YAPAYALNIZ DOLAŞIRKEN
22 Ağustos 2020 Cumartesi 21:12
Geçmişin ardına düşmek için yeni sebeplerimiz var. Bunların bir kısmı her zamanki “yapısal” sebepler. Açız, açıktayız, borçluyuz; bugünümüz iyi değilse, düne sığınmak ilk aklımıza gelebilen şey. Daha gündelik (ve daha kalp ferahlatıcı) sebepler de var ama; pop dünyamızın en kayda değer yorumcularından Esmeray ve Füsun Önal’ın yeni albümlerinin yayınlanmış olması, gibi.
Esmeray’ın “En İyileriyle” adlı (bol sürprizli) albümü, bu işi en iyi bilen ve yapan Ossi tarafından çıkarıldı. Şaşıracak bir şey yok; geçmişe ve şarkılarına severek ve bilerek baktığınızda, sonucun böyle olması normal.
Füsun Önal’ın albümü ise bir tıpkı basım; sanatçının Melih Kibar-Çiğdem Talu ile yaptığı ve gelmiş geçmiş en iyi albümlerimizden biri kabul edilen “Bir Tanem, Beni Hatırlar mısın?” Fono tarafından yeniden yayınlandı.
Bir Gün Gelecek
Adını 1974 yılında yapılan 1. Topluiğne yarışmasında duyurdu Esmeray. TRT’nin bir sonraki yıl katılmaya başlayacağı Eurovision’un bir ön provası gibi düşündüğü bu yarışmada, “Unutama Beni” adlı şarkısıyla birinci oldu ve TRT’nin kitleleri etkileme gücünün de katkısıyla, birkaç saat içinde memleketin en popüler isimlerinden biri (ama aynı TRT, daha sonra Denetleme Kurulu’nu dikecektir karşısına ve çoğu şarkısını “yayınlanamaz” diye damgalayacak, radyo ve televizyon hakkından mahrum bırakacaktır) haline geldi.Herkes için adı ilk defa duyulan biriydi Esmeray ama sonra öğrenildi ki birkaç ay önce çıkmış ve çok sevilmiş bir plağın da sahibi ya da sahiplerinden biriydi. Kadrosunun çok net sayılmadığı ya da sıralanmadığı proje grup Kim Bunlar’ın üyelerinden biriydi o da. Bir tür stüdyo projesiydi bu iş ve Esmeray bu grupla girmişti müzik dünyasına. Hatta öncesi de vardı; İstanbul Şehir Tiyatrosunun da oyuncularından biriydi ve epeyce sıkı bir sahne tecrübesine sahipti.Toplu İğne’nin sonuçları açıklandığında herkes şaşırmıştı. Evet şarkısı çok güzeldi ama nasıl olabilirdi de gencecik bir kız Nilüfer, Erol Evgin, Ali Kocatepe ve birçok başka ünlü ismi geride bırakıp birinciliği elde edebiliyordu? Ama işte böylesine donanımlı biriydi bu genç kız ve işin arkasını da çok iyi getirdi.
“En iyileriyle” albümünde, kariyerinin (“Unutama Beni”, “Oylum Oylum”, “13,5, “Gel Teskere” gibi) en büyük, en popüler şarkıları da var, Banu Kırbağ ile stüdyoda yaratılmış bir düet’i (“Bir Başka Şarkı”) da. Ve hem albüme başlarken hem de aralarda, Esmeray’ın sesinden bazı anonslar ve konuşmalar. Bütün bunların hepsi, bu albümü vazgeçilmez kılıyor.
İnsan İsterse
Türk popunun (bir zamanlar Roll dergisi, Enerji Bakanı şeklinde tanımlamıştı zaten) yerinde durmaz ismi Füsun Önal’ın albümü de vazgeçilmez. Müzik piyasasında on yıldan fazla çabalamış ama dişe dokunur bir başarı elde edememiş Erol Evgin’e destek verdikten sonra onu uçuran ikili Melih Kibar ve Çiğdem Talu’nun imzasını taşıyor “Bir Tanem…”. Zamanının hem nicelik (10 şarkılık dönem ortalamasını aşan 12 şarkılık bir albüm) hem de nitelik olarak (“Anlamıyorum”, “Yıldönümü”, “Zorla Güzellik Olmaz” ve yakın bir zamanda Kenan ve Ozan Doğulu kardeşler tarafından elden geçirilmiş “Bunlar da Geçer” gibi hit şarkılar ile) sivrilmiş albümlerinden olan bu albüm öncesi, bu ekip iki 45’lik (“Yıldönümü” ve “Neden Tuttun Elimi”) ile piyasayı yoklamış ve elde edilen başarıyı müteakiben işe devam etmiş, bu albümü ortaya çıkarmışlardı.
Çiğdem Talu ile Füsun Önal’ın ortak çalışma tarihleri bundan da eskiye dayanmaktaydı. Önal için “Günümüzü Gün Edelim”, “Seni Beklerken” ve birkaç başka şarkının sözlerini yazmıştı Talu ve elindeki malzemenin elde durmazlığı hakkında yeterince iyi fikre sahipti. “Bir Tanem…”deki şarkıların, tam Füsun Önal’a uymuş, yakışmış şarkılar olmasının sebebi de budur. 12 Eylül yaklaşmasa ve gelmese, muhtemelen bu şarkılarla daha fazla vakit geçirecek ve bunların bir kısmını “Senden Başka” ya da “Oh Olsun”un hemen yanına koyabilecektik.
Zarardan kar etmeyi umalım ve başka bir 12 Eylül olmayacağını dileyerek kendimizi (ölçülü ve kontrollu bir biçimde elbette:) Esmeray ve Füsun Önal’ın kollarına bırakalım.
Esmeray, En İyileriyle, Ossi
Füsun Önal, Bir Tanem Beni Hatırlar mısın?, Fono
NAİM DİLMENER
[email protected]
Diğer Yazılar
17 Aralık 2024 Salı 21:13
EMI, Türk popunun emektarlarından Hurşit Yenigün’ün önderliğinde çok parlak çok da sıra dışı bir projeye imza attı. EMI, Türk popunun altın çağı olan 70’lerden, o döneme sahiden damgasını vurmuş sanatçı ve şarkılardan bir demeti tek bir albümde getirdi önümüze. Nur Yoldaş, Banu, Melike Demirağ, İskender Doğan, Ercan Turgut, Kartal Kaan, Güzin ile Baha, Esmeray, Semiha Yankı ve Atilla Atasoy; o zamanlar bile bir araya gelememişken, bu sefer Hurşit Yenigün’ün önderliğinde toplandılar ve en önemli şarkılarını, Türk popunın tarihinde zaten çoktan yerini almış şarkılarını yeniden söylediler. Hepsi birden; Hurşit Yenigün’ün Sezen Aksu tarafından söylenmiş “Gölge Etme” adlı şarkısının üstüne yeniden yazılmış “Çok şükür tekrar kavuştuk birbirimize, bir hüzünlü şarkı oldu ayrılık bize” dizeleri ile açıyor albümü ve sırayla, birer birer en önemli şarkılarını söylemeye geçiyorlar.
11 Aralık 2024 Çarşamba 16:27
Kitsch’ten bol bir şey yoktur Türk topunda. Ama ‘en, en, en kitsch?’ diyecek olursanız Rana ve Selçuk Alagöz diyebilirim. Bütün bir müzik geçmişlerini, bizi eğlendirmek, keyiflendirmek, güldürmek üzerine kurdular… Bütün o kılık kıyafetler, şarkı sözleri, plak kapakları, Kızılderili tabloları, ‘Stüdyo Taç’ fotoğrafları, Malabadi Köprüsü’nde başlayan ve biten aşkların öyküleri, Edremit’ten Van’a bakmalar. Hepsi, hepsi parmak ısırtacak güzellikte. Alagözler koca bir tarihi böyle kurdular ve hâlâ devam ediyorlar.
17 Kasım 2024 Pazar 10:16
Tam dört yıl önce kaybetmiştik Hamiyet Yüceses’i, 10 Temmuz 1996 tarihinde. Türk Sanat Müziği’nin bu ‘ölmez’ şarkıcısı, 80’li yaşlarının hemen başında aramızdan ayrılmıştı. Yazılarımda; ‘ölmez’, ‘muhteşem’, ‘mükemmel’, ‘inanılmaz’ gibi sıfatları çok sık kullandığımı bu konuda cimrilik etmek bir yana aksine son derece bonkör davrandığımı herkes bilmekte. Ama doğrusunu söylemek gerekirse, kimi zamanlar; okurun, bu sıfatları uygun bulduğum insanlara dudak büktüğünü ya da burun kıvırdığını hissetmiyor ya da duymuyor değilim. Benim ‘muhteşem’im, herkesin ‘muhteşem’i olmuyor kimi zamanlar. Bu, yazmakta ya da anlatmakta olduğum kişinin bu sıfatı hak etmiyor olmasından değil, herkesin, benim kadar abartmaya niyetli olmamasından kaynaklanmakta. Ama bu sefer, herkesin, hepinizin, benimle hemfikir olacağınızdan asla şüphe duymadan uçuşturacağım en şahane sıfatları... Yazının konusu Hamiyet Yüceses, öyle olunca da akan sular herkes için durmakta...
03 Kasım 2024 Pazar 09:24
Esmeray, tam da “Eski Dostlar” projesi içinde yer almış, çalışmanın – şarkı söylemenin tadını yeniden çıkartabilmeye başlamıştı. Hayat, daha fazlasına izin vermedi. Türk popunun gelmiş geçmiş en renkli şarkıcılarından biri olan Esmeray, daha yapacağı onlarca şey varken, genç sayılabilecek bir yaşta aramızdan ayrıldı. Şarkıcının anısına, geçtiğimiz günlerde özel bir gece düzenlendi. Bu gecede, başta, vefa duygusu en gelişmiş sanatçılarımızdan Sezen Aksu olmak üzere, epey sayıda isim sahneye çıktı, Esmeray şarkıları söyledi. Şimdi de, Tan Müzik, “Unutamadık Seni / Unutama Beni” adlı bir albüm verdi piyasaya. Otuz yıla yakındır şarkı söyleyen Esmeray’ın, müzikal geçmişinin en önemli anları – noktaları yer almakta bu albümde.
07 Ekim 2024 Pazartesi 22:49
Hepimizin ağzında aynı cümleler, aynı sloganlar: “Müzik piyasamız çöktü! Artık kim, neden albüm (ya da şarkı) yapsın ki? ADSL’ler, 3G’ler gürül gürül, daya aletini bedava doldur!” DMC’nin başındaki Samsun Demir’in bir televizyon programında söylediği gibi her şey; “Musluklardan bedava meyve suyu, gazoz, ayran aktığını düşünün; bunlara para verip de alan çıkar mı hiç? Müzik de öyle, musluklardan bedava akıyor şimdi.”
Demir’in metaforu doğru ve zekice. Şarkılar “Her şey serbest!” diye sular seller gibi (bedava elbette) kapışılıyorsa, içinde akrep olsun olmasın, kim elini cebine atar ki? Artık öyle olduğu içindir ki, daha az yazılıyor-yaratılıyor, bunların da daha azı yayınlanabiliyor. Çünkü kimsede moral-motivasyon kalmadı.
28 Eylül 2024 Cumartesi 19:52
Şu ‘Popstar’ ve benzeri yarışmalar, bir sürü şeyin yanında şunu da gösterdi: Herkes ünlü olmak istiyor. Şarkıcı, olmadı oyuncu, o da olmadı dizici, sunucu ya da futbolcu. Eh, kimseye “Ne gerek var şimdi, otur oturduğun yerde!” demeye hakkımız yok, isterler elbet; renkli hayat-eğlence bu işte, para bu işte. Böyle bir toplu isteğin elbette tatsız bir yanı da var. Hiç normal seyirci – dinleyici kalmayabilir geriye…
Ama, “Rekabet bunu gerektiriyor zaten” der, birbirimizi dinler ya da seyrederiz artık, bu saçma durum da böyle çözülür. Ünlü olmanın yolunu bir şekilde açmış olanlardan ikisinin, Bayhan ve Sezen’in albümleri henüz yayınlandı. Bayhan ilk, Sezen ise ikinci Ahmet Özden postasından.
15 Eylül 2024 Pazar 09:44
Yıl 2002: Alpay, “Küçük Bir Öykü... Best of (Volume One)” adlı albümünü DMC’den çıkartıyor. Türk popunun temelini atanların en başında gelen sanatçı, kırk küsur yıllık bir zamanı; hiç geri çekilmeden, arkalara kalmadan sürdürebilen tek kişi olarak müzikal yaşamını sürdürmekte. 60, 70 ve 80’lerde hep başa oynamış bu ulu çınar, tıpkı 90’larda yaptığı gibi, 2000’lerde de, genç kuşak şarkıcılara meydan okuyor, “ben hala buradayım” diyor. Geçen yıl, müzikal yaşamının en güzel albümlerinden biri olan “Tango & Latin”i yayınlamıştı, bu yıl da bir “best of” ile karşımızda. Kırk küsur yıllık süre içerisinde, yüzlerce isim geldi geçti Türk popundan. Bırakın eski günleri, 90’ların ilk yarısında ortaya çıkan genç isimler bile sıralarını savdı, unutulup gitti. Alpay hala şarkı söylüyor, biz hala dinliyoruz.