Konuk Yazar

FİLM FENA DEĞİL AMA YA YÖNETMENİ?

31 Ağustos 2019 Cumartesi 10:31
FİLM FENA DEĞİL AMA YA YÖNETMENİ?

Londra, Barcelona, Paris, Roma derken ‘Avrupa turu’nu bitirip tekrar Amerikan topraklarına dönen ama gerçek adresi New York’a direkt olarak uğramayan Woody Allen, son filmiyle hasretini dindiriyor!

‘New York’ta Yağmurlu Bir Gün’ (‘A Rainy Day in New York’), üniversiteli âşıklar Gatsby ve Ash-leigh’in şehirde geçirdikleri bir hafta sonunu anlatıyor. Öykü kısaca şöyle: Aslen bir New York’lu olan Gatsby’nin kız arkadaşı, okul gazetesi için ünlü yönetmen Roland Pollard’la söyleşi yapacaktır. Ashleigh’ye ‘eşlik’ ederken, kentin tadını da çıkarmak isteyen delikanlının planları kısa sürede altüst olur. Romantik ve güneşli bir ortam beklentisi yerini yağmurlu ve girift bir denkleme bırakır. Sanatsal bunalımlar yaşayan ve karşısındaki kızın saflığından yararlanmak isteyen deneyimli bir yönetmen, karısının kendisini aldattığını fark eden ünlü bir senarist, sevgilisi çekimlerdeyken ‘özgür takılan’ popüler bir aktör; hepsi de Ashleigh’in kafasını çelmek için çabalar... Gatsby ise bu esnada eski sevgililerinden birinin kız kardeşiyle kısa bir filmin çekimleri içinde bulur kendisini ve o da farklı sulara açılır...
Hikâyeye ‘mükemmel çift’ görüntüsünde başlayan ama yaşanılan süreçte asıl ruh ikizlerini bulan karakterler... Woody Allen sinemasının temel refleksleri ‘New York’ta Yağmurlu Bir Gün’de bir kez daha karşımıza çıkıyor. Aslında pek de ‘muhteşem’ olmayan Gatsby, şehrine bir kez daha vurulurken kalbinin de sesini dinliyor ve gerçek aşkı bulmaya çalışıyor.

Film, yönetmeninin öyküsünü kendi evi olan şehirde kurması itibariyle nispeten formunu gösterir bir hamle olmuş. Lakin Woody Allen, uzun bir süredir geçmişteki taciz vakalarının eşliğinde kendisine duyulan sevgiyi, saygıyı kaybetmiş bir sanatçı. Üvey kızı Dylan Farrow’un yedi yaşındayken Allen tarafından taciz edildiği iddiaları, eski hayat arkatdaşı Mia Farrow’un her ortamda bu iddiayı dile getirmesi ve işin peşini bırakmaması, evlatlığıyken sonradan karısı olan Soon-Yi Previn dışında destekçisi olarak kimseyi bulamaması derken 84 yaşındaki ünlü yönetmenin itibarı ‘MeToo çağı’nda haklı gerekçeler eşliğinde yerle bir olmuş durumda. Dolayısıyla artık filmlerini izlerken bütün bu yaşananlardan bağımsız hareket edemiyorsunuz.
Üstelik eski yapıtlarında rol alan kimi oyuncular artık Allen’la çalışmayacağını da ilan etti. ‘New York’ta Yağmurlu Bir Gün’de ise Timothée Chalamet, Elle Fanning, Selena Gomez gibi gençlerin yanı sıra Liv Schreiber, Jude Law, Diego Luna ve Rebecca Hall (ki daha önce de ‘Vicky Cristina Barcelona’da Allen’la çalışmıştı) gibi deneyimli isimler var. Lakin filmin, yönetmenine ilişkin iddiaların bu denli gündeme gelmediği 2017’de çekildiğini ve ancak bu yıl vizyona girdiğini belirtelim... Ayrıca kadroda yer alan kimi isimler suçlamaların ardından bu filmden alacakları parayı cinsel istismar mağdurları için çalışan kurumlara bağışlayacaklarını söylemişlerdi. UĞUR VARDAN (HÜRRİYET/31.08.2019)



Diğer Yazılar