BİR SORUŞTURMANIN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ...
Memleket rock tarihi, güzel şarkılardan müteşekkil. Miladı ‘50’li yılların ortası olarak alırsak, 65 yıllık tarihi olan bir türden söz ediyoruz. Bunun ilk on yılında pek fazla kayıt yok ama sonraki yıllarda, şarkılar sağanak gibi yağıyor. Bugüne dek yapılmış belki de binlerce şarkı arasında kaybolmak, aralarından iyileri ayıklamak, onları art arda dizmek bile bir meseleyken bir de onları küçük listelere hapsetmek, çok zor. Yine de zaman zaman bu yönde kimi soruşturmalar yapılıyor. Bunlardan biri, iki gün önce yayımlandı.
Sinema ve müzik yazarı Cumhur Canbazoğlu, elini taşın altına koydu, yönettiği sinemamuzik.com için bir soruşturma yaptı ve “memleket rock tarihini yerinden oynatan şarkılar”ı seçti. Benim de aralarında bulunduğum bir “jüri”, onar şarkı sıraladı. Cumhur, bununla yetinmedi ve sitenin okurlarını da işin içine kattı. Ortaya, enteresan bir liste çıktı. Yazıda, bu listeden yola çıkarak birkaç kelam edeceğim.
Çok kişinin katıldığı seçimler her zaman sıkıntılıdır. Oluşan listeler, tartışmaya açıktır. Tek kişi olunca “onun zevki” deyip geçiştirebilirsiniz ama birden fazla insan yan yana geliyorsa, hele buna okurlar katılıyorsa, sonuçtan kimse memnun olmaz. Bunda suç okurların değil, çokluğun. Kendi adıma, çıkan listeye itirazlarım var: İlk onda yer alan şarkılar, tartışmalı. Sonrası da öyle ama en azından, onca şarkı arasından sıyrılıp gelen Emre Aydın şarkısı “Afili Yalnızlık”ın oraya nasıl girdiğini anlamam mümkün değil. Listeye göre memleket tarihinin en iyi rock şarkısı, “Dönence”. İtirazım olmaz. Yine de Barış Manço şarkıları arasında ilk beşime girmeyeceğini söyleyebilirim. Benim için rock tarihine katkıda bulunduğu şarkılar arasından sıyrılan, “Binboğanın Kızı”. Elbette ilk kriterim, özgünlüğü. Manço, ‘70’li yılların hemen başında Moğollar’la kurduğu MançoMongol’a yeni bir şeyler denemiş ama bu beraberlik uzun süreli olmamıştı. Kalanlar arsında en önemli şarkı, yukarıda andığım. Sonrasında yaptığı şarkıların önünü açması bir yana, Manço’nun hikâye anlatıcılığının da ilk örneklerinden biri. Yine Moğollar’la yaptığı “İşte Hendek İşte Deve”, bu bahsi çoğaltan, sanatçıyı bir adım öne çıkartan şarkılardan. “Dönence”ye gelene kadar çok şarkı var ama “Dönence”, hatırı sayılır bir hayran kitlesine sahip olduğu için zirvede yerini almış.
Az önce andığım Emre Aydın şarkısı da bu yolla listeye girmiş. Belli ki hayranları iyi çalışmış ve Emre Aydın’ı ilk ona sokmayı başarmış. Yaptığı büyük çıkışı unutmak mümkün değil elbette ama bu şarkının tarihteki diğer şarkıları ezip geçerek öne çıkması pek olası görünmüyor. Yine de okurun seçimidir, itiraz edemeyiz. Etmeye kalksak, oradaki listelerden de çok şey çıkar, tartışma büyür.
Kendi listem üzerinden ilerleyeyim: Oluştururken tarihteki kırılma noktalarını düşündüm ve sonrasında yeni bir hat açan, bir şeyleri tetikleyen ya da birilerini etkileyen şarkıları ya da yaratıcılarını listeye almaya özen gösterdim. Elbette benim listem de tartışmalı. Cumhur’a gönderirken şu cümleyi kurdum zaten: Biraz duygusal davranmış olabilirim ama bence böyle.
MFÖ’nün 1987 tarihli albümü “No Problem”de yer alan “Yalnızlar Garı”, [altını çizerek söylüyorum: bence] Türkiye’de yapılmış en iyi şarkı. Ötesi yok. İlk dinlediğim andan beri böyle düşünüyorum. Bu cümleyi kurarken klasman dışı şarkıları hesaba katmıyorum elbette. Rock bahsinde en iyi. Sonraki şarkılar ara ara değişiyor ama ilk üçüm her zaman aynı: “Yalnızlar Garı”nın yanında 12 Eylül’ü anlatan Kramp şarkısı “Lan N’oldu” ve 12 Eylül öncesinden bir soluk getiren “Tamirci Çırağı” var. “Binboğanın Kızı”nın ardından Duman marşı “Bu Akşam” geliyor –ki topluluk, okurların listesine “Senden Daha Güzel”le girerken Derya Bengi ve Tolga Akyıldız “Eski Köprünün Altında”yı seçmiş. Kendi adıma, seçerken zorlandığımı itiraf edeyim. Memnunum, ayrı.
Güven Erkin Erkal, listesini hazırladıktan sonra ucuna bir şerh düşmüş: “Bir açıklama yapma isteği hasıl oldu; listeyi 90’lar ortasından 2000’ler başına ortaya çıkan üretimlerden seçtim. Geçmişten (babalardan) alınan etkileşimi yeniliklerle sunup yeni öncüler oldular. Günümüz üretimleri de öyle bir kategori oluşturuyor ki Barış Manço’nun ‘Dönence’siyle Büyük Ev Ablukada’nın ‘Hepsine Ne Fena’sını yarıştırmak mümkün değil.” Hemen hemen aynı şerh, başka cümlelerle Tolga Akyıldız tarafından da düşülmüş: “ ‘Gelmiş Geçmiş En İyi 10’ dediğinde buna bir sıralama yapmak çok doğru değil… 10 şarkı olunca da bazı çok önemli şarkılar dışarıda kalıyor maalesef. Ben de 2004’ten (Bir tek mor ve ötesi, gerisi 2000’ler öncesi) ileri gitmedim bu durumda…” Listemdeki en yeni şarkı, 2007 tarihli Pilli Bebek şarkısı “Bak”. Ötesine ben de geçemedim. Çok istediğim hâlde ilk on arasına koymak istediğim tek yeni şarkı Adamlar’ın “Utanmazsam Unutmam”ıydı; ben, istemeden de olsa liste dışı bıraktım ama neyse ki Derya Bengi, onu listesine alarak bu soruşturmada ölümsüzleştirmiş. Derya’nın listesinde, “Binboğanın Kızı” olmasaydı benim listeme girecek Barış Manço şarkısı da var: “Eğri Eğri Doğru Doğru Eğri Büğrü ama Yine de Doğru”.
Başa döneyim: Aralarında benim de bulunduğum isimlerin listeleri beni şaşırtmadı. Hepsini yakından tanıdığım, en azından müzik zevklerini iyi bildiğim arkadaşlarımın seçimleri, her zaman tutarlı. Bu, işin iyi tarafı. Kendi listeme girmemiş kimi şarkıları (mesela Kesmeşeker’in “Ne Zaman Gitti Tren”ini, Pinhâni’nin “Hele Bir Gel”ini ya da Hayko Cepkin şarkılarını) diğer listelerde görmek yüzümü güldürdü. Belki Mozaik’in (benimki dahil) bu listeye ucundan bile girmemiş olması üzücü ama onlar da kendilerini rock grubu olarak tanımlamıyor zaten.
Dedim ya, liste yapmak zor iş. Kimi şarkıları seçip “bunlar bu türün en iyileri” demek daha da zor. Yine de, en azından tartışmak için böylesi listelere ihtiyaç var. Bu işe girişen Cumhur Canbazoğlu, memleketin en iyi gazetecilerinden. Yıllar önce, Cumhuriyet günlerinde yazdığı yazıları heyecanla takip ederdik. Sonrasında şahane bir kitaba imza attı: 2009 yılında Pan Yayıncılık tarafından basılan “Kentin Türküsü / Anadolu Pop – Rock”, alanında özel kaynaklardan. Üstat, titizliğiyle bu soruşturmayı da başarıyla tamamlamış.
Üstelik soruşturmanın bir de eki var: Cumhur, Cumhuriyet’in 3 Mayıs 1997 tarihli nüshasında yayımlanan bir başka soruşturmayı da bugünkünün ucuna iliştirmiş. Gürol Ağırbaş’tan Mazhar Alanson’a, Akın Eldes’ten Engin Yörükoğlu’na, Erkin Koray’dan Cenk Taner’e uzanan müzisyenlerin cevapları enteresan. İki soruşturmayı karşılaştırmalı okumak da öyle…
Cumhur Canbazoğlu’nun yaptığı, güzel bir iş. Umalım ki böylesi soruşturmalar yeni tartışmaların önünü açsın, memleket müziği üzerine yazılanlar çoğalsın. Ben ucundan katkıda bulundum, birileri tutup çoğaltırsa ne âlâ. MURAT MERİÇ/ 29/03.2020-gazeteduvar.com.tr)