28 ŞUBAT 2025
.jpg)
Şubat ayının son haftasındayız. Vizyon hız kesmeden sürüyor. Öte yandan 97. Akademi Ödülleri yani popüler adıyla Oscar’lar, ülkemiz saatiyle 3 Mart Pazartesi sabaha karşı 03:00’te başlayacak ödül töreniyle sahiplerini bulacak… Los Angeles’ta bulunan Dolby Tiyatrosu’nda gerçekleşecek görkemli töreni komedyen ve TV yıldızı Conan O’Brien sunacak. ‘The Brutalist’ ve ‘Conclave’, ‘En İyi Film’ dalının en iddialı adayları. ‘Anora’ ve ‘Emilia Pérez’ ise onları takip ediyor. Benim tahminlerime gelirsek: -ki burası önemli; şahsen en sevdiklerim değil, Oscar’ı alır dediklerim aşağıda-
En İyi Film : The Brutalist
En İyi Yönetmen : Brady Corbet (The Brutalist)
En İyi Kadın Oyuncu : Demi Moore (The Substance)
En İyi Erkek Oyuncu : Adrien Brody (The Brutalist)
En İyi Yrd. Kadın Oyuncu : Zoe Saldana (Emilia Pérez)
En İyi Yrd. Erkek Oyuncu : Kieran Culkin (A Real Pain)
En İyi Özgün Senaryo : Anora (Sean Baker)
En İyi Uyarlama Senaryo : Conclave (Peter Straughan)
En İyi Yabancı Dilde Film : Emilia Pérez
Giriş notlarımızı, Edip Cansever’in ‘Kar Yangını’ şiiriyle noktalayalım…
‘Neden bu kadar kar, bu kadar yıl, bu kadar yağış?
Bu kadar uzaklardan nedir bu kadar gelen?
Bir uzun çan kulesi bembeyaz Samatya'da
Bir oğlan bir martıyla upuzun seviştiğinden
Yaslı bir kadın gibi gözleri kendine bakan,
Kendine baktıkça da çocukları olan hüzünden.
Belki bir söz yığını, yıllar var konuşulmamış,
Çıkarlar kar yangını her biri duyduğu yerden,
Yüzleri, saçlarıyla, bir de gözbebekleri,
Asılırlar boşluğa çocuksu seslerinden,
Birtakım dünyalarla önce ve güzel
Kış güneşi, sarmaşık, kim ne anlıyor sanki ölümden?
O yanık ikindiler, sonrasız loş gecelerden,
Üstlerinde bir sürü çocuk gözleri.
Tutuşurlar ne zaman karların ateşinden
Bir ölüm kadar şaştığımız onlar ve kendileri
Yani bu dünyanın en yılgın havarileri
Orada çan kulesi bembeyaz öldüğünden...’
SİNEMA TARİHİNDEN 5 KLASİK
The Ox-Bow Incident
(Yönetmen: William A. Wellman / 1942)
My Darling Clementine / Kanun Harici
(Yönetmen: John Ford / 1946)
Johnny Guitar / Dişi Kartal
(Yönetmen: Nicholas Ray / 1954)
The Man from Laramie / İntikam Kanunu
(Yönetmen: Anthony Mann / 1955)
3:10 to Yuma / Gönüllü Katil
(Yönetmen: Delmer Daves / 1957)
HAFTA SONU AİLE SİNEMASI
ANNE VE BABA İÇİN
Christine
(Yönetmen: John Carpenter / 1983)
Pet Sematary / Hayvan Mezarlığı
(Yönetmen: Mary Lambert / 1989)
Misery / Ölüm Kitabı
(Yönetmen: Rob Reiner / 1990)
ÇOCUKLAR İÇİN
Kumba / Cesur Zebra
(Yönetmen: Anthony Silverston / 2013)
Ooops! Noah Is Gone... / Kahraman Miçolar
(Yönetmen: Toby Genkel, Seán McCormack / 2015)
Volki i ovtsy. Beeezumnoe prevrashchenie / Kuzular Kurtlara Karşı
(Yönetmen: Andrey Galat, Maksim Volkov, Haishun Xing / 2016)
Vizyonda bu hafta (28 Şubat 2025)
Tamamı yabancı olmak üzere dokuz yeni filme ev sahipliği yapıyor Şubat ayının son haftası! Aksiyon da içeren korku filmi ‘Herd / Zombi İstilası’, haftanın notlarımız arasında nispeten geniş olarak yer alan tek yenisi. İstanbul dışında bulunduğumdan ötürü kimi filmler adına düzenlenen basın gösterimlerine katılamadığımdan, haftanın diğer yeni filmlerine yapım notlarına değinerek yer vereceğim.
ZOMBİ İSTİLASI
-Geçmişten kaçarken doluya tutulmak-
Steven Pierce’ın yönettiği aksiyon katkılı korku denemesi ‘Herd / Zombi İstilası’, geçmişin kabuslarından kurtulmak isteyen bir kadının zombiler ve paramiliter gruplar arasında ‘derin’ Amerika’da verdiği zorlu mücadeleyi taşıyor perdeye. Eve dönüş yolunu zorlu yerlerde arayan karakterin, dünyayı aniden saran ve insanları zombiye dönüştüren salgın sırasında yaşadıkları… Zombiler, milisler, ölümle yaşam arasındaki ince çizgi. Ellen Adair, Mitzi Akaha, Jeremy Holm, Timothy V. Murphy, Corbin Bernsen ve Amanda Fuller, oyuncu kadrosunu oluşturan isimler. Can pazarında ayakta kalmak, fedakârlık, vicdan, çıkar, kötülük, erk ve güç oyunları…
Düzelmek ve kurtulmak için verilen mücadelenin apokaliptik resmi, birçok tür örneğinde rastladığımız tekrar ve formüllere yenik düşmüş. Tipik bir zombi filminden ayrılan kimi detaylarının üzerine iyi gidemeyen ve irtifa kaybeden öykü, vasatlık sorunsalıyla boğuşurken, çizginin altına da düşüyor kimi anlarıyla. Yine de türün iflah olmaz tutkunları için ilginç olabilir. (1,5 / 5)
Haftanın diğer yenilerine bakacak olursak…
‘A Real Pain / Gerçek Acı’, Jesse Eisenberg’in yazıp yönettiği ve başrolleri Kieran Culkin ile paylaştığı dramı yerinde bir komedi. Zıt karakterli kuzenler David ve Benji, vefat eden büyükannelerini anmak için Polonya’ya doğru bir yolculuğa çıkarlar. Ancak bu gezi, tuhaf ikilinin aile tarihlerinden gelen eski gerilimlerin su yüzüne çıkmasıyla beklenmedik bir hâl alır. En İyi Orijinal Senaryo ve En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Kieran Culkin) dallarında Oscar adayı olan bağımsız ruhlu kara komedi; BAFTA ödüllerinde bu iki dalda da ödül kazanmayı başarmıştı. Kieran Culkin’e En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu dalında Altın Küre de kazandıran yapım, yılın merakla beklenen yapımları arasında yer alıyor.
Brezilyalı auteur Walter Salles imzalı ‘Ainda Estou Aqui / Hâlâ Buradayım’, biyografik bir politik dram. Yıl 1971. Brezilya’da, Rio de Janeiro’dayız. Hayat güzel, insanlar plajda keyif yapıyor ve her şey çok rahat, hoş, sakin. Ancak Brezilya askeri diktatörlüğün git gide sıkılaşan pençesinde eziliyor. O gün, eski milletvekili Rubens Paiva ordu tarafından gözaltına alınır, karısı Eunice de daha sonra tutuklanır. Eunice günler sonra serbest bırakılır, ancak Rubens ortadan kaybolmuştur. Beş çocuğuyla ortada kalan Eunice, ailesinin paramparça oluşuyla hem aktivist hem de bir avukat ve kahraman olarak hayatını ve kendini baştan yaratmak zorunda kalır. 2012’de çektiği Yolda’dan bu yana ilk uzun metrajlı filmini yöneten Walter Salles, bu filmi Rubens’in oğlu Marcelo Rubens Paiva’nın kitabından uyarladı: ‘Kitabı ilk okuduğumda derinden etkilendim. Benim için şahsi bir meseleydi de çünkü bu aileyi tanıyordum, Paiva’ların çocuklarıyla arkadaştım.’ Tarihi gerçekleri yeniden anımsatan dönem dramı, Brezilya’nın ‘En İyi Yabancı Dilde Film’ dalında Oscar adayı olmasının yanı sıra; En İyi Film ve En İyi Kadın Oyuncu da dahil olmak üzere toplam üç dalda Oscar için yarışıyor.
Kanada yapımı ‘Universal Language / Evrensel Dil’, Matthew Rankin imzası taşıyor. Cannes’de ‘Yönetmenlerin Onbeş Günü’ bölümünde izleyici ödülü kazanmıştı komedi-dram. Tahran ve Winnipeg arasında bir yerdeyiz. Negin ve Nazgol kış soğuğunda donmuş bir para bulur ve parayı buz kütlesinden çıkarmaya çalışırlar. Massoud, kafa karışıklıkları gittikçe artan turistlere Winnipeg’deki anıtları ve tarihi alanları gezdirir. Matthew, Quebec hükümetindeki işinden istifa eder ve annesiyle birlikte gizemli bir yolculuğa çıkar. Zaman, coğrafya ve kişisel kimlikler iç içe geçer, birbirine karışır ve oryantasyon bozukluğu, gerçeküstü bir komediye dönüşür. Matthew Rankin, Pirouz Nemati ve Amir Amiri, oyuncu kadrosunda öne çıkan isimler. Kurduğu dünya gereği Abbas Kiarostami ve Cafer Panahi’nin erken dönem filmlerini hatırlatan Evrensel Dil, Aki Kaurismäki benzeri bir mizah duygusuna sahip. Birbirinden çok farklı bu sinemacıların ortak noktası olan hümanizm ise ‘Evrensel Dil’de de öne çıkıyor. Oyunbaz anlatısı bir yana, perdeye yansıyan bol karlı kış görüntülerine rağmen salonu ısıtan bir izleyici gözdesi yapım.
Yüzlerce metre derinlikte, okyanusun dibinde mahsur kalan ekip arkadaşını kurtarmak için öfkeli doğa koşullarına karşı savaşan deneyimli bir derin deniz dalgıcının zorlu mücadelesini öyküleyen ‘Last Breath / Son Nefes’, gerilimi yüksek bir dram. Gerçek bir öyküden uyarlanmış yapımın yönetmenliğini Alex Parkinson üstleniyor. Başrolü üstlenen usta aktör Woody Harrelson’a, Simu Liu, Finn Cole ve Cliff Curtis eşlik ediyorlar.
Bilimkurgu katkılı romantik dram ‘Daniela Forever / Daima Seninle’ aktör, senarist ve yönetmen kimliklerine sahip İspanyol sinemacı Nacho Vigalondo imzalı. Bir adam, trajik bir kazada kaybettiği sevgilisini ‘lucid’ rüyalar sayesinde geri getirme şansı sunan bir uyku deneyine katılır. Ancak rüya ile gerçeklik arasındaki sınırlar bulanıklaştıkça, duygusal olaylar birbirini takip eder. Hayallerinde sevdiği kadına yeniden kavuşan adam, bu rüya dünyasını koruyabilmek için beklenmedik maceralara atılmak zorunda kalacaktır. Henry Golding ve Beatrice Grannò’nun başrolleri paylaştıkları ilginç öyküde diğer öne çıkan rolleri Aura Garrido, Rubén Ochandiano ve Nathalie Poza üstleniyorlar.
Fransa-Kanada ortak yapımı ‘Wake Up / Gece Kasabı’, aksiyon katkılı bir korku denemesi. Yönetmen koltuğunda François Simard, Anouk Whissell ve Yoann-Karl Whissell üçlüsünün oturduğu yapım, kendilerini ölüm kalım savaşının içinde bulan bir grup aktivistin ürkütücü öyküsünü taşıyor perdeye. Bir grup aktivist, bir şirketin çevre katliamı uygulamalarını kınamak amacıyla geceleyin büyük bir mobilya mağazasına girerler. Ancak gece gözetiminden sorumlu güvenlik ajanı dengesizdir ve ‘ilkel’ avcılığa takıntılıdır. Durum kızışır ve gerçek bir insan avı başlar. Turlough Convery, Benny O. Arthur, Jacqueline Moré, Tom Gould, Alessia Yoko Fontana ve Kyle Scudder, oyuncu kadrosunda yer alan isimler.
Rusya’dan çıkagelen fantastik avantür ‘Bremenskie muzykanty / Bremen Mızıkacıları’, Bremen’den gelen gezgin müzisyenler Trubadur, Eşek, Köpek, Kedi ve Horoz’un maceralarını yansıtıyor perdeye. Yönetmen koltuğunda Alexey Nuzhny oturuyor. Konstantin Khabensky, Yuliya Peresild, Dmitriy Dyuzhev, Roman Kurtsyn, Tikhon Zhisnevskiy ve Sergey Burunov, oyuncu kadrosunu oluşturuyorlar.
Malezya-İran ortak yapımı ‘Bache Zerang / Ormanın Süper Kahramanı’, nesli tükenmekte olan bir orman kaplanının avlandığını öğrenince bir kurtarma görevine çıkan, süper kahramanlara takıntılı bir çocuğun hikâyesi. Yönetmen koltuğunda üç isim birden oturuyor. Moahmad Javad Jaannati, Hadi Mohammadian ve Behnoud Nekooei.
İçinizde yaşayan sinemadan çıkmış insanın elini sakın ha bırakmayın!
İyi seyirler herkese!
MURAT ERŞAHİN