1933’te İstanbul’da doğdu. 1946'da İstanbul Belediye Konservatuarı yatılı bölümüne girdi. Mezuniyetinin ardından, mecburi hizmet kapsamında, 1955 yılında Cemal Reşit Rey yönetimindeki İstanbul Şehir Orkestrası’nda çalışmaya başladı. Askerlik sırasında İzmir Devlet Senfoni Orkestrası'nda yer aldı. Altmışlar’ın başında Orhan Avşar Radyo Tango Orkestrası’na girdi ve viyolonsel, keman, kontrbas ve piyano çaldı. Devamında Fehmi Ege Tango Orkestrası ve Necdet Koyutürk Dans Orkestrası’yla da radyo bünyesinde programlar yaptı.
15 Şubat 1974’te İstanbul'da doğan Buket Doran, müziğe flüt ve mandolinle başladı. Sonra bas gitara geçti. 1991'de Boğaziçi Üniversitesi'nde İşletme bölümüne girdi ve üniversitenin müzik kulübünde ilk kez bas gitarı denedi. Bas gitar dersleri aldıktan sonra 1992’de ilk grubu Ain't Blonde’u kurdu. Kadınlardan oluşan bu grupla 1994’e kadar çeşitli lokal konserleriyle devam etti. Rock camiasında ilgi görmesine karşın Ain’t Blonde 1994’te dağılınca Doran devamında Köpek ve Odesia gruplarında çaldı.
1 Nisan 1972’de Adana’da doğdu. Küçük yaşta müzikle ilgilendi. Kadıköy Anadolu Lisesi’nde öğrenim görürken okulun orkestrasıyla Milleyet Liseler Arası Müzik Yarışmasına katıldı ve davul çaldı. Aynı dönemde rock grubu kurdu. Okuldan sonra müzik stüdyolarında çalışmaya başladı ve kendini geliştirmek için ABD Berklee’de öğrenim gördü.
2 Aralık 1947’de doğdu. Müzik macerası 1965’de babalarının aldığı akordeonu kendi çabalarıyla öğrenerek ve diğer iki kardeşiyle sırayla çalarak başlamıştı. Zamanla gitarla davulu da öğrendi. 27 Kasım 1965’de kardeşi Haldun’la Kamer Düğün Salonu’nda ilk kez sahneye çıkmayı başarmış ve profesyonelliğe adım atmıştı. 1966’da kardeşleri ve arkadaşıyla İstanbul Dörtlüsü’nü kurdu.
İstanbul’da doğan Volkan Başaran akordeon, mızıka, flütten sonra 10 yaşında gitara geçti. Kabataş Erkek Lisesinde okurken okul orkestrasıyla Milliyet Liseler Arası Müzik Yarışması’nda başarılar elde etti. Lise 1’deyken profesyonel müziğe adım attı ve düğünlerde çalmaya başladı. Marmara üniversitesi müzik bölümünü kazandı ama sahne ve kayıtlar nedeniyle okulu sürdüremedi.
18 Haziran 1946’da İstanbul’da doğdu. Küçük yaşta müziğe merak sardı. Pendik Lisesi’nden ayrılıp 17 yaşında arkadaşlarıyla orkestra kurdu ve topluluğun gitaristi olarak düğün salonlarında, sinemalarda popüler müzikleri çaldı, dans müziği yaptı. 1967'de askere gitti ve orduevinde müzik yapmaya devam etti. Vatani görev sonrası Ankara’ya yerleşti. Cemil Başargan Orkestrası’na katıldı. Müzik dersleri aldı ve kendi adına orkestra kurdu.
9 Kasım 1940’da İstanbul’da doğdu. Profesyonel müziğe 1964’te Özdemir Erdoğan Orkestrası’nda davul çalarak başladı. Dans müziği yapan bu topluluğun ardından Ahit-Cahit Oben’in geçti ve gece kulüplerinde çalışmak istemeseler de maddi sorunlar nedeniyle sahnede Öztürk Serengil, Özdemir Erdoğan gibi isimlere eşlik ettiler.
12 Nisan 1957 İstanbul doğumlu İrfan Güney, müziğe mandolinle başlıyor. Ardından melodikaya geçiyor ve okul zamanı gitarı deniyor. Belediye Konservatuarı yarı zamanlı bölümünde bir süre piyano eğitimi görüyor. Devam etmiyor ve dışarıdan özel dersler alıyor. Çeşitli gruplarda gitar ve tuşluları çaldıktan sonra Tülay-Ozanlar’la çalışıyor, turnelere çıkıyor.
13 Eylül 1944’de Ankara’da doğdu. 1950’lerin ikinci yarısında Yalçınkaya Tümay, Mehmet Soyarslan, Nedim Demirelli ‘Şen Gençler’ adlı amatör grubu kurdu ve gençlik toplantılarında kontrbas çalmaya başladı. Uzun süre aynı kadroyla devam edildikten sonra vokalist Sadık Bütünley, piyanist İlker Dalyan, davulcu Batur Pere’yle üye sayısı arttı ve Kervansaray, Caddebostan Gazinosu gibi mekânlarda sahneye çıkıldı.
Yerli hafif müzik dünyası yeni yeni şekillenirken, sahnelerde yer alan az sayıdaki nefesliler çalgıcısı sık sık topluluk değiştiriyordu. Bunlardan flüt ve saksafon çalan Mustafa Toroslu, 1960’ların başında Erol Büyükburç’la çalışmaya başladı ve ardından Kentet Dogo’da tenor saksafon çaldı.
1960’da İstanbul Hasköy’de doğdu. 1974’te gitara başladı. Lisede okulu bırakarak tamamen müziğe yöneldi. Bir dönem sokaklarda çaldıktan sonra birçok grupta yer aldı. Kısa sürede rock camiasında sağlam tekniğiyle dikkat çekti ve 1982’de Devil grubuna girdi.
1942’de İstanbul’da doğdu. Somer Soyata ve Arkadaşları grubunun 1960 kadrosunda Erkut Taçkın (gitar, vokal), Güngör Yücel (vokal), Özden Ulugün (gitar), Ersin Yüce (elektro gitar, vokal), Gürkan Bilgütay (saksafon), Erkan Gürsal (elektro org ve piyano), Yalçın Ateş’le birlikte davulda yer aldı.
Oğuz Kayhan, Barış Manço’nun Kafadarlar’ın ardından 1961’in yaz aylarında Galatasaray Lisesi’nde kurduğu ikinci grubu Barış Manço-Harmoniler’le dikkat çekti. Yavuz Beşorak (piyano), Rıza Omayer (gitar), Emre Gönenç (gitar), Fikret Zolan (davul), Oğuz Kayhan (saksafon), Barış Manço’dan (vokal, piyano) oluşan ekip konserlerle tanınmaya başlamıştı.
Müzik hayatına 1957’de şarkı söyleyerek adım atan, org da çalan Yılkut Tezcan 70’lerin başında Önder Altuğ (tenor sax), Gökçen Taşkıran (gitar, vokal), Yusuf Donat (bas gitar), Saffet Diler’le (davul) ‘Yılkut Tezcan 5’i kurdu. Orkestra gazinolarda program yaptı ve stüdyoya da girerek dans 45’likleri yayınladı.
1969’da Çanakkale’de doğdu. İstanbul’da üniversite sıralarında Aralık 1992’de Ertan Kızıltan (vokal), Orhan Yolsal (gitar), Çetin Güney (bas gitar), Soner Doğanca’yla (davul) Acil Servis grubunu kurdu. Devamında pop müzik piyasasına da adım attı ve Cem Karaca, Funda Arar, Kıraç, Sezen Aksu, Sertap Erener ve Ayşe Tütüncü gibi çok sayıda isimle çalıştı, albüm kayıtlarında yer aldı. Düş Sokağı Sakinleri’nden Murat Çelik ile sahne programları yaptı.
1944’te Ankara’da doğdu. İstanbul’da yüksek öğrenim görürken profesyonel müziğe adım attı ve akordeonuyla çeşitli topluluklarla müzik yaptı. Sahne çalışmaları sırasında taverna müziğini yakından tanıdı ve bu kulvarda ilerlemeye başladı. Kendi adına orkestra kurdu.
1922’de Romanya Silistre’de doğdu. Annesi ile babası keman çalıyordu. İlkokuldan sonra İstanbul’daki dayısının yanına gönderildi. Dayısının armağan ettiği akordeonla müziğe başladı. Pandeli Çitraz’dan solfej ve armoni dersleri aldı; Halkevi’nde amatör orkestra kurdu.
Astsubay olarak görev yaptığı orduda saksafon öğrendikten sonra mecburi hizmetini tamamlayıp profesyonel müzik piyasasına adım attı. 1953’te arkadaşı İsmet Sıral’ın Cüneyt Sermet’te kurduğu sextete alto saksafoncu olarak katıldı. Modern caz parçalarını, günün sevilen melodilerini çalıyorlardı. Çalıştıkları lokaller Türk müziği de talep edince repertuvara Anadolu folklorundan örnekler de koymuşlardı.
İstanbul’da doğan Nuri Irmak (Nurettin Irmak) ilkokul sonrası, 11 yaşında İstanbul Belediye Konservatuarı yatılı bölümüne girdi. Piyano, keman ve trombon eğitimi alan Nuri Irmak, okul sonrası profesyonel müzik dünyasına adım attı ve Kanat Gür Orkestrası, Ergun Tezer Orkestrası, Güner 6 gibi topluluklarda çaldı.
Şubat 1939’da İstanbul’da doğdu. Konservatuarda piyano ve flüt dallarında eğitim gördü ve mezun oldu. Profesyonel müziğe 1964’te Müfit Kiper Orkestrası’nda piyano çalarak başladı. İstanbul Senfoni Orkestrası’nda da iki yıl flüt çalan sanatçı, devamında İlhan Feyman ve Kanat Gür orkestralarında çalıştı.
24 Temmuz Çarşamba günü vizyona merhaba diyecek olan ve sevilen Marvel kahramanlarını buluşturan mizah katkılı aksiyon bilimkurgu ‘Deadpool & Wolverine’ dahil olmak üzere, biri yerli yapım; toplam dört yeni film vizyona giriyor bu hafta! Şehir dışında bulunduğumdan ve kimi filmler adına düzenlenen basın gösterimlerine katılamadığımdan dolayı 26 Temmuz haftasının filmlerine yapım notlarıyla değineceğim.
Çeyrek yüzyılı aşkın, başta pop olmak üzere müziğin tarihini tutan, radyo programları üreten, kitaplar, eleştiriler yazan, plaklar çalan Naim Dilmener bu uzun yürüyüşün Gazete Pazar ile Radikal adımlarında kaleme aldığı yazılarıyla, müzik serüvenimizden önemli ve değerli isimleri bizlerle paylaşıyor.
Tarihi bir yapımın seçmeleri için gittiği Cinecittà Stüdyoları’nda filmin yıldızı tarafından beğenilen ve bir gün içinde farklı bir dünyanın içinde gezinen genç bir kız. Saverio Costanzo imzalı ‘Şafak Sökerken’, 50’ler İtalya’sında geçen ve sinema dünyasındaki yıldızların parlak görünen ama gerçekte ikiyüzlü, sorunlu hayatlarına ayna tutan bir çalışma. UĞUR VARDAN (HÜRRİYET/20.07.2024)
Gündemdekilere ve vitrindekilere aldırmadan upuzun sinema tarihinden cımbızla seçilen hoş filmler, insan kokan öyküler, gözden kaçanlar, ıskalananlar, pamuklara sarılması gereken mütevazı başyapıtlar ve diğerleri Hilal Çetinder’in kaleminden Film Makarası’nda…
Sinema salonlarımızı halen animasyonlar domine ederken, bir yandan da Deadpool & Wolverine filmi bekleniyor. Bu arada, sinemalara her hafta 10-12 film gelmeye devam etse de, bunların çok azı, iyi bir seyirci sayısına ulaşıyor. Biz bu hafta yine vizyondan dört filme bakalım. Önce Yorgos Lanthimos'un, Poor Things’den çok kısa bir süre sonra yaptığı ve yine Emma Stone ile çalıştığı Merhamet Hikayeleri’ne bakalım. Sonra iyi bir popüler sinema örneğine ve ümit verici bir şekilde başlayıp, sonunu getiremeyen bir filme bakalım. Son olarak da 15 dakikalık after credits sahneleriyle, sinema tarihine geçebilecek(!) bir yerli korkuyu ele alalım.
Birbirinden güzel eserlerin icra edildiği bir TRT klasiği "Akşam Sefası" programı, bugün 21.00'de TRT Müzik'te.
Yeni fotoğrafı görmek, müzikseverlerin beğenisinin ne kadar değiştiğini öğrenmek için yerli rockta ‘bütün zamanların en iyileri’ni sinemamuzik.com okurlarına ve müzik eleştirmenlerine sorduk. İlginç liste çıktı ortaya:
Her biri meslekte en az 20 yılı devirmiş müzik yazarlarımızın saptadığı yerli grupların ‘şeref tablosu’nda Moğollar, Bulutsuzluk Özlemi ile ‘orta yaş’a dayanmış akranlar mor ve ötesi ile Duman gözüküyor. Hemen enselerinde Kurtalan Ekspres ile Dervişan yer alıyor. Bir alt basamakta ise, az zamanda çok iş yapmış Hardal ve Mazhar Fuat Özkan bulunuyor. Aslında gözler Mazharlar’ı daha üstte arıyor da, ‘ticaret’in dozunu kaçırmak bazen böyle sonuçlara neden oluyor.
Sinemamuzik.com, bir çoğu Altın Portakal’da jürilik de yapmış sinema yazarlarına sordu: ‘Antalya Altın Portakallı en iyi film hangisi’?... Birinciler listesinde ‘kortej’e çıkan ve bütün zamanların Altın Portakal birincilerini değerlendiren 31 sinema yazarının katıldığı araştırmada, Zeki Ökten’in 1980 tarihli Sürü filmi 213 puan toplayarak birinciliği kazandı. Sürü’yü 204 puanla Muhsin Bey (Yavuz Turgul) ve 192 puanla Uzak (Nuri Bilge Ceylan) izledi.
Sinemamuzik.com sinema yazarlarına sordu: ‘İlk uzun filmini 21. yüzyılda çeken en iyi 10 yerli yönetmen kim?... 30 sinema yazarının katıldığı araştırmada bol ödüllü Emin Alper 195 puan toplayarak birinciliği kazandı. Alper’i 145 puanla Pelin Esmer ve 136 puanla Özcan Alper izledi. Emin Alper'i 27 sinema yazarı listesine alırken, Pelin Esmer’e 25, Özcan Alper’e 20 listede yer verildi. Bazı popüler isimler ön sıralarda yer alamadı.
Sinema yazarı ve eleştirmen Olcay Bağır'ın 'Sinesözlük-Sinemaya Giriş' kitabı Kara Karya yayınları etiketiyle satışa çıktı. 344 sayfalık yapıt basın bülteninde şöyle özetleniyor:
Türkiye´nin büyük kentlerinde yayında olan radyo kanallarının geniş listesi
Genç yaşına karşın uzun yıllardır rap müzikle uğraşan ´sinemamuzik.com´ okuru Emre Onaran sitemiz için şarkı yazdı. Yapıtını arkadaşı Uygar´la (Ragyu) birlikte seslendiren Emre Onaran´ın (Sürgün) videosu içeride:
Ünlü grupların kuruluş öyküleri, müzik serüvenleri yakından takip edilse de isimlerinin nasıl doğduğu ve koyulduğu pek bilinmez. Meraklısı için ilginç bir liste hazırladık:
Popüler orkestralar ile grupların Türkiye serüvenini ‘Günlerin İçinden Canım’ / 100 Yıllık Türkiye Popüler Orkestralar ve Gruplar Tarihi (1923-2022) adlı internet sitesinde anlattım.