Bu Kalp Seni Unutur Mu

‘MÜKREMİN OLMAZSAN YANDIN!’

22 Şubat 2024 Perşembe 10:41

Tiyatrodan içeri girer girmez espriler art arda patlamaya başlıyor. Cumhuriyet’ten Cumhur, hoş geldiniz. Günaydın’dan gelseniz adınız Günay mı olacaktı?’
Ciddi bir söyleşide kararlı olduğumuz için kahkahalarımızı en sona saklıyoruz. Doksanların yerli mizahında önemli bir yere sahip Yılmaz Erdoğan’la yazdığı ve oynadığı TV komedisi Bir Demet Tiyatro’nun gördüğü olağanüstü ilgi üzerine konuşacağız.  
Asında dizinin adı unutulmuş gibi. Herkesin dilinde bir Mükremin’dir sürüp gidiyor. 
Mükremin ikram eden anlamına geliyor, ama dizideki Mükremin'in adının anlamıyla uzaktan yakından ilgisi yok. Delikanlılık kanunlarını bile kendine yontmada çok becerikli. 
Yılmaz Erdoğan, Mükremin'in bu derece tutulmasını 'erkek toplum' olmamıza bağlıyor. Bugünlerde Beşiktaş Kültür Merkezi'nde oynadıkları Otogargara tiyatro oyununda bile halkın büyük bölümü Mükremin olmuyor diye Erdoğan'a tepki gösteriyormuş...


- Mükremin'in bugününü iyi tanımamıza karşın geçmişiyle ilgili fazla bilgimiz yok. Kim bu Mükremin?
Herkes Mükremin'in okul hayatını biliyor; dokuz yıl kaybetmiş, okulu yakmaya kalkmış, beden eğitimi öğretmenini dövmüş. Yaşayan bir tip Mükremin, böyle bir sürü adam vardı eskiden. Mesela teyzemin oğlu liseyi bitirmemek için büyük çaba sarf etmişti. Bazı hocalar ondan kıdemsizdi. Sinan abi denilirdi ona okulda. Bense lisede fırtına gibiydim; takdir, teşekkür filan alırdım. Ama karşılığı gelmezdi. Bir kere babama, 'Bir sene bisiklet al da şaşırt bizi', demiştim.

 

- Mükremin’in bu kadar sevileceğini etmiş miydiniz?
Başlangıçta Mükremin filan yoktu ortada. Bugüne kadar gösterilen 29 bölümün 23'ünde de ikinci adam zaten. Ama öne çıktığı zaman söyledikleriyle sempati topladı. Bu anlamda, erkek toplumu olduğumuz için seyirci Mükremin'le özdeşleştirdi kendisini. Çoğu insan beni de Mükremin olarak görmeye başladı; artık normal hayatta da bazen Mükremin gibi davranıyorum, karım da çok kızıyor. Ne yapayım, ama herkes Mükremin derken Abdurrahman gibi davranamam ki.

 

- Pekiyi dizideki Mükremin'e ne kadar benziyor Yılmaz Erdoğan?
Zamanla içimdeki Mükremin'e yaklaştırdım tipi, İçimdeki şair, çocuk, kabadayı Mükremin'i birleştirdim, derinleştirdim. Bu toplumda biraz Mükremin olmazsan yandın zaten. Oturuyorsun, adam yanındaki kıza bakıyor. Bir süre görmemezlikten geliyorsun. Adam işin suyunu çıkartınca 'Yahu birader ne bakıyorsun lan kaza' diyorsun. Bu tonlama sende yoksa bile orada çıkıyor ortaya. Herkes maçodur demiyorum ama herkesin içinde Mükremin vardır ve gereken yerde ortaya çıkar.

 

- Bu tipleri yaratırken Atilla Atalay'dan etkilendiğiniz iddia ediliyor. Bu iddia nereden kaynaklanıyor?
Mütevazı olmayacağım bu konuda. Her bölümü 45 dakika süren dizide üç saniyede bir espri yazıyorum, toplasan bilemem kaç yüz espri çıkar. Ben bu esprileri yaratabiliyorsam neden başkasından çalayım ki. Ben de dört yıl önce Umut Taksi'yi yazdım, 39 bölüm yayınlandı. Şimdi birçok taksi dizisi yapılıyor; herkes kendine göre bir taksi durağı anlatıyor. Ben de çıkıp çaldılar mı demeliyim, yok kardeşim bana ne, nasıl isterse yazar adam.

 

- Bir Demet Tiyatro'yla yerli komedide eksik olan neyi yakaladınız?
Biz adıyla sanıyla tiyatro yapıyoruz. Sonuç olarak bir stüdyo komedi bu. Amerikalılar'ın bu tip dizileri var, çok kuvvetli bir espri matematiğiyle üç saniyede bir espri buna benzer bir şey yapmaya çalışıyorum; bu işe çok kafa yoruyorum; çünkü gülmediğim bir şeye başkasının gülmesini istemiyorum. İster istemez zamanla tiplerin köşeleri oluşuyor, seyirci de bunu istiyor. Ama iş kısır döngüye girerse, ya uzun süre ara veririz ya da bırakırız.

 

- Dizideki birçok espri absürt. On beş yıl önce çok az insanın gülebileceği esprilere şimdi tüm Türkiye ilgi gösteriyor. Gerçekten Mükremin'in esprilerini anlıyor mu bu toplum?
Dizideki esprileri yazarken herkes anlasın diye bir endişe taşımıyorum. Ama zaten diziyle ilgili sorulabilecek her şeyin cevabı yine dizide var. Dizideki anne gibi anlamayan tipler benim bir anlamda supapımdır; sorularına evdeki diğerleri cevap veriyor. Aslında dizide konuşulanlar toplumumuzun bugünkü halini yansıtıyor. Kafamızda birçok şey var, ama neyin ne olduğu belli değil. Televizyon çıkışlı bir kültürü yaşıyoruz.

 

- “Türkiye'de her şey komedi, 15 dakika halkın arasında gez, oyun yazarsın” gibi değerlendirmeler yapılır komedi yazarları için. Komedi yazmak bu kadar kolay mı Türkiye'de?
Türkiye'de mizahçının besleneceği birçok malzeme var, ama güncel mizaha uygun bir yer değil. Çünkü her gün bizim yaptığımızdan daha abuk bir sürü olay oluyor. Benim yaptığım seyircinin kendini özdeştireceği tipler yaratmak ve kendi esprilerimi katmak. Baştan beri söylüyorum, ne anlattığım değil nasıl anlattığım önemli. Yoksa Türkiye'de kabadayıyı ilk oynayan ben değilim, her mahallede Lütfiye gibi bir kız ve aksi bir ağabeyi var. Türkiye'nin yarısı neredeyse böyle yaşıyor. Bir de babam tanıdığım en komik insanlardan biridir, dedem de öyleymiş, dolayısıyla genetik bir durum olduğunu düşünüyorum. Hakkâriliyim ben; kimse bilmez; Hakkâri’de ilginç bir mizah tabanı vardır. Akla hayale gelmeyecek absürt espriler çıkar. Ben bu damardan çok besleniyorum.

CUMHUR CANBAZOĞLU



Diğer Haberler

STÜDYOLARIN EFENDİSİ: ALAN PARSONS
STÜDYOLARIN EFENDİSİ: ALAN PARSONS
22 Ekim 2024 Salı 22:16

1965'TE YILDIZLAR FİLM BAŞINA NE ALIYORDU?
1965'TE YILDIZLAR FİLM BAŞINA NE ALIYORDU?
16 Ekim 2024 Çarşamba 21:20

AJDA PEKKAN: 'BENİ YANLIŞ TANITTILAR'
AJDA PEKKAN: 'BENİ YANLIŞ TANITTILAR'
14 Eylül 2024 Cumartesi 22:33

İTALYA’DAN MÜZİK: CANZONISSIMA
İTALYA’DAN MÜZİK: CANZONISSIMA
10 Eylül 2024 Salı 09:33

SHANTEL, BALKANLAR VE WORLD MUSIC
SHANTEL, BALKANLAR VE WORLD MUSIC
15 Haziran 2024 Cumartesi 10:31

UDUN SESİNİ DUYURAN ÜSTAT
UDUN SESİNİ DUYURAN ÜSTAT
29 Mayıs 2024 Çarşamba 14:43