09 ŞUBAT 2018
9 Şubat haftası beraberinde ikisi yerli yapım, ikisi animasyon olmak üzere toplam beş yeni film getirdi. İçinizde yaşayan sinemadan çıkmış insanın elini sakın ha bırakmayın! İyi seyirler herkese.
İYİ GÜNLER
-Ruhunu yitirmiş dünya-
Prömiyerini gerçekleştirdiği Berlin Film Festivali’nde ‘Altın Ayı’ adayı olan Çin yapımı, söyleyecek sözü olan ve bunu son derece zarif söyleyen elem yüklü bir animasyon. Animasyonun mutfağında adını duyuran Jian Liu’nun yazıp yönettiği ‘içli’ film, yaşadığımız büyüsünü yitirmiş dünyada, varoluşun anlamsız, umutsuz ve netameli ruh altına bakıyor.
Çin’in güneyinde bir yerlerdeyiz. Küçük kasabada bahar yaşanıyor. Betonlaşma içinde müthiş bir insansızlık fonu var. Xiao Zhang, sevdiğinin başarısız geçen estetik operasyonunu yeniden yaptırabilmek adına, patronundan bir milyon Çin Yuan’ı çalar. Hırsızlık haberi hemen yayılır ve dolaylı, dolaysız paranın peşine düşer herkes.
Kuralları, ölümle, felaketle, yıkımla, cezayla belirlenmiş suç dünyası etrafında, günümüze sert bir bakış atıyor; yetişkinler için karanlık ve sahici bir öykü anlatan animasyon. Asıl suçlunun, bütün mutsuzlukların müsebbibinin vahşi, çıldırmış, hain kapitalizm olduğunu anımsatırken, adaletsiz düzen ve küçük, sıradan bireyin yalnız kalmışlığı, çaresiz çıkmazı üzerinden insancıl cümleler kurmayı unutmuyor. Bütün karakterler, bir şekilde umuda yolculuk etme adına, suça karışan garibanlar.
‘Sadece tüketmeye gelince özgür, insan’ diyor film. Semt pazarı özgürlüğü, süpermarket özgürlüğü ve online alışveriş özgürlüğü var sadece! Seksenli yıllarda yitip giden her şey için bir ağıt son tahlilde insan kokan animasyon. Tarantino stili bir trafikte, son derece özgün ve yalın bir plastikle okşuyor zavallılığımızı; Tolstoy’un ‘Dirilişi’nden bir alıntıyla başlayan mütevazi ama büyük hikaye. Beton mikserleriyle dolu olan kasabada da yaşanır bahar! Enfes müzik kullanımı anlatıya ayrı bir güç katıyor. Sezonun sessizce zihne ve yüreğe sokulup; orada kendine sağlam bir yer edinen en önemli sürprizi kanımca. (5 / 5)
Çok fena bir enfeksiyona yakalandığım ve beni yatağa düşüren ‘zorlu’ bir hafta geçiriyorum. Bu sebeple yalnızca bir film var notlarımız arasında. Ama sezonun filmi belki de! Haftanın diğer yenilerine gelirsek; ‘Elli Ton’ serisinin üçüncü filmi ‘Fifty Shades Freed / Özgürlüğün Elli Tonu’ ile beraber diğer animasyon; İtalya’dan çıkagelen ‘Leo Da Vinci: Mission Mona Lisa / Leo Da Vinci: Mona Lisa Macerası’ ve iki yerli yapım; Gökbakan kardeşlerin yeni projesi olan ve başrolde Şahan Gökbakar’ın yeni bir tiple merhaba dediği ‘Kayhan’ ile BJK’nin emektar malzemecisi Süreyya Soner hakkındaki belgesel ‘Güzel Adam Süreyya’, haftanın notlarımız arasında yer alamayan diğer yenileri. İyi seyirler tekrar herkese. MURAT ERŞAHİN