Konuk Yazar

‘BÜTÜN SÜPERLER TOPLANDIK, TOPLANDIK, TOPLANDIK...'

14 Kasım 2023 Salı 21:02
‘BÜTÜN SÜPERLER TOPLANDIK, TOPLANDIK, TOPLANDIK...'

Solo serüveni dolayısıyla 2019 tarihli ‘Captain Marvel’da tanıştığımız karakterin tarihsel bir yanı vardı; o aynı zamanda Marvel Sinematik Evreni’nin ‘ilk kadın süper kahramanı’ydı. Bir nevi DC Comics’teki ‘Wonder Woman’ın da karşılığı... Kendileri dört yıllık bir aranın ardından yeni bir macerayla arzı endam ederken bu kez tek kişilik bir şovdan ziyade ‘takım oyunu’ sunuyor. Nia DaCosta imzalı ‘The Marvels’, ilk adımla organik bağını korurken yeni katılımlarla genişleyen bir ekibin serüvenini de perdeye taşıyor.

Konu özetle şöyle: Kimi gelişmeler Captain Marvel ya da diğer adıyla Carol Danvers’ın karşısına, Hala gezegeni halklarından Kree’lerin başındaki Dar-Benn’i çıkarıyor. Bu ihtiraslı lider, gücüne güç katacak ve evrendeki hâkimiyetini mutlaklaştıracak bir bilekliğin (‘Quantum Band’ ismini taşıyor) peşindedir. Nihayet aradığını bulur ama bu mekanizmanın çalışması için ikincisini bulması gerekmektedir. Diğer parça da Jersey City’de yaşayan genç bir kızdadır. Pakistan kökenli bir ailenin mensubu olan bu kız fanatik bir Captain Marvel hayranı olan Kamala Khan’dır. Derken uzaydaki kimi sıçramalar sonucu Danvers’ın yolu, savaş pilotu yoldaşı Maria Rambeau’nun kızı olan Monica ve Kamala’yla kesişirken güçleri de birbirine karışır. Üçlü, Dar-Benn’e karşı ittifak oluşturarak mücadeleye koyulacaktır.

Doğrusu Kamala karakterinin sürüklediği Disney dizisi ‘Ms. Marvel’ı izlemediğim için filmin öyküsündeki kahramanlar arası kaynaşmayı çok net algılayamamakla beraber bu ikinci hamlenin kimi ilginç yanlarına karşın vasat bir çaba olduğunu söyleyebilirim. 2019 tarihli film bize, düştüğünde yeniden ayağa kalkmasını bilen ve mücadelesini sürdüren ana karakter üzerinden çok derin olmasa da kimi feminist esintiler sunuyordu. Bunlar ‘The Marvels’da da var. Carol Danvers’ın yanına benzer kararlılıklara sahip farklı kuşaktan iki temsilci, Monica ve Kamala ekleniyor ama filmin daldığı koridorlar çok zayıf ve senaryo hem çarpıcı değil hem de meseleleri açıklamakta sarih davranmıyor. Ama Nia DaCosta’nın imzasını taşıyan bu yapım şöyle bir tarihsel özelliğe sahip: Öyküsünde Marvel Evreni’ndeki ilk Müslüman süper kahramanı barındırıyor. Pakistanlı Kamala Müslüman bir ailenin üyesi. Annesi Muneeba, babası Yusuf, abisi de Aimir. ‘Ms. Marvel’ namına da sahip karakter bir sahnede mücadeleye başlarken ‘Bismillah’ da çekiyor.

Öte yandan ilk filme ilişkin yazımda da altını çizmiştim; Anna Boden-Ryan Fleck ikilisinin yönettikleri yapım ‘mülteci meselesi’ne göz atıyordu. ‘The Marvels’ filminin de yer yer aynı sularda yüzdüğünü görüyoruz. Mesela yurtlarını kaybetmiş Skrull’ların lideri “Gidecek yerimiz yok” diyor. Konuşmak yerine dertlerini şarkı söyleyerek anlatan insanların yaşadığı Aladna adındaki gezegense filmin ilginçlik adına sahaya sürdüğü fikirlerden biri. Burada halkın giydiği rengârenk kıyafetler bize Bollywood sinemasını hatırlatıyor. Fakat İngilizce ‘kötü söylenmiş’ şarkılar biraz işin büyüsünü bozuyor! Bu arada filmin en iyi yanı, ilk adımdan da hatırladığımız Goose adındaki, midesine her şeyi indiren o çok çok özel kedinin ön planda olduğu sahnelerdi. Daha doğrusu o ve çok sayıda yavrusunun... Parçalanmakta olan uzay istasyonunun mürettebatının kurtarılma operasyonunda devreye giren miniklerin olduğu sekansın ünlü ‘Cats’ müzikalinin hit müziği, Barbra Streisand’in ‘Memory’si eşliğinde karşımıza gelmesi bence takdire şayan bir göndermeydi.

Bu küçük kıvılcımlara rağmen genel toplamda pek de etkileyici bir çalışmaya dönüşemeyen DaCosta’nın yapıtı sanırım Marvel’ın en zayıf halkalarından biri olarak tarihe geçecek. Ama bardağın dolu tarafından bakarsak süresi kısa (105 dakika). Bu da filmin en iyi yanı olsa gerek!

Kaptan Marvel’da Brie Larson’ı, Monica’da Teyonah Parris’i, Kamala’da Iman Vellani’yi, Dar-Benn’de Zawe Ashton’ı karşımıza getiren yapım, bence Marvel serisinin artık çok zorlama dehlizlere daldığını ve karşılığında ortaya pek bir şey çıkaramadığını da gösteriyor. Ama bu tabii ki aramda kuşak farkı itibariyle uzun bir mesafenin olduğu, çok da hayranı olmadığım bir seriye dair benim görüşüm. Kuşkusuz fanlarının farklı düşünceleri vardır...

UĞUR VARDAN (HÜRRİYET/ 11.11.2023)

 



Diğer Yazılar