OLMAZ BÖYLE ŞEY
25 Şubat 2024 Pazar 13:45
Bugünkü dersimiz ‘barış…’ Dersimizi verecek olan da Yeşim. Bizim Yeşim canım, ‘Olmaz Böyle Şey’ Yeşim…
Yakın bir tarihte, kanalların birinde Ajda Pekkan’la ilgili bir programa katılıp kılık kıyafet, saç baş ve ‘şahane bir sohbet’ nedeni ile meraklısına birkaç aylık keyif ve kahkaha depolatan Yeşim… Ben Kaçırdım. Ama ‘hain arkadaşlarım’ o kadar çok anlattı ki, öyle ayrıntılar verdi ki, çok kıskandım. Seyredilesi şart olan bir programmış.
Türk popuna oldukça bereket getirmiş 1974 yılının şarkıcılarından biri Yeşim. Ünlenmesi İlhan İrem ve Yeliz ile ayni tarihe rastlar. 'Olmaz Böyle Şey/Aşk Alfabesi' şarkılarının yer aldığı plak, şarkıcımızın ilk 45'liği... 0 dönem, genellikle yabancı şarkıların üzerine söz yazmak yaygın olmasına rağmen; Yeşim, daha sağlam bir giriş yapar Türk popuna ve bu ilk plağında Erol Tanır'dan iki şarkı söyler. Arkasında da Dün Bugün Yarın Orkestrası vardır. Zaten sağlam, 'kapı' gibi kadrolarla çalışmak, Yeşim'in hemen hemen hiç bozmadığı bir kuralı oldu. Şanar Yurdatapan, Cahit 0ben, Şerif Yüzbaşıoğlu, Selçuk Başar, Uğur Dikmen, Mehmet Teoman, Çiğdem Talu ve İstanbul Gelişim; Yeşim'e, epeyce uzun ve oldukça başarılı geçmiş kariyerinde destek vermiş isimlerin en önemlileri.
Doğrusunu söylemek gerekirse Yeşim de onları utandırmadı. Aşağı yukarı yapılan her plak tuttu. Tamamına yakını, ilk plak olan 'Olmaz Böyle Şey'in başarısına ulaşamasa da; Yeşim'in adını bir dönem, Türk popunun en büyükleri arasına yazdırdı. Eh, 'Olmaz Böyle Sey'in başarısını yakalamak zaten imkansız gibiydi. Bu şarkı o kadar çok tuttu ve o kadar sevildi ki, tek isimli şarkıcılarımızdan Yeşim’in bir tür soyadı oldu. ‘Olmaz Böyle Şey’ Yeşim diye anıldı durdu.
DERSİMİZ BARIŞ ÇOCUKLARI
1974 yılındaki ‘Barış Harekatı’ sırasında, Yeşim de oldukça ünlenmiş genç bir şarkıcımızdı artık. Herkes savaş çığlıkları atıyor, bağırıyor, çağırıyor ve ‘Girneden Anadolu’ya Yol’ bağlamaya çalışıyorken; Yeşim ‘Barış Dersi’ ile çıkageldi.
Gerçi şarkının yaratıcısı Şanar Yurdatapan plağın ‘A’ yüzüne koyduğu şarkıyı ‘Aslan Mehmedim’ diye isimlendirmeyi seçmiştir, ama bu şarkı da ‘B’ yüzündeki ‘Barış Dersi’ ile aynı temada seyreder ve Yeşim’in bu 45’liği, Türk popundaki az bulunur savaş karşıtı plaklardan biri olur. Ama plağın böylesine önemli bir konuyu, sağduyulu bir şekilde dile getirmiş olması yine de ‘Barış Dersi’nin ‘kitsch’ yanını gölgelemez.
‘Barış Dersi’ aynı zamanda ,Türk popunun en ‘kitsch’ birisidir de…
Çocuk sesleri eşliğinde ‘Çocuklar, bugünkü dersimiz barış’ diye başlar şarkısına yeşim ve ‘öğrencilerine’ anlatmaya başlar: ‘Çocuklar Dinleyin/Bu Dersi İyi Belleyin…’
Öğretmen sırayla; Fransızların, Almanların, Japonların, İspanyolların ‘barış’a ne dediklerini anlatır…
Şarkının sonunda da onları imtihan eder. Şarkının doruk noktası da, öğretmenin İngiliz ve Amerikalılar'ın 'barış'a ne dediği sorusuna, çocukların verdiği cevaptır: “Pis derler, pis derler..."
Diyeceksiniz ki; bu da Şanar Yurdatapan, ya da Yeşim'in kabahati değil, Türkçe'nin azizliğidir... Eh, sözleri yazanın da bunu kollaması gerekirdi derim ben de size. Ortada bir dolu çocuk koşturacaksanız bunu da dikkate almalıydınız...
'Barış Harekatı'ndan iyi kötü yüzünün akı ile çıkan Yeşim, 1975 yılında da Eurovision Türkiye elemelerine katılır. Ülkemizin bu ilk elemelerine katılım epeyce fazladır ve dereceler de rekor seviyededir. Çift birinci, halkın birincisi, kuralar kalabalığından Yeşim'e 'beşincilik' düşer. Ama Cahit 0ben- Mehmet Teoman ortak çalışması 'Böyle mi Başlar' öyle güzel, öyle can yakıcı bir şarkıdır ki, en az birinciler kadar sevilir. Bana sorarsanız, aradan geçen bunca yıla rağmen bu şarkı hâlâ dimdik ayakta...
Bir 45'liğin üzerinde, yeniden 'keşfedilmeyi' bekliyor. Şarkıcının 45'lik macerası çoğunlukla ilk başladığı firma olan Diskotür'le devam eder durur. Ama sanatçı, LP yapmaya pek de meraklı olmayan bu firmadan ayrılır ve Türküola'ya geçer. Bu firmadan da önce eskilerin tadında 'Nereye Kadar' adlı 45'lik, arkasından da 'Doğuş' adlı albüm çıkar. Gerçi sanatçı albüm kapağında, “Eski Yeşim'i aşmamı ve yeni bir 'Doğuş' müjdecisi olmamı sağlayan Türkūola Plak Şirketi'ne teşekkür, teşekkür, teşekkür..." der ama albüm, 'yeni bir doğuş müjdecisi' olmak gibi ifrata kaçılmış bir iddiayı yerine getirmek söyle dursun, yerlerde sürünür neredeyse. Albümde yer alan şarkıların tamamına yakınını, sanatçının eşi Sefa Ulaştır bestelemiş, sōzlerin de önemli bir bölümünü Yeşim yazmıştır. Şarkıların hepsini düzenleyen Uğur Dikmen bütün tecrübesini konuşturur, ama ne yazık ki bu da işe yaramaz ve albüm unutulur gider.
Günümüzde; 70'li yıllarda başarıdan başarıya koşmuş diğer herkeste olduğu gibi Yeşim'den de ses seda yok.
Ne bir albüm, ne bir single. Oysa şarkıcının gerek 45'likleri, gerekse de unutulmaz 'maxi single'i uzun bir süre hepimizin dilindeydi... Ama bizde durum böyle. Birilerinin çıkıp, eskilerin hakkını vereceğini ummaktan başka yapacak şey yok.
"O tepenin yamacında/O deniz kenarında/O ağacın altında/0 korunun yollarında" dolaşıp durmaya devam edenler bir ben, bir siz… Geriye kalanlar;' Küçük Bey in Yeşim’in bütün dünyasını yıkmış olmasını umursamıyor bile.
BULURSANIZ KAÇIRMAYIN
Olmaz Böyle Şey / Aşk Alfabesi – Diskotür – 45’lik
Aklın Neredeydi – Diskotür- Nova – 45’ik
Nereye Kadar – Türküola – 45’lik
Boğaziçi/Her Yerde Kar Var – Önücü – Maxi – 45’lik
NAİM DİLMENER
Diğer Yazılar
17 Aralık 2024 Salı 21:13
EMI, Türk popunun emektarlarından Hurşit Yenigün’ün önderliğinde çok parlak çok da sıra dışı bir projeye imza attı. EMI, Türk popunun altın çağı olan 70’lerden, o döneme sahiden damgasını vurmuş sanatçı ve şarkılardan bir demeti tek bir albümde getirdi önümüze. Nur Yoldaş, Banu, Melike Demirağ, İskender Doğan, Ercan Turgut, Kartal Kaan, Güzin ile Baha, Esmeray, Semiha Yankı ve Atilla Atasoy; o zamanlar bile bir araya gelememişken, bu sefer Hurşit Yenigün’ün önderliğinde toplandılar ve en önemli şarkılarını, Türk popunın tarihinde zaten çoktan yerini almış şarkılarını yeniden söylediler. Hepsi birden; Hurşit Yenigün’ün Sezen Aksu tarafından söylenmiş “Gölge Etme” adlı şarkısının üstüne yeniden yazılmış “Çok şükür tekrar kavuştuk birbirimize, bir hüzünlü şarkı oldu ayrılık bize” dizeleri ile açıyor albümü ve sırayla, birer birer en önemli şarkılarını söylemeye geçiyorlar.
11 Aralık 2024 Çarşamba 16:27
Kitsch’ten bol bir şey yoktur Türk topunda. Ama ‘en, en, en kitsch?’ diyecek olursanız Rana ve Selçuk Alagöz diyebilirim. Bütün bir müzik geçmişlerini, bizi eğlendirmek, keyiflendirmek, güldürmek üzerine kurdular… Bütün o kılık kıyafetler, şarkı sözleri, plak kapakları, Kızılderili tabloları, ‘Stüdyo Taç’ fotoğrafları, Malabadi Köprüsü’nde başlayan ve biten aşkların öyküleri, Edremit’ten Van’a bakmalar. Hepsi, hepsi parmak ısırtacak güzellikte. Alagözler koca bir tarihi böyle kurdular ve hâlâ devam ediyorlar.
17 Kasım 2024 Pazar 10:16
Tam dört yıl önce kaybetmiştik Hamiyet Yüceses’i, 10 Temmuz 1996 tarihinde. Türk Sanat Müziği’nin bu ‘ölmez’ şarkıcısı, 80’li yaşlarının hemen başında aramızdan ayrılmıştı. Yazılarımda; ‘ölmez’, ‘muhteşem’, ‘mükemmel’, ‘inanılmaz’ gibi sıfatları çok sık kullandığımı bu konuda cimrilik etmek bir yana aksine son derece bonkör davrandığımı herkes bilmekte. Ama doğrusunu söylemek gerekirse, kimi zamanlar; okurun, bu sıfatları uygun bulduğum insanlara dudak büktüğünü ya da burun kıvırdığını hissetmiyor ya da duymuyor değilim. Benim ‘muhteşem’im, herkesin ‘muhteşem’i olmuyor kimi zamanlar. Bu, yazmakta ya da anlatmakta olduğum kişinin bu sıfatı hak etmiyor olmasından değil, herkesin, benim kadar abartmaya niyetli olmamasından kaynaklanmakta. Ama bu sefer, herkesin, hepinizin, benimle hemfikir olacağınızdan asla şüphe duymadan uçuşturacağım en şahane sıfatları... Yazının konusu Hamiyet Yüceses, öyle olunca da akan sular herkes için durmakta...
03 Kasım 2024 Pazar 09:24
Esmeray, tam da “Eski Dostlar” projesi içinde yer almış, çalışmanın – şarkı söylemenin tadını yeniden çıkartabilmeye başlamıştı. Hayat, daha fazlasına izin vermedi. Türk popunun gelmiş geçmiş en renkli şarkıcılarından biri olan Esmeray, daha yapacağı onlarca şey varken, genç sayılabilecek bir yaşta aramızdan ayrıldı. Şarkıcının anısına, geçtiğimiz günlerde özel bir gece düzenlendi. Bu gecede, başta, vefa duygusu en gelişmiş sanatçılarımızdan Sezen Aksu olmak üzere, epey sayıda isim sahneye çıktı, Esmeray şarkıları söyledi. Şimdi de, Tan Müzik, “Unutamadık Seni / Unutama Beni” adlı bir albüm verdi piyasaya. Otuz yıla yakındır şarkı söyleyen Esmeray’ın, müzikal geçmişinin en önemli anları – noktaları yer almakta bu albümde.
07 Ekim 2024 Pazartesi 22:49
Hepimizin ağzında aynı cümleler, aynı sloganlar: “Müzik piyasamız çöktü! Artık kim, neden albüm (ya da şarkı) yapsın ki? ADSL’ler, 3G’ler gürül gürül, daya aletini bedava doldur!” DMC’nin başındaki Samsun Demir’in bir televizyon programında söylediği gibi her şey; “Musluklardan bedava meyve suyu, gazoz, ayran aktığını düşünün; bunlara para verip de alan çıkar mı hiç? Müzik de öyle, musluklardan bedava akıyor şimdi.”
Demir’in metaforu doğru ve zekice. Şarkılar “Her şey serbest!” diye sular seller gibi (bedava elbette) kapışılıyorsa, içinde akrep olsun olmasın, kim elini cebine atar ki? Artık öyle olduğu içindir ki, daha az yazılıyor-yaratılıyor, bunların da daha azı yayınlanabiliyor. Çünkü kimsede moral-motivasyon kalmadı.
28 Eylül 2024 Cumartesi 19:52
Şu ‘Popstar’ ve benzeri yarışmalar, bir sürü şeyin yanında şunu da gösterdi: Herkes ünlü olmak istiyor. Şarkıcı, olmadı oyuncu, o da olmadı dizici, sunucu ya da futbolcu. Eh, kimseye “Ne gerek var şimdi, otur oturduğun yerde!” demeye hakkımız yok, isterler elbet; renkli hayat-eğlence bu işte, para bu işte. Böyle bir toplu isteğin elbette tatsız bir yanı da var. Hiç normal seyirci – dinleyici kalmayabilir geriye…
Ama, “Rekabet bunu gerektiriyor zaten” der, birbirimizi dinler ya da seyrederiz artık, bu saçma durum da böyle çözülür. Ünlü olmanın yolunu bir şekilde açmış olanlardan ikisinin, Bayhan ve Sezen’in albümleri henüz yayınlandı. Bayhan ilk, Sezen ise ikinci Ahmet Özden postasından.
15 Eylül 2024 Pazar 09:44
Yıl 2002: Alpay, “Küçük Bir Öykü... Best of (Volume One)” adlı albümünü DMC’den çıkartıyor. Türk popunun temelini atanların en başında gelen sanatçı, kırk küsur yıllık bir zamanı; hiç geri çekilmeden, arkalara kalmadan sürdürebilen tek kişi olarak müzikal yaşamını sürdürmekte. 60, 70 ve 80’lerde hep başa oynamış bu ulu çınar, tıpkı 90’larda yaptığı gibi, 2000’lerde de, genç kuşak şarkıcılara meydan okuyor, “ben hala buradayım” diyor. Geçen yıl, müzikal yaşamının en güzel albümlerinden biri olan “Tango & Latin”i yayınlamıştı, bu yıl da bir “best of” ile karşımızda. Kırk küsur yıllık süre içerisinde, yüzlerce isim geldi geçti Türk popundan. Bırakın eski günleri, 90’ların ilk yarısında ortaya çıkan genç isimler bile sıralarını savdı, unutulup gitti. Alpay hala şarkı söylüyor, biz hala dinliyoruz.