SEZEN AKSU´YLA PİSTLERE AKIN VAR AKIN!
Sezen Aksu müzik dünyamızın orta yerinde yine; cayır cayır, bangır bangır hem de... Uzun bir aradan sonra çıkardığı ‘Biraz Pop Biraz Sezen’ büyük bir ticari başarı elde etti. “Albümler artık satmaz” denilen bir çağda, hem çok sattı hem çok sevildi. Geçen hafta bu albüm, iki yeni baskıyla yeniden gündeme geldi. Aksu’nın bir alışkanlık haline getirdiği albümlerin remix versiyonlarını ayrı bir albüm olarak yayımlama işi, bu albüm için de unutulmadı ve tam 18 (ON SEKİZ!) remix’ten oluşan ‘Biraz Pop Biraz Sezen Remix’ (kabul edelim ki ‘Biraz Remix Biraz Sezen’ fırsatını atlamışlar) verildi piyasaya. Albümün LP baskısı da son derece şık bir kapak baskısıyla ikili ve kırmızı renkli olarak yapıldı. Aksu gibi büyük bir yıldızın, yeni albümü vesilesiyle piyasayı bu çapta coşturması, çok doğru ve çok takdir edilesi. Eskiden olsa, “Yapar tabii; ününü korumaya çalışıyor” denip geçilebilirdi de. Ama günümüz şartlarında, bu yapılanların piyasayı hareketlendirmek ve zenginleştirmek gibi sonuçları var. Normal baskı piyasaya hareket ve zenginlik katmayı yeterince başardı. Sırada LP ve remix’le bunu katlamak var. İşin genele etkisi böyle. Ama içerik nasıl, umulandan da fazlasını yapmaya yeterli olacak mı? LP konusunda her şey yolunda. Son derece kötü (hatta kimi zaman silik) kapaklı ve ses kalitesinin epeyce düşük olduğu plakların yayımlanıp durduğu bir piyasada, ‘Biraz Pop...’un baskı ve ses kalitesi, dudak uçuklatıcı cinsten. Mükemmel ötesi. Her ayrıntıyla özel olarak uğraşılmış. En müşkülpesent plak koleksiyoncusunun dahi, bağrına basmaktan imtina edemeyeceği bir iş olmuş. Remix, şarkıya yeni bir hayat vermek demektir Remix tarafındaysa işler yolunda gibi görünmüyor. Ne yazık ki remix, bizde hâlâ şarkıyı uzatmak ve hızlandırmak olarak algılanıyor. Daha kötüsü, şarkıyı dans/disko şarkısına çevirmek sanılıyor. Oysa remix daha geniş bir iştir. Aslolan, şarkıyı yazan ve düzenleyenin uygun bulduğu tür ya da kılıftan çıkarıp yeni bir yola sokmak, ona yeni bir hayat vermektir. Bu sebeple şarkılar, (orijinal albüm için yapılmış kayıtları kullanmak şartıyla) rock ya da caza dönüştürülebileceği gibi, daha hızlandırılıp ya da yavaşlatılabilir. Aksu’nun yeni toplamasında, remix’i yanlış anlamanın ve uygulamanın bütün kusurları mevcut. Yeni versiyonlara imza atanlar, dinleyiciyi (Sezen Aksu’yla birlikte) bar/kulüp/pistlere kilitlemiş. Son nefeslerini orada versinler istemişler. Volga Tamöz, Kivanch K., Aytuğ Yargıç&Emre Aşkın’la fena olmayan bir başlangıç yapılmasına rağmen, arka arkaya gelen sentetik (ya da sentetikliğin bile isteye vurgulandığı) versiyonlarla sıkıyor, hatta yer yer bunaltıyor. Arada nefes alınabilen yerler de yok değil ama. Armageddon Turk (‘İhanetten Geri Kalan’) ve İlker Bayraktar’ın (‘Hu Hu’) yaptıkları, böyle mesela... Keşke piyasayı zenginleştirmenin, hareketlendirmenin yanında, müziğimizin geneline bir nitelik sıçraması yaptırabilecek kadar iyi ve güçlü olabilseydi bu albüm. Değil ama. Bırakın işin genelini, Aksu hanesine dahi artı bir şeyler yazdıramayacak. NAİM DİLMENER (HÜRRİYET/19.08.2017)