ŞENOL BİROL GOL
01 Eylül 2024 Pazar 10:07
Hülya Avşar, şu memleket onsuz bir saniye bile geçiremesin diye, "Zafer Zamanı" adlı bir şarkı seslendirdi ve bağlı bulunduğu Sony, bu şarkıyı "The Official Album Of The 2002 Fifa World Cup" adlı karışık bir albüme dahil etmeyi becerdi. Asıl "resmi" şarkımızın Tarkan’ın "Bir Oluruz Yolunda" adlı şarkısının olduğu söyleniyor. Tarkan’ın arkasında da Futbol Federasyonu’nun yer aldığı... Koray Can’a fazla bir imkân bırakılmadığı için, "Gool" adlı şarkı, "taraftarın resmi şarkısı" olarak etiketlenmiş.
Müzik basınımız, "ilk spor plağı"nın, 1965 yılında Fenerbahçe için yapıldığını söylüyor. Bir yıl sonra da, Şevket Uğurluer, Metin Oktay’a ithafen "Metin Geliyor Metin"i yapmış. Arkasına, Halit Kıvanç tarafından anlatılmış "Fenerbahçe - Manchester City" maçının konulduğu Vasfi Uçaroğlu Orkestrası’nın "Şampiyonlar Şarkısı" plağını müteakiben de iki Fenerli plak yapılmış. 1973 yılında ise, başını Dün Bugün Yarın, Mazhar ve Fuat ile Özdemir Erdoğan’ın çektiği bir "Haydi Bastır" furyası yaşandı. O yıl, bu isimde en az beş plak yapıldı. Bu kervana Figen Han’ın (ki bu plağa, rahat rahat "en müstehcen" plağımız diyebiliriz) katılmasıyla da iş çığırından çıktı...
Aralıklı olsa da devamı gelmiş bu işin; taraftar dediğin abartmak, bağırmak - çağırmak, kendini kaptırmak ister, bunun için de marşa ya da marş gibi şarkılara ihtiyacı vardır. Bu ihtiyacı karşılamayı da, birileri hep "görev" kabul etmiştir. Euro 2000 döneminde, bu göreve Rafet El Roman ve Mehmet Ali Erbil birlikte talip olmuş ancak taraftarın bile "hamasi" bulduğu "Bir Gol Daha" adlı şarkıları, plakçı raflarında tozlanmaktan kurtulamamıştı.
Şimdi de Tarkan’ın sırası. Ama Tarkan’ın, Rafet El Roman’ın akıbetine uğramayacağı kesin. Bugünlerin süperstar’ı, son derece "düzgün" bir şarkı yazmış bu iş için. Evet; sözleri bayağı, kolay ve popülist. Ama "özel" bir şarkı bu, farklı bir niyetle yola çıkılarak oluşturulduğunu unutmamak lazım. Sözleri değilse bile şarkının kendisi ve single’da yer alan her iki versiyonun alt yapısı olağanüstü. Tarkan, bu şarkıyı, her zaman anlatmayı sevdiği sözcük ve kavramlarla sarıp sarmalasa, şarkı, yeni bir "Şımarık", "Şıkıdım" ya da "Hüp" bile olabilirdi. Hossam Ramzy Yaylı Grubu (perküsyon), Çetin Akdeniz (bağlama), Cengiz Ercümer (darbuka), Seyfi Ayta (def) ve Ahmet İzge (davul); "bizim" seslerimizi, Ozan Çolakoğlu’nun, eksiksiz bir şekilde oluşturduğu "Batılı" dünyanın üzerine, mükemmel bir şekilde oturtmuş. "Bir Oluruz Yolunda", zımba gibi bir şarkı olmuş ve kendini bu havalara kaptırmak isteyen herkes, bu şarkı eşliğinde zorlanmadan yapabilecek bunu.
Türkiye, 1954 yılından beri katılma şansı yakalayamadığı Dünya Kupası’na gidiyor. Her şeyin yanında şarkılar da daha görkemli - cümbüşlü olmalı. Kolay değil, herkesin buna ihtiyacı var. Geçen yıl, Japonya’nın en önemli gazetelerinden Yomiuri Shimbun şöyle yazmıştı: "Türk Milli Takımı, Avusturya’yı 5 - 0 yenerek Dünya Kupası’na katılma hakkını elde etti. Ciddi ekonomik sıkıntı içindeki halk, sanki her şeyi unutmuş gibi sabaha kadar eğlendi..." Kaderimiz bu; Arjantin gibi, Brezilya gibi, dünyanın büyük bir çoğunluğu gibi... Savunma ağırlıklı değil, açık ve "hücum"a dayalı bir oyun sergileniyor epeydir. "Açık" olması, yine de "görebileceğimiz" anlamıma gelmiyor. Bu nedenle hep beraber söylemeliyiz: "O kupalar sana helal, al gel de buralar bayram olsun..."
NAİM DİLMENER
Diğer Yazılar
17 Aralık 2024 Salı 21:13
EMI, Türk popunun emektarlarından Hurşit Yenigün’ün önderliğinde çok parlak çok da sıra dışı bir projeye imza attı. EMI, Türk popunun altın çağı olan 70’lerden, o döneme sahiden damgasını vurmuş sanatçı ve şarkılardan bir demeti tek bir albümde getirdi önümüze. Nur Yoldaş, Banu, Melike Demirağ, İskender Doğan, Ercan Turgut, Kartal Kaan, Güzin ile Baha, Esmeray, Semiha Yankı ve Atilla Atasoy; o zamanlar bile bir araya gelememişken, bu sefer Hurşit Yenigün’ün önderliğinde toplandılar ve en önemli şarkılarını, Türk popunın tarihinde zaten çoktan yerini almış şarkılarını yeniden söylediler. Hepsi birden; Hurşit Yenigün’ün Sezen Aksu tarafından söylenmiş “Gölge Etme” adlı şarkısının üstüne yeniden yazılmış “Çok şükür tekrar kavuştuk birbirimize, bir hüzünlü şarkı oldu ayrılık bize” dizeleri ile açıyor albümü ve sırayla, birer birer en önemli şarkılarını söylemeye geçiyorlar.
11 Aralık 2024 Çarşamba 16:27
Kitsch’ten bol bir şey yoktur Türk topunda. Ama ‘en, en, en kitsch?’ diyecek olursanız Rana ve Selçuk Alagöz diyebilirim. Bütün bir müzik geçmişlerini, bizi eğlendirmek, keyiflendirmek, güldürmek üzerine kurdular… Bütün o kılık kıyafetler, şarkı sözleri, plak kapakları, Kızılderili tabloları, ‘Stüdyo Taç’ fotoğrafları, Malabadi Köprüsü’nde başlayan ve biten aşkların öyküleri, Edremit’ten Van’a bakmalar. Hepsi, hepsi parmak ısırtacak güzellikte. Alagözler koca bir tarihi böyle kurdular ve hâlâ devam ediyorlar.
17 Kasım 2024 Pazar 10:16
Tam dört yıl önce kaybetmiştik Hamiyet Yüceses’i, 10 Temmuz 1996 tarihinde. Türk Sanat Müziği’nin bu ‘ölmez’ şarkıcısı, 80’li yaşlarının hemen başında aramızdan ayrılmıştı. Yazılarımda; ‘ölmez’, ‘muhteşem’, ‘mükemmel’, ‘inanılmaz’ gibi sıfatları çok sık kullandığımı bu konuda cimrilik etmek bir yana aksine son derece bonkör davrandığımı herkes bilmekte. Ama doğrusunu söylemek gerekirse, kimi zamanlar; okurun, bu sıfatları uygun bulduğum insanlara dudak büktüğünü ya da burun kıvırdığını hissetmiyor ya da duymuyor değilim. Benim ‘muhteşem’im, herkesin ‘muhteşem’i olmuyor kimi zamanlar. Bu, yazmakta ya da anlatmakta olduğum kişinin bu sıfatı hak etmiyor olmasından değil, herkesin, benim kadar abartmaya niyetli olmamasından kaynaklanmakta. Ama bu sefer, herkesin, hepinizin, benimle hemfikir olacağınızdan asla şüphe duymadan uçuşturacağım en şahane sıfatları... Yazının konusu Hamiyet Yüceses, öyle olunca da akan sular herkes için durmakta...
03 Kasım 2024 Pazar 09:24
Esmeray, tam da “Eski Dostlar” projesi içinde yer almış, çalışmanın – şarkı söylemenin tadını yeniden çıkartabilmeye başlamıştı. Hayat, daha fazlasına izin vermedi. Türk popunun gelmiş geçmiş en renkli şarkıcılarından biri olan Esmeray, daha yapacağı onlarca şey varken, genç sayılabilecek bir yaşta aramızdan ayrıldı. Şarkıcının anısına, geçtiğimiz günlerde özel bir gece düzenlendi. Bu gecede, başta, vefa duygusu en gelişmiş sanatçılarımızdan Sezen Aksu olmak üzere, epey sayıda isim sahneye çıktı, Esmeray şarkıları söyledi. Şimdi de, Tan Müzik, “Unutamadık Seni / Unutama Beni” adlı bir albüm verdi piyasaya. Otuz yıla yakındır şarkı söyleyen Esmeray’ın, müzikal geçmişinin en önemli anları – noktaları yer almakta bu albümde.
07 Ekim 2024 Pazartesi 22:49
Hepimizin ağzında aynı cümleler, aynı sloganlar: “Müzik piyasamız çöktü! Artık kim, neden albüm (ya da şarkı) yapsın ki? ADSL’ler, 3G’ler gürül gürül, daya aletini bedava doldur!” DMC’nin başındaki Samsun Demir’in bir televizyon programında söylediği gibi her şey; “Musluklardan bedava meyve suyu, gazoz, ayran aktığını düşünün; bunlara para verip de alan çıkar mı hiç? Müzik de öyle, musluklardan bedava akıyor şimdi.”
Demir’in metaforu doğru ve zekice. Şarkılar “Her şey serbest!” diye sular seller gibi (bedava elbette) kapışılıyorsa, içinde akrep olsun olmasın, kim elini cebine atar ki? Artık öyle olduğu içindir ki, daha az yazılıyor-yaratılıyor, bunların da daha azı yayınlanabiliyor. Çünkü kimsede moral-motivasyon kalmadı.
28 Eylül 2024 Cumartesi 19:52
Şu ‘Popstar’ ve benzeri yarışmalar, bir sürü şeyin yanında şunu da gösterdi: Herkes ünlü olmak istiyor. Şarkıcı, olmadı oyuncu, o da olmadı dizici, sunucu ya da futbolcu. Eh, kimseye “Ne gerek var şimdi, otur oturduğun yerde!” demeye hakkımız yok, isterler elbet; renkli hayat-eğlence bu işte, para bu işte. Böyle bir toplu isteğin elbette tatsız bir yanı da var. Hiç normal seyirci – dinleyici kalmayabilir geriye…
Ama, “Rekabet bunu gerektiriyor zaten” der, birbirimizi dinler ya da seyrederiz artık, bu saçma durum da böyle çözülür. Ünlü olmanın yolunu bir şekilde açmış olanlardan ikisinin, Bayhan ve Sezen’in albümleri henüz yayınlandı. Bayhan ilk, Sezen ise ikinci Ahmet Özden postasından.
15 Eylül 2024 Pazar 09:44
Yıl 2002: Alpay, “Küçük Bir Öykü... Best of (Volume One)” adlı albümünü DMC’den çıkartıyor. Türk popunun temelini atanların en başında gelen sanatçı, kırk küsur yıllık bir zamanı; hiç geri çekilmeden, arkalara kalmadan sürdürebilen tek kişi olarak müzikal yaşamını sürdürmekte. 60, 70 ve 80’lerde hep başa oynamış bu ulu çınar, tıpkı 90’larda yaptığı gibi, 2000’lerde de, genç kuşak şarkıcılara meydan okuyor, “ben hala buradayım” diyor. Geçen yıl, müzikal yaşamının en güzel albümlerinden biri olan “Tango & Latin”i yayınlamıştı, bu yıl da bir “best of” ile karşımızda. Kırk küsur yıllık süre içerisinde, yüzlerce isim geldi geçti Türk popundan. Bırakın eski günleri, 90’ların ilk yarısında ortaya çıkan genç isimler bile sıralarını savdı, unutulup gitti. Alpay hala şarkı söylüyor, biz hala dinliyoruz.