KARAKOMİK BİR FİLM...
Deri Ceket’, yeni aldığı vintage deri ceketle çığırından çıkan ve kendisini yönetmen olarak tanıtan tuhaf bir adamın öyküsünü anlatıyor. Quentin Dupieux imzalı yapım, sezonun en ilginç sinemasal sürprizlerinden...
Önce üzerindeki eski ceketini bir klozete atıp, yaşlı bir adamdan İtalyan yapımı vintage, üzerinde püsküller bulunan geyik derisi bir mont satın alan ve giderek bu yeni giysisini kutsallaştıran bir adam... ‘Deri Ceket’ (‘Le daim’), Georges’un böylesi kısa bir özete sığdırabileceğimiz aşırı tuhaf öyküsünü anlatıyor. Quentin Dupieux imzalı yapım, seyircisini yeni deri ceketine sahip olduktan sonra eski hayatıyla ilişkisini kesen ve kendine yeni ufuklar arayan bir karakterin peşinde sürüklüyor. Jean Dujardin’in hayat verdiği Georges, sadece sığındığı küçük yerleşim yerindeki ‘barmaid’ Denise’e dertlerini aktarıyor ama ona da ilginç bir kimlik sunuyor: Ekibi, Sibirya’daki çekimlerde hayatını kaybetmiş bir yönetmen... Bulduğu bir sinema kitabıyla yeni hayatını şekillendiren bu çatlak adam çok geçmeden çizgiyi aşıyor ve ‘Dünyadaki tek ceket’ olma histerisine kapılan deri montunun emirlerine (!) uyarak acımasız bir ‘seri katil’e dönüşüyor...
Aynı zamanda ünlü bir DJ olan Quentin Dupieux’nun, eskilerden Bertrand Blier, yenilerden de Yorgos Lanthimos’la hafiften örtüşen dünyasının eseri bu kara komedi, bence sezonun sürprizlerinden. ‘The Artist’le tanınan Jean Dujardin’in yanı sıra Dardenne’lerin ‘Meçhul Kız’ından aşina olduğumuz Adele Haenel’in Denise karakterinde sürükledikleri ‘Deri Ceket’i kaçırmayın derim... UĞUR VARDAN (HÜRRİYET/26.10.2019)