TERK ETMEYECEK SEVDAN BİZİ
2000’li yılların bize sunduğu en şaşırtıcı isimlerden biri hiç şüphesiz Funda Arar oldu. (Sertab Erener ve Burcu Güneş ile yarışabilecek) benzersiz sesi, mükemmel tekniği, güzelliği – duruluğu, sammimiyeti – sahiciliği ve alçakgönüllülüğü ile tam anlamıyla bir “rüya star” saymamız gereken Funda Arar; bütün bu özelliklerinin yanında üstelik çalışkan da. Çalışkan ve üretken. Pop dünyasına merhaba dediği 2000 yılından bu yana hiç durmuyor, her yıl mutlaka (çok kayda değer) yeni işler çıkarıyor. Funda Arar, şimdi de “Sevda Yanığı”nı yaptı. Türk popunun en olağanüstü takımlarından biri olan Funda Arar / Febyo Taşel ikilisi; yine el ele vermiş, yazmış – denemiş ve mükemmel bir albüm yaratmışlar. Neredeyse kusursuz, insanın Türk popunun geleceği hakkında iyi hislerle donanmasına sebep olan bir albüm bu. Taşel – Arar ikilisi, piyasada hakim olan eğilim – renk ya da ritmlere hiç yüz vermiyor. “Bu satar şu satmaz” gibi bir çerçeveden de bakmıyorlar şarkılarını yaratırken. Bağlı oldukları firma olan TMC de, Allahtan bu piyasanın genel işleyiş biçimine uymuyor hatta bu piyasanın standartlarına hiç yüz vermiyor. Bu tür kısıtlamalar – zorlamalar olmayınca da, Funda Arar ve Febyo Taşel, gönüllerinden geçen her şeyi, kafalarını başka bir şeye takmadan serbestçe gerçekleştirebiliyorlar. Darısı diğer genç müzisyenlerimizin – şarkıcılarımızın başına. 90’lı dalgayı bir patlamaya dönüştüren genç kadronun büyük bir kısmı, ne yazık ki kafası “para” dışında bir şeye basmayan yapımcı – plakçı engeline çarptı ve tamamen yok oldu. Bu kadronun, çok az bir bölümü, büyük firmalar yerine orta halli (ama bağımsız) firmalarla çalışmayı akıl etti ve geleceğe uzanmayı garantiledi. Funda Arar ve Febyo Taşel de bu akıllı kesimin en önde gelen isimleri.
ÖVGÜLERİMİZE ÖVGÜ EKLEDİK
İşin en başından beri TMC ile yola çıkmış olan Funda Arar, “Sevgilerde” adlı ilk albümünü 2000 yılında yayınladı. Müzik dünyamızın bir başka önemli müzisyeni olan Yücel Arzen damgalı bu albüm; o dönem mevcut bütün olumlu şartlara rağmen Funda Arar’ın sivrilmesini sağlayamamış, ancak tesadüfen albümden haberi olan az sayıda kişinin duydukları “ses” karşısında şaşkınlık geçirmelerine ve hakkını teslim etmelerine yetebilmişti. Belki de Arar – Arzen işbirliği doğru bir karar değildi. Ya da asıl sebep şuydu: İlk albümünü yapmakta olan Arar, henüz şarkıların hazırlanma aşamasına müdahale edebilecek, “Bunu şöyle istiyorum” diyebilecek bir konumda değildi. Bunların üzerine, Necip Fazıl’ın bir şiirinden bestelenen “Kaldırımlar” şarkısı eklenince de her şey bir parça daha karışmış ve anlaşılmaz hale gelmişti. TMC, daha albümün ilk günlerinde bu şarkıyı en güçlü “koz”u olarak ortaya sürüp bu şarkıya dayanmayı seçince, başta Zaman olmak üzere sağ basının büyük “takdir”lerini toplamış, böylelikle (kolay kodlamaları bir kalemde geçip işin gerisindekini anlamaya gayret etmeyi zor bir iş kabul eden) çoğu yazar ve eleştirmenin Funda Arar’dan uzak durmasına neden olmuştu. Evet, bu ilk albüm aslında çok da iyi bir albüm değildi. Ama olağanüstü bir “ses”i keşfetmek için dinlemeye değer bir albümdü. Bir kere bile dinlendiğinde insanı Funda Arar’a esir düşürecek bu albüm sonrası, bir EP yapıldı. Arar, bu sefer de Kıraç ile güç birliğine girişmişti. “Sevgiliye” adlı bu çalışma da bir başka “arayış”ın ürünüydü ve bu da Arar’a, kaldıramayacağı bir başka yük (“dişi Kıraç”) yüklemişti. Ama Funda Arar’ın niyeti yeni bir Şebnem Ferah ya da bir parça daha sert Özlem Tekin olmak değildi. Ama bu iki deneme en azından benzersiz bir sesin duyulmasına – keşfedilmesine sebep olmuştu ve işin gerisi belki daha kolay getirilebilirdi. Nitekim öyle de oldu. Arar, işini her türlü gürültü ve patırtıdan uzak bir şekilde görmekte olan yetkin müzisyenlerden Febyo Taşel ile birlikte çalışmaya karar verdi ve bu birliktelik, geçen yıl piyasaya verilen “Alagül”ün ortaya çıkmasını sağladı. “Alagül”, Arar ve Taşel ikilisinin canlarının çektiği gibi çalışıp yarattıkları bir albümdü. Hemen hemen her şarkıda, “doğru bildiğince” yazılmış – söylenmiş olmanın keyfi ve ruhi doyumu hissedilmekteydi. Bu hava, dinleyicinin büyük bir bölümüne de yansıdı ve bu albüm aynı zamanda büyük bir ticari başarı da elde etti... Bu son albüm “Sevda Yanığı” da, Funda Arar’ı kalplere basmış olan hiç kimseyi yanıltmayacak. İnsanı, “böyle bir ses”i dinliyor olmaktan dolayı mutluluğa boğan bir albüm bu... Müfide İnselel’in yazdığı şarkılardan biri olan “Özledim”in Nazan Öncelvari gündelik hayat ya da “mutfak” tasvirleri ile sözleri Burcu Tatlıses’e ait “Maske”deki artık çok çok aşınıp neredeyse her türden dizide günü kurtarmaya başlamış (“Maskemi taktım, sürdüm boyalarımı, giyindim en süslü yalanlarımı”) imgeler hariç kusursuz bir albüm “Sevda Yanığı”. Üstelik Funda Arar, “en iyi Erkin Koray cover’ını yapan şarkıcı” unvanının yanına “en iyi Fikret Kızılok cover’ını yapan şarkıcı” unvanını da ekledi. “Haberin Var mı?” adlı şarkıyı hepimiz dinlemeye doyamayacağız. Şarkı söylerken, hem hüznü, hem yaşama tutkusunu aynı anda içinde hisseden ve bunu dinleyene aktarabilen çok fazla isim yok müzik dünyamızda. Şarkıyı doğru söyleyeceğim diye kendini sıkıp kurutan “güçlü ses”lerimize örnek olması gereken bir isim Funda Arar. Onu dinlerken, şarkısı hiç bitmesin, hep söylesin istiyorsunuz.
BULURSANIZ KAÇIRMAYIN
Alagül (Remix) – TMC - Promo CD single
Sevda Yanığı / Aşksız Kal – TMC – Promo CD single
Sevda Yanığı (Zeynel Abidin Ağgül’ün fotoğrafları) – TMC – Promo CD – R
Sevgiliye (Funda Arar / Kıraç) – TMC – CD
Alagül – TMC – CD
Sevgilerde – TMC – CD