O ESKİ HALİNDEN ESER YOK ŞİMDİ...

01 Eylül 1936’da İsmet İnönü tarafından Kültürpark’ta açılan İzmir Fuarı ya da tam ismiyle İzmir Enternasyonal Fuarı, ticaretin yanı sıra eğlence, kültür ve sanatın da kalbinin attığı yer; ta ki 12 Eylül müdahalesiyle ülkede her şey askıya alınınca dek. Tatları kaçan Fuar gazinoları tek tek kapanıyor; ardından 1990’lı yılların ortalarında çok kanallı TV’ler de geliyor ve bir efsane tamamen sona eriyor…
Fuar gazinoları 1950’erden itibaren İzmir’in, bir yanıyla da Türkiye’nin eğlence hayatında tahmin edilemedik bir önem kazanmaya başlıyor.
İzmir, 20 Ağustos ile 20 Eylül arası bir aylığına Türkiye’nin eğlence merkezi olmanın haklı gururunu yaşıyor, her yıl büyük yeniliklerle kendini geliştire geliştire.
Paraşüt kulesi, mini treni, hayvanat bahçesi, sirkleri, gazinolarıyla hem İzmirli, hem de turistler için tam bir çekim merkezi artık Fuar.
Basının magazin cengaverleri de tüm ilgi ve alakasıyla bir ay gecesiyle gündüzüyle İzmir Fuar’da görevde.
Magazin basınının bir diğer mekanı da, kalburüstü Fuar sanatçılarının kaldığı Büyük Efes Oteli.
Sanatçılar ünlü otelin ünlü havuzunda cüretli pozlar verip ünlerine ün katıyor.
Gece programdan sonra sanatçıların gittiği, kulüpler , çöp şişçiler de basının radarında.
Ülke, İzmir Fuarı’ndan çok fuarın gece hayatıyla ilgileniyor.
70’li yıllar Fuar gazinolarının altın dönemi. Seks filmleri furyasıyla Yeşilçam’dan uzaklaşmış bir dolu sinema yıldızını gazino sahnesinde şarkı söylerken ya da şov yaparken görmek için binlerce kişi gazinolarda erkenden yerini almaya çalışıyor. Yeşilçam yıldızları da seyirciyi yeniden gazinolara döndürmeyi başarıyor…
Göl Gazinosu, Mogambo Gazinosu, Kübana, Ada, Atış Poligonu, Küçük Göl, Palmiyeler Gazinosu, Taverna Erol (Paraşüt Kule Gazinosu), Tenis Kulübü Restoranı, Mavi Saray Kokteyl pahalı mekanlar.
İçkisiz olanlar ise Akasyalar Çay Bahçesi, Lunapark, Ekici Över, Ayla Bahçesi ve Müzeyyen Senar’a ithaf edilen Çamlık Senar Gazinosu, Manolya Bahçesi (İsmini Zeki Müren veriyor).
Aşağı yukarı sayıları yirmiye varan fuar gazinoları assolistlerin adeta savaş sahnesi olurken Zeki Müren, Safiye Ayla, Bülent Ersoy, Gönül Yazar, Sezen Aksu, Tanju Okan, Ferdi Tayfur ve İbrahim Tatlıses gibi flaş isimlerin de yer aldığı, astronomik rakamlarla bir araya getirilmiş geniş sanatçı kadrolarını çay, gazoz içerek izlemek Fuar’da mümkün.
Maddi durumu iyi olmadığı için gazinoya giremeyenler de çevre banklarda, çimenliklerde bir şekilde kendilerine halk konseri yaratıyor…
Gazinoların ‘şampiyonlar ligi’ kadrolarını tanıtabilmek için o dönem billboardlar ya da reklam panoları icat edilmemiş. İzmir’in işlek yerleri boy boy afişlerle bezeniyor.
Tabii, tiyatro oyunları, kabareler, gece kulüpleri, pavyonlar da var işin içinde.
Tiyatro kumpanyaları en iddialı kadrolarla Fuar’a muhakkak geliyor. Nejat Uygur Tiyatrosu, Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu, Devekuşu Kabare, Gülriz Sururi-Engin Cezzar, Kenterler, Ankara Sanat Tiyatrosu, Dormenler, Toto Karaca Tiyatrosu ve diğerleri açık havada büyük kitlelere oynuyor.
Gazino programlarının sabah dörde, beşe sarkması şaşırtmıyor. Bundan en çok şikayetçiler assolistler tabii. Programın uzamasıyla sona kalan assolistler bazen bahçenin dörtte birine söylemek zorunda kalıyor.
Zeki Müren, kendinden önce sahneye çıkıp seyircinin büyük tezahüratını alan Cem Karaca-Dervişan’ın sırasını bir keresinde assolist sonrasına çekiyor. Böylelikle Cem Karaca ve arkadaşlarını geç saatlere kadar bekleyen halk ‘paşa’yı da dinlemek zorunda kalıyor.
Ve tabii kadınlar matinesi; gündüz öğleden sonra düzenlenen kadınlara özel programda fiks menü uygulanmıyor ve kendi böreklerini, sarmalarını, kısırlarını, yemeklerini getirebilen kadın izleyiciler sadece içeceğe para harcıyor. Sanatçılar da, seyirciyle karşılıklı göbek atarak kurtlarını döktükleri kadınlar matinesi için patrondan para almıyor çoğunlukla...
Bu yıl İzmir Fuarı 29 Ağustos’ta başlıyor. Çoğu kişi İzmir Fuarı’nın ne zaman açılıp, ne zaman kapanacağını bile bilmiyor. Fuarın şaşaalı günleri artık anılarda.