Konuk Yazar

KAPANMAYAN YARALARA YOLCULUK

30 Ocak 2022 Pazar 14:08
KAPANMAYAN YARALARA YOLCULUK

Dışarıdan bakıldığında mutlu bir çift; kadın (Oto) senarist, erkekse (Kafuku) ünlü bir tiyatro oyuncusu ve yönetmeni; Beckett ve Çehov’un eserlerini sahneliyor. Seks hayatları da mükemmel görünüyor, hatta zaman zaman Oto’nun hayal dünyasından aktardığı öyküler ilişkilerine edebi bir tat katıyor. Lakin bu tablo Kafuku’nun eve habersizce geldiği bir gün karısını genç bir aktörle ilişki sırasında bulmasıyla çatlıyor. Sessizce evden ayrılıyor, ardından da hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi davranıyor. Bir süre sonra da Oto, ani bir beyin kanamasıyla hayata veda ediyor.

Ryûsuke Hamaguchi, Haruki Murakami’nin bizde de Doğan Kitap’tan yayımlanan ‘Kadınsız Erkekler’ adlı kitabındaki ilk öyküden (‘Drive My Car’ / ‘Doraibu mai kâ’) uyarladığı çalışmada, metni bir çıkış noktası kabul ederek 179 dakikalık bir filme imza atıyor. Girişte paylaştığım olay akışı, kitaptaki 35 sayfalık öyküde ana karakterin geçmişinden bir kesitken film bu bölümü kendi girişinde kullanıyor ve jenerik 40’ıncı dakikadan sonra geçmeye başlıyor. Sonrasındaysa çeşitli duraklara uğruyor ve yanında Murakami’nin dertlerini de taşıyarak ilerliyor.

Eşinin vefatından iki yıl sonra Kafuku, Hiroşima’daki bir festivalden ‘Vanya Dayı’yı sergilemesi için teklif alıyor; kabul ediyor ve yola çıkıyor. Asya kökenli uluslararası bir oyuncu kadrosuyla çalışırken kurallar gereği kendisine bir şoför tahsis ediliyor. Başta kabul etmiyor, çünkü kırmızı renkli emektar Saab 900’ü onun için hem sığınılacak önemli bir dost hem de eşi Oto’yla birçok anısını barındıran bir zaman tüneli adeta... Fakat şartnamedeki kurala uyuyor ve 23 yaşındaki genç Misaki’nin şoförü olmasını kabul ediyor. Öte yandan oyuncu kadrosunda, eşinin kendisini aldattığı Takatsuki’nin olması meseleye özel bir rekabet katıyor ve ortalık gergin bir hal alıyor...

İsmini The Beatles’ın ‘Drive My Car’ından alan bu öyküyü Takamasa Oe’yle birlikte senaryolaştıran Hamaguchi, son derece katmanlı, parça parça açılan bir yapıta dönüştürmüş. Film, orijinal metinden farklı olarak ‘Vanya Dayı’nın sahnelenme sürecine, ekipteki tiyatro oyuncularının karakterlerine, Kafuku’nun o sırada gelişmeleri ‘sessiz bir tanık’ kimliğiyle izleyen şoför Misaki’yle derinleşen ilişkilerine de uzanıyor. Ve tabii ki Takatsuki’yle yönetmen arasındaki kişisel hesaplaşma da kıyıya vuruyor.

‘Drive My Car’ sevdiği kadını kaybeden kederli bir adamın yaralarıyla hesaplaşması, travmalarıyla başa çıkmaya çalışması üzerine inşa edilmiş bir yapıya sahip. Dertlerini paylaşacak, ‘Niye zamanında gerekli hamleleri yapmadım’ı tartışacak birilerini arıyor. Eşini tanıması nedeniyle Takatsuki aradığı uygun kişi diye düşünürken aslında gerçek yareninin şoförü Misaki olduğunu fark ediyor. Çünkü 23 yaşındaki bu genç kadının (ki 4 yaşında kaybettikleri kızı hayatta olsaydı bu yaşta olacaktı) da geçmişinden gelen derin yaraları var ve o da kendi travmalarıyla başa çıkmaya çalışıyor.

 

‘VANYA DAYI’YA DOYUYORUZ… 

Öte yandan filmin aktardığı öykü özetle bize zaman zaman kendi serüvenlerimizde, aşk ilişkilerimizde, ayrılıklarımızda, yaşanmışlıklarımızda karşımıza çıkan “Bende ne bulmuştu, ben onda ne bulmuştum; şununla neden beraber oldu, ben de olmayan ve şunda bulduğu neydi” türünden soruları hatırlatıyor. Ben filmde en çok Kafuku’nun Oto’yu anlatırken kurduğu “Hayatla başa çıkmak için birbirimize ihtiyacımız vardı” cümlesini beğendim.

Oyunculuklara gelince: Hidetoshi Nishijima, Kafuku’yu mükemmel bir şekilde ete kemiğe büründürüyor, Tôko Miura da Misaki rolünde çok başarılı bir performans ortaya koyuyor. Takatsuki’de ise Masaki Okada’nın (belki öyküyü okuduğumda zihnimde canlandırdığım karakterden dolayı) çok genç durduğunu düşünüyorum.

Kafuku’nun ‘Vanya Dayı’nın diyaloglarını Saab 900’ün teybindeki kasetten, Oto’nun sesinden dinleyerek prova yapması, izleyicinin sürekli olarak Çehov’un metnine dahil olması, özellikle finalde bu tiyatro klasiğine ince dokunuş ‘Drive My Car’ın gönülçelen yanları... Geçen yıl Cannes’da En İyi Senaryo ödülünün yanı sıra FIBRESCI En İyi Film ödülünü de alan ve ABD’de birçok eleştirmen tarafından Yılın Filmi seçilen ‘Drive My Car’ın, Oscar’larda da adından fazlasıyla söz ettireceğini söylemek için kâhin olmaya gerek yok. Kesinlikle kaçırmayın... UĞUR VARDAN (HÜRRİYET/29.01.2022)



Diğer Yazılar