HALDUN HÜREL (DAVUL)
Hürel kardeşler radyoyu ilk kez Fatih’te arkadaşlarının evlerinde görmüştü ve Beatles ile Elvis Presley’i dinleyerek popa sevdalanmıştı.
Kardeşlerin müzik serüveni babalarının eve getirdiği akordeonu kendi çabalarıyla öğrenerek ve sırayla çalarak başlamıştı; tarih 1965’ti.
Yıllar geçmiş, 3 Hürel adıyla müzik yapmaya başlamışlardı. Anadolu Pop en verimli dönemini yaşarken Feridun Hürel bağlamayla elektrogitarı ayrı gövdede (saz-gitar adını verdiği çalgı) birleştirerek özel bir tını elde etmişti.
Haldun Hürel’in de (d. 8 Mayıs 1949) Beyazıt Bakırcılar Çarşısı’nda yaptırdığı dev bakır darbukalardan çıkan ritmle bu özel çalgının tınısı birleşmiş, grubun sounduyla birlikte şov yanı da sivrilmişti.
Aşk, ayrılık temalarını içeren türkü formundaki deneysel bestelerle devam eden üçlüde davula oturmuş Haldun Hürel’in sıra dışı performansı taklit edilmeye başlanmıştı.
Haldun Hürel sürekli yeni ritm arayışlarıyla sıkı bir dinleyici kitlesi kazanmış ve askılı davul, kaşık, dev darbuka, çan, teflerle adeta bir vurmalılar sentezi oluşturmuştu.
Plaklar birbirini kovalamış ve belgelere göre, Türkiye’de pop müzikçilere verilen ilk altın plak (uzunçalar) ödülü 3 Hürel’e gitmişti.
Güçlü ritm, güçlü gitar soloları ve hüzünlü vokal, eşittir 3 Hürel’di…