Konuk Yazar

BEDEN DEĞİŞİR... YA RUH?

08 Aralık 2024 Pazar 14:33
BEDEN DEĞİŞİR... YA RUH?

Adalete olan güvenini çoktan yitirmiş bir avukat... Rita Moro Castro hayatını idame ettirebilmek için çabalarken yanlış tarafta olduğunun ve sistemin nasıl işlediğinin çoktan farkına varmıştır ama yine de elinden pek bir şey gelmez. Derken Castro kaçırılır ve kendisini Mexico City sokaklarının karanlık liderlerinden Manitas del Monte’nin karşısında bulur. Bu suç baronunun ondan basit bir isteği vardır: Geniş bir arama-tarama yapacak ve cinsiyet dönüşümü gerçekleştirecek en doğru merkezi bulacaktır. Bu işin karşılığında alacağı ücretle de hayatının sonuna kadar çalışmadan yaşayabilecektir. Castro teklifi kabul eder ve nihayetinde operasyon gerçekleşir. Manitas artık Emilia Pérez’dir...
Aradan bir süre geçer, Londra merkezli çalışırken bir davette konuklardan biri onunla samimi bir sohbete girişir. Castro, çok geç karşısındaki kişinin Emilia olduğunu anlar ve kendisinden yeni bir isteği vardır. Öldüğü yalanıyla ortadan yok olmasıyla birlikte İsviçre’ye yerleştirdiği eski eşinin ve iki çocuğunun tekrar Meksika’ya dönmesine yardımcı olacaktır. Ayrıca Emilia kendisini, karısı Jessi ve çocuklarına sonradan ortaya çıkan yakın bir akrabası olarak tanıtacaktır.
Vakti zamanında İstanbul Film Festivali’nde gösterilen ‘Düşen Adamlara Bak’la (Regarde les hommes tomber, 1994) tanıdığımız ve sevdiğimiz Jacques Audiard, sonraları ‘Yeraltı Peygamberi’ (Un prophète, 2009), ‘Pas ve Kemik’ (De rouille et d’os, 2012), ‘Dheepan’ (2015), ‘Sisters Biraderler’ (Les frères Sisters, 2018) gibi filmleriyle uluslararası bir şöhrete kavuştu. 1952 doğumlu Fransız yönetmen girişte konusunu özetlediğim son çalışması ‘Emilia Pérez’de son derece değişik bir öykünün izlerini sürüyor.
Audiard pandemi döneminde Boris Razon’un 2018 tarihli romanı ‘Écoute’yi okurken kitaptaki trans bir uyuşturucu satıcısı karakterinden yola çıkarak oluşturduğu bu yapıtında seyircisini hem suç dünyasının koridorlarında dolaştırıyor hem de farklı tonda bir müzikal filmin içine çekiyor. Biliyorum, müzikal çok çok geçmişte kalmış bir tarz ve günümüz izleyicisi bu türden adımlara pek şans tanımıyor. Ama ‘Emilia Pérez’ hem biçimsel yapısı hem de bizi davet ettiği dünyanın ilgiye değer karakterleriyle kendisini çok rahatça izlettiriyor.
Jacques Audiard’ın eseri Meksika dizilerinin tadını sunarken içerdiği yoğun melodramla, dertleri ve atmosferiyle uzaktan uzağa Pedro Almodóvar filmi hissi de veriyor. Emilia Pérez geçmiş hayatında ve bedeninde bir suç makinesi, acımasız bir katilken yeni kimliği, ruhu ve bedeni onun bir anlamda geçmişiyle hesaplaşmasını sağlıyor. Ve yardımcısı rolünü verdiği Rita’yla birlikte kurduğu La Lucecita (Küçük Işık demekmiş) adlı sivil toplum kuruluşuyla Meksika’daki uyuşturucu kartellerinin işlediği cinayetlerde hayatını kaybedenlerin akıbetinin araştırılması için çaba harcıyor. Faili meçhullerin peşine düşülmesi ve yakınlarının dertlerine derman olunması için uğraş veriyor. Lakin bu esnada eşi Jessi, eski aşkı Gustavo’yla yeni bir yol haritası çizip çocukları alarak evden ayrılmak isteyince kıskançlık, evlatlarından uzak kalma durumu vs. gibi nedenlerle içindeki canavar (!) bir kez daha uyanıyor...Beden değişir... Ya ruhGascón filmde hem Manitas del Monte’yi hem de Emilia Pérez’i canlandırıyor.

Haberin Devamı

Cannes tarihinde bir ilk

Görüldüğü gibi ‘Emilia Pérez’ yer yer arabesk tonlar taşıyan ama müzikal yapısı, olay örgüsü, şaşırtıcı karakterleri ve sinematografik yanlarıyla son derece çekici bir çalışma. Filmi taşıyan unsurların başında da oyunculuklar geliyor. Avukat Rita’da Zoe Saldaña; Manitas ve Emilia Pérez’de Karla Sofía Gascón çok iyi. Keza Jessi’de Selena Gomez ve Emilia’nın aşkı Epifanía’da Adriana Paz da başarılılar. Nitekim bu yıl Cannes’da dördüne birden En İyi Kadın Oyuncu ödülü verildi. Bu topluluk içinde elbette Karla Sofía Gascón’un hikâyesi çok daha ilginç. 52 yaşındaki İspanyol oyuncu yıllardır erkek kimliğiyle (o zaman adı Juan Carlos Gascón’du) Meksika dizilerinde oynadı. 19 yaşında tanıştığı Marisa Gutierrez’le evlenen ve bu birliktelikten bir kızı olan Gascón 2009’da Meksika’ya taşındı. 2018’de trans birey olduğunu açıklayan otobiyografisiyle yeni kimliğini kamuoyuyla paylaştı. Bu geçişin karısının ve kızının desteğiyle olduğunu da belirtelim. Bu yıl Cannes’da rol arkadaşlarıyla En İyi Kadın Oyuncu dalında, ödüle layık görülen ilk trans birey olarak festivalin tarihine geçti.Beden değişir... Ya ruhPop müzik yıldızı Selena Gomez filmde Jessi karakterini canlandırıyor.
Bu arada filmdeki 16 özgün şarkı, şarkıcı ve söz yazarı Camille ve besteci Clément Ducol’un ortak imzasını taşıyor. Bu ikiliden Camille daha önce ‘Ratatuy’ (Ratatouille) ve ‘Küçük Prens’ (Le Petit Prince) gibi animasyonların kimi şarkılarına katkıda bulunmuş, Clément Ducol da Leos Carax’ın ‘Annette’inde müzikal direktör olarak çalışmıştı.
Son bir not: Cannes’da ayrıca Jüri Ödülü de alan ve bu yıl Oscar’larda Fransa’yı temsil edecek olan ‘Emilia Pérez’, bu hafta vizyona girerken bugünden itibaren MUBI’de de gösterime çıkacak.



Diğer Yazılar