Konuk Yazar

İŞTE EKRANDA GÖRMEDİKLERİNİZ!

18 Ağustos 2019 Pazar 10:22
İŞTE EKRANDA GÖRMEDİKLERİNİZ!

30 yılı aşkın hemen her gece ekranda izleyici karşısına çıkmak ve onları bir şekilde eğlendirmek, beğenilerini kazanmak... Ama artık yolun sonuna mı gelinmiştir? Elbette programın ana yüzü ve sahibesi konumundaki Katherine Newbury’nin bırakmak ya da çekilmek gibi bir isteği, talebi yoktur ama nihayetinde bu bir sahne sanatıdır ve vakti geldiğinde orayı terk etmenin gerekliliği aşikârdır. Sadece böylesi bir karar için erken midir? Ve fakat kurumun yöneticisi Caroline Morton, “Bu artık senin son sezonun” uyarısında bulununca işin rengi değişir. ‘Tonight With Katherine Newbury’ adlı bu ekran klasiğini yeniden ayağa kaldıracak, tekrar eski güzel günlerine döndürecek hamlelere soyunmanın tam zamanıdır... Ve bu yolda ilk adımlar
atılır...

Erkekler dünyasında
var olmak...
‘Gece Kuşu’ (‘Late Night’) şov dünyasında ayakta kalmanın, eskimenin, demodeleşmenin ve akabinde kabuk değişimine gitmenin hal ve çareleri üzerine bir komedi. Senaryosunu, filmin ana karakterlerinden Molly’ye hayat veren Mindy Kaling’in kaleme aldığı yapımda Katherine Newbury, şöhretine güvenen, yeniliklerden uzak ve tarzının en iyisi olduğuna inanan bir sunucu. Keza çalışma düzeni de kibirli karakterinin bir parçası; ekran karşısında okuduğu metinleri yazanları tanımıyor, ekibinin kimlerden oluştuğunun farkında değil, varlığına vâkıf olduğu en son kalem ise yıllar önce vefat etmiş. Çalışanlarından birinin kovulması sırasında “Kendinden başka bütün kadınlardan nefret ediyorsun, bugüne kadar hiç bir kadınla çalışmadın” eleştirisiyle birlikte ekibine en azından bir kadının katılması yönünde asistanına emir veriyor. Bundan sonrası da filmin ana iskeletini oluşturuyor: Bir kimya tesisinde çalışan ve yazı-çizi işi için başvuran Hint asıllı Molly, apar topar ekibe dahil ediliyor. Peşi sıra onun, son derece maço, bir kısmı tıpkı Katherine gibi kibirli bir erkek egemen topluluk içinde verdiği mücadeleyi izliyoruz...
‘Gece Kuşu’, son dönemin genel hassasiyetlerine uygun reflekslere sahip, kadınların ve -ana karakterlerden birinin Hint kökenli olması bakımından da genel çizgileriyle- ‘ötekiler’in var olma mücadelesine dikkat çeken bir komedi. Bu genel tavra, evet alkış ama film yer yer bağımsız karakterli gibi görünen ve son toplamda Holly-
wood’un bildik, iyimser formüllerine başvuran bir yapının tezahürü... Bu anlamda uç noktalara uzanmak, sistemi fazlasıyla hırpalamak yerine mutlu-mesut bir havaya ve düzeni eski haline getirme çabasına odaklanıyor. Hoş bu hali bile durumu kurtarıyor. Öykü, yer yer iyi esprilere ve durum komedilerine sahip. Yönetmen Nisha Ganatra da TV sitcom’larını da andıran bu çalışmayı reji anlamında aksatmadan perdeye taşımış.

Mutfakta neler oluyor?
Oyunculuk faslına gelirsek: Emma Thompson, hırslı, kibirli ama artık kendisiyle yüzleşme zamanı gelen Katherine Newbury’de (bu arada kimi Anglosakson eleştirmenler bu karakterde David Letterman’dan izler bulmuş) harika... Karakterinin ikiyüzlü tavırlarının, bencilliğinin ve manevra kabiliyetinin yanı sıra hesaplaşma olgunluğunu başarıyla yansıtıyor. Keza senaryoya imza atan Mindy Kaling ise yer yer olgun ve özgüven dolu, yer yer de kırılgan Molly’de gayet iyi... Aile ilişkileri medyaya düşen Katherine’in kocası Walter Lovell’da da John Lithgow sakin ve etkileyici bir performans ortaya koyuyor.
Sonuç itibariyle hem gösteri dünyasının zorluklarına ve çelişkilerine dikkat çeken hem de bu tür işlerin mutfağını (metinlerin kaleme alınma süreçleri vs.) perdeye taşıyan bu komediye ilginizi esirgemeyin derim... UĞUR VARDAN (HÜRRİYET/17.08.2019)



Diğer Yazılar