1936’da İstanbul’da doğdu. Ağız mızıkasına merak sarmasına rağmen liseden sonra İstanbul Belediye Konservatuarı’nda kontrbas okudu. 1962’de yurt dışına gidip bir süre çalıştı. Somer Soyata ve Arkadaşları, Nejat Cendeli Orkestrası, Süheyl Denizci Orkestrası, İlham Gencer Orkestrası, İsmet Sıral Orkestrası, Zekai Apaydın Orkestrası, Turhan Eteke Orkestrası, Marmara-5, Özdemir Erdoğan Orkestrası, Yavuz Özışık Orkestrası, Üstün Poyraz Set’te çaldı.
Liseyi 1972’de Kültür Koleji’nde tamamladıktan sonra, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ne girdi. Okulla birlikte İstanbul’un çeşitli otelleri, gece kulüpleri, gazino ve müzikhollerinde gitar çalmaya başladı ve Avrupa ile Türkiye’de turnelere katıldı. Özulu, ‘Evrim Folk Dörtlüsü’nü 1970’de ağabeyi İhsan Seyfi Özulu ile kurdu. 1973’te grubun adı “Evrim 5” olarak değişti. Evrim 5 o yıllarda yeni yeni parlayan İlhan İrem ile birleşti ve bir süre birlikte çalıştı. Konservatuar Viyola Yüksek Bölümü’nden diploma alan Özulu, 1979’da TRT’nin ‘En İyi Beste’ yarışmasında 413 beste arasından üçüncülük ödülüne layık görüldü. 1978-1981 arası, ‘Kültür Bakanlığı Devlet Klasik Türk Müziği Korosu’nda viyola sanatçısı olarak çalıştı ve Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Müzik Topluluğu’nun Müzik Direktörlüğü’nü yaptı.
1961'de Manisa Akhisar'da doğdu. Lisedeyken düğünlerde bateri çalmaya başladı. Liseden sonra İstanbul’a gidip sahnelerde birçok ünlü ismin arkasında çaldı. 1985’te askerden döndüğünde yıldızlarla çalışmaya devam etti. 90'lı yıllarda TRT1 Hafta Sonu canlı yayın programında piyanoda Zafer Çebi, bas gitarda Suat Duraner’le sekiz yıl çaldı.
1949'da Trabzon'da doğdu. 15 yaşında arkadaşlarıyla Volkanlar topluluğunu kurdu; grupta piyano çalıyordu. Sesi de güzel olduğu için solistliği de dikkat çekiyordu. İki yıl sonra vokal ve gitarist göreviyle Siluetler'e katıldı. Siluetler'le Altın Mikrofon'da Lorke Lorke şarkısıyla birincilik yaşadı.
1988’de yapımcı Brian Keane ile tanıştı ve Muhteşem Süleyman sergisine müzikler yazdı. Bu yapıt ona uluslararası müzik pazarının kapılarını açtı. Ardından filmlere, belgesellere müzikler hazırladı, konserler verdi, albümler yayınladı. ‘World music’in en parlak günleriydi ve 3000 yıllık Anadolu kültüründen gelen Tekbilek, Doğu ile Batı füzyonunu, sufi ezgilerini modernize etmeyi ustalıkla beceriyordu. Türkiye ise Tekbilek’i 2000’li yılların başında ‘fark etti’. Albümleri bizde de basılırken, yerli festivallerin yeni gözdesiydi.
1971’de İstanbul’da ses sanatçıları Leman Sam ile Selim Sam’ın kızı olarak dünyaya geldi. 13 yaşında davul dersleri almaya başladı. Ardından şan eğitimi gördü ve 19 yaşında grup kurdu. Devamında Mirkelam’a vokal yaptı, grubunda vurmalıları çaldı. Şelale Şehnaz Sam, Zeytin grubunda ünlendi ve bir süre sonra solo çalışmalara yöneldi; rock kulvarında ilerledi.
1956’da İstanbul Şişli’de dünyaya geldi. Dört yaşında piyano çalmayı öğrendi. Ortaokul yıllarında besteler yapmaya başladı, ağabeyi Timur Selçuk’un orkestrasında vurmalıları üstlendi. Ağabeyiyle ortak yazdığı beste Bugün Yarın ve Daima; önce Fransa’da sonra da Türkiye’de yayınlandı. Stüdyo müzisyeni olarak da çalıştı ve İstanbul Gelişim Orkestrası’na girdi. 1975 Eurovision Türkiye finalinde Festival Orkestrası’nda yer aldı. Devlet Güzel Sanatları Akademisi heykel bölümünde eğitim aldı.
1975’te Manisa’da doğdu. Orta öğrenimi sırasında Manisa’daki çeşitli gruplarda müzik yaptı. 1990–1991’de İzmir Yamaha Müzik Okulları’nda nota ve davul dersleri aldı. Caz camiasına girdi ve başta Acid Trippin olmak üzere birçok caz projesinde, festivallerde baget salladı. ABD’ye gitti ve ‘jam sessionlar’a katıldı.
8 Aralık 1956’da İstanbul’da doğdu. Küçük yaşta müzikle ilgilenmeye başladı. Ağabeyi Halis Bütünley’le İstanbul Nişantaşı’nda plakçı açtı. Birçok toplulukta davul çaldı. Ardından, birlikte müzik stüdyosu kurdular ve albüm prodüksiyonuna başladılar. Tayfun Duygulu, Bora Gencer, Jale, Bendeniz, Of Aman Nalan gibi isimlerin menajerliğini üstlendi. Menajerliğini yaptığı Kerim Tekin’le 1988’de geçirdiği trafik kazasından ağır yaralı olarak kurtuldu.
Bir dönem Gaziantep’te Edip Akbayram’ın ilk grubu Siyah Örümcekler’de davul çalan Mehmet Yankır, genç yaşta Anadolu pop/rock camiasına katıldı. Yankır’ın müzikal öyküsü 1970’lerin ortasında başladı ve Akbayram’ın desteğiyle İstanbul’da piyasaya girdi.
Okuldan sonra Fethi Taner ve Toplama Adamlar, Klips gibi gruplarda yer aldı ve pop yıldızları Tarkan, Mustafa Sandal, Rafet El Roman, Demet Sağıroğlu, Harun Kolçak gibi isimlerin sahne programlarında bulundu. Grup ZAN, Gür Akad Band, Whisky, Egoist, Whisky gibi gruplarda davulu üstlendi ve albüm kayıtlarına katıldı.
15 Şubat 1932’de İstanbul’da dünyaya gelen Süheyl Denizci, ilk müzik derslerini dokuz yaşında aldı. Konservatuar eğitiminin ardından 1946’da profesyonelliğe adım atan Denizci nefeslilerle birlikte piyano, kontrbas, vibrafon çalıyordu. Birçok toplulukta çalışan, bir ara Süheyl Denizci Trio adıyla müzik yapan sanatçı, 1957’de Süreyya Pavyon’da çalışmak üzere kendi orkestrasını kurdu ve uzun yıllar plak dünyasıyla sahnelerin aranan isimlerden oldu.
1977’de Ankara’da doğdu. Küçük yaşta piyanoya başladı. 1988’de Ankara Devlet Konservatuarı’nda vurmalı çalgılar bölümüne girdi. Okul sıralarında Volkan Öktem’le çalıştı. 1998’de İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin sınavını kazandı ve kurumda görev üstlendi. İDOB Orkestrası’nda grup şef yardımcılığı ve orkestra müdür yardımcılığı yaptı.
Ankara’da doğdu. Evde caz dinleniyordu. Vurmalılar ilgisini çekiyordu. Lise sonda Kemal Eroğlu’nun Kızılay’daki müzik dersanesine yazıldı ve davul dersleri aldı. Tuna Ötenel’in topluluğunda davul çalmaya başladı. Ankara Üniversitesi Sosyoloji Bölümünde lisans, Hacettepe Üniversitesi Müzikoloji Bölümünde yüksek lisans, yine Hacettepe Sanat Tarihi Bölümü’nde doktora yaptı.
Ankara Radyosu’nda ‘Radyo Salon Orkestrası’na şeflik yapmış, Klasik Batı müziği ve tangoyu tanıtma görevini üstlenmişti. Ünlü opera sanatçısı Saadet İkesusla evlenmiş, İkesus, ‘Cosi Fan Tutte’yi (Kadınlar Böyle Yapar) sahneye koyarak ilk Türk kadın opera yönetmeni unvanını almıştı. Necip Aşkın 1930’larda nefeslilerin ağırlıkta olduğu orkestrasıyla lokallerde programlara çıkmış, plak kayıtlarında yer almıştı.
Ünlü bestekar ve udi Zeki Duygulu'nun oğlu olan Erol Duygulu 1940’ta dünyaya geldi. Aile ortamında müziğe ilgi duydu ve genç yaşta saksafon ile flüt çalmaya başladı. Başta Üstün Poyraz Set, Güven Aydın Dans ve Show Orkestrası olmak üzere birçok toplulukta yer aldı. 1970’lerin başında kendi adını verdiği orkestrayı kurdu ve dönemin değerli müzisyenlerini bir araya getirerek sahnelerde yıldızların arkasında kaliteli müzik üretti.
1978'de Pekcan, Ötenel, Öztoprak üçlüsü; Nino Varon’un yapımcılığında ‘Türk cazı’nı ileriye taşıyacak ‘Jazz Semai’ albümü yayınladı. Mart 1978’de kayıt ve mixleri Ümit Eroğlu’nun Ankara’daki stüdyosunda yapılmış Jazz Semai zamanla ‘kültleşti’.’ Öztoprak, profesyonel müzik kariyerini sonlandırmasına karşın zaman zaman müzisyen dostlarıyla müzik yapmaya devam etti.
Balıkesir'den yetişmiş ritm gitaristlerin en iyilerinden kabul edilen, ‘goldfinger’ lakaplı Orhan Öncan 1950’de doğdu. Balıkesir Ticaret lisesi son sınıfta okurken gitar çalmaya başladı. Gitarı Jüpiter grubunda ilerletti ve ardından eğitim için İzmir'e gitti. Ticari İlimler Akademisi’nde okurken çeşitli gazino, pavyon ve restoranlarda, ayrıca Vedat Sakman’ın grubunda gitarist olarak çalıştı.
1942’de Balıkesir’de dünyaya geldi. Genç yaşta davula merak sardı. Askerlik öncesi Park Gazinosu ile Balıkesir Şehir Klübü’nde çaldı. Vatani görevini yaptığı Erzurum Orduevi’nde Rober ve Yavuz Özışık ile orkestrada yer aldı. Askerlik dönüşü Rober'i Balıkesir'e götürdü ve Park Gazinosu’nda Rober, Tarık, Tuna ve Nurol olarak dörtlü halinde çalıştı.
Balıkesir’de okul orkestrası kurarak sahneyle tanışan Duru, İstanbul’da Şişli Motor Meslek Lisesi bünyesinde Milliyet Liseler Arası Müzik Yarışması’na katıldı. Ertan Anapa Orkestrası’nda profesyonel hayata adım atan Fatih Duru, devamında Attila Özdemiroğlu ile tanıştı ve onun yardımıyla ŞAT Yapım’ın ürettiği plaklarda stüdyo müzisyeni olarak bas gitar çaldı; Sezen Aksu, Melike Demirağ, Cici Kızlar, Seyyal Taner, Yeliz, Aylin Urgal, Asu Maralman, Esmeray, İskender Doğan, Arzu Ece, Güzin ile Baha, Funda, Erol Evgin, Delikanlılar , Ercan Turgut, Ömür Göksel, Alpay, Ajda Pekkan, İlhan İrem konserlerinde sahne aldı.
Sonbaharın son ayı Kasım! Kış çok yakında… Kimine göre, yeni, taze başlangıçlar, umudun omuz başında koyu bir umutsuzluk bazıları içinse… Vizyon bildiğiniz üzre hız kesmeden sürmekte… Yerli yapımlar ağırlıkta yine… Üçü yerli yapım olmak üzere toplam yedi yeni film Kasım ayının ilk vizyon haftasının konuğu oluyorlar!
Çeyrek yüzyılı aşkın, başta pop olmak üzere müziğin tarihini tutan, radyo programları üreten, kitaplar, eleştiriler yazan, plaklar çalan Naim Dilmener bu uzun yürüyüşün Gazete Pazar ile Radikal adımlarında kaleme aldığı yazılarıyla, müzik serüvenimizden önemli ve değerli isimleri bizlerle paylaşıyor.
‘Bir Cumhuriyet Şarkısı’ ilk yerli operamız ‘Özsoy’un mucizevi bir zaman diliminde (26 gün) yazılma, bestelenme ve sahneye konma sürecini anlatıyor. Yağız Alp Akaydın imzasını taşıyan filmde ana karakter Ahmed Adnan Saygun’u Salih Bademci, Atatürk’ü Ertan Saban, Münir Hayri Egeli’yi Ahmet Rıfat Şungar, Nimet Vahid’i Birce Akalay ve Zeki Üngör’ü de Okan Yalabık canlandırmış. UĞUR VARDAN (HÜRRİYET/26.10.2024)
Gündemdekilere ve vitrindekilere aldırmadan upuzun sinema tarihinden cımbızla seçilen hoş filmler, insan kokan öyküler, gözden kaçanlar, ıskalananlar, pamuklara sarılması gereken mütevazı başyapıtlar ve diğerleri Hilal Çetinder’in kaleminden Film Makarası’nda…
Geçen sene patlayan sansür tartışmaları sonrasında yapılamayan Antalya Altın Portakal Film Festivali, bu sene yeni bir ekiple yoluna devam etti. Geçen seneki olaylardan sonra, bu sene de festivali takip etmeyi tercih etmeyen arkadaşlarımız olsa da, ben kendi adıma festivale gidip, bu seneki ortamı görmeyi tercih ettim. Bu ilk yazıda, ulusal uzun ve kısa metraj yarışmalarındaki filmlere bir göz atalım (filmler, izleme sırasına göre yazılmıştır). Haftaya da diğer filmlerle devam ederiz.
Tuğçe Pala ile akustik eserler, bugün 21.15'te TRT Müzik'te ekranlara gelecek Nazende programında.
Yeni fotoğrafı görmek, müzikseverlerin beğenisinin ne kadar değiştiğini öğrenmek için yerli rockta ‘bütün zamanların en iyileri’ni sinemamuzik.com okurlarına ve müzik eleştirmenlerine sorduk. İlginç liste çıktı ortaya:
Her biri meslekte en az 20 yılı devirmiş müzik yazarlarımızın saptadığı yerli grupların ‘şeref tablosu’nda Moğollar, Bulutsuzluk Özlemi ile ‘orta yaş’a dayanmış akranlar mor ve ötesi ile Duman gözüküyor. Hemen enselerinde Kurtalan Ekspres ile Dervişan yer alıyor. Bir alt basamakta ise, az zamanda çok iş yapmış Hardal ve Mazhar Fuat Özkan bulunuyor. Aslında gözler Mazharlar’ı daha üstte arıyor da, ‘ticaret’in dozunu kaçırmak bazen böyle sonuçlara neden oluyor.
Sinemamuzik.com, bir çoğu Altın Portakal’da jürilik de yapmış sinema yazarlarına sordu: ‘Antalya Altın Portakallı en iyi film hangisi’?... Birinciler listesinde ‘kortej’e çıkan ve bütün zamanların Altın Portakal birincilerini değerlendiren 31 sinema yazarının katıldığı araştırmada, Zeki Ökten’in 1980 tarihli Sürü filmi 213 puan toplayarak birinciliği kazandı. Sürü’yü 204 puanla Muhsin Bey (Yavuz Turgul) ve 192 puanla Uzak (Nuri Bilge Ceylan) izledi.
Sinemamuzik.com sinema yazarlarına sordu: ‘İlk uzun filmini 21. yüzyılda çeken en iyi 10 yerli yönetmen kim?... 30 sinema yazarının katıldığı araştırmada bol ödüllü Emin Alper 195 puan toplayarak birinciliği kazandı. Alper’i 145 puanla Pelin Esmer ve 136 puanla Özcan Alper izledi. Emin Alper'i 27 sinema yazarı listesine alırken, Pelin Esmer’e 25, Özcan Alper’e 20 listede yer verildi. Bazı popüler isimler ön sıralarda yer alamadı.
Sinema yazarı ve eleştirmen Olcay Bağır'ın 'Sinesözlük-Sinemaya Giriş' kitabı Kara Karya yayınları etiketiyle satışa çıktı. 344 sayfalık yapıt basın bülteninde şöyle özetleniyor:
Türkiye´nin büyük kentlerinde yayında olan radyo kanallarının geniş listesi
Genç yaşına karşın uzun yıllardır rap müzikle uğraşan ´sinemamuzik.com´ okuru Emre Onaran sitemiz için şarkı yazdı. Yapıtını arkadaşı Uygar´la (Ragyu) birlikte seslendiren Emre Onaran´ın (Sürgün) videosu içeride:
Ünlü grupların kuruluş öyküleri, müzik serüvenleri yakından takip edilse de isimlerinin nasıl doğduğu ve koyulduğu pek bilinmez. Meraklısı için ilginç bir liste hazırladık:
Popüler orkestralar ile grupların Türkiye serüvenini ‘Günlerin İçinden Canım’ / 100 Yıllık Türkiye Popüler Orkestralar ve Gruplar Tarihi (1923-2022) adlı internet sitesinde anlattım.