AŞKA VE TUTKUYA DAİR
Aşka ve tutkuya dair aklından, içinden geçirdikleriyle döndü aramıza Alpay. Pop müziğimizin öncü kuşağının (çok az sayıda) bir kısmı böyledir; müzik hayatlarının orta yerindedir; yaratmadan, yazmadan, söylemeden durmasını bilmezler. Ne durması; nasıl yaşanabileceğini dahi bilmiyor olmaları mümkündür. Varlık nedenleridir şarkı söylemek.
“Aşka Dair”, Alpay’ın çok uzun bir süredir üzerinde çalışıyor olduğu bir albümdü. Yayımlanan albüm yola çıkılan ilk albümden, aralarda tamamlandığı varsayılan toplamlardan çok çok farklı olmalı; çünkü hazırlıklar sırasında, sevenlerinin bir biçimde dinleyebildiği bazı şarkılar bu albümde yer almıyor bile. Yer alanlar da, bu hallerinde değildi zaten. Bir de bu var işte: Dur/durak bilmez bir deneme ve çalışma çabası vardır Alpay ve benzerlerinde. Elbette mükemmelliyetçilerdir; zaten bu özellikleri olmasa, çoktan pop tarihimizin ara bir döneminde tarihin kendisine karışmış olurlardı. Ama bir tek bu da değil; içlerine boydan boya sinmeyen hiç ama hiçbir şeyle çıkmazlar dinleyicilerinin karşısına. Önce onların beğenmesi, içlerine sinmesi şarttır. Ve onların beğendiğinde, içlerine sinende bir kusur bulmak da imkansızın ötesindedir.
Alpay’ın son albümü (bir popüler kültür klişesi olacak ama olsun) tam anlamıyla bir “olgunluk eseri”. Hatta bunun da ötesinde; yılların usul usul biriktirdiğinin, bir ömrü gerçekten ömür yapan hasletlerin şarkı şarkı dışarı akması ve bir albümde toplanmasıdır da.
Nasıl Huzur Bulunurdu Unuttuk
Alpay’ın uzun zamandır dirsek temasında olduğu emsalsiz müzisyenlerimizden Cihan Sezer ile birlikte yaptığı “Aşka Dair”, yukarda sözü edilen genel “hayat çerçevesi” dışında da mühim ve kıymetli bir albüm.
Bu albümde her şey o eski ve parlak günlerde olduğu gibi. Şarkılar şarkı, yorumcuları yorumcu gibi. “Aşka Dair”e kulak vermeye başlayacakların ilk kapıldığı düşünce bu olacak: “Ya evet, şarkı da/şarkıcı da işte budur!”
Dijital çağ bize, şarkıların içindeki duygu ve ruh durumlarının iniş ve çıkışlarını (ne yazık ki) unutturdu… Gelişen teknoloji, iyileşen (hatta gereksiz yere çok iyileşen) kayıt şartları, bir şarkıya başlama ve bitirmenin sürekliliğini (hatta araya girilmezliğini) unutturdu. Sesi olsun olmasın, şarkı söyleyebilsin söyleyemesin farketmez, önümüze çıkarılan şarkılar o kadar temiz, o kadar cam gibi ki; teknik (ya da mesleki) anlamda verdikleri doyum ya da huzur dışında hiçbir şey veremez oldular. Ne titreyen bir sese denk gelinebiliyor, ne de bir iç çekişe ya da nefessiz kalışa. Öyle olunca da, her aşk ya da ayrılık hikayesi olmaması gerektiği kadar cilalı, komik gözükecek kadar matruş, sahte sanılacak kadar derli toplu çıkıyor karşımıza.
“Aşka Dair” de yer alan (bizden ya da dışardan alınmış şarkılar farketmez) şarkıların tamamı, gerçek bir ruh durumunu yansıtabilir bir haldeler; tamamıyla inandırıcı. Alpay’ın bu albüme (elbette farklı bir düzenleme ve yeni kayıtla) tekrar almayı seçtiği (Orhan Veli’nin şiirinden Müjdat Akgün’ün bestelediği) “Anlatamıyorum”da, sıra “Dokunabilir misiniz, göz yaşlarıma ellerinizle?” dizesine geldiğinde, “Evet” diyorsunuz, “dokunabilirim, çünkü hissediyorum.” O ölçüde inandırıcı bir vokal tekniği var Alpay’ın, her şarkının her dizesinde.
Gemiler Geçiyor Hayatımızdan
Alpay anlatma ya da nakletmeyi sevdiği aşk hikayelerinde “milliyet” arayanlardan da değildir. Şarkının kendisi mühimdir onun için; bizden olup olmadığına aldırmaz bile. Seslendirdiğinde, müziğin geneline bir katkı yapıp yapmayacağına bakar evvela; buna bakar ve öyle seçer şarkılarını.
Son albümün repertuvarında Alper Kömürcü (“İstanbul Sevdası” ve bir başka Orhan Veli şiirinden bestelenmiş “Denizi Özleyenler İçin”), Cihan Sezer (“Sonbahar Kokulu Şiirler” ve yalnızlığımızı yüzümüze vuran kalabalığın çok iyi resmedildiği “Sirkeci Garı”) ve Haluk Durgun’un (“Tut ki” ve bir başka su/deniz hikayesi “Akvaryumda Balıklar Şarkı Söylüyorlardı”) yanında Yunan (Alexis Papadimitriou) ve İspanyol (Alberto Aguilera Valadez) besteciler de mevcut. Sözlerin ise büyük bir kısmı Alpay’a ait; bilge bir anlatıcı gibi sıralamış her biri birer hayata tutunma vazifesi görebilecek cümle ve dizelerini.
Alpay’ın “Aşka Dair” anlattıkları aslında “hayata dair”; kurgu ve sahtelikten uzak hakiki bir hayata.
Aşka Dair, Alpay, Pasaj
NAİM DİLMENER