ÇALACAK AŞK DOLU ŞARKILAR
Bu aralar her taraf Zerrin Özer’le dolu. Türk popunun bu dev ismi “bir zerrin özer arşivi” adlı albümü ile fırtına gibi esmekte. Sanatçının “Gönül” sonrası en sevilen şarkısı olan “Son Mektup” a çekilen ilk klip, başta Kiss olmak üzere bütün kanallarda çok sık gösterilmekte. Radyolar ise albümü paylaşamadı, hemen hemen her şarkısı çok sık çalınmakta. Genellikle her albümden bir ya da iki şarkının üzerine giden ve hep bu şarkıları tutturan radyolar, bu sefer neye uğradıklarını şaşırdılar... “Yalan”, “Dünya Tatlısı”, “Artık Sevmeyeceğim”, “Gurur Duyarım” ve “Kar Beyaz” başta olmak üzere, albümde yer alan on dört şarkının hepsini çok seven radyolar, neredeyse yalnızca Zerrin çalmaktalar bu ara. Hakları da yok değil. 70 ortalarından beri, Türk popuna sahici bir damga vurmuş olan bu emsalsiz sanatçı, son derece parlak geçmiş bir yirmi beş yılın özeti ile çıktı hepimizin karşısına. İniş ya da çıkış, acı ya da mutluluk ile dolu, bazen sevinç bazen de göz yaşı ile yürünmüş tam yirmi beş yıl. Ama gündelik hayat neye işaret ediyor olursa olsun; söylenmiş her şarkının delicesine yürekten söylendiği, şarkının kendisi ne olursa olsun, mutlaka “bir Zerrin Özer şarkısı”na dönüşebildiği bir çeyrek asır söz konusu olan. Üstelik bir değil belki elli şarkıcıya bir geçmiş oluşturmaya yetecek miktarda şarkı var bu yıllarda. Tamamen müzik üzerine kurulmuş, onsuz bir nefes bile alınamamış, her zaman en ön sırada onun olmasına özen gösterilmiş bir geçmiş. Sanatçı ve firmasının “arşiv” demeyi tercih ettiği bu şanlı geçmişten seçilmiş on dört şarkı ile Zerrin Özer karşımızda şimdi. Radyoların şaşıracağı kadar var. Hiç “boş” olmayan yüzlerce şarkı arasından seçilmiş, her birinin arasına binlerce anı ya da hayat karışmış şarkılar...
SEVECEK DELİ GİBİ GÖNLÜMÜZ
Hepimiz için, uzun bir zaman “Tülay Özer’in kız kardeşiydi” Zerrin Özer. Tülay Özer’in; “İkimiz Bir Fidanız, “Falcı” ya da “Deli Etme Beni Aşk” ile memleketi çalkaladığı yıllardı... Ağzını açtığı her fırsatta “Janis Joplin” deyip başka bir şey demeyen bu elleri kolları bilezik dolu hafif uçuk kız kardeş; kimimizin kalbinde hemen bir yer buldu, kimimiz ise onu ciddiye almak için “Gönül” ü bekledi. ‘Blues’ a gönül vermiş Zerrin Özer, hayatın insanın önüne çıkarıp koyduğu sürprizler sonucunda, ‘blues’u bir kenarda tutup Orhan Gencebay’a “Gönül” vermek durumunda kaldığında da ortalık bir anda yıkılmış ve hep Zerrin Özer isminin önünde asılı kalmış ‘kız kardeş’ sözcüğü de öncesiz sonrasız bir şekilde kayıplara karışmıştı. Artık yalnızca Zerrin Özer’di o... Hem en tepeye ulaşmıştı hem de tıkanıp kalmış olan Türk popunun önünde, hiç olmazsa birkaç yıl daha nefes alabilmesini sağlayacak bir yol açmıştı. “Gönül” yepyeni bir formülle sürülmüştü önümüze: Arabeske teslim oldu olacak kabul edilen Türk Popu, bir zaman da, eski şarkılarımızın ‘dans’ versiyonlarıyla oyalanacaktı son nefesini vermeden önce. Ama bu plağa gelene kadar da, epeyce ‘ciddi’ bir müzikal geçmişi var Zerrin Özer’in. Türk popunun önünde yepyeni yollar açmak ve bir ‘okul’ işlevi görmek iddiası ile kurulan (ve gerçekten bu iddiayı tam ve eksiksiz olarak yerine getirmiş bulunan) İstanbul Gelişim’in Şenay sonrası solistliğini yaptı Zerrin Özer. Çok sevdiği şarkıları bu orkestra ile çok daha rahat söyledi epeyce uzun bir süre... 1976 yılında ise nihayet ilk 45’liğini yaptı. “Bizler ve Sizler / Yalvarırım” adlı bu iki şarkılık plakta Zerrin Özer, sözleri kendisi yazmıştı. Muhtemelen çok seviyor olduğu iki yabancı şarkının Türkçe versiyonundan oluşan bu plak, sanatçının artık her adımını sıkı bir şekilde takip etmekte olan bir kesim dinleyicinin çok sevdiği bir plak oldu... Özellikle plağın arkasındaki “Yalvarırım” çok sevildi. Son derece içten, son derece naif “Yalvarırım artık dön bana” çığlığı ile delicesine hüzünlü olan bu plak Zerrin Özer’in adını yurdun dört bir yanına yaymadıysa bile, bunun olabileceğinin işaretlerini verdi ve zaten üç yıla kalmadan 1979 yılında yayımlanan “Gönül” ile yer yerinden oynadı... Orhan Gencebay’ın, Zerrin Özer’in de kendisine çok yakın bulmuş olması kuvvetle muhtemel bu son derece sahici duyarlıklarla örülü şarkısı, Esin Engin’in düzenlemesi ile zımba gibi bir forma sokulunca, buna kimse kayıtsız kalamamıştı. “Uslan artık deli gönül” çığlığındaydı bu sefer sıra.
AŞKI KİM İCAT ETTİ
Sonrasında her şey çok kolay gelişti. “Gönül” 45’liği yüz binler satınca, plak firması da kesenin ağzını açtı ve dönemin en popüler ikilisi Çiğdem Talu ve Melih Kibar’a emanet etti Zerrin Özer’i. Bu ikili, Zerrin Özer’e mükemmel pop şarkılar yazdılar. Bu şarkılarla dolu olan “Seni Seviyorum” adlı albüm de çok sevildi ve çok sattı. Çiğdem Talu/Melih Kibar şarkılarından hiçbirinin “bir Zerrin Özer arşivi” ne girememiş olması çok tuhaf. Ne “Yaman Olurum Yaman” ne de Türk popunun en güzel şarkılarından saymamız gereken “Nerde O Cennet”... Bu albümü, yine çok başarılı “Sevgiler” takip etti. Bu albümde de, İbrahim Gökalp’e ait “Çalacak Aşk Dolu Şarkılar” ı herkes çok fazla sevdi. Bu şarkının da yeni albümde yer almaması çok kötü, böyle bir albüme çok fazla şey katar, bir albüm ismi olarak da, verilmiş olan “arşiv” isminden çok daha fazla yakışırdı... Bu saf, çok saf pop iki albümden sonra da “... Ve Zerrin Özer” adlı albüm geldi. Zerrin Özer artık arabesk de söylüyordu. Gayet üslubunca, oldukça yürek yakıcı söylenmiş bu şarkıları da çok sevdik. Başta “Aşkı Kim İcat Etti” olmak üzere... Denilebilir ki; o arabesk furyasından yara bere almadan çıkabilen ender isimlerden biri (diğeri de, bana göre Yeliz) oldu Zerrin Özer. Önüne ne konuluyor olursa olsun, bunu ciddiye alan, ruhunu katabilen biri oldu her zaman. Dinleyenin her zaman müzikal bir tat alabildiği, çoğunlukla söylenen ya da anlatılan şeylere kendini kaptırabildiği, önünden dümdüz geçip gidemediği, boş ver diyemediği şarkılar haline getirdi Zerrin Özer her söylediğini.
Hala da öyle. Hepimiz biliyoruz ki, her zaman “çalacak aşk dolu şarkılar”, her zaman “sevecek deli gibi gönlümüz”...
BULURSANIZ KAÇIRMAYIN
Bizler ve Sizler / Yalvarırım - Kent - 45’lik
Gönül - Kent - 45’lik
Seni Seviyorum – Kent – LP
Sevgiler – Kent – LP
... Ve Zerrin Özer - Kent – LP
NAİM DİLMENER