Müzik hayatına 1957’de şarkı söyleyerek adım atan, org da çalan Yılkut Tezcan 70’lerin başında Önder Altuğ (tenor sax), Gökçen Taşkıran (gitar, vokal), Yusuf Donat (bas gitar), Saffet Diler’le (davul) ‘Yılkut Tezcan 5’i kurdu. Orkestra gazinolarda program yaptı ve stüdyoya da girerek dans 45’likleri yayınladı.
1969’da Çanakkale’de doğdu. İstanbul’da üniversite sıralarında Aralık 1992’de Ertan Kızıltan (vokal), Orhan Yolsal (gitar), Çetin Güney (bas gitar), Soner Doğanca’yla (davul) Acil Servis grubunu kurdu. Devamında pop müzik piyasasına da adım attı ve Cem Karaca, Funda Arar, Kıraç, Sezen Aksu, Sertap Erener ve Ayşe Tütüncü gibi çok sayıda isimle çalıştı, albüm kayıtlarında yer aldı. Düş Sokağı Sakinleri’nden Murat Çelik ile sahne programları yaptı.
1944’te Ankara’da doğdu. İstanbul’da yüksek öğrenim görürken profesyonel müziğe adım attı ve akordeonuyla çeşitli topluluklarla müzik yaptı. Sahne çalışmaları sırasında taverna müziğini yakından tanıdı ve bu kulvarda ilerlemeye başladı. Kendi adına orkestra kurdu.
1922’de Romanya Silistre’de doğdu. Annesi ile babası keman çalıyordu. İlkokuldan sonra İstanbul’daki dayısının yanına gönderildi. Dayısının armağan ettiği akordeonla müziğe başladı. Pandeli Çitraz’dan solfej ve armoni dersleri aldı; Halkevi’nde amatör orkestra kurdu.
Astsubay olarak görev yaptığı orduda saksafon öğrendikten sonra mecburi hizmetini tamamlayıp profesyonel müzik piyasasına adım attı. 1953’te arkadaşı İsmet Sıral’ın Cüneyt Sermet’te kurduğu sextete alto saksafoncu olarak katıldı. Modern caz parçalarını, günün sevilen melodilerini çalıyorlardı. Çalıştıkları lokaller Türk müziği de talep edince repertuvara Anadolu folklorundan örnekler de koymuşlardı.
İstanbul’da doğan Nuri Irmak (Nurettin Irmak) ilkokul sonrası, 11 yaşında İstanbul Belediye Konservatuarı yatılı bölümüne girdi. Piyano, keman ve trombon eğitimi alan Nuri Irmak, okul sonrası profesyonel müzik dünyasına adım attı ve Kanat Gür Orkestrası, Ergun Tezer Orkestrası gibi topluluklarda çaldı.
Şubat 1939’da İstanbul’da doğdu. Konservatuarda piyano ve flüt dallarında eğitim gördü ve mezun oldu. Profesyonel müziğe 1964’te Müfit Kiper Orkestrası’nda piyano çalarak başladı. İstanbul Senfoni Orkestrası’nda da iki yıl flüt çalan sanatçı, devamında İlhan Feyman ve Kanat Gür orkestralarında çalıştı.
1932 doğumlu piyanist ve organist Erdoğan Soyalp sanat hayatına adına kurduğu orkestrada başladı. Devamında piyasanın aranan isimlerinden biri haline geldi ve Necdet Koyutürk, Nihat Baysal, Metronom, Muhittin Paydaş ve Lordları’nda çalışan Soyalp bir süre sonra orkestrasını yeniden toparladı.
1948’de Erzincan’da doğdu. Sanat hayatına 1967’de Haramiler’de saksafon çalarak başladı. Haramiler'le Altın Mikrofon Yarışması'nda dereceler alan Yorulmaz saksafonun yanında çeşitli dönemlerde davul da çaldı.
7 Mayıs 1976’da doğdu. 1989’da gitara başladı ve İngiliz Erkek Lisesi'ndeki okul orkestrasına katılıp birçok lisede konserlere çıktı. 1994’den itibaren farklı gruplarla müzik yaptı ve profesyonel oldu. 1995’te TÜYAP Müzik Fuarı’nda düzenlenen yarışmada En iyi Gitarist dalında birinciliği aldı.
1945’te Ankara'da doğdu. Ankara Cumhuriyet Lisesi’nde öğrenim görürken müziğe merak sardı. 1968’de profesyonel olarak davula başladı ve Aydın Tansel’le çalıştı. Ardından Şanar ve O’nlar Orkestrası’na katıldı. Piyasanın aranan davulculardan biri haline geldi ve devamında Şerif Yüzbaşıoğlu Orkestrası’nda, Paraşüt rock grubunda, İstanbul Gelişim’de, Doruk Onatkut Orkestrası’nda çaldı.
1964’te İstanbul Belediye Konservatuarı'na girdi ve piyano ile gitar eğitimi aldı. Genç yaşta profesyonel müziğe adım attı ve enstrümantalist, orkestra şefi, düzenlemeci olarak yarım yüzyıl piyasanın içinde kalmayı başardı.
1967’de Altın Mikrofon yarışmasında Selçuk Alagöz Orkestrası basçı Hasan Sel ile davulcu Engin Yörükoğlu’nun da dahil olduğu kadroyla üçüncü oldu. Hasan Sel devamında Apaşlar’a katıldı. Yurtdışında da büyük işler yapmak istiyorlardı ve Anadolu halk ozanlarının yapıtlarıyla dünyaya açılacaklardı.
1970’lerin ortasında kurulan Grup Doğuş’ta yetenekli müzisyenler bir araya gelmişti. Bunlardan biri de Aldoğan Şimşekyay’dı. Amerikan kulüplerinde programa çıkarak popüler parçaları coverlayan topluluk, repertuvarına Türkçe parçalar da almıştı. Defalarca gazeteler ve dergiler tarafından ‘yılın orkestrası’ seçilen Grup Doğuş, pop müzik pazarının daralmasının ardından dağıldı.
Ankara’nın küçük caz camiasında hızla yükselen İrfan Sümer, 1969’da başkente gelmiş Don Cherry konserlerinde saksafon çalarak ünlenmişti. Durul Gence 5’te işler yolunda giderken Attila Özdemiroğlu ile Selçuk Başar ayrılarak Şerif Yüzbaşıoğlu Orkestrası’na gidince, Durul Gence nefeslilerin öne çıktığı, orgun yer almadığı bir oluşum planladı ve İrfan Sümer’in de çalacağı ‘Durul Gence 10’ ortaya çıktı.
27 Mayıs 1969’da İstanbul'da doğdu. 1987’de bas gitar çalmaya başladı. Tarkan Mumkule, Hakan Özer, Ömer Ahunbay ile Waiting For China grubunu kurdu. İki yıl grupta müzik yaptıktan sonra ABD’ye gitti. Bu ülkede müziğe devam etti ve çeşitli gruplarda bas gitar çaldı.
Trompetçilerin az bulunduğu yerli piyasaya çok genç yaşta girdi ve kısa sürede dikkat çekti. Altmışlar’ın ikinci yarısında Halikarnas Altılısı’nda trompeti üstlendi. Ardından Ulvi Temel Orkestrası’na girdi. Muhittin Paydaş ve Lordları, Durul Gence 10 ile Durul Gence 7 topluluklarında çalıştı. Durul Gence 10’dayken Türkiye’nin ilk konser albümüne imza atanlar arasında yer aldı.
Genç yaşta, senfonik metal Almora grubuna katıldı ve flüt çalıp vokali üstlendi. Rockla klasik müziği, Kuzey folkunu ve Türk musikisini harmanlamayı deneyen grubun Gates of Time, Kalihora’s Song, Shehrâzad, ‘1945’, Kıyamet Senfonisi albümlerinde yer aldı; sahnedeki gotik atmosfere sesiyle, şovuyla büyük katkı yaptı.
5 Ocak 1980’de İstanbul’da doğdu. Ağabeyi Soner Canözer’in yanında 14 yaşında gitar çalmaya başladı. Lise sıralarında basketbolla birlikte müziği de bir arada yürütmeyi başardı ve okul orkestrasıyla bol konsere çıktı. İstanbul Üniversitesi’nde iktisat okurken müzik kulübünde önemli işler yaptı; arkadaşlarını örgütleyerek verimli projelere imza attı, heveslilere gitar öğretti.
1958’de İzmit’te doğdu. Bahri Levent Çoker 1971’de Ankara Devlet Konservatuvarı Trombon Bölümü’nü kazandı; yatılı öğrenci oldu. 1975’te İstanbul Devlet Konservatuarı'na nakil oldu. 1979’da yılında İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası'nın sınavını kazandı ve bu kurumda trombon sanatçısı olarak göreve başladı. 1981'de İstanbul Devlet Konservatuvarı yüksek devre trombon bölümünden mezun oldu. İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası’nda trombon grup şefi olarak çalıştı. Bu arada, piyasada çeşitli türlerdeki albümlerin kayıtlarında çaldı.
2020 Mart ayından bu güne, artık hayatta olmayan canım ‘Sinema’ dergisindeki ‘Sinemadan Çıkmış İnsan’ adlı köşemde, geçmiş sayılarda yayınlanmış eski yazılarımı paylaştım. 5 Mart 2021’den itibarense, sinema salonları perdelerini açana dek, her yeni hafta, o tarihe ait eski ‘sinemadan çıkmış insan / vizyonda bu hafta köşeleri’ni sizlerle buluşturdum. Sizlere her hafta sinema tarihinden 5 klasik film önerdiğim ‘Önce Tavsiyeler’ adlı bölüm ve geçmiş vizyon haftalarını anımsadığımız ‘Tarihte Bu Hafta’ adlı bölümler devam edecek! İkisi yerli yapım olmak üzere toplam altı yeni filme ev sahipliği yapıyor Haziran ayının son vizyon haftası! İstanbul dışında bulunduğumdan dolayı bu haftaki basın gösterimlerine katılamadığımdan; yeni filmlere sadece yapım notlarıyla değineceğiz.
Çeyrek yüzyılı aşkın, başta pop olmak üzere müziğin tarihini tutan, radyo programları üreten, kitaplar, eleştiriler yazan, plaklar çalan Naim Dilmener bu uzun yürüyüşün Gazete Pazar ile Radikal adımlarında kaleme aldığı yazılarıyla, müzik serüvenimizden önemli ve değerli isimleri bizlerle paylaşıyor.
Evliliği, ayrılma fikriyle ‘şiddet’li bir noktaya gelen Harper için her şey çok kötü gelişir... ‘Ex Machina’ ve ‘Annihilation’ gibi yönettiği filmlerin yanı sıra ‘Kumsal’, ‘28 Gün Sonra’, ‘Günışığı’, ‘Beni Asla Bırakma’ gibi yapımlardan da yazar kimliğiyle tanıdığımız Alex Garland, genel olarak eserlerinde ‘cennet’ metaforunu öne çıkarıyor. Onun karakterleri ruhlarındaki acıları dindirmek için gittikleri yerde problemlerinden kurtulmuyor, aksine çok daha zor denklemlerin içinde boğuşuyorlar... UĞUR VARDAN (HÜRRİYET/03.06.2022)
Gündemdekilere ve vitrindekilere aldırmadan upuzun sinema tarihinden cımbızla seçilen hoş filmler, insan kokan öyküler, gözden kaçanlar, ıskalananlar, pamuklara sarılması gereken mütevazı başyapıtlar ve diğerleri Hilal Çetinder’in kaleminden Film Makarası’nda…
Son haftaları festival izlenimlerine ayırdıktan sonra, vizyona geri dönelim. Yaz aylarında her zaman olduğu gibi, vizyon da zayıf ama çeşitli yönleriyle ilgi çeken filmler mevcut yine de. Bu hafta, birkaç tanesine göz atalım.
Bu ara plaklar popüler. Kimi albümler yeniden basılıyor, döneminde plak olarak yayımlanmamış albümler plağa kaydediliyor. Sadece bunlar değil, yeni albümler de plaklar aracılığıyla dinleyiciye ulaştırılıyor. Ekseriyetle 33’lük plaklar bunlar ama benim gibi 45’lik sevdalılarını sevindiren hamleler de yok değil. MURAT MERİÇ (gazeteduvar.com.tr/03.10/2021)
İhsan Güvenç ve Merve Kayacan ile en sevilen eserler bugün 22.00'da TRT Müzik'te yayınlanacak Kalpten Kalbe programında.
Yeni fotoğrafı görmek, müzikseverlerin beğenisinin ne kadar değiştiğini öğrenmek için yerli rockta ‘bütün zamanların en iyileri’ni sinemamuzik.com okurlarına ve müzik eleştirmenlerine sorduk. İlginç liste çıktı ortaya:
Her biri meslekte en az 20 yılı devirmiş müzik yazarlarımızın saptadığı yerli grupların ‘şeref tablosu’nda Moğollar, Bulutsuzluk Özlemi ile ‘orta yaş’a dayanmış akranlar mor ve ötesi ile Duman gözüküyor. Hemen enselerinde Kurtalan Ekspres ile Dervişan yer alıyor. Bir alt basamakta ise, az zamanda çok iş yapmış Hardal ve Mazhar Fuat Özkan bulunuyor. Aslında gözler Mazharlar’ı daha üstte arıyor da, ‘ticaret’in dozunu kaçırmak bazen böyle sonuçlara neden oluyor.
Sinemamuzik.com, bir çoğu Altın Portakal’da jürilik de yapmış sinema yazarlarına sordu: ‘Antalya Altın Portakallı en iyi film hangisi’?... Birinciler listesinde ‘kortej’e çıkan ve bütün zamanların Altın Portakal birincilerini değerlendiren 31 sinema yazarının katıldığı araştırmada, Zeki Ökten’in 1980 tarihli Sürü filmi 213 puan toplayarak birinciliği kazandı. Sürü’yü 204 puanla Muhsin Bey (Yavuz Turgul) ve 192 puanla Uzak (Nuri Bilge Ceylan) izledi.
Sinemamuzik.com sinema yazarlarına sordu: ‘İlk uzun filmini 21. yüzyılda çeken en iyi 10 yerli yönetmen kim?... 30 sinema yazarının katıldığı araştırmada bol ödüllü Emin Alper 195 puan toplayarak birinciliği kazandı. Alper’i 145 puanla Pelin Esmer ve 136 puanla Özcan Alper izledi. Emin Alper'i 27 sinema yazarı listesine alırken, Pelin Esmer’e 25, Özcan Alper’e 20 listede yer verildi. Bazı popüler isimler ön sıralarda yer alamadı.
Bir süre önce Netflix'te İyi ki Yapmışım adlı belgeseli yayınlanan Metin Akpınar'ın yaşamı bu kez de kitaba konu oldu. Mundi etiketiyle satışa sunulan 'Sahneye Adanmış Bir Ömür: Metin Akpınar' adı yapıtın yazarı ise Zeynep Miraç.
Türkiye´nin büyük kentlerinde yayında olan radyo kanallarının geniş listesi
Genç yaşına karşın uzun yıllardır rap müzikle uğraşan ´sinemamuzik.com´ okuru Emre Onaran sitemiz için şarkı yazdı. Yapıtını arkadaşı Uygar´la (Ragyu) birlikte seslendiren Emre Onaran´ın (Sürgün) videosu içeride:
Ünlü grupların kuruluş öyküleri, müzik serüvenleri yakından takip edilse de isimlerinin nasıl doğduğu ve koyulduğu pek bilinmez. Meraklısı için ilginç bir liste hazırladık: