AYZER DANGA'YA VEDA
Memleket müziğinin önemli isimlerinden Ayzer Danga, bir süredir savaştığı Covid-19’a yenik düştü ve aramızdan ayrıldı. Savaşı kazanmasını bekliyorduk, olmadı. Bir dönem Moğollar’da çalan, öncesinde Mavi Işıklar kadrosunda yer alan, önemli isimlere davuluyla eşlik eden Danga, müzik tarihimizin gizli kahramanlarından.
Ayzer Danga’nın müziğe ilgisi çocukluğundan. Dinlediği plaklar onu yoldan çıkartıyor ve icracı olmaya karar veriyor. Davulu gözüne kestiriyor, ilerliyor. İlk topluluğu, mahalle arkadaşlarıyla kurduğu Siyah Örümcekler. Enstrümanlara ulaşılamayan bir dönem bu -ki “yokluklar dönemi” olarak tarif ediyor ve şunları söylüyor: “Bu yokluklar içinde kendi davulumu yaptım desem yalan olmaz. Büyük bir hırsla, kendi kendime bir metot da geliştirerek, sabah akşam davul çalıştım.”
Onu, sonrasında bize tanıtan kilit kelime, hırs. Her şeyi kendi kendine yapıyor ve döneminin en iyi davulcularından biri oluyor. Siyah Örümcekler’de pişiyor ve The Shadows şarkılarını yorumladıkları konserlerde ilgi çekiyor. Konser dediğim, sinemalarda, filmlerin başlama saatini bekleyen seyircileri eğlendirdikleri küçük şovlar. Bunlardan birinde yolu Mavi Işıklar’la kesişiyor. Sonrasını ondan dinleyelim: “Bu şovların birinde Mavi Işıklar grubu ile tanıştım, bir süre sonra davulcularının da ayrılması ile onlarla çalışmaya başladım. Profesyonel müzisyenliğe böylelikle adım atmış oldum. Anadolu Rock ile tanışmam da bu grup sayesinde oldu.”
Anadolu-rock ya da o dönemki adıyla söylersek Anadolu-pop, severek icra ettiği bir tür. Şanslı, çünkü Mavi Işıklar’la başlayan serüveni, bu türe adını veren toplulukla sürüyor ve 1972 yılında Moğollar’la çalışmaya başlıyor. Vuslat, Moğollar’ın Fransa dönüşüne tekabül ediyor. Cahit Berkay ve Taner Öngür, Engin Yörükoğlu’nun Fransa’da kalması üzerine yeni bir davulcu arayışına giriyor ve Ayzer Danga’yı buluyor. Topluluk, tam da bu dönemde Cem Karaca ile çalışmaya başlıyor ve bol konserli bir döneme giriliyor.
Gitar, bas ve davuldan oluşan bu ‘power trio’nun, memleketin en güçlü sesiyle birleşmesi büyük olay oluyor ve konserler tıka basa doluyor. Cem Karaca ve Moğollar, Türkiye’yi turlarken bir yandan da stüdyoya girip kayıtlar yapıyor. O dönemden kalan iki 45’lik, “Obur Dünya / El Çek Tabip” ve “Gel Gel / Üzüm Kaldı”. Bu iki plak sonrasında Taner Öngür’le birlikte topluluktan ayrılan Ayzer Danga, farklı solistlerle çalışıyor ve önemli plaklarda davul çalıyor. Erkin Koray’ın 1974 yılında yayımlanan “Elektronik Türküler” başlıklı albümü, bunlardan biri. Koray, albümü Sedat Avcı ile kaydediyor ama “Cemalim”in kaydedildiği gün Avcı rahatsızlanınca, o şarkıya mahsus olmak üzere yerini Ayzer Danga alıyor.
1977 yılında yayımlanan Edip Akbayram ve Dostlar albümü “Nedir, Ne Değildir?”, Danga’nın davuluyla güçlendirdiği “iş”lerden. Aynı dönemde, Ersen’den Seyhan Karabay’a farklı isimlerle çalışıyor, kısa bir dönem Kardaşlar kadrosuna dahil oluyor. Bu dönemde, konserlerinde Selda’ya da eşlik ediyor. Bagetini salladığı son albümlerden biri, 1979 yılında yayımlanan Kerem Güney imzalı “Yetmez mi Gönül?”. O dönem, Güney’in kurduğu Güneşin Sofrası adlı topluluğa katılmış, albümde davulları çalmıştı. Sonrasında Antalya’ya yerleşti, hayatını orada sürdürdü.
Ayzer Danga, yakın dönemde yayımlanan bir albüm vesilesiyle yeniden gündeme gelmiş, hayranlarının karşısına çıkmıştı. İzzet Öz arşivinden çıkan, “2.2.1973 Ankara” başlıklı albüm bu. Öz, Cem Karaca ve Moğollar’ın bir Ankara konserini izlemiş, bu konseri konuşmalarıyla stüdyoya taşımış, yeniden kaydederek radyoda yayınlamış. 2016 yılında yayımlanan albüm, bu kayıtların temizlenmesiyle oluşmuş. Lansman, aynı yılın 11 Mart günü yapılmış, Danga, heyecanla davulun başına geçmişti. Onu gördüğümüz son konser, Moğollar’ın 50. yıl konseri. 2018 yılının başlarında izlemiş, heyecanına ortak olmuştuk.
Danga, “2.2.1973 Ankara” albümünün lansman konseri öncesi şunları söylemişti: “Anadolu Rock tarzı bana göre bitmiş değil ve hala yapılacak çok iş var. Armonik ve ritmik çalışmalarla yeni buluşlar yapıp Anadolu Rock tarzını daha da zenginleştirmek gerek. Müzikalitesi yüksek, bu yönde hayalleri olan gençler için Moğollar bu tarzın öncüleri olarak yollarını açmış oldu, bu gençlerin Anadolu Rock tarzını daha da çok geliştireceklerine eminim.”
Müziği seven, hayatını ona vermiş bir isimdi Ayzer Danga. Yaptıkları boşa gitmedi, tarihe geçti. Apansız ve beklenmeyen bir ayrılık bu ama bu ara böylesi haberler sıklıkla önümüze düşüyor. Covid-19’dan hayatını kaybeden insan sayısı her geçen gün artıyor. Aşı olmak, maske takmak, insanlarla yakın temasta bulunmamak ve toplulukların arasına karışmamak, hastalığı engellemese de bulaşma riskini asgariye indiriyor. Daha fazla üzülmemek için biraz daha dikkatli olmak şart.
Ayzer Danga’yı alkışlarla uğurluyor, anısı önünde saygıyla eğiliyorum.
MURAT MERİÇ (gazeteduvar.com.tr/29.08.2021)