EYVAH, KIZIMIZ ZİHNİMİZİ OKUYOR!
.jpg)
Julia, iş arkadaşı Max’la sigara odasında flörtleşmekte ve cinsel fantezilere ilişkin muhabbet etmektedir. Kocası Tobias da çalıştığı yayınevinde çok satan bir yazarın yeni romanı için yaptığı tasarımı ekip arkadaşlarına sunarken Sören adlı küstah çalışan tarafından sürekli iğnelenmektedir. 12 yaşındaki kızları Marielle ise okulda ‘Kaltak’ dediği sınıf arkadaşı Svenja’dan son derece sert bir tokat yer ve işler rayından çıkar. Çünkü bu noktadan itibaren Marielle, anne ve babasının söylediklerini çok uzakta olsa da duymaktadır. Bir anlamda telepatik bir gücün sahibi olmuştur ama öte yandan bu özellik onun için aile içi sırların açığa çıkması demektir. Marielle etrafındaki yalan rüzgârları arasında yolunu nasıl bulacaktır?
Alman yönetmen Frédéric Hambalek imzalı ‘Ne Halt Ettiğinizi Biliyorum’ (Was Marielle weiß) çıkış noktasını fantastik bir unsurdan alan ama asıl olarak ‘sırlar ve yalanlar’ üzerine ayna tutmayı hedefleyen bir adım. Arkadaşından yediği tokatla bir tür aydınlanma ve yetişkinler dünyasındaki ikiyüzlü ilişkiler üzerine düşünme fırsatı yaşayan Marielle, ahlaki bir zemin üzerindeki ikilemlere şahit olur. Dengenin gizli kapaklı işler safhasında; annesi iş arkadaşıyla eyleme dökülmemiş bir ilişkinin kapısını aralamaya çabalar, babasıysa çalıştığı yerde yaşadığı hayal kırıklıklarını evde zafer edasında farklı bir formda anlatmaya koyulur. 12 yaşındaki kızlarıysa gerçeğin ne olduğunu bilir ve nihayetinde bütün bunları ebeveynlerine izah eder. Anne ve babası Marielle’in sürece bu denli hâkim olmasını açıklamakta zorlanır ama nihayetinde rotalarını değiştirerek sırlarını karşılıklı paylaşırlar.
Aslında içekapanık bir kimliğe sahip kızlarının bu yeni yeteneği ilgi uyandıracak bir gelişme olsa da ailenin gidişatına ilişkin yeni krizlerin doğmasına ve sahtekârlıkla ördükleri bir sistemdeki maskelerininin düşmesine ortam hazırlar. Karlsruhe (Almanya) doğumlu yönetmen Frédéric Hambalek’in kaleme aldığı senaryo zamanla şu iki ana bileşen etrafında düğümleniyor: Yalanlara devam mı edilecek, yoksa terazinin iki tarafı da bir hesaplaşmaya giderek arızalı yanlarına rağmen bu birlikteliği sürdürecek midir? Başta sırların ortaya çıkmasına neden olan merkezin, yani Marielle’in üzerine yoğunlaşırlar ama onun kazandığı gücün durdurulmasının zorluğu bu seçeneğin hemen es geçilmesine ve diğer hamlelere ilerlenmesine neden olur.
‘Ne Halt Ettiğinizi Biliyorum’ aslında bir burjuva ailesinin hayatındaki çelişkiler üzerine notlar aktaran ve bunu Marielle karakteri üzerinden bir hicve dönüştürmeye çalışan bir yapıt. Doğrusu yönetmen-senarist Hambalek bu hedefinin üstesinden geliyor, çizdiği karakterler de gerçekçi portreler sunuyor. Öte yandan da Julia ve Tobias bir bakıma sıradışı tipolojilerle karşımızda. Çoğu aile için sorun teşkil edecek aldatma meselesini fazla dert etmiyor gibiler ama bunun nedeni ahlaki çizgilerinden çok, kızlarının onları deşifre etmesiyle yaşadıkları dağınıklık ve kaotik durum gibi görünüyor.
Filmi izlemeye değer kılan ve bizi meselenin içine çeken en önemli özelliği senaryosu ve gerçekçi, akıcı diyalogları (en azından benim için öyle oldu). Keza oyunculuklar da filmin başka artısı. Julia’da yıllar öncesinin iki klasiği ‘Eğitmenler’ (The Edukators, 2004) ve ‘Sophie Scholl: Son Günler’le (Sophie Scholl: Die letzten Tage, 2005) hatırladığımız Julia Jentsch, Tobias’taysa Felix Kramer güvensiz babada son derece iyi çizilmiş karakterler ortaya koyuyor. Marielle’de Laeni Geiseler başarılı bir portre sunuyor. Max’da da Berlin doğumlu Türk oyuncu Mehmet Ateşçi var.Eyvah, kızımız zihnimizi okuyorMarielle karakterinin (üstte) telepatik güçleriyle film şunu hatırlatıyor: Çocuklar sezgileriyle neyin iyi, neyin kötü olduğunu bir şekilde fark ederler.
‘Ne Halt Ettiğinizi Biliyorum’ Marielle karakterine yüklediği telepatik güçlerde aile içi sadakat, çizilen rolleri oynamak ya da gizlice reddetmek konularında hicve soyunsa da dönüp dolaşıp geldiği noktada şunu hatırlatıyor: Çocuklar ebeveynlerin büründüğü kimliklerin ne denli gerçek ya da yalan çizgilerle örüldüğünü sezgileriyle bir şekilde anlar ve neyin iyi, neyin kötü olduğunu fark ederler. Bu yargılarını daha net açıklamak için büyümeyi beklerler (bazıları sistemin nasıl işlediğini çabuk çözerek yakın gelecekte dişlilerden biri haline gelir). Öyküde küçük kızın nasıl böyle bir yeteneğe sahip olduğu sorusunun tıp üstesinden gelemiyor (götürdükleri doktor onun sağlıklı olduğunu söylüyor). Bu telepatik özelliği aslında büyümenin bir metaforu olarak da ele almak gerekiyor.
Bence Frédéric Hambalek’in filminde başardığı en önemli unsurlar bunlardı. Öte yandan ‘Ne Halt Ettiğinizi Biliyorum’ sanki çok daha iyi bir sonu hak ediyormuş gibi geldi bana.
UĞUR VARDAN (HÜRRİYET/26.07.2025)