BEYNİMİ BİR KURT KEMİRİYOR, DÜŞÜNCEM ...
22 Aralık 2024 Pazar 19:58
Şenay’nın ‘Gerçek Nerde’ adlı şarkısı ‘Beynimi bir kurt kemiriyor düşüncem nerde?’ diye başlar… ‘Düşünce’ ve ‘Şenay’ın birbirlerini kovalaması ile de sürer gider…
‘Her An, Her Yerde…’ İlginç şarkıların şarkıcısıydı Şenay… Türk popunun bu en ‘sosyal demokrat’ kızı biraz da esip duran ‘öz Türkçe’ rüzgarlar nedeniyle ‘Düşünce’sini bir ‘şahıs’ muamelesi yapıp kovalamacalara girişmişti. Bir dönem İstanbul Gelişim gibi Türk popunun en önemli orkestralarından birinin solistliğini yaparak Türk topuna çok şey çok parlak bir giriş yapan Şenay, daha sonra Şerif Yüzbaşıoğlu ile olan evliliğinden ötürü her zaman müziğin tam orta yerinde yer almıştı.
Sen de iç benimle
‘Sen de İç Benimle’ Şenay’ın bilinen ilk 45’liği… Bilinen diyorum, çünkü Türk popunun da herkesin üzerinde fikir birliğine vardığı pek az konu dışında, hiçbir şey kesin değil… Öyle de olabilir, böyle de. Kayıt yok, arşiv yok… O zamanlar Erol Büyükburç’un süper starı olduğu Pathe’ eden çıkmış bu plak hiç ilgi görmemiş olmalı… Çünkü hepimiz Şenay adını bu plaktan birkaç yıl sonra çıkan ‘Sev Kardeşim’ 45’liği ile duyduk. ‘Gel Kardeşim Elini Ver Bana, Sev Kardeşim Canım Feda Yoluna’ diye başlayan 45’lik tam 1971 yılında yayımlandı… Yani herkesin ‘birlik ve beraberlik’e epeyce ihtiyaç olduğunu düşündüğü o malum günlerde…
Ayakları beş karış havada ‘Sev Kardeşim’ dilekleri herkesi çok fazla ilgilendirdi ve hepimiz başı sonu olmayan bir hümanizm dalgasına kapıldık gittik. Bu dalganın en tepelere, bizi yönetmeye niyetli olmuş olanlara kadar ulaşmış olması da çok fazla ilgilendirmedi bizi…
Biz kulaklarımızı radyolara, pikaplara dikmiş, ‘Tap kardeşim tüm insanlara’ diye avaz avaz bağırıyorken, muhtemelen kapı komşumuzun evi boydan boya talan ediliyor, kitaplar çuvallara doldurup götürülüyor, hem kitaplar hem sahipleri olmadık muamelelere maruz kalıyordu…
Öyleydi işte… Bazı plaklar da elbette çok tehlikeliydi… Hatta bir ara bizzat Sev Kardeşim’in başında bile kara bulutlar gezindi durdu, ama sonuçta Sev Kardeşim’in bize pek uygun düştüğüne karar verildi de, biz pikaplarımızda yeniden gönül rahatlığıyla çevirir olduk bu 45’liği.
Böyle bir plak ile oldukça gürültülü bir giriş yapan Şenay daha sonraki günlerinde de ‘sosyal içerikli’ şarkılar yapmaya mecbur hissetti kendini.
Bir kısım insanın ‘yarın’a ‘hoşça kal’ demeye hazırlandığı günlerde ‘Hayat Bayram Olsa’ diyordu bu sefer de. Çoğu kişi Şenay’a banko inananlardandı. Elbette ‘Hayat Bayram’ı olsundu. Elbette ‘en büyük şansımız yaşıyor olmamız’dı.
Açıl Susam Açıl
‘Umut’un şu karanlık nesnesi’ olarak Karaoğlan’ın peşinde koşmaya başladığımız günlerde Şenay artık düşüncesiyle mücadelesini bitirmiş, ‘Gerçek’i ama bulmuş, ama bulmamış olarak ‘Açıl Susam Açıl’ı söylemeye başladı… Beyaz güvercinlerin uçurulduğu meydanlarda hâlâ ‘Sev Kardeşim’, hâlâ ‘Hayat Bayram Olsa’ çalınıyordu, ama pikaplar wda başka bir plak dönüyordu artık… Kapılar açılsın istiyorduk. Şenay gibi bizim de dileğimiz buydu.
Bir sene sonra da ‘Varlar Yoklar’ geldi… Arkada ‘çiğ’ sesli çocuk korosu ‘yok yok yok’ diye bağırıyorken Şenay nesi var, nesi yok sayıp döküyordu… ‘Uykum yok, gözyaşım, sancım var…’
‘Bu kadar insan sevgisiyle dolup taşmış Şenay eninde sonunda bu gözyaşlarına boğulacak, bu sancıları çekecekti elbette’ diye düşünüp onunla birlikte hepimiz sayıp dökmeye başladık… Bu var, şu yok diye…
1977 yılına geldiğimizde Şenay’ın kafasını daha da karışmış olarak bulduk. ‘Bütün İstediğim Sessiz Bir Yer’ diyordu artık Şenay.
Bu da anlaşılır bir şeydi hepimiz için. CHP mitinglerinde, o kalabalık kıyamette şarkı söyleyip duran herkesin isteyebileceği bir şeydi ‘Sessiz Bir Yer’.
1980 yılında bir albüm yapıp veda etti Şenay hepimize. Türk popunun en ‘kitch’ albümlerinden birini yaparak son noktayı koydu. Kendi adını taşıyan albüme ‘Sev Kardeşim / Hayat Bayram Olsa’yı da ‘remake’ ederek koymuştur ama albümün en büyük parlak yeri elbette burası değildir. Albümün en parlak noktaları başlama ve bitiş şarkılarıdır. Albüm ‘Honki Ponki’ ile açılır ve ‘Doy Doymadım’ ile biter.
Çok sevmiş, pek eğlenmiş olduğumuz bu şarkılara eşlik etmek de pek zorlandık. Honki Ponki’nin sözlerini ezberlemek zaten bahis konusu bile değildi. Lale Oraloğlu deli saçması bir dolu lafı arka arkaya dizmiş ve söyletmeyi becermişti Şenay’a. ‘Çalına Bimbo Kozizo’ gibi birtakım şeyler ya da bu bile değil.
‘Doy Doy Doyamadığım’da ise Şenay, ülkenin bütün şehirlerini tek tek sayıyor ve her birine doymadığını ayrı ayrı belirtiyordu. Hangi dizede hangi şehir gelecek diye kafalar iyice karışmış bir halde, kimimiz ‘Doymadım Trabzon’a’ dediği yerde bir başkası ‘Doymadım Antalya’ya’ diyerek sürüklendik gittik. Hem zaten 12 Eylül de kapımızı çalmıştı artık. Ha Trabzon, ha Antalya… o günlerin şerrinden kurtulmak için sığınılabilecek bir şehir var mıydı ki?
Yoktu. Hala yok. Bir zamanlar meydanlarda hepimizin ‘Hayat Bayram Olsa’ şarkıları söyleten kişilerin, başlarına, şu dünyada bir insanın başına gelebilecek en kötü şey gelmiş, evlatlarını kaybetmiş anneleri perişan ettiğini gören Şenay bile ‘hayatın bayram olamayacağını’ bir şekilde anlamıştır artık…
NAİM DİLMENER
Diğer Yazılar
17 Aralık 2024 Salı 21:13
EMI, Türk popunun emektarlarından Hurşit Yenigün’ün önderliğinde çok parlak çok da sıra dışı bir projeye imza attı. EMI, Türk popunun altın çağı olan 70’lerden, o döneme sahiden damgasını vurmuş sanatçı ve şarkılardan bir demeti tek bir albümde getirdi önümüze. Nur Yoldaş, Banu, Melike Demirağ, İskender Doğan, Ercan Turgut, Kartal Kaan, Güzin ile Baha, Esmeray, Semiha Yankı ve Atilla Atasoy; o zamanlar bile bir araya gelememişken, bu sefer Hurşit Yenigün’ün önderliğinde toplandılar ve en önemli şarkılarını, Türk popunın tarihinde zaten çoktan yerini almış şarkılarını yeniden söylediler. Hepsi birden; Hurşit Yenigün’ün Sezen Aksu tarafından söylenmiş “Gölge Etme” adlı şarkısının üstüne yeniden yazılmış “Çok şükür tekrar kavuştuk birbirimize, bir hüzünlü şarkı oldu ayrılık bize” dizeleri ile açıyor albümü ve sırayla, birer birer en önemli şarkılarını söylemeye geçiyorlar.
11 Aralık 2024 Çarşamba 16:27
Kitsch’ten bol bir şey yoktur Türk topunda. Ama ‘en, en, en kitsch?’ diyecek olursanız Rana ve Selçuk Alagöz diyebilirim. Bütün bir müzik geçmişlerini, bizi eğlendirmek, keyiflendirmek, güldürmek üzerine kurdular… Bütün o kılık kıyafetler, şarkı sözleri, plak kapakları, Kızılderili tabloları, ‘Stüdyo Taç’ fotoğrafları, Malabadi Köprüsü’nde başlayan ve biten aşkların öyküleri, Edremit’ten Van’a bakmalar. Hepsi, hepsi parmak ısırtacak güzellikte. Alagözler koca bir tarihi böyle kurdular ve hâlâ devam ediyorlar.
17 Kasım 2024 Pazar 10:16
Tam dört yıl önce kaybetmiştik Hamiyet Yüceses’i, 10 Temmuz 1996 tarihinde. Türk Sanat Müziği’nin bu ‘ölmez’ şarkıcısı, 80’li yaşlarının hemen başında aramızdan ayrılmıştı. Yazılarımda; ‘ölmez’, ‘muhteşem’, ‘mükemmel’, ‘inanılmaz’ gibi sıfatları çok sık kullandığımı bu konuda cimrilik etmek bir yana aksine son derece bonkör davrandığımı herkes bilmekte. Ama doğrusunu söylemek gerekirse, kimi zamanlar; okurun, bu sıfatları uygun bulduğum insanlara dudak büktüğünü ya da burun kıvırdığını hissetmiyor ya da duymuyor değilim. Benim ‘muhteşem’im, herkesin ‘muhteşem’i olmuyor kimi zamanlar. Bu, yazmakta ya da anlatmakta olduğum kişinin bu sıfatı hak etmiyor olmasından değil, herkesin, benim kadar abartmaya niyetli olmamasından kaynaklanmakta. Ama bu sefer, herkesin, hepinizin, benimle hemfikir olacağınızdan asla şüphe duymadan uçuşturacağım en şahane sıfatları... Yazının konusu Hamiyet Yüceses, öyle olunca da akan sular herkes için durmakta...
03 Kasım 2024 Pazar 09:24
Esmeray, tam da “Eski Dostlar” projesi içinde yer almış, çalışmanın – şarkı söylemenin tadını yeniden çıkartabilmeye başlamıştı. Hayat, daha fazlasına izin vermedi. Türk popunun gelmiş geçmiş en renkli şarkıcılarından biri olan Esmeray, daha yapacağı onlarca şey varken, genç sayılabilecek bir yaşta aramızdan ayrıldı. Şarkıcının anısına, geçtiğimiz günlerde özel bir gece düzenlendi. Bu gecede, başta, vefa duygusu en gelişmiş sanatçılarımızdan Sezen Aksu olmak üzere, epey sayıda isim sahneye çıktı, Esmeray şarkıları söyledi. Şimdi de, Tan Müzik, “Unutamadık Seni / Unutama Beni” adlı bir albüm verdi piyasaya. Otuz yıla yakındır şarkı söyleyen Esmeray’ın, müzikal geçmişinin en önemli anları – noktaları yer almakta bu albümde.
07 Ekim 2024 Pazartesi 22:49
Hepimizin ağzında aynı cümleler, aynı sloganlar: “Müzik piyasamız çöktü! Artık kim, neden albüm (ya da şarkı) yapsın ki? ADSL’ler, 3G’ler gürül gürül, daya aletini bedava doldur!” DMC’nin başındaki Samsun Demir’in bir televizyon programında söylediği gibi her şey; “Musluklardan bedava meyve suyu, gazoz, ayran aktığını düşünün; bunlara para verip de alan çıkar mı hiç? Müzik de öyle, musluklardan bedava akıyor şimdi.”
Demir’in metaforu doğru ve zekice. Şarkılar “Her şey serbest!” diye sular seller gibi (bedava elbette) kapışılıyorsa, içinde akrep olsun olmasın, kim elini cebine atar ki? Artık öyle olduğu içindir ki, daha az yazılıyor-yaratılıyor, bunların da daha azı yayınlanabiliyor. Çünkü kimsede moral-motivasyon kalmadı.
28 Eylül 2024 Cumartesi 19:52
Şu ‘Popstar’ ve benzeri yarışmalar, bir sürü şeyin yanında şunu da gösterdi: Herkes ünlü olmak istiyor. Şarkıcı, olmadı oyuncu, o da olmadı dizici, sunucu ya da futbolcu. Eh, kimseye “Ne gerek var şimdi, otur oturduğun yerde!” demeye hakkımız yok, isterler elbet; renkli hayat-eğlence bu işte, para bu işte. Böyle bir toplu isteğin elbette tatsız bir yanı da var. Hiç normal seyirci – dinleyici kalmayabilir geriye…
Ama, “Rekabet bunu gerektiriyor zaten” der, birbirimizi dinler ya da seyrederiz artık, bu saçma durum da böyle çözülür. Ünlü olmanın yolunu bir şekilde açmış olanlardan ikisinin, Bayhan ve Sezen’in albümleri henüz yayınlandı. Bayhan ilk, Sezen ise ikinci Ahmet Özden postasından.
15 Eylül 2024 Pazar 09:44
Yıl 2002: Alpay, “Küçük Bir Öykü... Best of (Volume One)” adlı albümünü DMC’den çıkartıyor. Türk popunun temelini atanların en başında gelen sanatçı, kırk küsur yıllık bir zamanı; hiç geri çekilmeden, arkalara kalmadan sürdürebilen tek kişi olarak müzikal yaşamını sürdürmekte. 60, 70 ve 80’lerde hep başa oynamış bu ulu çınar, tıpkı 90’larda yaptığı gibi, 2000’lerde de, genç kuşak şarkıcılara meydan okuyor, “ben hala buradayım” diyor. Geçen yıl, müzikal yaşamının en güzel albümlerinden biri olan “Tango & Latin”i yayınlamıştı, bu yıl da bir “best of” ile karşımızda. Kırk küsur yıllık süre içerisinde, yüzlerce isim geldi geçti Türk popundan. Bırakın eski günleri, 90’ların ilk yarısında ortaya çıkan genç isimler bile sıralarını savdı, unutulup gitti. Alpay hala şarkı söylüyor, biz hala dinliyoruz.