Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

05 EKİM 2018

04 Ekim 2018 Perşembe 19:03
Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

Beşi yerli toplam sekiz yeni filme ev sahipliği yapıyor yeni vizyon. İçinizde yaşayan sinemadan çıkmış insanın elini sakın ha bırakmayın! İyi seyirler herkese.


VENOM: ZEHİRLİ ÖFKE

-İçimdeki ‘kanka’ canavar-

Marvel evrenine otuz yıl öncesinde bir ‘Spider-Man / Örümcek Adam’ öyküsünde dahil olan ‘Venom’, beyaz perdede! Sadece simbiyoz (Ortak beslenme olarak da bilinir. İki canlının tek bir organizma gibi birbirleriyle yardımlaşarak bir arada yaşamaları anlamı taşır. Simbiyoz, iki bitki arasında olacağı gibi, bir bitki ile bir hayvan arasında da olur.) halinde yaşayabilen organik bir kostüme benzetilebilecek uzaylı canlı olan Venom, Eddie Brock adlı araştırmacı gazetecinin içine yerleşir ve Brock, bu tuhaf organizmanın taşıyıcısı haline gelir.

David Michelinie tarafından 1988’de yaratılan karakterin beyazperde macerasını, ‘Zombieland’, ’30 Minutes or Less’ ve ‘Gangster Squad / Suç Çetesi’ adlı filmlerden anımsayacağınız Ruben Fleischer yönetmiş. Venom / Eddie Brock karakterini perdede canlandıransa, artık usta aktör olarak anılmayı hak eden Tom Hardy! Michelle Williams, Riz Ahmed ve Jenny Slate, kadronun öne çıkan diğer isimleri.

Hırslı, tuttuğunu koparan, cesur gazeteci Eddie Brock’un burnuna kötü kokular geldiği için araştırdığı ‘Life Foundation’ örgütünü tanıması ve sonrasında karanlık olayın içine dahil olarak Venom’a dönüşmesini konu ediyor öykü. Simbiyoz halinde yaşayabilen canlının bir şekilde tutsağı olan Eddie, bir yandan zihni dahil bütün vücudunu kontrol edebilen canlıyla mücadele ederken öte yandan gerçek ve sinsi bir kötülükle savaşmalıdır!

Nispeten Marvel evrenin dışında vuku bulan olaylar, farklı bir kahramanla / anti-kahramanla karşı karşıya olduğumuzu müjdelese de, benzer öykülerden çok da farklı değil perdede akanlar. Hatta ezber oluşlar söz konusu. Türdeşleri gibi teknik biçimi ile öne çıkan bilimkurgu aksiyon, korku türünden de besleniyor. Tek fark, başrolde ‘yine’ çok iyi olan Tom Hardy faktörü. Malum olduğu üzere, devam filmlerinin ‘müjdesi’ ile sona eren yapım, çizgi roman tutkunları ve türün hayranları hariç, medarı maişet derdindeki dünyevi emekçilerin ilgisi dışında! (2,5 / 5)


JOHNNY ENGLISH TEKRAR İŞ BAŞINDA

-Şövalye, dijital teknolojiye karşı!-

James Bond parodisi ‘Johnny English’ serisinin üçüncü filmi perdede! Sakar, salak, fakat iyi kalpli ve iyi niyetli eski MI6 ajanı rolünde, adı neredeyse filmle anılır hale gelmiş usta İngiliz komedyen Rowan Atkinson döktürüyor yine! Avantür komedide kahramanımız bu kez; Birleşik Krallık ve nihayet bütün gezegeni tehdit eden siber saldırılardan sorumlu kötücül teknoloji dâhisiyle mücadele ediyor.

Gizli servisin neredeyse son umudu olan Johnny English, kendine has ‘doğal’ yöntemler, içgüdüleri ve şansıyla, kötü niyetli tehlikeli düşmanla uğraşırken, aslında nesli tükenmiş bir şövalye olarak, çağımızın en büyük gücü dijital teknolojiyle de savaşıyor! Atkinson’a, Olga Kurylenko, Ben Miller, Jake Lacy, Adam James ve usta aktris Emma Thompson eşlik ediyorlar. Tecrübeli karizma aktörler Charles Dance, Edward Fox ve Michael Gambon; hoş bir sürprizle renk katıyorlar filme!

Yönetmen koltuğunda Kuzey İrlandalı David Kerr’in oturduğu mizahı bol maceranın senaryosu, orijinal hikâyeyi kaleme alan, serinin mimarlarından William Davies imzalı yine! Günümüzün hemen her şeyi bilen, şımarık, acımasız, dijital çağa uyum sağlamış, kendini beğenmiş, duygusuz, egoist ve ukala gençleriyle dalgasını geçen film, günün geçer akçe ‘değerlerine’ bilinçli bir saldırı olarak da okunabilir! Son tahlilde zafer, iyi kalpli, fedakar, kahraman ve cesur şövalyelerin olacaktır. Eski usul bir ‘gönül adamı’ filmi ezcümle matrak ajan parodisi! (3,5 / 5)


DOKUNMA BANA

-Bedenle barışıp ruha kavuşmak üzerine-

28 Eylül’de vizyon öncesi gösterisi sadece İzmir Karaca Sineması’nda tek kopya olarak süren film, bu hafta genel gösterimde! İlmi, deneysel, tepkisel ve duygusal… Berlin Film Festivali’nde büyük ödül olan ‘Altın Ayı’nın yanı sıra, ‘En İyi İlk Film’ ödülünü de kazanan kurmaca-belgesel, yönetmeni Adina Pintilie’nin ilk uzun metraj kurmacası. Pintilie, yazıp yönettiği ve kurguladığı emek yoğun filminde; saf sevgiyi ve insan olmanın birinci koşulunu mercek altına almış. Dokunmak ve ötesi!

Yakınlık ihtiyacı, hayati değini olan temas, cinsel fetişler, tabular, korkular, utanç, kimlik, estetik, beden ve ruh! Ruhu ‘ayrı’ ve ‘özel’ kılan bedenle barışmanın, besleyici ve yaşatıcı özelliği! Psikoterapi seansları, kurmaca planlar ve dokümanter. Ruh ve beden enstalasyonu! Gürültülü dış dünyaya kimliğinde kafa tutmanın imkansız gerekliliği! Filmi yaratan Pintilie’nin bizzat dahil olduğu cesur ve zihin açıcı felsefi tartışmalar arasında, beden egzersizleri ve ruhsal sağaltım seansları. Bedenin kimliğiyle, ‘biz’im kim olduğumuz üzerine önyargılara savaş açan fikri ve vicdanı hür yapım; sinemanın olanakları üzerine yeni sorular da soruyor.

Tecrübeli aktris Laura Benson ve Dagur Kári’nin 2003 tarihli çıkış başyapıtı ‘Nói Albinói / Buzdan Hayaller’in ‘Nói’si olarak tanıdığımız, ardı sıra üstlendiği farklı rollerle uluslararası bir aktör olan Tómas Lemarquis’in ana rolleri üstlendiği, adlandırması zor ruh altı çalışmasında bir kısım hakiki kişilik de yer alıyor. Girilmesi zor mekanlara girip, kişisel mahremiyetlere en ufak bir saygısızlık yapmadan sınırları zorluyor, orijinal adıyla ‘Touch Me Not’. Bedenimizden utanmadan, onu severek ve ‘ne olduğunu’ kabul ederek, cinsellik başta olmak üzere kendi kimliğimizi kabullenme ve ilan etme, özgürleşme haykırışı. Avangart çalışmalarıyla tanınan endüstriyel müzik grubu ‘Einstürzende Neubauten’ imzalı soundtrack, ruhunu besliyor perdedeki cesaret anıtının. Mutlak tanık olunması ve içselleştirilmesi gereken o özel filmlerden biri. Şapka! (5 / 5)

Müfit Can Saçıntı’nın yazıp yönettiği ve rol aldığı yeni komedisi ‘Babamın Ceketi’, yönetmenliğini Abdurrahman Öner’in üstlendiği ve başrolde Ezgi Mola’nın yer aldığı ‘Aydede’, Sinan Kaçar imzalı korku-komedi örneği ‘Üç Harflilerin Musallat Olduğu Büyülü Konakta Ruh Çağıran Gençlerin Hazin Hikayesi’, Mehmet Yaşa’nın yönettiği ve rol aldığı komedi ‘Sokak Sınıfı’ ile özellikle küçük yaştaki izleyiciyi hedef alan animasyon-macera ‘İstanbul Muhafızları: Ab-ı Hayat Çeşmesi’, haftanın notlarımız arasında yer alamayan diğer yapımları. Tekrar herkese iyi seyirler! MURAT ERŞAHİN



Diğer Yazılar