NAİM DİLMENER'LE GEÇMİŞ ZAMANIN İZİNDE

AŞK ESKİ BİR YALAN

04 Temmuz 2021 Pazar 16:23
NAİM DİLMENER'LE GEÇMİŞ ZAMANIN İZİNDE

Yakın bir zamana kadar Kamuran Akkor’un CD üzerinde hiçbir şeyi bulunmazdı. Son birkaç ay içinde ise, sanatçının, neredeyse her şeyi disklere transfer edildi. DE-KA adlı firma önce Akkor’un “Yüzde Yüz” adlı albümünü yayınladı; hemen ardından da, şarkıcının pop sonrası döneminde yaptığı ‘arabesk-fantezi’ albümlerinin tamamına yakınını disklere aktarıp aynı anda piyasaya verdi.

Bunun sonrasında da devreye Coşkun Plak girdi. Türk popuna büyük katkısı olmuş firmalarından Sahibinin Sesi’nin haklarını elinde tutuyor olan bu firma da, daha önce yalnızca kaset (yani naylon format) olarak yayınladığı Kamuran Akkor şarkılarını bu sefer disk olarak çıkardı ve bir anda, Kamuran Akkor, en fazla CD’si olan (Ajda Pekkan, Nilüfer, Sezen Aksu kadar, hatta belki fazlası) isimlerden biri haline geldi. Gerçi her iki firmanın dağıtım sorunları yüzünden bu albümler öyle her yerde, her zaman bulunmuyorlar ama yine de yapıldılar-yayınlandılar işte. Yolu İMÇ’ye düşenler bu albümlere kolaylıkla ulaşabilmekte. (İstanbul içi ya da dışında yaşayıp) İMÇ’ye gitme imkanı bulunmayanların ise DE-Ka ve Coşkun’dan daha makul bir dağıtım politikası uygulamasını beklemek dışında bir çareleri yok.

Tabii sözümüz, “Aaa! Kamuran Akkor’un albümleri mi yayınlanmış?” diyerek kendilerini sokaklara atacak olanlar içindir. Şarkıcıyı tanımayan ya da tanıyor olup da artık merak etmiyor olanlar için hava hoş! Onlar, Türk popunun bu en renkli seslerinden biri olan Kamuran Akkor’u tanımak-keşfetmek yerine, ‘doğulu sandal’larına oturup bir o yana bir bu yana salınmaya devam edebilirler…

60 ortalarında, “Gönül Akkor’ın kız kardeşi” olarak basının ilgisini üzerine çekmiş olan Kamuran Akkor’un yükselişi, 1967 yılında Vasfi Uçaroğlu tarafından Berkant’ın yanına solist olarak seçilmesiyle başlar. Bir süre sonra hayatlarını da birleştirecek olan Akkor-Uçaroğlu ikilisi, (Berkant’ın “Samanyolu” ile en tepeye kurulmuş olması nedeniyle de) onlarca gazino çalışması yaptı ve bu çalışmalar Akkor’un ilk plağının büyük bir heyecanla beklenmesine sebep oldu. Tıpkı Berkant gibi, Kamuran Akkor’u da kanatları altına alan ünlü söz yazarı Sezen Cumhur Önal, Akkor’un ilk plağı için Enrico Macias’dan bir şarkı seçer ve şarkıyı “Aşk Eski Bir Yalan” haline getirir. 1968 yılında yayınlanan bu ilk plağın büyük bir ilgi görmesi üzerine, Akkor-Önal ikilisi, tamamını Sahibinin Sesi’nin yayınladığı epeyce 45’lik yapar. Bu plakların (“Kime Niyet Kime Kısmet” ve “Seni Beklerim Öptüğün Yerde” gibi) bir bölümü, “Aşk Eski Bir Yalan” ile başlamış tırmanışın devamını sağlar ve Akkor’un yerini sağlamlaştırır. Ama asıl fırtına, bir yıl sonra sonbaharda kopacaktır. Bu sıralarda, Akkor’un “Reyhan” 45’liği yayınlanacak ve bu şarkı Akkor’un sesinden bütün memleketi dolaşacaktır. Akkor’a bütün kapıları açacak olan “Reyhan”, şarkıcıya baş ağrısı da getirecektir ama. Sezen Cumhur Önal, Akkor ile anlaşması olduğunu söyleyerek, bu anonim ezgiyi plak yapan Akkor ile çalışmasını askıya alacaktır.

 

BİR TESELLİ VER

İşin bundan sonrası ne Önal’a ne de Akkor’a yarar sağlar. Kısa bir kararsızlık döneminden sonra her iki isim de birbirine sırtını döner ve işe kaldıklerı yerden devam etmek isterler ama bu ayrılık her ikisine de uğur getirmez. Akkor, Sezen Cumhur Önal’ın yerine, ilk elde en yakın rakibi Fecri Ebcioğlu’nu ikame etmeye karar verir. “Kalbim Seninle Dolu” ve “Aşka Paydos” gibi Ebcioğlu şarkılarından sonra Akkor, plak yapmak için Orhan Gencebay şarkıları seçer kendisine. Bu kararın hemen ardından Sahibinin Sesi piyasadan çekilme kararını verir ve Akkor, bir anda kendisini (ortakları arasında Orhan Gencebay’ın da olduğu) İstanbul Plak çatısı altında bulur. Bu yeni dönemi “Bir Teselli Ver” gibi çok satan bir plak ile açan şarkıcı; biraz farklılaşmak, biraz zamana uymak üzere girdiği bu yoldan bir daha çıkamaz ve zamanla pop yapmayı unutarak kendini tamamen arabesk ezgilere kaptırır. Zaten zaman da değişmiş ve çoğunluğun talep ettiği müzik başka bir müzik olmuştur. Bu nedenle, (hemen “Reyhan” sonrası bile Suat Sayın şarkıları seslendirmiş olan) Kamuran Akkor’un kararı, o dönem için hiçbir risk taşımamaktadır. Ama şarkıcı, işin sonrasında bambaşka tehlikelere göğüs germek durumunda kalır. 12 Eylül günlerinin nihayete ermesi üzerine başlayan pop müziğine talepten Kamuran Akkor en ufak bir pay kapamaz. Akkor, artık bir pop şarkıcısı olarak kabul görmemektedir…

Coşkun’un yeni yayınladığı “Reyhan” adlı diskte, hem pop hem de pre-arabesk devreden örnekler yer almakta. Şarkıların ortak noktası, kötü ya da yetersiz kayıtlardan diske aktarılmış olmaları. Eldeki kayıtların iyileştirilmesi için hiçbir çaba harcanmamış ve şarkılar, daha önce yayınlanan kasette nasıllarsa öyle geçmişler diskin üzerine. Ama şüphesiz, şarkıların bu halleri bile hiç yayınlanmamalarından daha iyidir. Herkesten, bir Odeon gibi bu konuda çok titiz davranmasını, şarkılara yeniden hayat vermek için stüdyolarda saatler harcamasını beklemek mümkün değil. Gün gelecek, bu da olacak elbette, ama henüz değil. Albümde yer alan (aralarında Akkor’un seslendirdiği ilk Orhan Gencebay şarkılarından olan “Yalnız Beni Sev Demiştin” ve “Sevgilim Dinle”nin de olduğu) 15 şarkının bitiminden sonra, bir de (albümün kapağında sözü edilmemiş) bir ‘saklı’ bölüm var. “Makaram Sarı Bağlar”, “Karadır Kaşların”, “Yar Saçların Lüle Lüle” ve benzeri birkaç türkü ya da şarkıdan oluşan bir ‘potpuri’ yer almakta bu bölümde de… İyi olmayan bir kapağa ve yetersiz kayıtlara rağmen Kamuran Akkor hayranlarını memnun edecek bir albüm bu. “Dağlar kızı Reyhan”a yeniden kavuşmak az şey değil.

 

BULURSANIZ KAÇIRMAYIN

Kamuran Akkor’un çoğu 45’liği

Kamuran Akkor’un ilk LP’si

 

SAKIN YAKLAŞMAYIN

Kamuran Akkor’un ‘arabesk-fantezi’ albümlerinin büyük bir kısmı

 

KEŞKE OLSA

Daha temiz kayıtlarla bir Kamuran Akkor albümü

Sezen Cumhur Önal’ın sekiz-on disklik bir kutusu

 

NAİM DİLMENER

TEMMUZ 2005 / RADİKAL

[email protected]

 



Diğer Yazılar