Bu Kalp Seni Unutur Mu

JAPON CANLANDIRMASININ KÖTÜ ÇOCUĞU

11 Şubat 2025 Salı 11:49

Uluslararası canlandırma sahnesinin en önemli figürlerinden yönetmen Koji Yamamura.

Festivaller, gösterimler, şenlikler, televizyon, internet ortamı, hangi platform olursa olsun, biraz farklı şeyler izlemek isteyenlerin başvurduğu ilk sanatçılardan biri.

Bu büyük ünün kaynağı sadece sıra dışı ürünlerden hoşlananların ilgisiyle sınırlı değil; katıldığı her yarışmadan evine taşıdığı ödüller, sanat camiasının da bu müthiş yeteneği desteklediğinin, önemsediğinin belirgin göstergesi. Ayrıca, 60’lı yıllardan bu yana hızla ticarileşmiş Japon canlandırma sanatında, büyük stüdyoların fabrikasyon düzenine karşı ayakta kalabilmiş birkaç isimden biri olması da dikkat çekici.

1964 doğumlu Koji Yamamura’nın yaşamı başarıyla bezeli; Tokyo Zokei Üniversitesi’nde resim öğrenimi gördükten sonra 1987’de televizyon canlandırmaları üzerine uzmanlaşmış Mukuo Stüdyo’ya çizer olarak işe giriyor ve arka planları yaratan bölümde çalışıyor. İnsanın doğasını incelemeyi denediği ilk ciddi animasyonunu Suisei’yi de aynı yıl üretiyor.

Arka plan çizmekten sıkılınca serbest çalışmaya başlıyor ve kitaplara, dergilere yönelik işler, reklam sektörüne bir, iki dakikalık mini filmler yapıyor. Bu şekilde koca bir 13 yılı geçirdikten sonra kendi yapım şirketi ‘Yamamura Animation’ı kuruyor ve o gün bu gündür sürekli yeni yapıtlar sunuyor bizlere. Önce Hiroşima’da uluslararası vitrine koyulan çalışmaları Şikago, Berlin derken kısa sürede dünya sahnesine çıkmayı başarıyor.

Japon canlandırma camiasının ustaları önceleri ‘kötü çocuk’ diyor Yamamura’ya; alışkanlıkları ve tabuları sarsan genç adama hınzır bir gönderme şeklinde ortaya çıkan bu yakıştırma daha sonra lakap olarak ekleniyor kartvizitine…

Yuri Norshtein, Priit Parn, Ishu Patel’i usta kabul ediyor. Okamoto Tadanari’nin kuklalardan sulu boya resme, üç boyutlu bilgisayar programlarına kadar çeşitli teknikleri aynı yapıtta harmanlama stilini çok seviyor ve cesurca bunu filmlerinde deniyor. Ancak her fırsatta, resimle hayata geçirilmiş canlandırmaların bir başka olduğunu söylemeden de edemiyor.

Bu tip ‘karma’ yapıtlarıyla birçok festivale ve etkinliğe katılıyor, bol ödül alıyor. Özellikle Atama Yama (Dağ Kafa) 2003’te, aralarında Oscar adaylığının da bulunduğu görkemli bir serüven yaşıyor.

Filmlerinin oluşum süresi değişik; örneğin geleneksel bir Japon öyküsünü modern yaşama taşıdığı Atama Yama için altı yıl harcarken, hayal gücünün her şeyin ötesine sızabildiğini anlatan Çocuğun Kalesi’ni iki haftada çıkarıyor. Kötülüğün sınırlarının olmadığını sergilediği Yaşlı Timsah iki yıllık, Bir Çocuğun Metafiziği ise dört aylık emeğin ürünü.

Canlandırmanın soğuk yüzünde sıcacık tatları yeşertmeye çabalarken seçtiği öyküler şaşırtıcı ölçüde sade ve de sivri dilli. Onun derdi en berrak, en çarpıcı anları yakalayıp yansıtmak. Günlük yaşamın alışkanlıkları ve ayrıntılarında evrensel, ortak bir şeyler bulma isteği de cabası…

Söyleşilerinden anlaşıldığı üzere uzun filme hiç yeltenmiyor ve kısa filmin kulvarında, o özel tempoda kendini daha iyi hissediyor.

Canlandırma sinemasının gelişmesi için her şeyi yapabileceğini söylüyor. Japon Canlandırma Derneği’nde, Uluslararası Canlandırma Filmleri Birliği gibi kuruluşlarda çalışıyor, üniversitelerde ders veriyor, gençlerle sık atölye çalışmaları gerçekleştiriyor, jürilik yapıyor, davet edildiği festivallere filmlerinin ulaşması için emek sarf ediyor, kitaplar çıkartıyor, dergiler yayımlıyor. Greenpeace örgütünün balinaları koruma çabasına çizgi filmle verdiği destek de hâlâ belleklerde.

CUMHUR CANBAZOĞLU



Diğer Haberler