Konuk Yazar

'METAL YORGUNU' BİR FİLM

11 Haziran 2023 Pazar 17:13
'METAL YORGUNU' BİR FİLM

Geçen haftalarda vizyona giren ‘Galaksinin Koruyucuları 3’, ‘Hızlı ve Öfkeli 10’ derken sahne sırası ‘Transformers’ serisinin son halkasında. Hatırlayacaksınız bu seride araya başka isimli bir yapım (Bumblebee) girdi ve geleneği bozdu ama bu hafta itibariyle huzurlarımıza çıkan ‘Transformers: Canavarların Yükselişi’ (Transformers: Rise of the Beasts) toplamda yedinci film. Bu tür uzun serüvenlerde eskilerin özetini sunmak usuldendir, hemen geçmişe ilişkin hatırlatmalarda bulunayım: Birtakım uzaylı robotik devler, dünyanın onca derdi tasası yetmiyormuş gibi güzelim gezegenimize gelip ortalığı karıştırır. Çünkü kendi vatanları Cybertron’daki iktidardan kaçan ve insanlığın yanında olanların (adları ‘Autobots’) peşine düşenler (onların isimleri de ‘Decepticons’) vardır. Bu iki farklı cephe birbirine girerken olan bize olur. Serinin ilk üç filmi vasattı, dördüncü adım en iyisiydi, beş orta karardı. Takımdan ayrı düz konu niteliğindeki ‘Bumblebee’ de iyiydi. İlk üç adımın kahramanları aynıydı, sonraki iki adımda ekip değişti. Şimdi de yeni bir serinin kapısı aralanıyor. ‘Canavarların Yükselişi’nde ‘gurbet’teki direnişçilerin lideri ‘Optimus Prime’ ve tayfası, bu kez eski asker Noah Diaz ve müzede stajyer olarak çalışan genç arkeolog Elena Wallace’la birlikte, ‘Transwarp Key’ adlı enerji geçişlerini sağlayan düzeneğe sahip olmaya çalışan kötü tanrı Unicron’un başhizmetkârı Scourge’a karşı mücadele veriyor. Serideki formül belli; aramızda TIR, spor araba, motosiklet vs. suretinde yaşayan iyi kalpli robotlar, iyi insanları bulup her defasında yaşlı gezegenimizi kurtarmaya çabalıyor. Bu filmde de aynı reçete uygulanmış ve insanlar kanadına yeni karakterler eklenmiş. Farklı olarak bizi temsil edenler artık beyaz değil, hispanik ve siyah.

Yeni bir evren oluşturulacak
Bu film aynı zamanda Hasbro oyuncak endüstrisinin ürünü olup sonradan sinemaya geçen ‘Transformers’ takımı üzerinden yeni bir hamlenin sinyallerini yolluyor. Anlaşılan gelecek filmlerde işin içine ‘J.I. Joe’ cephesi de dahil olacak ve tıpkı Marvel gibi ‘Hasbro Sinematik Evreni’ oluşturulacak. Ne var ki meseleye ‘Canavarların Yükselişi’ açısından bakarsak Steven Caple Jr.’ın yönettiği ve Joby Harold, Darnell Metayer, Josh Peters, Erich Hoeber ve Jon Hoeber beşlisinin senaryosuna imza attığı yapım bence ‘Transformers serisi’nin sanırım en kötü filmi olmuş. Öykü sıradan ve zorlama, diyaloglar hamaset dolu, parlak fikirlerden yoksun. 1994’te geçmesine rağmen serinin kimi filmlerinde olduğu gibi ‘retro’ atmosfere ve göndermelere (mesela ‘Bumblebee’deki 80’ler nostaljisi enfesti) sahip değil, az biraz Peru’daki İnka uygarlığına ilişkin referanslarda bulunmaya çalışılmış ama bu tercihin filmde çok da anlamlı yansıması yok.
Serinin önceki adımlarına ait eleştiri yazılarımda genellikle devasa robotlar üzerinden ‘ağır metal’ (heavy metal) esprisini yapardım, bu film içinse fazlasıyla ‘metal yorgunu’ demek mümkün. Evet, yine bilgisayar destekli onca yeni tasarımlı robot karakter var, yine kulaklara zarar verecek, son derece gürültülü bir aksiyon izliyoruz ama ortada elle tutulacak bir öykü yok. Kim bilir sonraki adımlarda belki toparlarlar. UĞUR VARDAN (HÜRRİYET/10.06.2023)



Diğer Yazılar