parça Yayınları etiketiyle satışa çıktı. 256 sayfalık yapıt için Turgay Fişekçi şunları yazmış:
Türkiye´nin büyük kentlerinde yayında olan radyo kanallarının geniş listesi
Genç yaşına karşın uzun yıllardır rap müzikle uğraşan ´sinemamuzik.com´ okuru Emre Onaran sitemiz için şarkı yazdı. Yapıtını arkadaşı Uygar´la (Ragyu) birlikte seslendiren Emre Onaran´ın (Sürgün) videosu içeride:
Ünlü grupların kuruluş öyküleri, müzik serüvenleri yakından takip edilse de isimlerinin nasıl doğduğu ve koyulduğu pek bilinmez. Meraklısı için ilginç bir liste hazırladık:
Popüler orkestralar ile grupların Türkiye serüvenini ‘Günlerin İçinden Canım’ / 100 Yıllık Türkiye Popüler Orkestralar ve Gruplar Tarihi (1923-2022) adlı internet sitesinde anlattım.