NAİM DİLMENER'LE GEÇMİŞ ZAMANIN İZİNDE

HER YER KARANLIK

17 Kasım 2024 Pazar 10:16
NAİM DİLMENER'LE GEÇMİŞ ZAMANIN İZİNDE

Tam dört yıl önce kaybetmiştik Hamiyet Yüceses’i, 10 Temmuz 1996 tarihinde. Türk Sanat Müziği’nin bu ‘ölmez’ şarkıcısı, 80’li yaşlarının hemen başında aramızdan ayrılmıştı. Yazılarımda; ‘ölmez’, ‘muhteşem’, ‘mükemmel’, ‘inanılmaz’ gibi sıfatları çok sık kullandığımı bu konuda cimrilik etmek bir yana aksine son derece bonkör davrandığımı herkes bilmekte. Ama doğrusunu söylemek gerekirse, kimi zamanlar; okurun, bu sıfatları uygun bulduğum insanlara dudak büktüğünü ya da burun kıvırdığını hissetmiyor ya da duymuyor değilim. Benim ‘muhteşem’im, herkesin ‘muhteşem’i olmuyor kimi zamanlar. Bu, yazmakta ya da anlatmakta olduğum kişinin bu sıfatı hak etmiyor olmasından değil, herkesin, benim kadar abartmaya niyetli olmamasından kaynaklanmakta. Ama bu sefer, herkesin, hepinizin, benimle hemfikir olacağınızdan asla şüphe duymadan uçuşturacağım en şahane sıfatları... Yazının konusu Hamiyet Yüceses, öyle olunca da akan sular herkes için durmakta...

 

HERKES GİTTİ
1915 yılında İstanbul, Etyemez’de dünyaya geliyor Hamiyet Yüceses. İlk olarak, henüz yalnızca on bir yaşındayken sahneye çıkıyor Burhaniye’de. Tam beş yıl sonra da, yani on altı yaşındayken İstanbul’da sahneye çıkmaya başlıyor. İstanbul’da sahneye çıkmasından bir sene sonra da ‘Türkiye Ses Kraliçesi’ seçiliyor. Artık bütün yollar açılmıştır Hamiyet Yüceses’in önünde. Kolaya kaçmak, açılan kapıları bir bir dolaşıp önüne serilen maddi imkanları kolunu kıpırdatmadan toplamak imkanı varken, zor olan yolu seçiyor sanatçı. On bir yaşından beri sahnelerdedir, üstelik de ses kraliçesi seçilmiştir ama bu ona yetmez. Selahattin Pınar, Saadettin Kaynak, Şerif İçli ve Artaki Candan gibi, Türk Sanat Müziği’nin en önemli insanlarından ders almaya başlar. Ülkemiz müziği için yaptıkları tartışılmaz olan bu isimler, Hamiyet Yüceses’i Hamiyet Yüceses yapacak bütün incelikleri bir bir vermeye başlarlar sanatçıya. Bunun meyveleri de hemen alınmaya başlanır. Sanatçı, Artaki Candan’ın idaresindeki dönemin en önemli firmalarından Sahibinin Sesi ile anlaşır. “Ninniler Söyleyip Avuttun Beni” adlı ilk 78’lik plak 1933 yılında yayımlanır. Sonra da diğerleri çıkar arka arkaya. Plakların satışı ile sahne çalışmalarının başarısı birlikte sürer gider; kimi zaman biri, kimi zaman da diğeri öne çıksa bile, birbirlerini tamamlayarak ve biri olmadan diğeri hiç olmayarak devam edip gider bu işler. Şimdi yerinde devasa bir lunapark olan ‘Küçük Çiftlik Parkı’, ‘Tepebaşı Gazinosu’, ‘Panorama’ (70’li yıllarda çok popüler olmuş Lalezar’ın bulunduğu yer), şimdiki İstanbul Radyosu’nun bulunduğu yerde olan ‘Belvü Bahçesi’ ve yine Tepebaşı’nda bulunan ‘Novotni Gazinosu’ gibi dönemin en önemli mekanlarında sahneye çıkar Hamiyet Yüceses. Bütün gazinolar, bütün bahçeler onun peşindedir. Gazino programları yapılırken planlanırken ilk o düşünülür. Herkesin listesinin en tepesinde o vardır. Ancak o başkası ile anlaşmış ve artık yapılacak bir şey kalmamışsa diğer isimlerin kapıları çalınmaya başlanırdı. Hamiyet Yüceses’i, o kış ya da o yaz gazinosuna çıkartmaya razı edememiş gazinocular “artık bir başka sefere” deyip, listede Hamiyet Yüceses’den sonra yer alan isimlere baş vurmaya başlarlardı.

 

YALNIZ KALDIM

Sahibinin Sesi’nden sonra Columbia’ya ondan sonra da Odeon’a geçer Hamiyet Yüceses. 1938-1955 arasını ise Hem Odeon hem de Sahibinin Sesi ile aynı anda birlikte çalışarak geçirir. En kıyamet kopartan iki plak da bu döneme denk gelir. 1948 yılında “Bakmıyor Çeşmi Siyah”ı kaydeder Odeon için, ancak Hacı Arif Bey’in varisleri ile çıkan anlaşmazlıklar sonucu plağın çıkışı 1950 yılına kalır. Hafız Burhan ile tanıştığı yıllar öncesinden beri sahnelerde söylemekte olduğu “Makber”i ise ancak 1955 yılında plak yapar Hamiyet Yüceses. Ve bu iki plağın başarısı üst üste gelir ve tam anlamı ile yer yerinden oynar. 60’lı yıllar ile birlikte 45’likler de girmeye başlayınca hayatımıza; Odeon, 78’lik olarak neredeyse her eve bir tane girmiş olan “Makber” ve “Bakmıyor Çeşmi Siyah” ı 45’lik olarak da basar. Efsane böyle de sürmeye devam etmiştir. 70’li yılların hemen başında, Hamiyet Yüceses, günümüzün en önemli firma sahiplerinden Şahin Özer’in babasına ait olan Batı Plak ile anlaşır. “Makber” bir kere daha buradan yayımlanır. Ama yalnızca bu değil; “Sensiz Kalan Gönlümde” ve “Arım Balım Peteğim” gibi günün en popüler şarkılarını da buraya plak yapar sanatçı. 70 ortalarında ise İstanbul Plak’a geçer ve son durak da bu firma olur. “Hamiyet’80” adı verilen son albüm 1980 yılında bu firma tarafından yayımlanır.
Hamiyet Yüceses’in, Harika firmasınca yayımlanmış albümleri piyasada bulunmakta. Ama tamamen müziğe adanmış bir ömür çok daha fazlasını hak ediyor. Belki de Odeon’un ilk yapması gereken şey bir Hamiyet Yüceses albümüdür. Derli toplu, temizlenmiş kayıtlarla  dört başı mamur bir albüm. 
Gün olur da, herkes gidip yalnız kaldığımızda bu şarkılara dört elle sarılmak isteyecek, bu şarkıları mırıldanacağız: “Her Mevsim İçimden Gelir Geçersin”...

 

BULURSANIZ KAÇIRMAYIN
Ninniler Söyleyip Avuttun Beni – Sahibinin Sesi – 78’lik
Bakmıyor Çeşmi Siyah – Odeon – 78’lik
Makber – Odeon – 78’lik
Makber – Odeon – 45’lik
Sensiz Kalan Gönlümde / Her Mevsim İçimden Gelir Geçersin – Batı Plak – 45’lik
Arım Balım Peteğim / Kıskanırım Seni Ben – Batı Plak – 45’lik
Hamiyet’80 – İstanbul Plak – LP

NAİM DİLMENER



Diğer Yazılar