NAİM DİLMENER'LE GEÇMİŞ ZAMANIN İZİNDE

TAHT KURMUŞSUN KALBİMİZDE

28 Kasım 2020 Cumartesi 19:56
NAİM DİLMENER'LE GEÇMİŞ ZAMANIN İZİNDE

Müzik dünyamızın en köklü firmalarından Uzelli, epeydir ihmal ettiği ‘yapım’ işine yeniden döndü ve başlangıcı oldukça parlak bir isimle yaptı, Esengül’le. Oldukça yerinde bir karar bu; 70’li yılların çok ünlü şarkıcısı Esengül’ün (birkaç şarkısı hariç) çoğu şeyine ‘dijital’ bir ortamda ulaşmak mümkün değildi ve bu ayıp, Uzelli’nin (ve proje koordinatörü Işıl Ağca’nın) sayesinde düzeltildi. “Beterin Beteri Var / Taht Kurmuşsun Kalbime” adlı albüm, son yirmi yılını yapım işinden çok perakende sektöründe büyümek, bu konuda uzmanlaşarak geçirmiş Uzelli’ye yakışan bir albüm olmuş. Firma, popüler müzik kalelerinden biri sayılması gereken Esengül’e, gerekli kıymeti vererek hazırlamış bu albümü; repertuarından, az sayfalı olmasına rağmen çok iyi tasarlanmış kapağına kadar her şeyin üzerinde ince ince durulmuş ve Esengül’ün dijital çağı, ‘geç ama temiz’ bir biçimde açılmış.

60’lar bitmek üzereyken, bir yarışma kazanarak müzik dünyasına girmiş ve 70’li yılların büyük bir kısmını zirvede geçirmiş Esengül’ün çoğu önemli şarkısı, Uzelli’nin bu albümüyle arşivimizde – elimizin altında olacak artık. 1979 yılının Nisan ayında, tuhaf, saçma ve epeyce de ‘karanlık’ bir trafik kazası sonrasında hayata veda eden, şarkıları bütün benliği ile, kalbinin tam orta yerinden seslendiren Esengül’ü özleyen, yeniden hatırlamak isteyen herkesin derdine ilaç olacak bir albüm bu. Yeni keşfetmek isteyenlerin de; daha ağzını açtığı anda insanı hüzünlere boğan bu taçsız kraliçenin gücü, onu hiç bilmemiş, duymamış genç kuşağa da çok şey söyleyebilir.

‘Sevda’ların gerçekten ‘kara’ olduğu o eşsiz 70’lerin havasını Esengül’den daha iyi anlatacak, yansıtacak birilerini bulmak gerçekten zordu ve Uzelli sayesinde şimdi bu olabilecek. Kalplerin en güzel yerine taht kurmuş, en büyük suçunun ‘sevmek’ olduğunu hep söylemiş Esengül, gençliğini 70’li yıllarda sürmüş ve tıpkı şarkıcı gibi, aşkı – sevdayı ağır bir mahkumiyet olarak kabul etmiş herkesin bir tanesiydi. Şimdi sıra günümüz gençliğinde; sıra, aşk ya da sevdadan yana artık her ne kalabilmişse onu kurtarmak, bu şarkılar eşliğinde yaşayıp gitmek isteyenlerde.

OLAN KALBİMİZE OLDU
Konservatuar mezunu olan annesi Piraye Hanım’ın desteği ile müziğe oldukça sağlam bir başlangıç yapan Esengül, işin gerisini de oldukça iyi getirdi. Esengül’ün en büyük şansı, popüler müziğin önemli isimlerinden biri olan Cavit Deringöl ile tanışması oldu. Deringöl, Esengül’e yalnızca ders vermekle kalmadı, bestelerini de vererek destek oldu. Abdullah Nail Bayşu’nun, genç şarkıcıyı Orhan Akdeniz ile tanıştırması ise her şeyin hızlanmasına sebep oldu. Kadri, kıymeti hemen hemen hiç bilinmemiş (ve aslında, en az Orhan Gencebay kadar sevmemiz, bağrımıza basmamız gereken) Orhan Akdeniz’in şarkıları, Esengül’e hep beklemiş olduğu popülerliği getirdi ve bu ikilinin birlikte kaydettikleri plaklar büyük satış rakamlarına ulaştı.

Plakları milyonlarca satan, çalıştığı mekanları tıklım tıklım dolduran biriydi artık Esengül. Genç yaşta ünlenen çoğu insan gibi de, bu yeni şartlara uyum sağlamakta biraz zorluk çekti. Günümüzün magazin muhabirleri kadar olmasa bile, o zamanın muhabirleri de az insafsız değildi ve başta Adnan Şenses ile yaşanan ‘aşk’ (ya da ilişki) olmak üzere, hemen hemen Esengül’ün her günü gazete ve dergi sayfalarından duyurulmaya, tefrika edilmeye başlandığında ‘müzik’ Esengül’ün hayatında asıl mevzu olmaktan çıktı…

Çıkınca da geriye bir şey kalmadı, ya da kalan şey Esengül’ü ayakta tutmaya yetmedi… 19 Nisan 1979 tarihli gazeteler, Esengül’ün bir trafik kazası sonrasında hayatını kaybettiğini duyurur okurlarına: “Esrarengiz bir trafik kazası, esrarlı kadının hayatına son vermiş”tir; “Yeşilyurt’ta sabaha karşı parçalanan arabanın içinden iki erkek ve kadınla içki şişeleri” çıkmıştır. ‘Esrarengiz’ ve ‘esrar’ sözcükleri, kazadan sonra da Esengül’den her söz açıldığında vazgeçilmez sözcükler olur. Kimine göre Esengül ölmemiş, korktuğu, çok korktuğu için böyle bir ‘yol’la kaybolmayı seçmiştir: (Sebebi belli değildir ama) ‘mafya’ peşindedir ve böyle bir şey yapma dışında elinden bir şey gelmemiştir. Böyle düşünenlere – söyleyenlere göre, Esengül bir dizi estetik operasyonla yüzünü tamamen değiştirmiş ve başka bir kimlikle Almanya’nın bir köşesinde yaşamaya başlamıştır. Çoğu insana göreyse, olan olmuş, giden gitmiş ve bir sayfa (ya da devir) da böyle kapanmıştır.

Böyle düşünen insanların (hiç olmazsa) bir kısmı, kazayı gazetelerine nakleden muhabirler kadar hain ve gaddar değildir. “Su testisi su yolunda kırıldı” ya da benzeri başlıkları atmış bazı muhabirlerin aksine, bu grupta yer alanlara göre, Esengül’ün kendisi belki artık aramızda değildir, ama şarkıları her zaman çınlayacak, ‘aşk denilen hastalık’ ile ne yapacağını bilemez duruma gelmişlere bir el vermeyi sürdürecektir. Bu grup elbette haklı çıktı; bu şarkılar ölmez. (Geçen hafta, ikinci Esengül albümü olan “Bir Yoksula Ratladım”ı da yayınlayan) Uzelli’nin Esengül serisi ile bir kere daha bunu görecek, bunun üzerinde düşüneceğiz.

BULURSANIZ KAÇIRMAYIN
Esengül’ün Almanya’da yayınlanan iki disklik “Klasikler” serisi
Esengül’ün Taç’tan çıkan bütün kasetleri
Esengül’ün Uzelli tarafından yayınlanan “Beterin Beteri Var” albümünden (biri eve, biri arabaya, biri de sırt çantasına konmak üzere) üç adet
1974 yılında Taç tarafından dağıtım firmalarına hediye olarak gönderilen Esengül’lü promo takvim
Esengül’ün, günün birinde gittigidiyor.com’da denk gelinebilecek imzalı bir fotoğrafı, olmadı bir kartpostalı

Esengül’lü gazeteler-dergiler

Yani Esengül’lü her şey

Bir de, Şükran Ay ve Gülden Karaböcek’in her şeyi

Ve tamamen unuttuğumuz Nurperi’ye ait herhangi bir şarkı

SAKIN YAKLAŞMAYIN
(En azından bir-iki haftalığına) yukarda sayılanlar dışında kalan herkes

KEŞKE OLSA
(Açmak ve ‘iyi’yi söyletmek için) bir Esengül kutusu

KEŞKE OLMASA
Ultra modern (yani ‘dım tıs’lı, ‘şakşak’lı, ‘şakşuka’lı) bir arabesk

NAİM DİLMENER

11 ARALIK 2005 / RADİKAL

[email protected]



Diğer Yazılar