NAİM DİLMENER'LE GEÇMİŞ ZAMANIN İZİNDE

ATEŞİNİ YOLLA BİZE

18 Ekim 2025 Cumartesi 23:38
NAİM DİLMENER'LE GEÇMİŞ ZAMANIN İZİNDE

Tarkan’ın ‘ölü doğmuş’ projesi ‘Come Closer’, 90’ların ultra-mega star’ına çok şeyler kaybettirdi. Dışarıdakilerden çok bizim için yapılmış bir albüm gibi duruyordu ‘Come Closer’. Bizim için ama İngilizce! Elbette böylesi de olurdu, neden olmasın? Başta İtalya olmak üzere epeyce ülkede denenmiş bir formüldü bu ve şarkı ile şarkıcılar, şansları yaver giderse ülke sınırlarını aşabiliyor, uluslararası bir ünü yakalayabiliyordu. İtalya’dan Spagna, Gazebo ve Alexia baxta olmak üzere epeyce ‘mahalli’ isim bunu başarmıştı sözgelimi. Almanya, İsveç ve Fransa dahil başka ülkelerden de başka isimler. Ama Tarkan’ın durumu biraz farklıydı. Berbat bir İngilizce albüm ile Avrupa’yı fethedeceği vehmine kapılmış Yunanlı Anna Vissi’den bile daha farklı.

Fark şundandı: Tarkan, 1999 ve 2000 yıllarında zaten dünya çapında bir şöhret elde etmişti; hem de bizim burada bağrımıza bastığımız şarkıların, buradaki halleriyle. Yani Türkçe olarak. Türkçe söylenmiş ‘Şıkıdım (Hepsi Senin mi?)’, ‘’Şımarık’ ve ‘Bu Gece (Kır Zincirlerini’ önce Avrupa’yı, ardından da (İngiltere ve Amerika hariç) bütün dünyayı kasıp kavurmuş, hatırı sayılır miktarlarda satmış, (Fransa, Hollanda ve Belçika başta olmak üzere) ‘ana liste’lerin tepesine kurulmuştu. ‘! Numara’ olmuştu yani. O tarihe kadar, herhangi bir ülkede, tek bir ‘1 Numara’ya oturmuş şarkımız yokken, Tarkan ayaklanmış ve kısa bir süre zarfında bunu başarmıştı. 

Büyük, (önümüzdeki beş-on yıl içinde tekrarlanması da mümkün gözükmeyen) çok büyük bir başarıydı bu. Tarkan bunun sonrasında da, başta Rusya, Kuzey Afrika ve Güney Amerika olmak üzere epeyce yarda çok bilinir-tanınır-sevilir bir isim haline geldi. Yani ‘Come Closer’ gibi ‘İngilizce bir proje ‘, hem yurtiçi, hem de yurtdışı için tehlikeli ve belalı bir projeydi. Her şey bir yana, bir önceki turunuzu sıfırlama anlamına geliyordu. Hem ‘dil’ hem de ‘sound’ açısından. 

‘World music’e kollarını açmış, oryantal temaları genellikle bilmediği, anlamadığı bir dil ile seslendirildiğinde ilginç bulmuş, muhtemelen bu çok uzaklardan geliyor gibi görünen ses ve sözcükleri de böylesi bir soundun ana unsuru gibi kabul etmiş ‘dış dünya’dan, şimdi de her sözcüğünü anlayacağı bu ‘yabancı’ şarkıları bağrına basması isteniyordu. Olmadı elbette.

Bizim burada bile olmamışken Fransa, Almanya ya da benzeri bir ülkede ‘olamamış’ olmasını da kimse yadırgamadı.  Herkesin düşündüğü de (genellikle) şuydu: ‘Tarkan, Come Closen faciasını unutmalı-unutturmalı, önündeki ‘maç’a bakmalıydı… Yani, Türkçe söylenmiş yeni şarkılarla. 

 

Renklerden kırmızı

Yeni gelişmeye rağmen, herkesin ortak fikri hala da bu. Tarkan, vakit kaybetmeden yeni bir Türkçe albüm çalışmasına başlamalı, Tarkan’ı Tarkan yapan unsurların başında gelen Sezen Aksu ve Nazan Öncel’in de desteğini alarak ’Come Closer’ı artık gömmeli. Ancak bu İngilizce albümden ikinci bir single (‘Start The Fire’) yayınlanmış olması da epeyce ilginç ve önemli bir gelişme. Mousse T.’nin 

değil ama Bugati’nin remix’lerinde bir ‘Smooth Criminal’ kopyası haline getirilmiş bu şarkı, belli ki Universal (ve alt firması Urban) tarafından, albümün ‘olabilecek en Batılı’ şarkısı olarak kabul edilmiş ve (Son kozu kullanmak kabulünden) ferah bir yere çıkılmak istenmiş. Üstelik bu yapılan, kerhen de yapılmış gibi gözükmüyor. Her şey normal ve tam da yapılması gerektiği gibi. 

Bu ikinci single için ayrılan bütçenin derli topluluğu, şarkının yeni mix’leri için mousse T. Gibi bir DJ’e başvurulmasından da belli. Avrupa’nın saygın DJ’lerinden biri olan Mousse T.’nin Tarkan’ın şarkısına biçtiği yeni kılık belki ölü doğmuş bu albümü, ‘Yürü ya ‘Come Closer’ım!’ noktasına çekemeyecek ama, hem DJ’imizin isminin hem de Tarkan’ın eski başarısının hatırına Avrupa’nın büyük kulüplerinde birkaç tur atacak ve ‘başarısızlığın şu karanlık nesnesi’ olma durumunu, ‘remix ve DJ’lerin ince çekiciliği’ noktasına evirecek.

Bugati’nin, türlü kayık ve mix teknikleri ile, ‘ergenlik çağına kilitlenip kalmış Tarkan taklidi bir ses’ yaratmaya özen gösterdiği remix’leri değil ama, Mousse T.’nin remix’leri bunu yapabilir. Hatta yapmaya başladı bile. Bizde henüz piyasaya verilmiş olan bu, Avrupa’da Ağustos ortalarında gün yüzü gördü. Ondanbir kaç hafta evvel de promo mix’ler dört bir yanı sarmış ve Avrupa, başka şarkıların yanında, ‘Start The Fire’ ile de salınmaya başlamıştı.  Tek single’da kalması garanti gibi görünen ‘Come Closer’ faciası, ‘Start The Fire’ın yayınlanmasıyla birlikte, bir parça olsun katlanılır bir hale geldi. Hiç olmazsa, star’ımızın prestiji o kadar da yerlerde sürünüyor gibi gözükmeyecek artık. Ama bu gelişmeyi Tarkan’ın yanlış algılamaması, abartmaması da gerekir. Dünyanın bütün DJ’leri birleşip emek verse bile, ‘Come Closer’ı hiçbir kuvvet listelerin orta yerine şutlayamaz.; bu mümkün değil. Ama bu ikinci single sayesinde, hiç olmazsa Tarkan’ın başı o kadar da eğik olmayacak artık. Yeni bir ‘Dudu’, yeni bir ‘Gülümse Kaderine’ de, işin geri kalanını halleder ve Tarkan yeniden (herkesten fazla hak ettiği) ‘tepe’ye bir kere daha kurulur. Orada da daha çok kalır; iş ki, başka dil’e yeniden heves etmesin. Bu ‘globalleşme’ çağında kendi diline tutunmayı gericilik, tutuculuk, gelişmeye-değişmeye direnme olarak da algılamamalı kıymetli star’ımız. Göklere çıkarılmış olduğunuz bir dilde şarkı söylemek, binlerce ‘İngilizceci’ adamdan biri olmaya her zaman yeğ tutulmalı. 

 

Bulursanız kaçırmayın

‘Şımarık’, ‘Şıkıdım’ ve Bu Gece’ single’larının (maxi single’lar dahil) muhtelif baskıları

Rusya baskısı onlarca ‘best of’albümünden bir ya da ikisi

‘Start The Fire’ın, Bugati’nin mix’lerinden oluşan (ve ‘ona çok yakışan’) kırmızı renkteki maxi single’i

‘Start The Fire’ın, Mousse T.’nin (bir kısmı CD single üzerinde bulunmayan) remix’lerinden oluşan maxi single’ı

Mustafa Sandal ve Sertab Erener’ın ‘mini’ (3 inçlik) CD single’ları

Mustafa Sandal’ın ‘İsyankâr’ 45’liği

Yaşar’ın ‘Masal’ının maxi single’ı

Metin Arolat’ın ‘Elveda’sının CD single’ı

Sezen Aksu’nun ‘Haydi Bakalım’ının 45’liği, Sude’sinin maxi single’ları

Ajda Pekkan’ın bütün ‘ecnebi’ 45’likleri

NAİM DİLMENER



Diğer Yazılar