Tarihi 60 yıla varan yerli pop müziğin serüveninde, Seksenler ve Doksanlar deyince ismi neonların en üstüne gönül rahatlığıyla yazılan bir kaç isimden biriydi Kayahan Açar. Müzik için, güzel Türkçe için çok çabaladı; Türk halkı da çabanın karşılığını O'na 'büyük usta' kartvizitiyle iade etti. Aşağı yukarı üç kuşağı aşk şarkılarıyla duygudan duyguya sürüklemiş Kayahan'ın yaşamı, sözleri, çekişmeleri, düşünceleri, değerleri, ilişkileri, ayrılıkları ülkenin gündeminde hep yer buldu...
Efekt deyince birkaç kuşağın aklına gelen ilk isim Korkmaz Çakar. Radyo Tiyatrosu, Arkası Yarın derken 1968’de başlayıp 40 yıl süren ilginç bir öykü onunki. Tek değil tabii işinde; Erhan Mesutoğlu, Ertuğrul İmer ile Yüksel Doğru gibi isimlerin de büyük emeği var efekt konusunda TRT’ye. Adıyla soyadının ilginçliğinden midir, nedir, TRT’nin ‘yüzü bilinmeyen yıldızı’ Korkmaz Çakar. Ocak 1990’da Çakar’ı İstanbul Harbiye’deki ‘Radyoevi’ne ziyarete gidiyoruz.
İtalyan sinemasının en büyüklerinden Bernardo Bertolucci’nin 83. doğum günü 16 Mart (ölüm 26 Kasım 2018). Dile kolay; 60’lı yıllardan başlayarak sürekli başrolde kalmış, ürettikleri hep merakla, heyecanla izlenmiş yönetmenlerden Bernardo Bertolucci. İlginç bir kuşağa mensup aynı zamanda; ‘yeni gerçekçilik’ için genç, ‘68’liler ya da militan sinemaya dahil olmak için de biraz olgun…
1970’ler; TRT’nin siyah beyaz dönemi. Önce tek gün başlayan yayınlar haftanın diğer günlerine paylaştırılınca program sıkıntısı yaşanıyor. Radyodaki birçok sevilen programın televizyon versiyonu hazırlanırken bayram programları için akla Bal Mahmut yani Mahmut Baler geliyor. Dinleyicilerinin yakıştırdığı Bal Mahmut lakabıyla ünlenen Mahmut Baler 1969’da Abdi İpekçi’yle radyoda programa çıkmış, dost toplantılarında anlattığı fıkralar, taklitler ve anılarla çok sevildikten sonra radyo aracılığıyla özel dinleyicisini yakalamış, hoş sohbet biri. Baldan Damlalar adlı kitabı da var.
İktisat Fakültesi’ne gidiyor, Yeşilköy Havaalanı’nda bir İngiliz şirketinde çalışıyordu. Sarışın, mavi gözlü, uzun boylu, yakışıklı bir gençti. Yönetmen Sırrı Gültekin de Bakırköylüydü. Semtten birçok artist keşfetmiş, sinemaya getirmişti. Bir gün kız kardeşi ona Göksel Arsoy’dan (d. 15 Mart 1936) söz etti. Gültekin onu gördü, beğendi ve hemen filmde oynamasını teklif etti.
Yeşilçam’ın dört kraliçesinden Filiz Akın 8 Mayıs 2001 tarihli söyleşide Cumhuriyet’e eski filmlere ve beyazperde kariyerine nasıl baktığını anlatmıştı:
Ege türkülerini, yöresel figürleri Denizli ağzıyla yorumlayarak, konuşarak, fıkralar anlatarak ünlenen Gönlüm, o dönemin tek kanalı TRT’de sık sık görünerek büyük hayran kitlesi kazanıyor. Radyo ve TV'de yayınlanan Nineden Mektuplar tiplemesi çok seviliyor; Çöz de Al Mustafali türküsü adeta hit oluyor.
Evet, Türkiye’de ilk kez eli ayağı düzgün bir müzik yapım şirketi hayata geçiyor. Adı da Şanar ile Attila’nın ilk harflerinden oluşan ŞAT Yapım. Beyoğlu Galatasaray’da bir hanın odasında başlıyorlar; sonra Fitaş Sineması’nın arkasına düşen bir yerde, içine stüdyo da sığacak mekana geçiyorlar. Hedef, sipariş üzerine şarkı hazırlamak ve bunları sahneye, plağa uygun hale getirip müşteriye sunmak.
Bugünlerde İnci Taneleri dizisiyle gündem olan Yılmaz Erdoğan'la 08 Kasım 1995'te yaptığımız söyleşiyi yayınlıyoruz. Erdoğan'la, onu Türkiye'yle tanıştıran Mükremin tiplemesini konuşmuştuk:
1974 başında gazetelerde bir ilan yayınlanıyor. Hafif Müzik Derneği, beste yarışması düzenlediğini, adının 1. Topluiğne Beste Yarışması olacağını, katılım şartnamesini, yarışmanın TRT televizyonundan yayınlanacağını duyuruyor. TRT’nin başında İsmail Cem var ve Hafif Müzik Derneği’yle ele, bestelerin ülkede aranjmana galip gelmesi adına tavır koyuyor. Yarışmayı düzenleyen kadronun başında Şanar Yurdatapan ile Attila Özdemiroğlu bulunuyor.
Hollywood’da 1970'ten 1990'a yirmi yılda müthiş işler yapıyor. Taking Off'la (1971) Hollwood stüdyolarına adım attıktan sonra 1975'te başyapıtı ilan edilecek Guguk Kuşu’nu (One Flew Over the Cuckoo's Nest) yönetiyor. Filmin başrolüne Kirk Douglas dahil 10 aday arasından seçilmiş Jack Nicholson’ın devleştiği Guguk Kuşu, Forman’ın en çok gişe hasılatı toplayan yapıtı oluyor.
1999’da, dinleyicileri arasında yaptığı ankette ‘best of’un parçalarını saptar. Geçmişte farklı şirketlerden yayımlanmış parçaların haklarını bir araya toplamanın zorluğunu çokiyi bildiğinden, bunları özgün halleri yerine yeni düzenlemelerle (yazan: Eser Taşkıran) kullanmaya karar verir. Ancak, Mançoloji adlı bu best of albüme son rötuşları atarken, 31 Ocak 1999’u 1 Şubat’a bağlayan gece aramızdan ayrılır. Manço’nun ölümü ülkeyi yasa boğar ve televizyondan canlı yayımlanan cenaze törenine binlerce seveni katılır.
Bu topraklarda rockla pop müzik adına yapılan birçok yenilikte imzası olan, arayışın, dinamizmin, sol duruşun önderliğini üstlenen, çok genç yaşta arkadaşıyla Anadolu’nun binlerce yıllık müzik hazinesinden örnekleri kente taşımaya çabalayan, yorumculuğunun yanında besteleriyle de müziğimizin şekillenmesinde büyük pay sahibi olan bir sanatçıdır Muhtar Cem Karaca (doğum: 5 Nisan 1945 İstanbul).
Bu kez durum farklı; The Holdovers vitrinlik film olmasa da Giamatti'nin Oscar şansı yüksek. Tabii aynı filmle kısa süre önce gelmiş Altın Küre ödülü Oscar yarışında büyük avantaj. The Holdovers’da zengin, disiplinsiz, cahil bir grup öğrenciye Barton Koleji’nin kalın duvarları arasında medeniyeti aşılamaya çabalayan huysuz, çaresiz öğretmen Paul Hunham’ı oynuyor.
İlk filmi C-Blok'la üç yıl önce İstanbul Altın Lale'de ödülü reddeden ve basının büyük bölümünce yaramaz çocuk diye tanımlanan Demirkubuz, bugün sinemanın, medyanın baş tacı. Bu ilginç ikilemi, son gelişmeleri ve Masumiyet'le ilgili bir takım teknik konuları konuştuk Demirkubuz'la:
Sette motor dendiğinde atlar bir soldan sağa, bir yukarıdan aşağıya defalarca koşturuluyor. Başroldeki oyuncunun dikkatini çekiyor ve Atadeniz’e nedenini soruyor. Atadeniz büyük ciddiyetle alternatif sahneler planladığını anlatıyor. Oysa başroldeki oyuncu bilmiyor ki, aynı anda iki farklı filmde oynuyor.
Bütün bölümleri satın alıyor TRT ve çoluk çocuk, anne-baba, dede-nine basketbolu, smacı, koçun ne olduğunu keşfediyoruz hep birlikte. Gençler, çocuklar basketbola sevdalanıyor birden; hiçbir yerde pota yok ama. Okullara pota koyuluyor; zengin semtlerin parklarında potalar mantar gibi çoğalıyor. Fakirler de demir çember, altı delik kova ne bulursa asıyor gecekondu duvarlarına.
12 Ekim 1997; yardım kuruluşları temsilcileriyle bir avuç gazeteci İstanbul'da havalanında buluşuyor. Yolculuk önce Diyarbakır'a, oradan da karayoluyla Şırnak'ın ilçesi İdil'e. Hafta sonu Bizim İdil Festivali var; katılmaya gidiyoruz. Bulutsuzluk Özlemi konser verecek. Bizden bir gün sonra varacak İdil'e grup.
İzmir Fuarı sırasında Cem Karaca boş bir gününde Filistin pavyonunu gezerken ziyaretçi defterine ‘Egemen güçlere karşı yürütülen bütün bağımsızlık savaşlarının başarıya ulaşacağına inancım var. Namuslu bir Türk aydını ve devrimcisi olarak kardeş Filistin halkına başarılar dilerim’, yazıyor. Satırlarını okuyan Filistinliler, gazino kulisinde Karaca’ya ulaşıyor ve ondan, davalarına destek verecek bir plak doldurmasını istiyor.
Pop müziğin en kaliteli şarkı sözü yazarlarından olan, Anadolu Pop’un öncüleri arasına adını yazdıran, halk müziğini çağdaşlaştırma yolunda önemli işler yapan, ancak bu kulvarda pek uzun kalmayan, kısa yaşamında her zaman ‘kendi yolunda’ yürümüş, doğrularından ödün vermeden çizgisini korumayı bilmiş Fikret Kızılok 77 yıl önce bugün dünyaya gelir.
Çoğunluğu yerli yapım olmak üzere yedi, sekizden aşağı pek düşmüyor haftanın yeni film sayısı. Her sezon olduğu gibi yerli filmlerde başı yine korku ve animasyon türleri çekiyor!.. Beşi yerli yapım olmak üzere toplam sekiz yeni filme ev sahipliği yapıyor Mart ayının son vizyon haftası! İstanbul dışında bulunduğumdan ötürü kimi filmler adına düzenlenen basın gösterimlerine katılamadığımdan, haftanın yeni filmlerine yapım notlarına değinerek yer vereceğim.
Çeyrek yüzyılı aşkın, başta pop olmak üzere müziğin tarihini tutan, radyo programları üreten, kitaplar, eleştiriler yazan, plaklar çalan Naim Dilmener bu uzun yürüyüşün Gazete Pazar ile Radikal adımlarında kaleme aldığı yazılarıyla, müzik serüvenimizden önemli ve değerli isimleri bizlerle paylaşıyor.
Yedi tepeli şehir için baharın müjdecilerinden biridir İstanbul Film Festivali. Bu yıl 44’üncü kez düzenlenecek bu kültür şenliği 11 Nisan’da başlayıp 22 Nisan’da sona erecek. Organizasyon dahilinde 139 uzun metraj ve 15 kısa film izleyiciyle buluşacak. Festivale ilişkin bir rehber olması amacıyla kaçırılmaması gereken 10 filmlik bir liste hazırladık. UĞUR VARDAN (HÜRRİYET/29/03/2025)
Gündemdekilere ve vitrindekilere aldırmadan upuzun sinema tarihinden cımbızla seçilen hoş filmler, insan kokan öyküler, gözden kaçanlar, ıskalananlar, pamuklara sarılması gereken mütevazı başyapıtlar ve diğerleri Hilal Çetinder’in kaleminden Film Makarası’nda…
Geçen hafta, Berlin Film Festivali (Berlinale) izlenimlerimize başlamıştık. Kaldığımız yerden devam edelim. Bu hafta bahsedeceğimiz filmler arasında, festivalden Altın Ayı ile dönen ve İstanbul Film Festivali’nde de gösterilecek olan Drømmer, Radu Jude’nin yeni filmi Kontinental ’25, tümüyle yapay zeka ile oluşturulmuş görseller ile yapılmış bir animasyon ve festivalden Teddy ödülü ile dönen, Lesbian Space Princess de var. Haftaya, Berlinale notlarımızın üçüncü bölümü ile devam edeceğiz.
TRT İstanbul Radyosu ses sanatçısı Ayşen Birgör, gökteki yıldızlar misali ışıl ışıl şarkıları bugün 19.00'da TRT Müzik'te ekranlara gelecek Yıldızlar Altında programında seslendiriyor.
Yeni fotoğrafı görmek, müzikseverlerin beğenisinin ne kadar değiştiğini öğrenmek için yerli rockta ‘bütün zamanların en iyileri’ni sinemamuzik.com okurlarına ve müzik eleştirmenlerine sorduk. İlginç liste çıktı ortaya:
Her biri meslekte en az 20 yılı devirmiş müzik yazarlarımızın saptadığı yerli grupların ‘şeref tablosu’nda Moğollar, Bulutsuzluk Özlemi ile ‘orta yaş’a dayanmış akranlar mor ve ötesi ile Duman gözüküyor. Hemen enselerinde Kurtalan Ekspres ile Dervişan yer alıyor. Bir alt basamakta ise, az zamanda çok iş yapmış Hardal ve Mazhar Fuat Özkan bulunuyor. Aslında gözler Mazharlar’ı daha üstte arıyor da, ‘ticaret’in dozunu kaçırmak bazen böyle sonuçlara neden oluyor.
Sinemamuzik.com, bir çoğu Altın Portakal’da jürilik de yapmış sinema yazarlarına sordu: ‘Antalya Altın Portakallı en iyi film hangisi’?... Birinciler listesinde ‘kortej’e çıkan ve bütün zamanların Altın Portakal birincilerini değerlendiren 31 sinema yazarının katıldığı araştırmada, Zeki Ökten’in 1980 tarihli Sürü filmi 213 puan toplayarak birinciliği kazandı. Sürü’yü 204 puanla Muhsin Bey (Yavuz Turgul) ve 192 puanla Uzak (Nuri Bilge Ceylan) izledi.
Sinemamuzik.com sinema yazarlarına sordu: ‘İlk uzun filmini 21. yüzyılda çeken en iyi 10 yerli yönetmen kim?... 30 sinema yazarının katıldığı araştırmada bol ödüllü Emin Alper 195 puan toplayarak birinciliği kazandı. Alper’i 145 puanla Pelin Esmer ve 136 puanla Özcan Alper izledi. Emin Alper'i 27 sinema yazarı listesine alırken, Pelin Esmer’e 25, Özcan Alper’e 20 listede yer verildi. Bazı popüler isimler ön sıralarda yer alamadı.
İletişim yayınları etiketiyle satışa çıkan kitapta müzik yazarı, eleştirmen, programcı Murat Beşer, Türk müziğinin zarif sesi Nesrin Sipahi’nin yaşamı ve sanat serüvenini ayrıntılarıyla anlatıyor. Kitap, Yeşilköy’de başlayan çocukluğun, radyolardan plak kayıtlarına, turnelerden gazinolara uzanan başarı öyküsüne dönüşümü kadar Sipahi’nin bilinmeyen yönlerini de ortaya koyuyor. Nesrin Sipahi-Sahnelerin, Radyoların, Plakların Hanımefendisi aynı zamanda bir dönemin kültürel portresi.
Türkiye´nin büyük kentlerinde yayında olan radyo kanallarının geniş listesi
Genç yaşına karşın uzun yıllardır rap müzikle uğraşan ´sinemamuzik.com´ okuru Emre Onaran sitemiz için şarkı yazdı. Yapıtını arkadaşı Uygar´la (Ragyu) birlikte seslendiren Emre Onaran´ın (Sürgün) videosu içeride:
Ünlü grupların kuruluş öyküleri, müzik serüvenleri yakından takip edilse de isimlerinin nasıl doğduğu ve koyulduğu pek bilinmez. Meraklısı için ilginç bir liste hazırladık:
Hemen her öğretmenin, okul müdürünün maratona benzettiği hayatın henüz başında biri Lezzet. Başka bir deyişle; böğürtlenli, limonlu, çilekli, çikolatalı, vişneli, karamelli, karadutlu dondurmalardan henüz tatmadı, sadece vanilyalının tadını biliyor. Onunla tanışmak için sayfaları çevirmen yeterli. Çelişki Bilmez Lezzet’in Geçmiş Zaman Maceraları Uğur Vardan’ın çocukluk anılarından yola çıkarak yazdığı öykülerden oluşuyor.
Popüler orkestralar ile grupların Türkiye serüvenini ‘Günlerin İçinden Canım’ / 100 Yıllık Türkiye Popüler Orkestralar ve Gruplar Tarihi (1923-2022) adlı internet sitesinde anlattım.
50. yaşını kutlayan albümlerin, yayınlandığı dönemde yarattıkları heyecan, uzunçaların kulaklardaki doygunluğu, yeni yeni piyasaya çıkan kasetlerin sunduğu kolaylık, bugünün dijital ortamında unutulmuş plakların önemi müzik camiasının en tatlı muhabbetlerden biri bu yıl. Doğum günü pastaları 50 mumla adeta yangın yerine dönmüş, eskimeyen, çoğu klasikleşen albümler arasında gezintiye ne dersiniz?