BİR ÖMÜR
28 Mart 2021 Pazar 21:48
Birkaç yıl önce “Bir Ömür” adlı albümünü yayınlayarak genç kuşağın huzuruna çıkmış olan Ömür Göksel, “Meydan Okuyorum Yıllara” adlı son çalışmasıyla işe kaldığı yerden devam ediyor. Popüler müziğimizin kurucularından biri olan Ömür Göksel, müzikal yaşamını 70’lerin son günlerine kadar oldukça aktif bir şekilde sürdürmüş, ‘12 Eylül’ günleri ile birlikte yaşanan karmaşanın müzik dünyamızı da etkilemesi üzerine yurt dışına gitmişti. Uluslararası bir otel zincirinin sanatçının önüne koyduğu kontrat oldukça uzun süreliydi. Kontratın süresi, çalışmadan her iki tarafın memnun kalması üzerine defalarca uzatılmış ve bu da Ömür Göksel’in, 15 yıldan daha fazla bir zaman için ülkeden uzak olmasına yol açmıştı.
90’lar bitmek üzereyken memlekete dönen Ömür Göksel’in ilk yaptığı, Sony ile anlaşmak ve “Bir Ömür” adlı albümünü yayınlamak oldu. Bu albümün ardından sahne çalışmaları kaldığı yerden devam etti ve şarkıcı Odeon önderliğinde hazırlanan “Bak Bir Varmış Bir Yokmuş” adlı diziye şarkıları ile konuk oldu.
Harekat, “Meydan Okuyorum Yıllara” adlı çalışma ile sürüyor. ‘Elektronik’ kullanımının biraz fazla kaçtığı bu son albüm, her şeye rağmen, adında yer alan büyük ‘iddia’yı hak ediyor. Albümün çoğu şarkısı, Ömür Göksel’in, yıllara gerçekten meydan okuduğunu gösteriyor. Bu her zaman ‘kadife sesli’ olarak anıla gelmiş sanatçımız; bir kısmı çok esprili, bir kısmı doğrudan doğruya kalplere seslenen, bir kısmı ise çok eğlenceli şarkıların hepsinde bir ‘yorumcu’ olarak çok başarılı. Düzenlemelere imza atan Eser Taşkıran ve Can Özyiğit; kısmen bütçenin elvermediğinden, kısmen de ‘gençlik başımda duman’ heyecanıyla olsa gerek, alt yapıda, vokallerde bir panter kesilmiş Ömür Göksel’in hızına erişememiş ama yine de, bir ‘yılların şarkıcısı’ ile çalışıyor olduklarının bilinciyle hareket etmiş, fazla ‘güncel’ davranmamış.
SEVEMEM ARTIK
İlk plakları Ezgi tarafından yayınlandı Ömür Göksel' in. Müzik dünyamızın en derli toplu firmalarından biri olan Ezgi, epeyce fazla Ömür Göksel plağı yayınladı. Aralarında büyük bir hit olan “Mutluluk” ve dönemin bir başka önemli şarkıcısı olan Zümrüt ile birlikte yapılmış düet “Kaçamak”ın da (ki, Nancy Sinatra ve Lee Hazlewood’un birlikte söylediği “Summer Vine”ın Türkçe versiyonuydu bu) bulunduğu bu devre sonrasında, Göksel bir süre Türkofon – Türküola ile çalıştı. Ama asıl beklenen başarı, Göksel’in Ergin Bener’in Yonca’sıyla çalışmaya başlamasıyla geldi. Bu firmadan 1972 yılında yayınlanan “Sevemem Artık” ve “Ağlıyormuşsun” adlı şarkılar, Göksel’in adını bütün memlekete yaydı, her iki şarkı dolanmadık yer bırakmadı.
“Sevemem Artık” bundan daha da fazlasını yaptı. 1972 yılı ortalarında stadyumları dolduran her türden taraftarın taktığı bu şarkının, o günden beri girmediği biçim kalmamıştır. Bir Galatasaraylı olmakla her zaman övünmüş Ömür Göksel’in bu şarkısı, en son “I Love You Hagi” şeklini almış ve Göksel’i zevkten mest etmişti. Belki bu Hagili slogan nedeniyle, belki de zaten şarkının orijinal adının çağrıştırdığından dolayı, bu son albümde şarkı “I Love You Baby” adını almış. “Sevemem Artık”ın İngilizce versiyonu, Ümit Besen ve benzerlerinin düştüğü bayağılığa saplanmadan da ‘şirin’ ya da esprili şarkılar yapılabileceğini göstermekte… 1977 yılında kendi imkanları ile, popüler müziğimizin en yenilikçi albümlerinden biri olan “'Bizler İçin”i (ki, bu albümde, kıymeti hiç bilinmemiş sanatçılarımızdan Fatoş Güman ile çalışmıştı) ve 80’li yıllarda “Yıllar Sonra”yı yayınladıktan sonra kendini tamamen sahnelere adamış bu önemli yorumcumuz, “Bir Ömür” ile birlikte müzikal yaşamında açtığı yeni sayfayı kolay kolay kapamaya niyetli olmadığını gösteriyor. Ayakta kalmak için şarkı söylemek dışında bir yol bilmeyen bir kuşağa ait bir yorumcu Ömür Göksel. O ve arkadaşları iyi ki de öyleler. Yoksa ‘zalim’lerin ellerine kalmıştık ki, bu da tam bir yıkım demek olurdu.
BULURSANIZ KAÇIRMAYIN
Ömür Göksel’in “Bir Ömür” ve “Meydan Okuyorum Yıllara” albümleri
Alpay’ın “Sessiz Kalma” başta olmak üzere her diski
Özdemir Erdoğan’ın bütün ‘best of’ları
Erol Büyükburç’tan ‘Bir Ömrün İmzası”
Ada’nın ‘Eski 45’likler’ dizisinden çıkmış bütün albümleri
Odeon – Sony işbirliği ile yayınlanmış “Bak Bir Varmış Bir Yokmuş” albümleri
Odeon damgalı her şey
SAKIN YAKLAŞMAYIN
Yukardaki ‘dev’ isimlerin yanında adı dahi anılmaması gereken ‘çilek’ aromalı şarkıcılar
“Tek Başına”, “Ben Böyleyim”, “Seninle Bir Dakika” gibi benzersiz şarkıları (sözde) yeniden yorumlayıp kirletenler
“Uykusuz Her Gece”ye el atarak “Süperstar benim artık” demeye getirenler
Bilmem ne starcıların tamamına yakını
Atilla Taş
Doğuş
KEŞKE OLSA
Ömür Göksel’in 45’liklerinin tıpkıbasımından oluşan (aşağı yukarı) 30 disklik bir single box
NAİM DİLMENER
[email protected]
Diğer Yazılar
17 Aralık 2024 Salı 21:13
EMI, Türk popunun emektarlarından Hurşit Yenigün’ün önderliğinde çok parlak çok da sıra dışı bir projeye imza attı. EMI, Türk popunun altın çağı olan 70’lerden, o döneme sahiden damgasını vurmuş sanatçı ve şarkılardan bir demeti tek bir albümde getirdi önümüze. Nur Yoldaş, Banu, Melike Demirağ, İskender Doğan, Ercan Turgut, Kartal Kaan, Güzin ile Baha, Esmeray, Semiha Yankı ve Atilla Atasoy; o zamanlar bile bir araya gelememişken, bu sefer Hurşit Yenigün’ün önderliğinde toplandılar ve en önemli şarkılarını, Türk popunın tarihinde zaten çoktan yerini almış şarkılarını yeniden söylediler. Hepsi birden; Hurşit Yenigün’ün Sezen Aksu tarafından söylenmiş “Gölge Etme” adlı şarkısının üstüne yeniden yazılmış “Çok şükür tekrar kavuştuk birbirimize, bir hüzünlü şarkı oldu ayrılık bize” dizeleri ile açıyor albümü ve sırayla, birer birer en önemli şarkılarını söylemeye geçiyorlar.
11 Aralık 2024 Çarşamba 16:27
Kitsch’ten bol bir şey yoktur Türk topunda. Ama ‘en, en, en kitsch?’ diyecek olursanız Rana ve Selçuk Alagöz diyebilirim. Bütün bir müzik geçmişlerini, bizi eğlendirmek, keyiflendirmek, güldürmek üzerine kurdular… Bütün o kılık kıyafetler, şarkı sözleri, plak kapakları, Kızılderili tabloları, ‘Stüdyo Taç’ fotoğrafları, Malabadi Köprüsü’nde başlayan ve biten aşkların öyküleri, Edremit’ten Van’a bakmalar. Hepsi, hepsi parmak ısırtacak güzellikte. Alagözler koca bir tarihi böyle kurdular ve hâlâ devam ediyorlar.
17 Kasım 2024 Pazar 10:16
Tam dört yıl önce kaybetmiştik Hamiyet Yüceses’i, 10 Temmuz 1996 tarihinde. Türk Sanat Müziği’nin bu ‘ölmez’ şarkıcısı, 80’li yaşlarının hemen başında aramızdan ayrılmıştı. Yazılarımda; ‘ölmez’, ‘muhteşem’, ‘mükemmel’, ‘inanılmaz’ gibi sıfatları çok sık kullandığımı bu konuda cimrilik etmek bir yana aksine son derece bonkör davrandığımı herkes bilmekte. Ama doğrusunu söylemek gerekirse, kimi zamanlar; okurun, bu sıfatları uygun bulduğum insanlara dudak büktüğünü ya da burun kıvırdığını hissetmiyor ya da duymuyor değilim. Benim ‘muhteşem’im, herkesin ‘muhteşem’i olmuyor kimi zamanlar. Bu, yazmakta ya da anlatmakta olduğum kişinin bu sıfatı hak etmiyor olmasından değil, herkesin, benim kadar abartmaya niyetli olmamasından kaynaklanmakta. Ama bu sefer, herkesin, hepinizin, benimle hemfikir olacağınızdan asla şüphe duymadan uçuşturacağım en şahane sıfatları... Yazının konusu Hamiyet Yüceses, öyle olunca da akan sular herkes için durmakta...
03 Kasım 2024 Pazar 09:24
Esmeray, tam da “Eski Dostlar” projesi içinde yer almış, çalışmanın – şarkı söylemenin tadını yeniden çıkartabilmeye başlamıştı. Hayat, daha fazlasına izin vermedi. Türk popunun gelmiş geçmiş en renkli şarkıcılarından biri olan Esmeray, daha yapacağı onlarca şey varken, genç sayılabilecek bir yaşta aramızdan ayrıldı. Şarkıcının anısına, geçtiğimiz günlerde özel bir gece düzenlendi. Bu gecede, başta, vefa duygusu en gelişmiş sanatçılarımızdan Sezen Aksu olmak üzere, epey sayıda isim sahneye çıktı, Esmeray şarkıları söyledi. Şimdi de, Tan Müzik, “Unutamadık Seni / Unutama Beni” adlı bir albüm verdi piyasaya. Otuz yıla yakındır şarkı söyleyen Esmeray’ın, müzikal geçmişinin en önemli anları – noktaları yer almakta bu albümde.
07 Ekim 2024 Pazartesi 22:49
Hepimizin ağzında aynı cümleler, aynı sloganlar: “Müzik piyasamız çöktü! Artık kim, neden albüm (ya da şarkı) yapsın ki? ADSL’ler, 3G’ler gürül gürül, daya aletini bedava doldur!” DMC’nin başındaki Samsun Demir’in bir televizyon programında söylediği gibi her şey; “Musluklardan bedava meyve suyu, gazoz, ayran aktığını düşünün; bunlara para verip de alan çıkar mı hiç? Müzik de öyle, musluklardan bedava akıyor şimdi.”
Demir’in metaforu doğru ve zekice. Şarkılar “Her şey serbest!” diye sular seller gibi (bedava elbette) kapışılıyorsa, içinde akrep olsun olmasın, kim elini cebine atar ki? Artık öyle olduğu içindir ki, daha az yazılıyor-yaratılıyor, bunların da daha azı yayınlanabiliyor. Çünkü kimsede moral-motivasyon kalmadı.
28 Eylül 2024 Cumartesi 19:52
Şu ‘Popstar’ ve benzeri yarışmalar, bir sürü şeyin yanında şunu da gösterdi: Herkes ünlü olmak istiyor. Şarkıcı, olmadı oyuncu, o da olmadı dizici, sunucu ya da futbolcu. Eh, kimseye “Ne gerek var şimdi, otur oturduğun yerde!” demeye hakkımız yok, isterler elbet; renkli hayat-eğlence bu işte, para bu işte. Böyle bir toplu isteğin elbette tatsız bir yanı da var. Hiç normal seyirci – dinleyici kalmayabilir geriye…
Ama, “Rekabet bunu gerektiriyor zaten” der, birbirimizi dinler ya da seyrederiz artık, bu saçma durum da böyle çözülür. Ünlü olmanın yolunu bir şekilde açmış olanlardan ikisinin, Bayhan ve Sezen’in albümleri henüz yayınlandı. Bayhan ilk, Sezen ise ikinci Ahmet Özden postasından.
15 Eylül 2024 Pazar 09:44
Yıl 2002: Alpay, “Küçük Bir Öykü... Best of (Volume One)” adlı albümünü DMC’den çıkartıyor. Türk popunun temelini atanların en başında gelen sanatçı, kırk küsur yıllık bir zamanı; hiç geri çekilmeden, arkalara kalmadan sürdürebilen tek kişi olarak müzikal yaşamını sürdürmekte. 60, 70 ve 80’lerde hep başa oynamış bu ulu çınar, tıpkı 90’larda yaptığı gibi, 2000’lerde de, genç kuşak şarkıcılara meydan okuyor, “ben hala buradayım” diyor. Geçen yıl, müzikal yaşamının en güzel albümlerinden biri olan “Tango & Latin”i yayınlamıştı, bu yıl da bir “best of” ile karşımızda. Kırk küsur yıllık süre içerisinde, yüzlerce isim geldi geçti Türk popundan. Bırakın eski günleri, 90’ların ilk yarısında ortaya çıkan genç isimler bile sıralarını savdı, unutulup gitti. Alpay hala şarkı söylüyor, biz hala dinliyoruz.